Eski Zamanlar..

Balat

Eskiden…

Semtimizde kurulan pazardan alis-veris yapardik. Hem meyve-sebzeleri taze taze birarada bulabilme, hem pazarlik edebilme, pazarcilarla ahbap olma, hem de daha ucuza alis-veris yapma sansina sahip olurduk cunku.. Biz Bakirkoy’de otururken bir sene pazar bizim sitenin onunde kurulmaya baslamisti.. O gun geldiginde semtimiz sabahtan itibaren aksama kadar civil civil, biraz gurultulu ve kalabalik olurdu.. Sadece 2 defa o semt pazarinda annem alis-veris yaparken, biz de kardesimle beraber ‘cay bardagi’ sattik! Evet evet, pazarda cay bardagi sattik! Babam kucukken koyden kasaba pazarina gidip yumurta sattigi gunleri anlatmisti bize. “Hersey hayatta ayaginiza gelmez, bazen sizin birseyler yapmaniz ve firsati ayagina getirmeniz gerek” demisti.. Sanirim girisimci ve tutugunu koparan cocuklar yetistirmek istemisti:) O firsati sadece 2 pazar boyunca ayagimiza getirmek icin cabalamis ve zorlugundan dolayi da aglamistik aksamlari.. Hem pazarda bardak satmanin umdugumuzdan kolay birsey olmamasindan sebep; hem de utandigimiz icin! Sonra babama “Ben utaniyorum pazarda bardak satmaktan’ demistim. Cunku butun arkadaslarim ve komsularimiz da o pazardan alis-veris yapiyordu! Simdiki aklim olsaydi eger, kesinlikle o bardaklari cok daha farkli sekillerde satmaya calisir, ertesi hafta yanina ilginc birkac urun daha ekler, gerekirse o bardaklarla cambazlik yapmayi denerdim! Utanmistim!!! Ne aptallik, tam da cocuk akli iste. Hayatimdaki ilk ve son utancim o oldu. Ne bir bahar senliginde uzerimdeki beyaz t-shirt’le Idari Bilimler Fakultesinin onundaki pis havuza atildigim zaman, ne ilk defa opustugum zaman, ne kalabalikta ilk defa sarki soyledigim zaman, ne havuzda suya baliklama atladigimda bikinimin ipleri cozuldugunde, ne de sevdigim adama ‘seni seviyorum’ derken utanmadim bir daha… Bir daha hic utanmadim.. Dusunuyorum da, o zaman utanmasaydim simdi cok farkli bir yerde olabilirdim…

Eskiden..

Pazar gunleri annemin grev’de oldugu gunler olarak anilirdi bizde:) O gun yemek yapilmazdi. Pazar gunleri “kisir” gunumuzdu.. Babam ve biz 2 bebe, annemin sadece islatarak katkida bulundugu olayda ince bulguru bilimum yesillikle, salcayla ve nar eksisi ile karistirarak kisir hazirlar; yanina da tuzlu ayran yapardik.. Pazarlari babam evde oldugundan ve genelde biz yaramazlik yaptigimizda buna annemle beraber kendisinin de sahit olabildigi tek gun pazar oldugundan biz bol bol azar isitirdik kendisinden:) Cihan ve ben en cok pazar gunlerini sevmezdik! Yani hem severdik; cunku ailecek birarada olurduk, hem de sevmezdik; cunku papara yerdik:) Sanirim eski zamanlar sebebiyle ben simdi pazar gunlerimi mumkun oldugunca sakin ve sessiz geciriyorum:)

Balat

Eski zamanlar..

Insanlarin daha cok birbirleriyle “komsuculuk” oynadiklari, cocuklarin birbirlerinin oyuncaklarini daha cok paylasabildikleri, sokaklarda daha cok yakan top, lastik, dokuztas oynandigi, futursuzca agac tepelerinde cocuklugun tadina varildigi, sadece radyonun varliginda sebep Cuma aksamlari “Radyo Tiyatrosu”nun heyecanla dinlendigi, sanki insanlarin daha cok gulumsedigi, daha az kizdigi ve mutsuz oldugu zamanlardi. Sanki?

Eski zamanlarin hatirina.. Hadi bakalim, bana bu hafta sonuna girerken eski zamanlardan hatirladiginiz bir seyleri yazin, paylasin.. Buraya birakalim onlari, onlar da bir gun baska birinin “Eski Zamanlar” post’una konu olsun:)

*Cok duygusal gordum kendimi:))*

Superr bir hafta sonu diliyorum..

Eski Zamanlar..” hakkında 20 yorum bulunuyor:

  1. TugCe

    Dilayracim inanilmaz guzel bir post olmus. Bayildim.Hem gulumsedim, hem huzunlendim.
    Eskiden her 2 haftada bir, annem&babam&ben (kardesim daha dogmamisti o zaman) Izmir’e giderdik. Alsancak’a gider, gezer, sonra Kordon’da otururduk. Donuste de o zamanlar yeni acilmis olan 3M Migros’a girerdik.
    Insan yaptigi seylerden utanmamali. Cunku her yapilan degisik sey, farkli bir yan katar insana.
    Guzel bir hafta sonu senin olsun.

    Cevapla
  2. ece

    su kisir isi beni cok huzunlendirdi cunku ben ailemle yasarken biz de pazar gunlerini kisir gunu ilan etmistik… simdi pazar gunlerini ailece gecrimeyi cok ozledigimi fark ettim:((
    Tabi bu cok eski degil – 2-3 yil oncesi..
    Bu sebeple simdi gercekten eski olan bir sey yazacak olursam: Tatil gunleri babm ve annemle lunaparka giderdik. Cok eglenceli olurdu. Aksama kadar o oyuncaktan digerine kostururduk kardesimle ve aksam eve gitmek istemedigimiz icin genellikle bu aktivite kavga ve gurultu ile biterdi:))
    Herkese iyi hastasonlari:))

    Cevapla
  3. dilayra

    Sevgili Tuğçe,
    teşekkür ederim:) ailecek yapılan geziler hep özel olarak hatırlanıyor değil mi?
    dediğim gibi o zamanlar bilememişim.. utanmak yok, hayata içelim:)
    ece’cim,
    benim kardeşimle birlikte atlıkarınca üzerindeyken bir fotoğrafımız vardı, bak sen lunapark deyince hatırladım:)) ne kadar oldu acaba ben lunapark’a gitmeyeli???

    Cevapla
  4. zynep

    Dilayracımm, hava da yağmurlu duygulandık şimdi ama olsun, duygulanmak iyidir…
    eskiden pazar günleri;
    sabah kahvaltısını babam hazırlardı,
    kahvaltı sırasında TRT’de yayınlanan pazar sinemasını izlerdik,
    hava güzelse parka ya da hayvanat bahçesine gider ve AOÇ dondurması yerdik,
    tüm bir aile bahar geldiğinde her pazar mutlaka pikniğe giderdik
    ve şimdi geriye dönüp bakıyorumda yıllar ne çabuk geçmiş…
    güzel 1 haftasonu dilayracım;)

    Cevapla
  5. Meral

    Sabah sabah hem gülümsettin hem hüzünlendirdin beni…
    Sabah defterlerimden birini karıştırıyordum, annanemin bana masal anlatışını yazdığım bölümü okudum: hatırladım, o günlere geri döndüm, annanemin beni kucaklayışını hissettim, hüzünlendim, sevindim, annanemi özledim, onu tanıdığım için şükrettim…
    Sonra da senin yazını okudum!

    Cevapla
  6. dilayra

    zynep’cim evet evet…
    pazar günleri western filmleri olurdu, kahvaltı sofrasında neredeyse nefes almadan seyrettiğimiz; ritüel gibi:)
    sevgili Meral:)
    anneannem benim için de hayatımdaki en anlamlı kadındır hatırladığım:( 5 yıl oldu onu kaybedeli:(
    seni hüzünlendirdiğim için üzgünüm.. ama hatırlanmak çok güzeldir ne zaman ve nasıl olursa olsun:)
    **anlatmadan geçmek istemedim: anneannemi kaybettikten uzun bir süre sonra onun gün içinde hiç aklıma gelmediğini farkettim! yatak odama birlikte bir fotoğrafımızı çerçevelettirip astım ki her sabah kalktığımda onu hatırlayayım diye.. fotoğraf oradadır hala..**

    Cevapla
  7. Meral

    Hayır!!!… Hüzünlendirdiğin için üzülme! Çünkü hüzünlenmek güzel bir duygudur bence-insan sevdiği biri, bir şey, bir yer için hüzünlenir, değil mi? Sevgi ve özlem değil midir hüznü yaratan?
    Senin de anneannen böylesine anlamlıysa senin için onları tanıdığımız için şükredelim… Bir de sevdiğimiz insanlar için, aynen onların bizim için anlamlı oldukları gibi, anlamlı olalım: Onların bize öğrettiği, bıraktığı güzelliklerden biri değil mi bu?

    Cevapla
  8. s-dilara

    meraba=) bende digerlerine katiliyorum, gercekten hem gülümsettin hem hüzünlendirdin bu post’unla…
    Benim önceden pazar günlerim babamla bit pazarinda ilginc seyler aramakla geciyordu… hala da var bi kac parca. eski araba radyolari, 60li yillardan kalma gece lambalari vs.
    simdiyse pazar günü=ders günü…bunu mutlaka degistirmem lazim:)
    sana da muhtesem bir hafta sonu diliyorum
    p.s. artik yazilarini takip etmek günümün bir parcasi oldu, sakinlestirici gibi bazen:) tsk ederim=)

    Cevapla
  9. Mr.TD

    Haydi kuzucuklar,simdi sütünüzü icin,cigi filminizi seyredip,sonra dogru yatagaaaa!!
    😀
    bu vesile ile de Nadile Asit´i de anmis olduk.
    isin iyisi kötüsü olmaz bence :),ne mutlu sana öyle bir seyi yasayabilmissin.Ben de lise yillarinda arkadaslarimin gittigi restoranlarin birinde garsonluk yapmistim,iyi ki de yapmisim.Böyle tecrübeler insanin gelisimi icin cok önemli bence.
    Diger tecrübelerine bir sey diyemiyecegim ,havuza atlama olaylarina :D,ama en azindan halkin bir kismindan alkis almissindir herhalde ,kih kih 😀
    slmlar
    TD

    Cevapla
  10. dilayra

    sevgili dilara:))
    ne guzelmis babayla bit pazari gezmeleri..bizim de vardi oyle, arada cukurcuma gezmelerimiz.. hatta bir cuma hikayesinde yazmistim..
    beni begenerek takip etmen de cok guzel.. yasasin:))
    Mr. Td,
    Adile Teyze ve Uykudan Once programi.. nasilda oturur TV basina benim adimi da soylesin diye beklerdim.. ama hic soylemedi:(( malum Dilara pek bilinen bir isim degildi o zamanlar:)

    Cevapla
  11. Cenk

    Bugune kadar bana verilmis en guzel link bu 🙂 Technorati’nin size link verenler sayfasinda kesfettim. Keske onceden merhaba da deseydin, guzel blogunu daha evvel kesfetmis olurdum. Sik sik ugrayacagim. Tekrar tesekkur ederim. Cenk

    Cevapla
  12. dilayra

    sevgili Cenk, ne kadar güzel şeyler söylemişsin. ben de seni yeni keşfettim, ve hemen ekledim. takipteyim, ellerine-emeğine sağlık..

    Cevapla
  13. aylin ragbetli

    YANIBAŞINDA DURAN SEVGİ.
    İnsan zor bulduğu, yıllarca peşinde koştuğu, sevgiye;
    Yanı başında dururken sırtını döner mi?
    Bulutlara dokunmak kadar zor, bir o kadar zaferdir Sevgi,
    Bazen bakışlarımızda kalan, bazen minik bir gülümsemede…
    Bazen de gönderilmemiş bir mektupta sır olan…
    Bir ormandık eskiden, yıllarca aynı evde aynı şehirde, baltayı tanımamıştık o zamanlar, gün geldi kırıp geçirdiler bizi tek tük ağaçlar olduk eskiden orman denilen yerde, en yakın komşularımız uzaklarda şimdi, rüzgârların getirdiği seslerimiz karışırdı birbirimize, dallarımız, yapraklarımız, kollarımız karışırdı komşuluğa gitmeye bile gerek kalmazdı yakınlardık,
    yakınlarımız dalardı zaten
    Dallarıma bakıyorum bu aralar gittikçe küçülen gövdeme takılıyor. Bakışlarım yaşlı ve ağır, yaralarımın çoğu kapanmıyor açık yaralarımdan
    içeri çok acı sızıyor, eskiden bu kadar sık ağlamazdım, şimdilerde susmayı bilmiyorum.
    Ben ve yakınlarım, istersek güneş indirebilirdik toprağa eskiden. Oysa şimdilerde ayın bile taktığı yok hiç birimizi.
    Yüreğimin gölgesinde onlarca canlıya taht kurar misafir ederdim uzun ve güçlü kollarım vardı eskiden, Kuşlar bile uğramaz oldu, yolunu şaşıranlar gelip konuyor tek tük, bir süre kalıp başka diyarlara kanat çırpıp gidiyorlar.
    Uzaklarda kalmış canlarım haber alamıyorum ne yaptıklarını nasıl yaşadıklarını acılarını sevinçlerini yaralarını bilmiyorum,onlarda beni.
    Eskiden ah. Eskiden akşamdan sabaha sarardım yaralarımı
    Özsularımla oysa şimdi ne kadar da zor her şey, en küçük darbeler bile günlerce uğraştırıyor beni,
    Eski saygılarını kaybetmiş kurt çakal sürüleri gelip geçiyorlar yanımdan artık verecek bir şeyim kalmadığını onlarda biliyor,
    Dallarıma destek vermiyor yakın bildiklerim şimdi üzerime yağan karın ardından, eğildiğim, düştüğüm yerlerden kendim kalkmak zorundayım, ALLAHIM bunu bilmek ne kötü..
    Kaybettim eski cesaretimi, korkularım daha bir korkutuyor beni artık, nedensiz olsalar bile.
    Kocaman, güzel ve hiç bir gücün yıkamayacağı aileydik eskiden biz, direnemedik zamana hayata,
    Önce en çok sevdiklerim çekip gittiler birer birer.anlamıştım, bir aileyi kuracak kadar cesurdum belki; yürütemeyecek kadar korkak, aceleci,ve acemi.dallarım ıssız artık yapraklarımda eskisi kadar böcek yok gövdem yaralarla sarsılmış ve köklerim daha sık uyarıyor beni, hep üşüyorum..

    Cevapla
  14. aylin rağbetli

    bir zamanlar vita kutularında saksılarımız vardı.manolyalarımızı,menekşelerimizi yetiştirirken radyo tiyatrosu dinlerdik çaylarımızı içerken yan komşuyla

    Cevapla
  15. dilayra

    ben vita kutularındaki çiçekleri zeki-metin ikilisinin filmlerinden hatırlıyorum:)
    radyo tiyatrosuna merakımdan ise başka bir yazıda bahsetmiştim:)

    Cevapla
  16. aylin ragbetli

    O KIŞ; ANNEMİN ELİNDEN IHLAMUR İÇMİŞ BABAMA YASLANMIŞTIM YÜREĞİMİ
    24 Aralık 2008 Çarşamba, 11:34
    Çocuktum; o günlerden bir gündü, sokakta arkadaşlarımla oyuna karışmıştık, takı annem pencereden bana ”her yer kar soğuk, ayaz içeri gir baban kızıyor,sobayı yaktım çabuk ol’’ diyene kadar,
    Urfa da öyle her kış yağmazdı kar, son kez bakar gibi seyretmiştim,gözlerim soğuktan yaşarmış damlaları burnuma karışmıştı, eve girdim gözlerimi sıcacık kocaman avuçlarıyla sildi, sırtımı babama yaslayıp yüzümü sobaya döndüm,annemin, varlığı yüreğimi, elime tutuşturduğu ıhlamurun buharı yanağımı ısıtmıştı.
    Büyümüştüm, bu sabah, uyandığımda pencereyi açtım, her yer bembeyazdı, bu defa yalnızdım, sarsıldım ilk defa bir kış yaşamıyordum fakat bu defa sokağa çıkmaya korkmuştum, Ofise gitmek için evden çıktığımda yürüdüm,,,,yürüdüm ve en temiz en ayak değmemiş karların üzerine bastım,ayazdı, yoruldum ve üşümüştüm nihayet ofise vardım, sırtımı kaloriferin peteğine yasladım,yüzümü bilgisayarımda duran babamın çok eski bir resmine çevirip elimdeki sigaranın dumanından yanan gözlerim, yüreğimden yol bulmuş yaşlarıma karışmış burnumu,koluma sildim, elimde hayat kadar sert bir kahve kokusu,aklımda çocukluğum
    Sırtımı yaslayacak bir yer vardı, vardı da,bu babam değildi,
    pencereden baka kaldım,yerlerde hala ayak izlerinin olmadığı karlar vardı, sokakta çocuk yoktu, evlerin perdeleri kapalıydı…
    SENİ ÇOK ÖZLÜYORUM BABAM. SEN GİTTİN YA BEN ÖKSÜZÜM HEMDE ÇOK.
    ÇOK SOGUK BİR MEVSİME DÖNDÜ HAYAT.
    ASLA SIRTIMI YASLAYAMADIM
    GÖZLERİMİ SİLMEDİ SEN GİBİ HİÇ KİMSE.
    IHLAMURLARIN KOKUSUDA TADI DA YOK ARTIK
    SIGAMADIM HİÇ KİMSELERE…… SANA SIGINMIŞ SANA YAŞLANMIŞTI YÜREĞİM
    AYLİN RAGBETLİ

    Cevapla
  17. Korat

    Merhaba, blogunuzu eski zamanlara özlem duymamın sonucu internette “geçmişime ait birkaç kırıntı bulabilir miyim” diye gezinirken tesadüfen buldum ve bir saatten fazladır başından kalkamadım… “Beni bu kadar oyalayabilen bir blog, mesaj yazılmayı ve en azından bir teşekkürü hak ediyor” diye düşündüğümden yorum yapmadan geçemedim… Ellerinize ve yüreğinize sağlık…

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir