Ankara’m:)

Wall Art

Aşk Tesadüfleri Sever“den sebep, bir süredir değişik sosyal medya mecralarında Ankara’ya ilişkin konular birbirini takip ediyor:) Ben, henüz izleyebilmiş değilim filmi. Ama konuşulanlardan çok keyif aldığımı söyleyebilirim.

Ankara-İstanbul çekişmesi bir tarafa bırakılmış, İstanbul’da yaşayan “eski” Ankaralıları bir özlem sarmalamış durumda:)

Sanıyorum yaşları kaç olursa olsun büyük bir kesim için -tabi ki benim için de- Ankara Manhattan Music Club tüm bu özlemle hatırlananlar arasında hep 1. sırada olacak:) Özellikle Perşembe geceleri Özge Fışkın’ın solistliğinde Fender Blenders hayatımın o dönemki en önemli gurubu olmuştu! Bir “Gönül” söylerdi Özge Zerrin Özer’den öf ki ne öf:) Her Perşembe, bizi nelerin beklediğini bilerek, hiç aksatmadan giderdik. Her defasında da çok eğlenir, çok dans eder, çok mutlu, şarkılara eşlikçilikten sesimiz kısık ve biraz da çakır dönerdik evimize.

Wall Art

Ankara özlemi çekenlerin hatıralarında 2. sırayı sanıyorum hep KITIR alıyor. (Belki de kimileri için ilk sırayı.) Sosyal Medyada da Ankara deyince, filmden hareketle tabi, Kıtır’ın adı çok anıldı. Ben Kıtır’la ilk tanıştığımda yıl tam olarak 1997 1993 idi. ODTÜ Hazırlık sınıfının bir öğrencisiydim ve Ankara’ya başka bir şehirden gelmiştim! Hazırlık sınıfında edindiğim arkadaşlarımla,Tunalı Hilmi Caddesi’nin hemen başında oturduğum için de şanslı olmamdan mütevellit, Kıtır’a giderdik haftada 1-2 akşam. Bira ve kumpir ikilisi, sayesinde hayatımdan çıkaramadığım ikililer arasında sağlam bir yer buldu kendisine! *Diğer hayatımdan çıkmayan ikililer ise Tolu&Ayşegül Sultan:), Şarap&Peynir, Jean&Beyaz T-shirt, Kek&Kahve, Müzik&Dans diye gidebilir ilk anda aklıma gelenlerden bahsedersek:)*

Manhattan ve Kıtır’dan sonra -eski- Ankaralıların özlemle andığı diğer yerler sanırım Tunalı Hilmi Caddesi, Bahçelievler 7. Cadde, belki biraz Gençlik Parkı. -ki ben bir defa rahmetli anneannem ve teyzemle gitmiştim, odur!- Şimdilerde çok merak ediyorum Gençlik Parkı’nı, zira yenilendi, baştan yaratıldı neredeyse. Bir de Lunapark vardır hemen kıyısında Gençlik Parkının, oraya gitmeyi çok, ama çok istiyorum. En son ne zamandı Lunaparka gidip eğlendim, hatırlamıyorum bile:(

Bir de Kuğulu Parkı‘mın benim için kıymeti çoktur:) Birçokları için üzerinde durmaya dahi değmeyebilir. Ne de olsa 4-5 kuğu, biraz ördeğin bulunduğu “damat mendili ” kadar bir yeşil alandır. Yurt dışındaki parklarla karşılaştırılınca aman canım, bu da nedir ki falan.. Olsun:) Zamanında Polonya Büyükelçiliği’ne verilmeden önce yani büyük kısmı, orası Ankara’nın kalbinin attığı yermiş. O kadar üzülmüştüm ki bunu duyunca.

Annem anlatmıştı: Semti olan Kavaklıdere’ye de ismini veren kavak ağaçlarının barındığı, içinden dere geçen bir araziymiş Kuğulu Park eskilerde. Atatürk Bulvarı genişletilirken Polonya sefaretinin bir kısmı bulvara katılınca, Ankara’daki Polonya’nın kaybının tazminine karşı bu güzelim parkın topraklarından bir kısım verilmiş:( Parka en büyük iyiliği ise eski belediye başkanı Sn.Vedat Dolakay yapmış derler. İçindeki ilk kuğular ise Viyana Belediye’sinin hediyesiymiş. Canımdır benim Kuğulu Park:) Tamam, Central Park ve Bryant Park en sevdiğim iki parktır, doğrudur. Ama Kuğulu’m Parkı’m ilk gözağrımdır:)

Art

Eski Ankara’dan özlemle anılan mekanlarınız arasında sizin başka sayabilecekleriniz var mıdır ki acaba?

Yenileri hiç sormayayım, zira yer-gök silme AVM (Alışveriş Merkezi) olmuş durumda! Hazetmediğim bir durum olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Beni tanıyan dostlarım bilirler zaten, ne kadar uzak o kadar iyi benim için AVM’ler. Ne zaman gitmek zorunda kalsam başıma ağrılar giriyor, o kalabalık beni öldürüyor! İhtiyaç anında, semtime yakın bulduğum Panora‘yı tercih ediyorum. Sinema için o da! Bir de yemek için tercih etiğim Timboo Cafe‘yi seviyorum. Lezzetli, kocaman porsiyonlu yiyecekleri ve dekorasyonu -özellikle yer döşemeleri ve konserve kutuları- ile sempatik bulduğum bir mekan.

İşte böyle, bu yazımı da Şehr-i Ankara’ma ithaf edeyim dedim:) İyi demiş miyim?

~

Henüz azalan iş yoğunluğumun ardından bir ara verebilmiş değilim. 1 gün sadece izin kullanabildim. 13 Mart’a kadar hazırlamamız gereken bir SIP’imiz (Strategic Improvement Plan) var. Bak, burada bizi görebilirsiniz:) Onu da halledip, ver elini tontiş pamuk prensesimizi görmeye. O kadar değişti ki gördüğünüz fotoğrafından! Malum 8 aylık oldu bebeğim, ben 20 günlüktü gördüğümde:( Evet çok ayıp bana, biliyorum. Bir de siz üzerime gelmeyin rica ederim. O işi ufaklığım ve annem yeterince yapıyorlar zaten!

Art

Vaziyet budur:)

Harika bir haftayı geride bırakıp, enfes bir hafta sonuna doğru yol almamızı diliyorum. Bir de havanın -artık- bir miktar ısınmasını!

*Fotoğraflar, Riamaggiore ve Via Dell ‘Amore’den gözümüze takılan duvar resimleri çalışmalarından.*

Ankara’m:)” hakkında 17 yorum bulunuyor:

  1. Onur_aksoy_

    Hem liseyi Ankara’da okumadığın için hem de filme henüz gitmediğin için, filmdeki “Karum’un merdivenlerinde oturan liseli gençlik” sahnesi posttaki nostaljikler arasında yer alamamış.
    “Eski Ankaradan özlemle anılan mekanlarınız arasında sizin başka sayabilecekleriniz var mıdır ki acaba?” kısmına dipnot düşeyim dedim..

    Cevapla
  2. dlayra

    Sevgili Onur, alemsin:)
    Karum’un merdivenlerinde 3 arkadaşımla birlikte bir “askerlik hatırası” pozumuz bile var elimde, bak hatırladım:) mert, özlem, ati hatırlarlar mı acep? Karum’u hiç sevemedimdi, o yüzden yer almamış olması muhtemel, kuvvetle:)

    Cevapla
  3. Curious Global Cat-Epicurious

    Sevgili Dilara,
    Filmi ben de daha izlemedim ama izlemeden anlattığın halde nerede ise izlemiş kadar oldum 🙂 Yazını okurken insan dudaklarına bir gülümseme yayılmasına engel olamıyor. Bakalım gidip de izleyince ne hisler uyandıracak içimizde. AVM’ler konusundaki fikrine o kadar çok katılıyorum ki benim gibi düşünen birilerinin daha olması beni çok mutlu etti. Bir de aynen senin merak ettiğin gibi Gençlik Parkına ne oldu acaba diye yaz sonunda gidip gezmiştik. Üstüne biraz daha araştırıp bir yazı da yazmıştım. Gitmeden önce okumak istersen burada linki:) Sevgiler
    http://karmahaskickedmyass.wordpress.com/2010/09/16/bir-genclik-parki-gezisi

    Cevapla
  4. Banu

    Ben nedense seni okurken hep yaşını daha büyük düşünmüşüm 🙂 Sen 80’li misin inanamıyorum 🙂 Çok olgun yazıyorsun diye iltifat etmek isterim sana 🙂 Sevgiler Banu

    Cevapla
  5. Miss Sensible

    Ankara’nın kıymetini 7 ay önce şuan yaşadığım şehre iş için taşındığım zaman anladım. İlk ayrılma anım çok hüzünlüydü, salya sümük bütün yol boyu ağlayarak geldim..
    Hala çok özlüyorum Ankara’yı, ailem orada olduğu ve tez için danışmanımla çalışmam gerektiği için 15günde bir gidiyorum haftasonları..
    Ve en çok özlediğim yer ise Ankara’da tabiki ODTÜÜÜÜ

    Cevapla
  6. sema

    benim Ankara deyince aklıma güzel anılardan önce kötü ve çok çok acı bir olay geliyor maalesef. Ve her ankaraya gittiğimde de bu duyguyu hissediyorum üzerimde.

    Cevapla
  7. dlayra

    Epicurious, nam-ı diğer CGC:)
    Kesinlikle okuyorum yazını, hem de hemen:)
    *
    sevgili banu:)
    80’li olduğum kanısına nasıl vardın merak ettim doğrusu:) “About” kısmında da açıkça belirttiğim üzere, evet, doğru düşünmüşsün benim yaşım daha büyük:)
    *
    Miss sensible,
    İstanbul’dan ayrılırken ben, Ankara’ya gelirken ODTÜ’ye okumak için hep içim burulmuştu.
    Ama hayat işte! her şeye, her yere -zorunlu kaldıkça- alışıyorsun bir şekilde:)
    Ankara’dan ayrılmam gerekirse de olgunlukla karşılarım. en çok, her halikarda, özlediklerimse şehirlerden çok arkadaşlarım-dostlarım oluyor..

    Cevapla
  8. Banu

    EEE bu yazıda diyor ya Kıtır ile 1997’de tanışmıştım, yaşım 17 idi diye 🙂 O yüzden 🙂

    Cevapla
  9. dlayra

    ayy banucum özür dilerim:((
    şaşkın ben -bir de kendimden emin olarak- 1997 hazırlıktaydım demişim. okul mezuniyetim 1997. hazırlıkta olduğumda 1993’tü yıl! çok çok özür diliyorum, dikkatsızlik yapmışım, gözümden kaçıvermiş:(

    Cevapla
  10. Şebnem

    Sevgili Dilara Hanım,sizi okurken daha öncede söylediğim gibi ilerki yıllar Ankara’da okuyan kızım bunları bana anlatacakmış gibi hissediyor,yüzümde tebessümle severek yazılarınızı okuyorum.Filme gelince güzel bir film.Ve gözünüze takılan duvar resimleri öylesine güzeller,teşekkürler.Sevgiyle kalın…

    Cevapla
  11. resmiye

    sevgili Dilara beni kısa sürelüğine geçmişe götürdüğün için teşekkürler, ne Ankara eski Ankara ne de biz o yaşlardaki biziz… senin okuldan sonraki yaşamın orada devam ettiği için için çok şanslısın. bir kere kopunca eskisi gibi olmuyor…sen yazdıkça yazılarını okumaya devam… sevgilerle…

    Cevapla
  12. Demet

    Dilara ne guzel anlatmissin Ankara’yi, depresti ozlemim. Ben kucukken o genclik parki ne guzel bir yerdi, yazlari dolar tasardi 🙂 Bir de Kale cevresindeki yerler Princ Han, Cengel Han var.
    Sevgiler..

    Cevapla
  13. dlayra

    Evet Demet haklısın,
    uzundur Kale tarafına gitmiyorum ne yazık ki. halbuki İdol Cafe’de sabah kahvalatılarını hiç kaçırmazdık haftas onları. orası kapanınca ayağımızı da çekmişiz!

    Cevapla
  14. bahar

    merhaba,
    ben doğma ,büyüme, daha doğrusu yaşlanmaca Ankara lıyım. bu şehri çok sevdim hep. ben sizin hatırladığınız yerlerden Manhattan dışındakileri sevgi ile hatırlıyorum. ben sanırım yaşım gereği ankara nın ilk “disco” su Airport u sevgi ile hatırlıyorum. ve yanındaki Kilim pastanesini. ve Kızılay da ilk “hamburger”i yediğim Vardar ı.
    iyi ki Ankara da yaşıyoruz.
    sevgi ve sağlıkla kalın

    Cevapla
  15. Ercan Sancay

    Dilara’cığım, ben de yıllardır lunaparka gidip eğlenmedim senin gibi. Bir pazar günü kararlaştırıp gidelim mi?

    Cevapla
  16. özlem

    merhabaa 🙂 bende bu yıl ilk defa Ankara’ya geldim üniversite okumak için ve bende şuan ODTÜ Hazırlık sınıfı öğrencisiyim. Kaybola kaybola öğreniyorum Ankara’yı 🙂 Bizlerle paylaştığınızı yerlere gitmeye çalışacağım arkadaşlarımla 🙂 Paylaşımlarınız çok güzel bu yüzden teşekkür ediyorum size 🙂

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir