Armağan

Nil Karaibrahimgil’in şarkısının sözlerinden sadece bu iki satırı ezberimde. Canım sıkıldığında, kafam bozulduğunda, “eee, yeter be!” modunda olduğumda bunları mırıldanıyorum:

“Kendimi bunun için mi yorcam ben?

kalbimi bunun için mi kırıcam ben?”

~

Herşeye boşvermek, aynı bugünkü gibi ortalardan tamamen kaybolmak istediğim çoğu zaman genel olarak yukarıdaki sözlere benzer mantralar tekrarlıyorum içimden. İlk başta beni çok sinirlendiriyorlar, yani gerginliğime gerginlik katıyorlar. (Ben niye akıllanmıyorum allahım tarzında sinirlenmeler..) Ama sonra sonra sık tekrarlamaya başlayınca sanırım zamanla açılan çakralarımın da yardımıyla bana iyi geliyorlar. Birey olarak bu hayatta niye var olduğumu, hakkaten bu hayattan ne istediğimi, ne zamanlarda, hangi anlarda mutlu olduğumu hatırlamama sebep oluyorlar. Ne yaparsam yapayım iyi ve kaliteli bir hayat sürmek isteğinden hiçbir zaman vazgeçmememi anımsatıyorlar. Mutlu ettiğim, ve beni seven, benim için “fedakarlık” yapmış ve yapacak insanları unutmamamı hatırlatıyorlar.

Yani bir miktar “onelife, live it” argümanımın da çıkış noktası bu düşünceler.

İşte bugün bir video paylaşmak istiyorum sizinle. Bana düşünemeyeceğiniz kadar çok şey anlattı bu adam. Neredeyse 1 aydır bir damla göz yaşı dökmemiştim, onu da yaptırdı izlerken.

1960 doğumlu bu mükemmel adam, bu dersi verdikten (Eylül 2007 civarları) tam 9 ay sonra hayatını kaybetmiş Haziran 2008’de.

Herkesin hayatla ilgili dersini evladına bizzat verebilmesini dilerim.

Video linki burada: SON DERS

 

Armağan” hakkında 10 yorum bulunuyor:

  1. burcu

    merhaba diloşum…
    paylaşımın için çok teşekkürler :))
    gerçekten de çok anlamlı.
    herkesin bir parça da olsa ders alabileceği ve hayatındaki kişileri değer verdiklerimi bir kez daha hatırlattı bana …:))
    hayat kısa gerçekten…:(
    güzel bir hafta diliyorum sevgiyle kal…başarılar bu arada :))

    Cevapla
  2. gamze

    Dilara merhabalar,
    “SON DERS” bana da geçen hafta geldi maille ve biraz hüzünlendirdi beni de. Hayatta en çok istediğim, ilke edindiğim şeyler bunlar ve amacım burada anlatılan görüşleri benimseyip, buna göre davranmak, hareket etmek. Kimi zaman beceriyorum 🙂 kimi zaman çuvallıyorum 🙁 Daha işin başındayım anlayacağın.
    İyi haftalar, sevgiler
    Gamze

    Cevapla
  3. gamze

    Dilara merhaba,
    Benim senden bir ricam olacak. Eski yazılarından anladığım kadarı ile KAŞ aşığı ve uzmanıymışsın 🙂 Nerede kalıyorsunuz gittiğinizde, bana tavsiye edeceğin yer ismi var mıdır. Bu sene biz de Kaş düşünüyoruz, en son 8 sene önce gitmiştim Kaş’a. Mail adresime de gönderebilirsin istersen. (gamze.bildikdincer@citi.com)
    Teşekürler ve sevgiler
    Gamze

    Cevapla
  4. Alev

    Dilaracım;
    Hayat işte görüyosun neler yaşatıyor bizlere. “Blue Notlar” daki Can Yücel (Adamım) yazısına bayıldım ben.Haa deki yazılanların hangisini yaptın.Düşündümde ben hep tersini yaptım bu zamana kadar.Dağıldım ben, gelde içme anasını satim…..

    Cevapla
  5. emine

    Sevgili Dilara,
    Şimdi okuldan sıkıntılı, bezgin geldim.Daha üstümü değiştirmeden bilgisayarı açtım ve bloğuma bişeyler yazmak için girdim.Ama birden vazgeçtim senin sitene girdim.Yazını okudum ve videoyu izledim.Sağol düşündürdüklerin ve hissettirdiklerin için.İyi geldin bana …

    Cevapla
  6. dlayra

    sevgili okurlar:)
    “hayat hiçte adil değil çoğu zaman” demiştim bir defasında..
    kah kendimiz yaşıyoruz, kah birbirimizin yaşadıklarından dersler çıkarıyoruz.
    ne olursa olsun unutmamamız gereken bazı önemli noktalar olduğunu düşünüyorum. mesela asla ve asla değerli ve önemli olduğumuz gerçeğini göz ardı etmememiz.
    bu dünyada çok mutlu ve keyifli olacağımıza içten, yürekten inanarak yaşamamız.
    seçme özgürlüğümüzün her zaman baki kalacağını bilerek; çevremizde enerjisinden keyif aldığımız, bilgeliğiyle bizi büyüten insanları yakınımızda, ve kötü enerji veren ve yüreğimizi daraltan insanları circleın dışında tutmamız.
    benim bunlardan vazgeçmeye hiç niyetim yok. ama bazen sanırım başka şeylere o kadar kapılıyoruz ki, kendimizi ve önem verdiğimiz noktaları unutuveriyoruz. geçici körlük yaşıyoruz.
    böyle arada birbirimize hatırlatalım olur mu? bir kadeh içeriz alevcim belki, belki de sadece yazarız.. anlayanlarla paylaşırız. anlamayanların da anlaması için zaman tanırız onlara, belki daha öncekiler bu zamanı onlara tanımamışlardır diyerekten!

    Cevapla
  7. Esen

    Armağan başlığı altında verdiğin bağlantıyı bana geldiğinde çok sarsıcı ve üreperten derecede saygı ve sevgi uyandırıcıydı. Çok kudretli, sağlam, vizyon sahibi ve merhametli bir kişiliği görmek insanın içini ısıtıyor. Çocuklarının seyrederkenki duygularını hayal bile edemiyorum. Ben babamı 20 yaşında aniden kaybettim. Tam arkadaş olmaya başladığımız ve evden hayat adımımı çıkarmak üzereyken. Maalesef onun çektiği bize ait 8 mm filmler dışında,ki onları da dijital ortama geçirmek için bir çanta dolusu makarayı elden geçirmek için bir türlü zaman ayıramadığımdan uzun süredir seyredemiyor ve dedesini hiç tanımamış oğluma seyrettiremiyorum, elimde böyle bir kayıt yok babama dair.Bu anlamda da çok imrendim.Blue Notların için de yazmak istedim. Sinead O’Connor hastasıydım bir ara. “I do not want what I haven’t got” isimli şarkısını anımsattı bana Can Yücel seçimin.

    Cevapla
  8. dlayra

    Sevgili Alev,
    yakındır, söz. Bekri’de hemde. şu finallerin bir hakkından geleyim, gör bak kimse eve sokamayacak beni.. Huuu, sevgili sen bile:))
    *
    Esen’cim,
    baban için üzgünüm. ama o 8 mm için mutlaka vakit yarat derim. beklemek için hayat kısa! hatta umuyorum ki sizin de güzel oğluşunla videolarınız vardır. ben, eğer çocuk sahibi olursam her yaşına özel bir klip yapacağım bebeme inşallah:))
    bu muydu o parça:)) hakkaten güzel sözler..
    “I’m walking through the desert
    and I am not frightened although it’s hot
    I have all that I requested
    and I do not want what I haven’t got
    I have learned this from my mother
    see how happy she has made me
    I will take this road much further
    though I know not where it takes me
    I have water for my journey
    I have no longer will I be hungry
    for the bread of life is mine
    I saw a navy blue bird
    flying way above the sea
    I walked on + I learned later
    that this navy blue bird was me
    I returned a paler blue bird
    and this is the advice they gave me
    “you must not try to be too pure
    you must fly closer to the sea”
    so I’m walking through the desert
    and I am not frightened although it’s hot
    I have all that I requested
    and I do not want what I haven’t got”

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir