AsirLardan Uzan Da Tut ElleRimi SimsiCak
YokSa BenDeki CocuK Da Boyle CaresiZ KalacAk
OfkE Ile BesLeneN CocuKlar YalNizdiRlar..
Ve UmiTleri CicEklerDen, AciLari TariHlerdEn
SeniN Gibi BeniM Gibi Onlar Da Hep InsanDilar
Ve Sevgiye InanDilar
Ve SaygiYa InanDilar
Senin Gibi Benim Gibi..
OnLar BiraZ TerkEdilmis BiraZ KuskuN CocukTular
Sanki BirAz InciTilmis SanKi YeteRsiz SeviLmis
SanKi UtanDilar KavgadAn ve SusTulAr..
Op InciLeneN GozyaSlari KuruSun InancLarinda
Sene Bin DokuZ Yuz Kirk Bes
Onlar da Hep InsaNdilar
Ve SevGiye InanDilar
Ve SaygIya InanDilar
Senin Gibi Benim Gibi…
~ En Guzel, en Sevdigim, En Dokunan Sezen Aksu parcasidir “BinDokuzYuzKirkBes”~
guzeldir cok bu sarki.. bastan sona dinledigim ilk sezen aksu albumudur..
canim insan bu tatil Mansastir BUTUNUN sukunetini saldi icime ve her sey artik ifadesi imkansiz bir sesizlikte muthis bir devinimle yatagina akiyor…
ve dudaklarimda bir donem ilklerime kadar beni etkilemis bu siir cagrisimlar yapiyor derinden…
Aynalar yolumu kesti
Aynalar, bakmayın yüzüme dik dik;
İşte yakalandık, kelepçelendik!
Çıktınız umulmaz anda karşıma,
Başımın tokmağı indi başıma.
Suratımda her suç bir ayrı imza,
Benmişim kendime en büyük ceza!
Ey dipsiz berraklık, ulvi mahkeme!
Acı, hapsettiğin sefil gölgeme!
Nur topu günlerin kanına girdim.
Kutsi emaneti yedim, bitirdim.
Doğmaz güneşlere bağlandı vade;
Dişlerinde, köpek nefsin, irade.
Günah, günah, hasad yerinde demet;
Merhamet, suçumdan aşkın merhamet!
Olur mu, dünyaya indirsem kepenk:
Gözyaşı döksem, Nuh tufanına denk?
Çıkamam, aynalar, aynalar zindan.
Bakamam, aynada, aynada vicdan;
Beni beklemeyin, o bir hevesti;
Gelemem, aynalar yolumu kesti.
NF
Fotoğraflar harika.
Ankaradan uzaktaki bana güzel bir nostalji oldular.
Yanılmıyorsam kale civarları bunlar..
Ben de çok çocuk portresi çektim orda.
Tazelenirdim oraya her gittiğimde.
Sadece yılda bir kez bayramda yediği ve en sevdiği tatlı olan pudingi “Gel abla ya beraber yeriz” diyen çocukların sokakları..
Ne guzel sevgi dolu, sicaklik dolu bakislar bunlar…
Merhaba..
Fotograflar Kale’de degil Ozlem, ama haklisin cok benziyor Ankara’nin Kale civari ve Istanbul’un Balat semtinin sokaklari birbirine.. Oralari gorunce “sukrettik” cokca.. tanri bu guzel cocuklara yasama, ayakta durabilme sansi ve mutlu bir omur versin:)
biraz rahatsizm, o nedenle evdeyim.. hafta basina kadar benim seker cocuklarim size eslik edecekler.. iyi hafta sonlari
Canim insan, insan oykunen, kopyalayan, kendini birakipta baskabirine benzemeye calisan insan olurda kafasi karisik olmaz mi?
Tabiki kafam karisik…bunu tesbit edp, kabul edip ve caresi icin kendini adamak cok onemli bir noktadir Dilara..cook onmeli bir sorumluluk…cooookkk…ve o adar da kolaydir ki…o kadar…
ama hep korktugumuz icin kacamisiz…ve bilinmeyene yelken acmayinca dunayyai duz olarak kabul etmis…kendimiz ve butun insanligi uzun bir donem aldatmasiz…
Zira bu kafa hala bin yillarin karisikligini tasiyor iicinde, butun bir insanligin arap sacina donmuslugunun en uc noktasiyiz biz…cunku su an yasayan benim..sensin..hepimiziz…ve butun isimiz ya bu arapsacina donmus karmasikligimiza cozum getirir hem kendimize hemde gelecegin o saf ve temiz cocuklarina dunyada cenetin yolunu acariz…ya da her gun biraz daha bu guzelim dunayayi cehenneme boyariz…
evet haklisin ve anlayisana hayranim, kafam karisik, basimi mavinin dizlerine bosuna koymadimki ben:)
Insan butun bir insanligi yekunuyle icinde tasir farkinda olsun olmasin Dilara…
birkac binyillik butun bir insanlik tarihi hafizamiza kayitlidir bizim…biz bunun bilincinde olalim olmayalim..o ordadir..kaynar durur…biz butun bu brikimin, bu kaynayisin, bu akisin, bir suregiyiz canim insan…cicege durmus yeni, yesiil, dallariz belki ama, biz o agaciz…koklermize kadar ne varsa oyuzdur…fakat vakit ayirip, dikkatimizi buna verip bunu bir turlu okumayiz…kacariz bundan , gunun kosturmacasi bogar, zaman birakmaz kalbimizin nefes almasina,toplumun anomali dayatmacalari bogar zihnimizi, bulnadirir berrak bakmasina…gunluk ve toplumsal baskilarin altinda hurriyetimizi her gun biraz daha kaybederiz…birilerinin kopyacisi oluruz, biririmizin kopyacsi…
Samandan, peygamberlere, filozoflardan ilim adamlarina, dagdaki cobandan zirvedeki lidere, sokataki dinlenciden meshur bir besteciye yasayip ve hissetikleri her sey hepsi bizim hafizamiza kayitlanmisir artik…sadece farkindaligimiz kadar bilebiliriz, gorebiliriz bunlari…bu kadar karmasa icinde nihayet KENDI gozlerimiz bulup bakabildigimiz kadar…ya da ari gibi butun ozleri toplayip kendi balimizi ayptigimiz zaman…iste o zaman biteviye bayramdir hayat…
Tabi insan bu ‘kendim’ ya da ‘ben’ diye kast ettigi seyi tanimak isterse…onu kilcaldamarlarina kadar gozlemleye bilirse…butun bir insanlik haritasi acilir onunde…aldigi her seyi gerisin geriye verir ve kendi oz varligini kesf eder, ordan butuncul bir duyguyla bakar..sonradan kirlenmis, parcalanmis kisiligiyle degil,
Ozunun gozunden,bebeklikten, dogustan geleni guzellik ve korkusuzluktan….o hazine butun dunyalara bedeldir…o hazinete bulmak en yuksek gorevdir…herkes icinde isayi cikarmaya gebe bir meryemdir…isi budur insanin…yeni yolculuguna insan kesf edecgi bu gemisiyle gidecektir…bedenle degil…ozu arabanin icindeki beden gibi bir sey…araba gibi olan bu beden icinde de ayri bir oz var..iste odur kesfedilmesi ve beslenmesi gereken…
Iste bu IS bizim icin dunyanin en kutsal isidir dilara…butun isler ve gucler ondan sonar gelir…
diyebilirsin bu hal, bu durus akintiya karsi kurek cekmektir..
bu seni huzursuz kilar, yakar, yikar…
oyle degil dilara, inan hic degil…belki kullerine kadar yaniyorsun ama her yanis yeni bir dogusun baslangici oluyor…her yeni kesif binbir renkli bir bahar oluyor…senin mavinin sularindan gelip kiyilarima carpan dalgalar gibi serin ve huzur dolu…
insanin kendi hakkinda bilinclenmesi,aydinlanmasi kadar daha kutsal ne olabilir dilara, daha huzur verici, daha rahatlatici, daha kalici bilemiyorum…
Farzet bir evde dogmussun dilara, ve hic disari cikmamissin, camlari bugulu evin ve disariyi hep bu bugulu camdan biliyorsun..insanlar, kuslar, agaclar sular belli belirsiz kipirdanis olmus senin icin…bir gun bir sekilde camlari siliyorsun ve degistiriyorsun yavas yavas her sey yerli yerine oturuyor ve varligin ve butun bir varlik anlam kazaniyor…
Canim insan butun mesele, kendimizi gozlemleyebiliyor muyuz?
Gozlemliyorsak kimin gozleriyle?
Bugune kadar bizi rast gele yoguran toplumun gozleriyle mi?
Babanin annenin gozleriyle mi?
Kapildigin bagimlisi oldugun ideolojilerin gozleriyle mi?
Bagimli oldugun her hangi bir dinin,fikrin, bir filozofun, bir psikologun gozleriyle mi?
Oykundugun her hangi bir sarkicinin, artistin, yazarin, sanatcinin gozleriyle mi?
Kimin gozleriyle dilara?
Kafamiz nasil karisik olmaz ki bu kadar goz icimizde varsa ve bu manzarada kendi gozlerin kaybolmussa…
Butun bu arap sacina donmus tiyatroda ben nerdeyim, sen neredesin dilara, insanlar nerede…
kafasi karisik olmayan beri gelsin lufen…kafasinin karisik olmadigini ZANNEDEN degil…bir bfiil bir olgu olarak YASAYAN!
gercekten kendi gozumle bakiyorum diyebilen bir adim one gelsin lutfen…cit yok insanlikta…meydanda ki kalabaliklar bunu duyuncakosebucak hemen firardalar…
alayi kopyaci…bir oncekilerin kopyacisi…bin yil oncekilerin kopyacisi…degil mi canim insan…degil mi?
lutfen bak ertafina…
birey mi var…birey BUTUNU yakalamis insan demektir…Tam insan..
peki oyle mi?
herkes paramparca, bin parca…ve butum, bireyim diye caka satiyor…ben yutmam valla:) baska kapiya…
ve bu karisiklik cozulmeden de atilan her adim pismanlik, yapilan her is sakat, cikilan her yol cikmaz sokak ,aci ve kederdir…
bakiniz dunyanin hali ortada…her yer yaniyor…ve butun heyacnimizve kosturmacamiz daha cok yangini, catismayi, siddeti, hirsi, yarisi, koruklemek…kardesten kardese, komsudan komsuya, koyden kasabaya, sehirden sehire, ulkeden ulkeye, hic bir seyi insanca paylasamiyoruz…
neden bu?
kafa kariskligindan iste…bu kafa kariskligi neye sebep veriyor..tabiki KORKU’ya…
cunku kimse kendi gozleriyle bakmiyor hayata..toplumun yarimsaci, hirsli, kazanmaci, cikarci gozuyle bakiyor ve en yakinlariyla iliskisini bu minval uzere kuruyor…
yarisan insan KORKAK! insandir, korkak insanda hic bir zaman huzurlu yasayamaz…saglikli karar alamaz…saglikli iliski kuramaz…kendine saglikli bakamaz…cevresine saglikli bakamaz …sagliklisiz acil ve aleleacele AN’dan, OLANDAN kacis cozumleri arar…
ayni ana, yani kendi hazinesine ihanet eder…halbuki butun bir dunya, butun bir alem, butun bir varlik onun icin dizayn edilmis bir cennet gibi…ama o hirs, korku, yaris duygularinin esiri olmus…korlesmis..
kolelesmistir…butun meele bu tanri gibi taptigimiz toplumun dayatmalarina uynmak…onun hipnozundan kurtulmak…ve hakiki devlete uyanamak…ki butun bir alem bu CAN devleti icin buyuk bir devinimde donuyor…
iste bu kafa kariskliginda hareket etmek bizi hic bir zaman sahili selamete ulstirmayacak…bu buyuk DEVLETE…
hic bir sanal teselli, arzu ve istek ve beklenti cozum olmayacak…bu aci ama gercek…
ancak bizi KENDImize yapacagimiz yolculuklar kurtaracak…kendi kitabimizla gozgoze gelmek, ve butun detaylarina kadar kendimiz okumak…iliskilerimizi okumak…kucuk bir kainat olan insani okumak…butunde yerimizi bulup huzur duymak…
yoksa insan her seyi diasarda aramaya mahkum ederse kendinim, gozlerini disari dikerse keni hazinesine hic bir zamana kavusamaz… kendi evi bos kladigi icin tozlanir, solar ve kokar…
bu kendini okumak, kendinde kalmak aydinlamayi, bireyin ebedi aydinlanmasini getirecek…anlik mutluluklari degil..sonsuz huzuru..
evet benim kafam karsik ve bunu 11 yil once anladim…o gun bugun habire kaziyorum…anne rahminde, bebekligimde beri mutlak OZ’ume dogru , cevreden, ondan, bundan cercop gibi gelip rastgele icime yerlemis, onun bunun fikrini, onun bunun gozlerini, onun bunun zevkini, onun bunun dusuncesini kimden ne aldiysam geri veriyorum canim insan…ozumun uzerine kabuk baglamis butun bukabuklari bir bir kiriyorum…arap sacina donmus zihnim kendine geliyor, sabirla bir elmas arayicisi gibi habire kaziyorum…bu kazi bazen gece oluyor, yolum sana dusuyor mavi sularinda duygularim iyice kabariyor ve bardagin son damlasi tasiyor…
bosaliveriyorum bende JTB’ye…(bu arada yeni manzara harikaolmus:) … bazen de gunluk rutin islerde ya bir meslektasa, ya da odamda o an olan her hangi bir ogrenciye…inan hic te zor degil…
butun bunlar sevgiyle ve sefkatle oluyor…
insanlari, toplumu, yargilamak ve bundan zevk almak icin degil…asla degil…hic degil…
sebebsiz canim insan sebepsiz…sedece olani okumak butun bir durustlukle..bu aci versede…bazen tokat gibi yuzume insede..dost odurkiacida olsa dogru soz ede..yalan degil..yapmacik degil…idare etmek icin hic degil… sevgi icin…hakikat icin…
sevgi birinin sevilip, cogunun sevilmemesi degildir…gercek sevginin icindeysek artik hic birseyi, hic kimseyi ayirt etmeksizin her seyi , herkesi dosdogru severiz..…heyacan ve askimiz ayni derecededir…bir cicegin kokusunu kimseyi ayirt etmeksiizin her seye herkese saldigi gibi…beklentisiz ve cikarsiz…
zira biz Mevlana’nin torunlariyiz..butun bir andolu insani bu agacin dallari…hepimiz biliyoruz ki insanlik ergec ancak bu sefkat ve merhamet agacinin golgesinde huzur bulacak…
Hadi oyleyse ISIMIZ var!…
‘Kiyamet’ insanin kendisne uaynmasidir…kendini gecmisin ve gelecegin dusunce ve hayal hapishanesinden kuratarip ana uyanmasidir…olana..
Bu IS belki toplumun bize dayattigi butun islerin disinda daha kutsal daha guzel ve daha ciddi bir IS… ki bu ISI IS edinince asil, o zaman digger butun isler zevkle yapilir, askla yapilir…hayat o zaman anlamini ve manasini bulur…ICIMIZDE OZ BIR UVEN DIRILIR KI…KORKU VE SUPHE bu ulkeden surgun edilir…iste o dirlisin ta kendisdir…Insanin KENDIsini hakikate kurban etmesidir..adamasi…ve HAKIKAT olmasi…
Yagmurlar yaginca cikacagiz yola…hazir olunuz lutfen…insanligin gozleri umitle bu yana o topraklara donmus…
Evet varligin, acikligin, guzelligin, ictenligin , sefkatin , sevgin baska bir buudda bizii besliyor dilara, biz bu muhtesem mavinin yolcularini besliyor…aman kendine dikkat et…gelen rahatsizliklari bir misafir gibi agirla…onlar gelir gorevini yapar ve gider…sen yorumsuz izle , sezzice agirla onlari…kuslar gibi , martilar gibi, bulutlar gibi ucar gider ve gunes birden dogar…
bu guzel cocuklarinin gelecegi bizim attacagimiz adimlara bagli…bizim hareketlerimizle okadar alakali ki analatamam…
yine de canim insan cok oluyorsam soyle:)
bu Turkler’de fazla oluyor! de…
hadi ask ile, sevk ile bir daha…
duselim yollara…
ISIMIZ var zira…
yelkenler fora…
sevgiler…
dilayracımmm, nasıl oldunnn bende kaç gündür buralardan kopmuş bir haldeyim ahh çok geçmiş olsun umarım kulağın hemen iyileşir…:(
ve güzel, ağrısız 1 haftasonu diliyorum sana:D
sevgiler…
sevgili bugra,
senden”nacizane” artik kendi blogunu olusturman ve paylasmak istediklerini oradan paylasmani istesem cok mu olurum dersin:)) ??
zynepim,
tesekkur ederim.. bunu cok soylemem ama hala hastayim, kotuyum:(( tad ve koku alabilmek istiyorum artik!!
Dilayra’cim cok gecmis olsun, canim iyi bak kendine.. hemen iyiles–bak zaten karda yagmis–goruntu harika–icimi huzur kapladi birden–
Canımcım çokkk geçmiş olsun.Resimleri çok sevdim yine.Ankara yı da çok özlemişim.Sana söz aşure yapıp göndereceğim sana.Kendine iyi bak.
sevgili banu ve bengu:))
cok tesekkur edrim iyi dileklerinize.. bugun biraz daha toparlandim gibi.. en azindan artik yediklerimin tadini almaya basladim..
canim insan biraz iylesmen, kendini toparlaman ne kadar mutlu kildi beni bilemessin…
hersey ama her sey olmasi gerktigi gibi dilara…
hayat denen bu buyuk irmagin muthis devinimndeyiz…
ne senin elinde ne de benim elimde akis yonumuz…
ona teslim olup keyfini cikarmaktan da baska secenegimiz yok…
ben yinede nazik tavsiyeni dusunecegim…
umarim elimden gelen bir sey olur:))
kendine iyi bak bize de
sevgi ve hurmetle…
teşekkürler buğra, teşekkürler:)
merhaba;
resimleriniz çok güzel. bu şarkıyı kimse pek bilmez diye bilirdim. benim de belki en çok sevdiğim sezen şarkılarından biridir.
ne güzel bu güzellikleri paylaşmak
kolay gelsin
gamze, tesekkur ederim:))
sezen’in her sarkisi ezbere bile bilinir:))