Seyahatname Konulu Yazılar

Noel’de Budapeşte!

Buda Kalesinden Peste tarafı

Biliyorum, Noel dönemi geçeli neredeyse ay oldu! Bu yazıyı ancak yazıyor olmamın nedenlerine gelirsek;

Noel dönemini Budapeşte’de geçirdikten hemen sonra döndüğümüz evimizde ancak iki gece geçirip yılbaşı kutlamasına Ankara’ya gittik. Orada Ocak ayının ilk haftasına dek kaldık ve evimize dönüşte gerçekleştirdiğimiz çok da küçük çaplı sayılmayan ikinci bir “Sadeleşiyoruz” harekatı sonrası birkaç günü kendimize, dinlenmeye ayırdık. Ve işte Ocak ayının şu son günlerinde ve sonunda “Noel’de Budapeşte” hikayemiz ile takip edenlerin huzurunda; yani yayındayız 🙂


Devamını oku

Brüksel’de En Favori 5 Kahve Dükkanım!

Café Leopold Presse

1 aydan biraz fazladır Belçika’nın Brüksel şehrindeyim. Teyzemin yanında kalıyor; günlerimi okumakla, yazmakla; yeni mekanlar keşfetmek, müze gezmek, sokaklarında avarece dolaşmakla geçiriyorum. Turist gibi değilim bu şehirde, zira işin turistik kısmını halledeli çok oldu. Teyzemin burada yaşamasını fırsat bildiğim ve soluğu mümkün olduğunca kısa seyahatlere denk getirip onun yanında almışlığım çok. Ayrıca sık sık anlatmıştım burada yeri geldiğinde, ama üniversite sonrası 3 ay kadar dil okuluna devam etmiş ve burada yine teyzemle kalmıştım.
Devamını oku

Sintra’da Bir Gün!

Giriş kapısından yukaı doğru yürüyorsunuz ve bir anda karşınıza böyle bir şey çıkıyor! Pena Palace

Lizbon seyahatimizdeki şehrin dışında geçecek 2 günümüzden birini Porto için ayırmışken, diğerini de Sintra için ayırdığımızdan bahsetmiştim hatırlarsanız. Lizbon’a gitmeden önce yaptığım araştırmalarda hep karşıma çıkıyordu Sintra. Hatta günübirlik Porto mu Sintra mı karşılaştırmalarında Porto’yu açık ara geçiyordu görsellik ve şehir deneyimi anlamında bu güzel kasaba. Gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki hakikaten de öyle imiş! Sintra, bizim ekip olarak en keyif aldığımız, en çok büyülenip hayran kaldığımız o tek güne nefis bir ev sahipliği yaptı.
Devamını oku

Günübirlik Porto Rehberi

Lizbon’a yapmayı planladığımız seyahatin bir gününü de Portekiz’in ikinci büyük şehri olan, Napolyon’a karşı direnişi ile ünlü ve bundan onur duyan Porto‘ya ayırmanın güzel olacağını düşünmüştük. Porto’ya Lizbon’dan yaklaşık 3 saat süren tren yolculuğu ile ulaşmanız mümkün. Tren için biletleri seyahatin çok çok öncesinden almanın her zaman daha hesaplı olduğunu defalarca deneyimlediğim için, gitmemize yaklaşık bir ay kala şu siteden Lizbon-Porto gidiş-dönüş biletlerini kişi başı 31’er Euro‘ya satın aldım (Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri, üç ve daha fazla kişinin grup olarak trenle seyahat ettiğinde ücretin neredeyse yarı yarıya düştüğünü öğrenmiştim şuradan. Çarşamba öğlen saatlerinde Lizbon’da olacağımız için Porto gezimizi Perşembe gününe ayarlayarak bu indirimden de faydalanmamızı sağladım).
Devamını oku

Kız Kardeşler İle Lizbon

Padrao dos Descobrimentos ve ardında 25. Nisan Köprüsü

02 Mayıs Çarşamba günü mis gibi bir uçak yolculuğu ertesinde saatlerimiz Lizbon saati ile 11.00‘i gösterirken biz çoktan valizleri almış, pasaport kontrolünden gayet hızlı bir şekilde geçmiş, alanın dışında bekleyen taksi sırasına girmiştik bile! Lizbon Havaalanından şehre taksi ile yaklaşık 20 dakikada ulaşabiliyorsunuz. Biz dört kişi olduğumuz için taksi tutmak çok mantıklı oldu. Taksimetre hepi topu 9-10 Euro gibi bir ücret yazdı. Üzerine valizlerimiz için eklenen 4 Euro ile toplamda 14 Euro‘muzu verip evimizin kapısınin tam önünde indik.

Evi teslim alma saatinden çok önce orada olduğumuz için valizleri antreye bırakıp kendimizi hem bir şeyler içmek, hem de yerel tatlarla biran önce tanışmak için dışarı attık. Lizbon’u gezmek için yaptığım planda temelde dört ana bölge için rotalar oluşturmuştum. Bunlar:
Devamını oku