Londra’da iken Evren ile birlikte bircok sushi mekani gezdigimizden bahsetmistim hatirlarsiniz. Ankara’da da Evren’le birlikte Quick China’da bulusur, once sushi denizinde gonlumuzce yuzer, daha sonra misler gibi yasemin caylarimizi iceriz. Bu bizim 2 yildir degismeyen rituelimiz. Yine bir gun Evren beni bir restorana goturdu Londra’da ve once yasemin cayi istedi. Garson kadin elinde 2 buyuk su bardagi, bir kettle’da sicak su ve 2 tohumla cikageldi! Once bardaklarimiza suyu doldurdu ardindan da tohumlari bardaklarimiza ativerdi.
Ben saskinlik icinde ne oldugunu anlamaya calisirken arkadasim bana ‘su anda farkli bir rituele tanik olacaksin’ dedi. O da bu mekani ve bu sekilde sunulan yasemin cayini kesfettikten sonra buraya gelir olmus. Tohumun icinde inanilmaz guzellikte, sikistirilmis yasemin cicegi var. Suya atildiktan sonra tohum, sicaginda etkisi ile yavas yavas acilmaya basliyor:)
Gozlerimi dikmis bir halde saskinlikla izledim yasemin cayimin demlenmesini:) Icindeki cicegin suzulerek disariya dogru cikmasi harika bir goruntuydu. Ankara’ya donerken Cin’li bir arkadasinin ona getirdigi bir kutu tohum halindeki yasemin cayindan birkac tane de bana verdi. Gecenlerde Sevgilim‘e yaptim, o da bayildi. Ayni zamanda kendisini konu mankeni olarak kullanarak sizin icin fotograflamayi basardim asama asama bir tohumun misler gibi yasemin cicegi esliginde caya donusmesi rituelini:) Su bittikce kaynar su ilave ederek 2-3 porsiyon cikariyorsunuz bir tohumdan.
Yasemin cayinin kokusunu, iciminin rahatligini ve tadini cok seviyorum ben. Uzakdogu’dan bir seyler isteyecekseniz eger bence bu tohum-cay denemeye deger..
*
Hepinize super bir hafta sonu diliyorum.
Benim bu hafta sonu yapilacaklar listemde Cagan Irmak’in Issiz Adam filmini gormek, kalan DVD’lerden en az birini seyretmek, bir aksam disarida icmek, sinava calismak ve visneli-cikolatali kek yapmak var:)
Donuste paylasalim hafta sonumuzu. Paylasmaya deger anlarimiz olacagina hic suphem yok benim:)
Dilayraa harikaymış yasemin tohumunun çaya dönüşmesi suyla dans etmesi :))
İzle mutlaka ıssız adamı sonrada yaz lütfenn…
Abbant keyfi harika olmuş biz de aynı zamanda Yedigöllerdeydik,muhteşemdi :))
tek kelimeyle…
MUHTEŞEM!!!
yazı yazmayı hiç bırakma oldu mu 🙂
bi insan bi bloga günde 10 kez bakar mı yeni yazı var mı diye:)))
Benim arayip durdugum cayi bulmussun 🙂 Internetten buluyorum ama cay satan dukkanlarda bulamiyorum. O cicegi tek tek elde dikerek yapiyorlarmis Dilara. Tadini bilmiyorum ama gorunumu harika! Fiyati da oldukca pahalli internette. Afiyet olsun.
sevgili el*ff,
Londra’da denediğimizin türü biraz farklıydı. içindeki çiçeğin boyu uzundu biraz, salına salına bardagın ortasına kadar gelmişti, rengi de açık pembe gibiydi. bu, bizim evde denediğimizde ise gördüğün gibi çiçek tabanda oturuyor:)
Yedigöller’e cesaret edemedik motorla. “yolu çok zorlu, Ankara’dan vardığınızdan daha çok göllere ulaşmak için gidiyorsunuz” dedilerdi bize:(
sevgiler,
*
duygu’cum,
birde gözlerinle görsen:)
*
sevgili funda:)
çok mutlu oluyorum inan böyle şeyler duyunca. hiç merak etme, yazmaktan da fotoğraf çekmekten de hiç vazgeçmeye niyetim yok:)
*
Berceste’cim,
haklısın. Evren Londra’daki China Town dükkanlarına da bakmış hep. dediğim gibi anca uzakdoğu’dan gelen birinden istemek mantıklı sanırım. tadı nefisti nefiss:)
yıllar önce sevgili eski İki Gezgin’in Didem’i (hani şu birkaç post alttaki Arda bebeğimin annesi) bana Çin’den göndermişti siyah çay gibi demlemek için. Onun tadı da müthişti, ama bu başka!
“Yasemin cayini” fotograflarla birlikte bizimle paylastigin icin cok tesekkurler. Buyuk bir keyifle okudum…
“Visneli-cikolatali kek” in de tarifini bekliyoruz. Puf noktalariyla birlikte. E bir de bu kekin fotosunu…
Sevgiler, iyi hafta sonlari…
sevgili ebruli,
kekimin tarifini arkadaşım Tolunaydan almıştım. hasta olunca bana yapmıştı keyfini yerine getirir diyerekten:) foto -eğer çekersem- ve tarifi paylaşırım tabi ki:) iyi hafta sonları sana da.
Merhaba Dilara, uzun bir süredir yazılarını keyifle okuyorum, hatta prag gezimiz için rehberliğinin faydalarını anlatamam, neyse yasemin çayına diyecek bir şeyim yok harika ve kesinlikle denemek istedim, yemek meraklısı olarak, ama Issız Ada’ya dün akşam gittim ve hiç bitmesin istedim, Çağan Irmak’ın diğer filmleri gibi harika ve sürekli şarkılarını dinleyerek filmi yeniden izliyorum ve senin yorumunu da(yazarsan) merakla bekleyeceğim, belki filmden sonra başka bir kek yaparsın:)
Sevgiler ve iyi seyirler
sevgili neslihan:)
yemek bloğu olan bir yeni okuyucu daha.. bayılıyorum buna ben:) çok faydalanıyorum yemek bloglarından. iyi ki varlar.
ıssız adamla ilgili puanımı da yorumumu da yan tarafta mutlaka göreceksiniz. zaten benim fransızca hit şarkım-ilk duyduğumda 17 yaşındaydım, o gün bugün bayılırım- une belle histoire tema parçasıymış:)
Dilara cım fotoğraflama süper olmuş..bu yaz arkadaşım Bali’den getirmişti bana da…süper bişi insanı mutlu ediyor…
özümcüm nasılsın?
bali’ye balayında gidesim var:) o zaman doldururum valizi:)
öperim,
iyiyim canım sen de iyisindir umarım…bali güzelmiş baya balayı için ideal diyorlar.her ne kadar erkek arkadaşım bensiz gitmiş olsa da ! 🙂 romantik çok yeri var diyor … öyle işte canım..bana da getirirsin artık çaydan 🙂 öpüyorummmm
Süperrrrrrrr gerçekten hayran kaldım! Bunu paylaştığın için teşekkürler fırsatını bulursam deneyeceğim gerçekten etkileyici.
özümcüm,
gidersem tabi ki.. öperim.
*
çilekli pasta, bulursan kesin dene. bayılacaksın:)
Merhaba,
Bu çay ARİFOĞLU ürün portföyünde ve satışta..Tadı görüntüsü kadar harika degil ama içiliyor işte..Bence tad konusunda beklentiyi çok yükseltmemenizde fayda var…6 adedi 10 tl.Bilginize…
nurşen hanım bilgiye teşekkür ederim:)