~ Fotoğraflar arkadaşım Sevil Güçük tarafından çekildi~
*Ekim’in ortası yazmıştım bu yazıyı 35. yaşgünü postu olsun diye. Bir satırına bile dokunmadan yayınlıyorum şimdi birkaç küçük son dakika yorum eklemesiyle*
Bugün 35. yaşıma basmış bir kadın olacağım, -annemin hatırladığına göre- tam da akşamüstü 19:15 civarlarında. 35. yaşıma “Yolun Yarısı” konseptini uygun gördüm. Biraz da uzun zamandır açıp şiirlerini okumadığımı farkettiğim Cahit Sitki’ya jest olsun istedim. (Tesekkur Nalan:)
“Yaş 35. Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün..”
Ömrümün 70 yıl olacağını varsayarak, evet bu akşam ben 35. yaş günümü kutlayacak ve ömrümün yarısına “elveda”, kalan yarısına ise “merhaba” diyeceğim.
Ben “elveda”ları o kadar kolay diyebilen biri olamadım yalnız! Ne geçmişteki kırgın aşklarıma, ne o artık kutu gibi evimden dışarı taşmaya başlayan eşyalarıma, ne upuzun rapunzel saçlarıma, ne beni çok yaralamış aileme, ne geride kalması hayırlı olacak her şeye kolay “elveda” diyemedim. Kaldı ki koskoca bir 35 yıldan söz ediyoruz burada.
Bir kuru “elveda”yı hak etmiyor neler yaşatmış olursa olsun bana 35 yıllık hayatım. Beni ben yaptı o yıllar:
Beni şımarık bir küçük kız çocuğundan olgun bir kadın yaptılar.
Sorumsuz, aklı fikri dışarılarda olan bir çocuktan sorumluluk sahibi, yemek yapan, babasına kardeşine; ileriki yıllarda anneannesine ve hayatına giren sevgililerine bakan anaç bir kadın yaptılar.
Hayatı bilmez, küçük bir çevrede yaşamaktan mutlu olduğunu sanan birinden meraklı, gitmeyi, görmeyi hedefleyen, öğreneceği birçok şey olduğunun düşüncesiyle farkındalığı artmış, hayat vermenin, iyi gelmenin, öğrendiklerini paylaşabilmenin, öğretebilmenin müthiş keyfine varabilen biri yaptılar.
Ağlamak için kuytu köşe arayan birinden, bağıra bağıra haykıran, acısını da mutluluğunu da dibine, ama tam dibine kadar yaşamayı bilen bir kadın yaptılar.
Beni “kadın” yaptı o yıllar. Kendini sevmeyi bilen, kendiyle gurur duyan, affedebilmeye çabalayan, içi hep umutla dolu, gelecek güzel günlere inanmayı bir yaşam biçimi haline getirmiş bir kadın yaptılar.
~ Fotoğraflar arkadaşım Sevil Güçük tarafından çekildi~
35 yılımı İstanbul-Bakırköy-Nişantaşı, Antalya, Ankara-Küçükesat ve Farabi Sokak’ta tamamladım. (Güleryüz’deyim şimdi:)
Ahmet Hamdi Tanpınar İlkokulu, İncirlik Ortaokulu, Nişantaşı Kız Lisesi, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde okudum. Minnesota Üniversitesinde 2,5 yıl okumaya çalıştım uzaktan da olsa. Atılım Üniversitesi’ndeyim, hala okuyorum:)
Tepe Grubu, Sarar Mağazacılık, Gilan Mücevher A.Ş. ve Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nde görev yaptım.
Lise son sınıfta ilk erkek arkadaşım oldu. Hala arkadaşım.
Üniversitede ikincisi. 4 yıl kaldı hayatımda. O da hala arkadaşım, arada merhabalaştığım.
Sonra o gidince bir süre gelen giden çok oldu. Kalmaya karar veren biri vardı, 2 yıl sonra “olmadı” dedik, ayrıldık.
O da gitmesi gerekenler listesinde yerini alınca ardından hayatımın en güzel ve kabus anılarını bana yaşatan biri çıka geldi. 4,5 yıl kaldı gel-gitleriyle.
Biriyle 6 ay denedim, ondan da birşey olmadı!
Şimdiki sevgilim ile tam 20 aydır biraradayız. (dık) İlk aydan beri aynı evi paylaşıyoruz. (duk) Aynı hayatı dolu dolu yaşıyoruz.. Çok güzel anlarımızda oluyor, çok sıkıntılı zamanlarımız da. Bu ilişki de beni “olgunlaştırdı” biraz daha. Öğretti bana aynı evde yaşamanın zorluklarını.
Ne aradığımı hep biliyordum ilişkilerimde ben. Sadece karşımdakinin de aynı duygularla dolu olmasını diledim. Beni sahiplensin, kollasin istedim. Bu defaki umarım öyledir. (?)
Annem, babam ve kardeşimle; yani çekirdek ailemle sanırım bir 14 yıl yaşadım. Sonra annem gitti kaldık 3 kişi. Hayatlarına yeni insanlar aldı annem ve babam. Bununla da kalmadı hayatlarına yeni bebekler kattılar. Annemden bir erkek kardeş ve bir “baba” daha, babamdan bir kız kardeş ve bir “anne” daha katıldı hayatıma yani. Herkesin deyimiyle “kocaman” bir aile olduk. O kadar kocamandı ki bu aile, 35 yıl boyunca “aile” kavramına bakış açım hep değişkenlik gösterecekti.
Önce sokakta saklambaç, lastik oynadım. Sonra okulda voleybol. Ağaçlara tırmandım, akşama kadar tepelerinde tünedim, kendime hayali bir hayat kurdum o ağaçların tepesinde. Lise dönemi son sınıfta sigara ile tanıştım, 18 yaşında içki içmeye başladım. Gece gezmelerine, konserlere gitmeye başladım; sinemanın dışında bir de tiyatronun varlığını öğrendim. Tenisle tanıştım, çok oynadım. Daldım, kayak öğrendim. Bir dönem six pack yaptım. Yazdım, fotoğraf çekmeye başladım. Aktif bir sosyal hayatım oldu. Yurt dışına tatile gitmeye başladım. Oralara gittikçe bu ülkede mutsuz olmaya başladım:(
Birey oldum. Sevdim, sevildim, nefret bile edildim:) Sahiden:) Kıskanıldım, ama hiç kıskanmadım. O duygunun bende hiç olmamasına ise hep şükrettim. Çok merhametli olamadım, acıma duygum da pek yok. Hataya tahammülüm çok az, ama yapılan hatalara karşı verilen tepkiler konusunda çok çalıştım. İyi bir yöneten, ama herşeyden önce lider olmak, takip edilen, arkasından nereye giderse gitsin gelinecek olan biri olmak için uğraştım.
Zengin olamadım:) Hayalim de değildi zaten. Sadece kimseye muhtaç olmadan hayatımı sürdürebilmek ve bir kenarda az da olsa bir birikime sahip olmak istiyordum. Her boş zamanımda oraya buraya gezmekten o birikim istediğim gibi olamadı, ama şu an itibariyle bana yeter. (Artık o da kalmadı ev kurunca:)
Arabam olsun çok istemiştim, olamadı. Ama “Ölmeden Önce Yapılacaklar” listemde bir sürü üzeri çizilmiş madde var. Artık zaten motosiklet kullanmak hedefinde olduğumdan araba ile hiç mi hiç ilgim yok!
Yazsam roman olacak. Yazabilsem. Keşke. Yazmak hayalimden de hiç vazgeçmeyeceğim. İkinci 35 yılda belki. Ne dersiniz?
..
Diyeceğim, o yıllara ne kadar teşekkür etsem azdır.
Yolun yarısındayım, öylece duruyorum. Geriye baktığımda uçsuz bucaksız, artık gittikçe kararan bir yol var. Önüme baktığımda ise aynı görüntü, ama daha parlak, daha aydınlık. Gelecekte beni nelerin beklediğini merak ediyorum. Kollarımı açtım gelecek 35 yılıma. Heyecanla ve çoşkuyla bekliyorum.
**Daha önceki yaşgünü yazılarım için buraya: 31, 32, 33, 34.**
Hersey cok guzel olacak Dilayrusum…Nice guzel mutlu yillara!!!!Sen de bu heyecan, cosku, tutku olduktan sonra gelecek yillarin sonuk gecmesine imkan yok:)
canim elifim:)
kiymetlim.. hic tanismadan sevdigim ici guzel arkadasim benim..
biliyorum:)
tesekkur ediyor kocaman opuyorum muckha diye:)
ne harikasın… ii ki dogmussun…
Doğumgününüzü kutlarım.En güzel yaşlarda olduğunuzu, o yaşları aynı güzellikler ve kırgınlıklarla geçiren biri olarak söyleyebilirim.Sevgiler..Birde Yaşotuzbeş Cahit Sıtkı Tarancı.
Doğum günün kutlu olsun.Nice mutlu yıllar diliyorum.
her günün bitiminde birşeyler öğreniyorsan,ömrün sana vazgeçilmez dostlar kazandırıyorsa
sabaha gülerek açabiliyorsan gözlerini,büyüdüğüne üzülme !
Mutlak göçe bir adım daha yaklaşmışsın.
Olsun ne önemi var?
Geride kalacaklara baktıklarında gülümseyebilecekleri,
seni sevgiyle yad edebilecekleri bir eser bırakabilmişsen ve yüzündeki gülüşü doyasıya
yaşayabilmişsen büyüdüğüne üzülme !
Bırak, günler sen de iz bıraksın.
Bırak, çizgilerin ve akların artsın.
Yeter ki; yarın dünü aratmasın…
İyi ki DOĞDUN İyi ki VARSIN…
Hayatımda uzaklarda da olsan var olduğun için teşekkürler.seni seviyorum ve çok öptüm…
dogum gunun kutlu olsun mutlu ol senelerce:)) senelerce mutlu olunmuyor belkı ama su zamanda ınsan mutlu oldugu anları da farketmıyor..mutlu oldugun anları hep farketmen dılegıyle..haa bu arada sen yazmazsan olmuyor burayı boslama bızı de dusun:))iş yerıne gelınce ılk once senın blogun bakıyorum gazetelerı okuyorum yıne bakıyorum ..bagımlılık yaptı yanı:))bu arada yazıyı okuyunc aınsanın 35 olası gelıyor:))saka bır yana dolu dolu gecmıs omrun ıste uzulme arkaya baktıgında
Dilara
Hayatı dolu dolu yaşayan, açık yürekli, duygularını aynı sıcaklıkla kelimelere döken, farkındalığı olan özel bir kadınsın sen. Yeni yaşının dilediğin herşeyi gerçekleştirebileceğin bir yaş olmasını diliyorum. Sevgiler
Canım benim güzelliklerle , mutluluklarla, hayatının aşkıyla, hatta bebişlerinle dolu bir 35 yıl daha seni bekliyor. İyi ki doğdun güzelim. İyi ki bizi seninle tanıştırdın. Hepimiz senin için herşeyin en iyisini istiyoruz. Unutma!!! Seni çoook seviyoruz.
Sevgili Di’cim
Mutluluğun çok, yürek sızın az olsun. İçindeki kelebekler hep uçuşsun.
Bende sana kadehimi kaldıracağım keyifle. Yeni sokağın bile sana gülümsüyor. Hadi sil baştan herşeye…
Mutlu yillar sana…:))
bir kadının kendinin bu kadar farkında olması korkutur adamları… gitmeleri ondandır… kalacak kadar kendini bilen bir adamın hayatına, bir şans meleği gibi gelirsin sen… diğerlerine ise fazla, çok fazla… doğumgünün kutlu olsun…
Yılların ne önemi var mutluluğun,sağlığın,sevginin,ailenin,içinde uçuşan kelebeklerin varlığının,kalbini hızlandıran sıcacık bir elin yanında… tüm istediğin şeylere en kısa zamanda ulaşman dileğimle Dilara…
BU arada fotoğrafların süperrrrrr 🙂
Dilayraa fotoğraflar süper :))
Gelecek 35 yılda gözlerinin içi gülsün lütfeeen…
Canımmm yazını çok beğendim ve okurken yazmanı çok diledim. Bu da benim Dilayra doğumgünü dileğim olsun.
Nice nice yaşlara bitanecim.
Nice şahane fotoğraflara (fıstık gibi olduğunu görmekle beraber biraz kilo almanın seni daha şahane yapacağına eminim, diyordun hayal edemiyordum gerçekten epeyce zayıflamışsın yaw)
Dilaracim,
Iyi kiii dogdun:)
Bu satirlarin sahibini ben de tanimak isterdim, cok duygulandim.
Yolun diger yarisinda eksik kalanlar tamamlansin o zaman 🙂
canim okuyucularim:)
kendimi celebrity gibi hissediyorum vallaha.
fotograf cekimleri sirasinda da moda cekimi yaptigimizi dusundu herkes:) kaptirdim kendimi yani, oyle boyle degil:)
sozleriniz, dilekleriniz benim icin ne kadar degerli anlatabilmem mumkun degil.
sevildigimi bilmek en iyi motivasyon bana su anda.
hersey cok guzel olacak biliyorum.
cok tesekkur ediyorum:)
Biricik Dilara’cim,bu donem,hayatinin en guzel doneminin baslangici olsun,hep mutluluk ve basarilarla gecsin…nice yaslara,sevgiyle
Vaaay fotolar suppperr.. guzel bir yari daha diliyorum sana
Nice saglikli ve mutlu yillara sevenlerinle birlikte Dilayra.
sibel, gizem ve cem..
çook teşekür ediyorum. çok sağolun:)
Dilaracım, öncelikle mutlu yıllar!
ikinci madde, Evren’in söyledikleri harika, ve aslında tam da seni anlatıyor:
“bir kadının kendinin bu kadar farkında olması korkutur adamları… gitmeleri ondandır… kalacak kadar kendini bilen bir adamın hayatına, bir şans meleği gibi gelirsin sen… diğerlerine ise fazla, çok fazla…”
madde 3; izninle “hayatın ikinci yarısı” ile ilgili kendime bir misyon edindim, sen o kitabı yazana kadar tependeyim, haberin olsun! Bir bildiğim var ki ısrar ediyorum; kitabın milyonlar satmayacak ama hayatından milyonlarca yük kalkacak!
Anladın sen onu;)
selim’cim anladım:)
şu dersleri bitireyim, tam olarak aralık 29’da.. sonrası için bir planlar yaptım ki. herkes sevinecek bence. ama en çok da ben:)
Evren’in yazdıklarını bana çevremdeki tüm erkek arkadaşlarım ve hiç tanımadığım kadınlar söylediler desem.. herkesin aynı şeyi farklı cümlelerle ifade etmesi ilginç.
yeni hayatıma yapacağın katkılar için şimdiden teşekkür etmek istiyorum. iyi ki varsın.
Dilara slm,
Doğum günün kutlu olsun. Yeni yarıda mutluluklar senin olsun :))
Sevgiler
Gamze
Doğum günün kutlu olsun.. Fotoğraflar süper çıkmış:) Kadın heryerde kadındır jeanin modeli harika. Sakıncası yoksa paylaşırsan sevinirim:)
Gecen yıllara tesekkur ederken kendine de et,cunku herseyi basaran sensin…Gecmisine ofkelenme,geleceginden endiselenme,bu gunune sukret,cok calis ama tembellik hakkinida kullan, kendine ve butun canlilara iyi davran…İyiki varsin…Sevgiyle kucakliyorum………………………..
sevgili gamze teşekkürler:)
*
ayşe sağol:)
bu jean elimde kalan tek dar kesim jean oldu. zira strech kotlarım bile bollar şu anda. bunu OXXO Karum’dan almıştım.
*
canım dostum Tolu’cum,
kendime de teşekkür ediyorum. hamdolsun diye çok dua ediyorum. geçmişe öfkelenmemeye çalışıyorum, ama hatırladıkça çok canımı acıtıyorlar. geleceğimden çok eminim. herşeyin harika olacağından. bu aralar tembellik yapamıyorum, ama yeni yılın ilk ayı ile beraber bak neler yapıcam:))
sizleri çok seviyorum. bana son dönemde yaşattığınız herşey için çok teşekkür ediyorum. bu hayatta kaybetmekten hiç hoşlanmayacağım şey sizlersiniz.
gerisi hikaye oluyor:) tecrübelerle sabit:)
kocaman öpüyorum seni. sen de iyi ki varsın hayatımda:)
tatlı bir kadın olduğunu düşünüyordum, bu yazıdan sonra iyice emin oldum. güzel, tatlı, ama deli bir kadın. hepsi tamam da otoyolun ortasına oturmak…)
bu fotoğraflar hangi dergi içindi pardon??
yok be ne kıskanıcam… Sordum öyle 🙁
azra’cım,
JTB’nin ilk sayısı için fotolar.. ne güzel olurdu hakkaten bir dergi:) kıskanacak birşey yok anacım, gel sen yaparız yine bu defa beraber:)
*
kekvekahvecim, teşekkür ederim:)
ah bu çekimlerde neler atlattık bir bilseniz:))
Sevgili Dilara
Yazına ve fotoğraflarına bayıldım. Seni okurken 35 yaşımdan biraz tırsmıştım (şuan 32 yaşındayım). ama yine senin sayende ben de açtım kollarımı ve bekliyorum.Yüreğindeki güzelliklerin katlanarak sana döndüğü uzun ve sağlıklı nice yaşlar diliyorum. Kendine çok iyi bak…
Bu dolu dolu yaşama isteğin ve gücün hep devam etsin)))
sevgili sevda, sevgili nukhet..
tesekkur ederim. hayat guzel, cok:)
Selam Dilayra
Off fotolara bak, nefisss:)
Lakin ben “acıma duygum yok, merhametli olamadım” falan gibi ifadelere takıldım. E nası olucak o zaman! Kieslovski üçlemesinin Kırmızı’sı merhamet üzerinedir. Bi seyret istersen, belki faydası olur:)
Nice yıllara tekrar:)
obelix,
yıllar yıllar önce “mavi”yi seyretmiştim.. kırmızıyı da tabi ki seyredeyim, şimdi sen böyle diyince.. de, yalnız halen bir TV alabilmiş değilim:)) TV edinir edinmez söz:) sağol.
Nice mutlu, sağlıklı yıllar dilerim!
Fotograflar muhteşem olmuş. Yazıya da süper yakışmış bence. Hayat hızla devam ederken, bir sürü başka hayat yanından geçip giderken, kıvrımlı bir otabanda ojeli tırnakları ve topuklu ayakkabılarıyla güçlü, sağlam bir “kadın”. Bayıldım…
sevgili ceren, teşekkür ediyorum.
bu konsept bilinçli seçilmiştir:)
D.
geçmişten alacağını almışsın………şimdi hepiciğini kullanma zamanı… geçmişi çok deşip ruhunu yaşlandırma… bir de azıcık kilo alıp beni şişko hissettirmekten vazgeçsen iyi olacak!:P
ya niye ya:)
bu kilo bu boya süper bence. (boy 1.78 kilo 54)
uğraşmayın benle artık.. bir de sen kilolu falan değilsin, ben çok uzunum esencim:)
o gece Sevil ile konuştuğunuz hayalin hayata geçmiş olduğunu görmek çok hoşuma gitti. açıkçası “nasıl yani, otoban? vızır vızır araba geçecek, nasıl olacak” falan diye geçirmiştim içimden. Ve sonuç: Mükemmel… Sevil’i de tebrik ediyorum, sana unutulmayacak bir “yolun yarısı” armağanı vermiş. Bir de şu yolun yarısını “üçte biri” diye değiştirsek?:)))
dolu dolu yaşamaya, sahici olmaya devam edeceğim nice nice yıllar diliyorum arkadaşım.
Başak’cım teşekkür ederim, beğendiğine sevindim.
ilk söylediğimizde çok değişik tepkiler aldığımızı hatırlıyorum bir sürü insandan..
yolun yarısı, lafın gelişi. hani şiire atfen:)
yıllardır hep aynı şeyleri söylemişim, yazmışım; çünkü onlara inanmışım. benim rol yapabilmem de zaten mümkün değil. sahiciliğim ve yaşama bağlılığım elimdeki en büyük iki şey.
ama yıllar geçtikçe güvenecek, sahici olmayı başaramayan, maskeleriyle yaşamaya devam eden insanların çoğaldığını gördükçe açıkçası bu dünyada azalan bir türü temsil ediyor olduğuma da inanmaya başlıyorum.
çok geçmiş olsun arkadaşım..
Dilaracım.. Neredeyse 5 yıl olacak.. ilk blog arkadaşlarımdansın sen benim.. ve beni en mutlu eden şey bu 5 yıl içinde içindeki heyecanı hiç yitirmeden ama
sürekli yenilikler ve maceralar katarak devam etmen:)
Yaşamının her saniyesi düşlerindeki gibi olsunnnn..
Gelecek sene bende katılacağım 35yaş kulübüne:D
Sevgilerrrr, öpücüklerrrr:D
pinooo:)
amin, insallah:)
35 guzel olacak bak yaziyorum buraya:)
Geri izleme: Ocak! | Journey To Blue