Kaçamak Rotasından

Capadocia Hotel

Şimdi biz hepimiz, yani birlikte bu kaçamağın üyeleri pozisyonundaki 2 hatun ve 2 adam, daha önce bulunmuşuz aynı rotada önceden farklı kişilerle, farklı gruplarla. Kalmışız oralarda, içmişiz, yemişiz mekanlarında, fotoğraf çekmiş, gezmişiz doğal müzelerinde falan. X bey ve Y hanım:) Sevgilimi ve beni sıkıştırıyorlar sürekli “Hadi ama hafta sonu bir yerlere kaçalım motorsikletlerle, iyice ısınmadan şu havalar” şeklinde. Sevgilimizin öğlen saatlerine kadar kursu olduğu için sıcak bakamamıştık ve ne yazık ki istemeden de olsa kayıtsız kalmıştık bu sıkıştırmalara bir süre. Sonunda pes eden Sevgili oldu ve “Oku oku nereye kadar, tamam asıyorum bir defalığına, hadi gidelim” dedi:)

Rotanın çizimi, kalınacak otel, akşam yemek yenecek mekan, sonrası dans edilecek bar ve gezilecek-görülecek yerlere karar veren ve yolculuk öncesi sıkı bir çalışma ile programı çıkartan bay X’ e buradan huzurlarınızda bir defa daha teşekkür ediyoruz. Ben özellikle teşekkür ediyorum, zira bu tarz aktivitelerde henüz programı önceden hazırlayan bir sevgiliye hiç rastlamadım! Dolayısıyla herşey benim üzerimde olurdu, pek bir rahat elimi kolumu sallayarak gittim döndüm, hakkaten makbule geçti. Birilerinin sizin için de bir şeyleri düşünmesi ve planlaması ne güzel bir şeymiş! (Gerçi “Tanrım beni bunları düşünmek zorunda bırakmayacak bir sevdicek ver bana emi” diye 40 x 100 defa yakarmışımdır. Olmuyor, olmuyor sayın seyirciler:) ** Bu durum genel bir sorun mudur? Yani bir hayatı paylaşırken genelde kadınlar mı program yapıcı, organizasyoncu oluyorlar? Yoksa aksini görmüş bir insan evladı hanımefendi var mıdır?**

Cumartesi sabahı erkenden, saat 08:30 civarlarına müteakip Haymana Yolu’ndaki benzincide buluşuldu ve yola çıkıldı. Yolumuzun üzerinde bulunan Tuz Gölü’ne varmadan hemen önce, kahvaltı yapmak için durduk bir yerde. Gözlemeler ve çay neticesinde kendimize gelip tekrar düştük yollara. Tuz Gölü’nde biraz durmak isteyen bendim, zira ben Tuz Gölü’nü hiç görmemiştim yakından. Fotoğraf ile ilgileniyorsanız, hangi fotoğrafçıyı takip etseniz, ya da bir fotoğrafçılık grubuna dalsanız mutlaka Tuz Gölü’nde çekilmiş fotoğraflarına rastlarsınız. Az suyu olduğunda ve özellikle günbatımı esnasında inanılmaz güzel ve artistlik görüntüler ortaya çıkar Tuz Gölü’nde. Birkaçına buradan, buradan veya buradan göz atabilirsiniz. Bir de +18’ler için bu sayfadan şu edepli seçim mevcut:) Sabahın erken saatleri, güneş tepeye yakın ve bol su ile dolu olunca göl, anca bu aşağıdakini çekebiliyorsunuz:)

 

Tuz Gölü’nden sonra sanıyorum ki bir defa daha kısa bir mola verdik: İncinmiş Hassas Popoları Dinlendirme Molası:)) Başka yolu yok arkadaşlar, 100 km.’de bir ya da saatte bir en az 5-10 dakika durmazsanız bir yerlerde resmen anneciğiniz ağlıyor:) Ulaşılan nokta güzel olunca, yani yolun ucunda bekleyen şey gözlerinizi kamaştıracak kadar güzelse tüm bu sıkıntı ve sızılara da değdiğini düşünüyorsunuz şüphesiz. Bize olanda buydu, bay X’in yer ayırttığı bir gece kalacağımız otelin girişini görünce yüzümüze yerleşen gülümseme mimiğinin bizi terk etmesi bayağı bir zaman aldı:) İşte kendisi ilk fotoğrafta yer alan güzeller güzeli hamakli bahcesi ile. Bu asagidaki de bizi derinden husu icinde keyfe sokan Urgup’teki otelimizin giris kapisi:) Duvarlardaki taslar orjinal tasmis! **Otelin adı Akuzun Otel‘miş:) Linkini ekliyorum.**

Salt Lake

 

Kapadokya bir karışım, bir erime potası olarak tarif ediliyor çoğu yerde. Her gelen uygarlık, bir sonraki uygarlığa bir iz, bir hayal, bir fikir bırakmış burada:) Bu sebeple burada yaşamış olanların geçmişten geleceğe bıraktığı bir sürü mesajla karşılaşıyorsunuz her girdiğiniz yerde. Bölgede insan eli değmiş yapılardan çok doğal oluşumlar yoğunlukta. Birçok mineralden ve volkanik malzemeden meydana gelmiş olan kayaların çeşitli iklimsel elemanlarca aşındırılması ile nefes kesen doğal heykeller, korunaklı kanyonlar, vadiler ve peri bacaları oluşmuş burada ve bu süreçte Hititler, Frigler, Persler, Bizanslılar, Osmanlılar yer bulmuş kendilerine yine bu topraklar üzerinde ardı ardına.

From Hotel

Sonraki durak Çavuşin oldu. Göreme’den Avanos’a giderken 3 km. sonra sağınızda, şirin mi şirin, küçücük bir köy. Daha önceki seyahatimde hiç yakınından bile geçtiğimi hatırlamıyorum. İlk oldu benim için. Uzaktan bakıldığında görmeye değecek birşey yokmuş gibi görünse de, köyün içine doğru girdiğinizde eski köydeki çoğunluğu yıkılmış evlerle karşılaşıyorsunuz. Eski köyün, yakın zamanlara kadar kullanılmış olan ve yarısı kayadan oyma, yarısı kesme taşlarla yapılmış olan bir de camisi var. Caminin solundan yıkılmış olan evlerin arasından yukarılara çıkıldığında, Avanos istikametinde çok güzel bir manzara vardı, tırmandık bizde oraya. Bu arada bayağı trek aktivitesi de yapmış olduk ayaklar müsait olunca outdoor botlar falan:) Ayrıca, bölgenin en büyük kilisesi kabul edilen, ne yazık ki hiçbir koruma altında olmadığı için büyük ölçüde tahribata uğramış olan bir de kilise vardır: Çavuşin Kilisesi. Zaten koruma altına alınsaydı şaşardım.!! Bu ülkede biz kıymet bilmeyi öğrenemedik, öğrenemeyeceğiz çok acı!

 

Tum gun ayaklarimiza kara sular ininceye dek yuruduk, dolastik. Bir suru gozleme yedik:) Ama aksam yemegini Urgup’te bulunan, ilcenin en iyi restosu Somine’de yedik. Raki-meze, kahkaha, bir miktar sikinti derken oradan geceyi sonlandiracagimiz hoplamali ziplamali bir bara gectik. Barin adi hatirimda degil, zira oraya giderken ben kendimde degildim! Ertesi sabah Soganli denen bir bolgeyi dolastik ve sonra motorlarla saat 15:00 civarinda Ihlara’dan yola ciktik ve aksamki Efes Pilsen-Fenerbahce Ulker play off macina yetistik:)

Goreme

Bu arada Efse Pilsen’in galibiyeti beni inanilmaz mutlu etti. Korac Kupasini aldiklari gunden beri takip ediyorum. Fenerbahce Ulker’in yonetim, teknik direktor, oyunculardan ozellikle Mirsat’in tum play offlar boyunca ortaya koyduklari hicbir sekilde medeniyetle, sportmenlikle ve centilmenlikle bagdasmayan asiri derece yanli tavirlarini da kinadigimi buradan soylemek istiyorum. Neden o camiadan bir halt olmayacagini -BENIM GOZUMDE- her gecen gun kanitliyorlar!

Kisa kacamak yazisi anca bu kadar yazilabilirdi sanirim. Umuyorum ki hafta sonunuz guzel geciyordur. Benimki iyi basladi. Yarina anlatirim:)

 

Kaçamak Rotasından” hakkında 11 yorum bulunuyor:

  1. sema

    Benimde gitiğim bir yeri o kadar güzel anlatmışsın ki, eline,parmaklarına,ağzına sağlık. İyi hafta sonları…

    Cevapla
  2. ful

    Dilayra,
    gerçekten ne kadar güzel dile getiriyorsun yaptıklarını.Haftasonu Ankaradan kaçamak yapılacak çok seçenek olmadığı için sanırım herkes aynı programları yapıyor.Bizde haftaya kapadokyaya gitmeyi düşünüyoruz.Otel araştırmalarımız hala sürüyor.Otel foton super gözüktü gözüme acaba hangi otel? Diğer verdiğin bilgiler içinde sağol bize kılavuzluk edecek.

    Cevapla
  3. dlayra

    sevgili ful,
    biliyorsun normalde link vermeye gayret ediyorum. otelin adını hatırlayamadım ve google’dan aklımda kaldığı kadar aramaya çalıştım bulamadım:)) ne acayip değil mi hem beğendim, bayıldım otele, hemde adına dikkat etmemişim!!
    Bay X’de şehir dışındaydı bu hafta sonu, dolayısıyla oradan aramak istemedim. bugün sorarım otelin adını ve direk link olarak eklerim bloğa.
    sevgiler,

    Cevapla
  4. pınar elmas adali

    sıkı bir jtb takipçisi olarak ** Bu durum genel bir sorun mudur? Yani bir hayatı paylaşırken genelde kadınlar mı program yapıcı, organizasyoncu oluyorlar? Yoksa aksini görmüş bir insan evladı hanımefendi var mıdır?** sorusuna cevabım kesinlikle evettir 🙂 sanırım şanslıyım..
    pınar

    Cevapla
  5. Başak

    Kapadokya’ya kaç kez gittiğimi hatırlamıyorum, ve daha yüzlerce kez gitmek isterim. benim için orası hakikaten perilidir. Ne tesadür: Kaldığınız otel benim ve Alev’in 99 yılına girdiğimiz yılbaşında gidip kaldığımız otel… Bir de naçizane bambaşka bir konseptte başka bir otel tavsiye etmek isterim bir dahaki sefere: Yunak evleri… Hayallerin ötesinde bir yer, web sitesinden bakabilirsin.

    Cevapla
  6. dlayra

    biliyorum başakcım Yunak Evleri’ni:)
    hakkaten rüye gibi orası. belki özel bir anı paylaşmak için gidilebilecek bir yer gibi benim için:)

    Cevapla
  7. dlayra

    sevgili pınar,
    hakkaten de bu anlamda şanslı kadınların olduğunu bilmek, bana hala bir umut varmış hissiyatını veriyor:)
    şansın hep daim olsun ne diyeyim:)

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir