Yeme-İçme, Keşfetme!

Her seyahatimizden önce yaptığımız en derin araştırmalar, ağırlıklı olarak hep o şehrin yerlisi insanların gittikleri, yedikleri, eğlendikleri yerler/mekanlar üzerine kurulu olur! Turist olmaktan hiç haz etmediğim için bu şekilde bir miktar kendimi avutuyorum sanıyorum 🙂 Tabi ki her zaman yerli halkın tercih ettiği yerleri/mekanları bulamayabiliyoruz. Özellikle zaman kısıtlıysa. Ama bizim şu anki durumumuzda böyle bir kısıtımız olmadığı; üstüne üstlük, ya burada master/doktora yapmış, ya da yıllardır burada çalışan/yaşayan birkaç “yerli” arkadaşımızın varlığı sayesinde San Francisco’da yaşayanlar nerede kahvaltı eder, nerede et-pizza yer, nerede içer, eğlenir, dans eder öğreniyoruz yavaştan. Birden fazla gidip, beğendikçe buradan tek tek hepsini yazacağım.

Bu arada, belki biliyorsunuzdur, lakin Amerika’da yeme-içme konusunda güvenerek kullanabileceğiniz güzel bir uygulama var telefonlarınıza da yükleyebileceğiniz: YELPÇoğu gittiğimiz, ya da gitmemiz salık verilen yerleri buradan buluyor ve yapılan yorumları, ziyaret edenlerin verdiği ipuçlarını takip edebiliyoruz kararımızı verirken.

Bir de bu yazıdaki fotoğrafların kalitesi konusunda ise şunları baştan söylemek isterim:

* Yemeğe oturunca gözüm dünyayı görmüyor.

* Fotoğraf çekmeyi hatırlayınca elim makinaya gitmiyor! Çantadan makinayı çıkarmak yerine elimin altındaki iPhone’u kullanmak kolayıma geliyor.

* Gittiğimiz mekanların çoğunluğu loş ışıklı mekanlar olunca fotoğrafların çoğu da-haliyle- karanlık çıkıyor.

Evet bu itiraflardan sonra gelelim ilk “kesinlikle gidin, görün ve burada yemek yiyin” diyeceğim mekana. Santa Monica’da kaldığımız süre boyunca orada yaşayan arkadaşlarımız İlkiz&Orkun’un özellikle tavsiye ettikleri, bizi götürdükleri; sonradan bir defa da sevgilimle gittiğimiz bir yer: HARA SUSHI. Kesinlikle beş yıldızlık bir mekan. Sushiler gözünüzün önünde hazırlanıyor ve çok lezzetli, fiyatlar oldukça makul ve mantıklı. Ayrıca miso çorbası ve yeşil çaylı dondurma ikramları var. Daha önce hiç yemediğim “crispy salmon” adındaki sushiye ise tek kelimeyle bayıldım. Fotoğraflardaki sırayla; ilk iki sashimi Albacore&Tuna, diğer ikili Tuna Drops ve Crispy Salmon.

Hara Sushi’de fiyat-lezzet dengesi sebebiyle yer bulmak oldukça güç, nereden bakarsanız bakın-akşam saatlerinde ve happy hour’larda- 15-20 dakika beklemeyi göze almalısınız. Servisi oldukça iyi, çalışanlar çok ilgili. Hemen size beklemeniz için bir yer buluyor ve içecek siparişinizi alıyorlar. Hara Sushi’de içkisiz servis yapılan bir bölüm de var. Tahmin edeceğiniz üzere o bölüme sıra beklemeden oturabiliyorsunuz.

Aşağıdakiler de burada bulunduğumuz süre zarfında denediğimiz biralar. Son iki benim favorim (Karl Strauss’un Tower India Pale Ale (IPA) ve Lagunitas’ın India Pale Ale (IPA)), ilkindeki Sapporo Japon birası ve Arrogant Bastard’ın ise ismine bayıldık 🙂

 

San Francisco’ya geldiğimizde ise evimizdeki ilk hafta akşam yemeklerinin çoğu şarap-peynir ve güzel ekmek-kraker üzerine kuruluydu. Allahtan makul sebze-meyve, et-balık marketlerini, pazarlarını keşfettiktte düzene oturttuk akşamları. Peynirler lezzetli, şaraplar bol ve ulaşılabilir fiyatlarda. Ekmek içinse gelmeden önce yaptığımız araştırmalar sonucunda öğrendiğimiz ve “gidilecek” diye not düştüğümüz bir yerden, bir San Francisco klasiğinden ediniliyor artık. San Francisco’nun ünlü ekşi mayalı ekmeğini yapan BOUDIN‘den! Özellikle Fisherman’s Wharf’da bulunan dükkan inanılmaz! Ziyaret edilesi. Ekmekleri yaparken ustalar siz de seyredip, fotoğraflayabiliyorsunuz. Gerçekten özellikle kızartıldığında nefis bir ekmekmiş bu ekşi mayalı ekmek! Normalde ekmek yememeye çalışıyorum, ama burada ipin ucunu bıraktık artık. Spora yükleneceğiz, dengeleyeceğiz 🙂

Boudin’den sonra müdavimi olacağımızdan emin olduğum başka bir yer ise  DELFINA PIZZERIA! Yıllardır sadık okuyucusu olduğum, aynı zamanda bir San Francisco seveni olan Cenk’in o güzel bloğu Cafe Fernando‘daki şu yazıda rastlamıştım ilk Delfina’ya ve hemen not etmiştim bir kenara. Geçen Pazar günü Mission Bölgesi’nde dolaşmaya çıktığımızda önünden geçerken davetkar haline daha fazla karşı koyamadık ve dışarıdaki sıra bekleyenlere karşın iki kişi olduğumuz için içeride hemen yer bulduk kendimize. Çok çok lezzetliydi paylaştığımız Proscuitto’lu ve rokalı pizzası. Sunum, servis, her şey çok güzeldi. İnsanların bir kısmı sabırla neredeyse 20 dakikaya yakın beklediler oturabilmek için. “Kesinlikle gidin, görün, tadın” diyeceğim ikinci mekan da burası; Pizzeria Delfina! Bizim dönene dek birkaç defa daha gideceğimiz belli şimdiden 🙂

Tüm bunların yanı sıra birkaç mekan daha var yazmak istediğim, ama onlar için biraz daha bekleyelim ne dersiniz? Sorularınız ya da önerileriniz olursa lütfen buradan yorum bırakın, ya da eposta atın bana. Paylaşabileceğiniz her şeyi önemsiyor ve merakla bekliyorum 🙂

Harika bir hafta geçirin. Biz dünün 4 Temmuz, Amerika’nın Bağımsızlık Günü olması sebebiyle Marina Bay tarafında oturan arkadaşlarımızın evinde buradaki herkesin kutladığı şekliyle bağımsızlık gününü kutladık: Barbekü, içki, havai fişek! Yedi saatlik muhabbet sırasında devrilen şişeler için bakınız: USin99Days 🙂

 

Yeme-İçme, Keşfetme!” hakkında 5 yorum bulunuyor:

  1. E

    Genelde yaşamın ileri dönemlerine saklanan güzel hayalleri erken dönemde gerçekleştirmek hem cesaretli hem de keyifli hissettiriyor olmalı. Ne diye ve niye bekliyoruz ki …bırak günleri anlar yerinde durmuyor. Darısı başımıza, tercih hakkım olsa avrupayı seçerdim veya güney amerika..hayaller..Bol güneşli günler dilerim.
    E.

    Cevapla
  2. dilayra Yazar

    Sevgili E,
    ben uzundur yarını görmeyecekmiş gibi yaşamaya, çevremdeki insanlara da o şekilde davranmaya çalışıyorum. hiçbir zaman bir şeyleri gerçekleştirmek için emekliliği bekleme taraftarı olmadım, şanslıyım ki sevgili kocam da benimle aynı kafada. mesela ben 45 yaşına geldiğimde, umuyorum ki planlar olumlu olur, deniz kenarı bir evde sevdiğim dostlarımla komün halinde yaşıyor, bahçemde çiçeklerim ve sebzelerimle kafa dağıtıyor olacağım.
    Nasılsa JTB’den vazgeçmeyeceğim, o yılları da buradan anlatırım artık 🙂

    Cevapla
  3. Simiole

    Tatilinizin butun fotograflarina hayran hayran bakiyorum ama bir sushi asigi olarak yazmadan edemedim: mukemmel gozukuyorlar.

    Ne yapsam da sevgilimi ikna etsem 😉

    Cevapla
  4. dlayra

    Sevgili Selin,
    Henüz karşılaşamadım kendisiyle, ısrarla sormaktayım:)
    *
    Ah Simi,
    Hiçbir yerde bu kadar güzelini yememiştim.
    Kısmet olmasını en kısa zamanda size de böyle bir seyahatin, tüm kalbimle diliyorum:)

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir