*Fotoğraf, Universal Stüdyoları, LA*
Baudelaire sağ olsun.
Söylenen o ki her hafta ayrı bir eve taşınır, oturduğu yere ısınamaz, orada uzun süre durmayı beceremez ve hep yeni evlerin hayalini kurarmış. En sonunda dayanamayıp sormuşlar, “Hayırdır?” O da bu meşhur cevabını vermiş: “Her nerede değilsem orada daha mutlu olacakmışım gibi geliyor” diye.
Onun ruhu evlere sığmamış sanırım, benim de ruhum bulunduğum şehirlere sığmıyor! Hep başka bir yerde, başka bir kültürde, başka bir mahallede, kahve dükkanında, yollarda olmayı; başka denizlere, nehirlere, insanlara bakmayı istiyorum. Deli gibi seyahat etmek, oradan oraya üç günde bir savrulmak değil: Bu yaz yaptığımız gibi yapabilmek, bir şehirde en az bir-iki ay geçirmek, turistlikten çıkıp, “oralı” olabilmek, ruhumu biraz dinlendirmek sonra devam edebilmek istiyorum. Hele ki yaş aldıkça, bu duygum tavan yapmış durumda!
Ama tabi ülke şartlarında (neredeyse seyahat hakkımızı engellemeye yönelik çalışan pasaport-harç-yurt dışı çıkış zımbırtıları), diğer ülkelerin Türk vatandaşlarına uyguladıkları vize ve bu süreçteki gün geçtikçe sıkıntı veren noktalara (en son Shengen vizesi için başvuru yaptığımızda kalınlığı kişi başı üç-dört cm. bulan evrak hazırladık. Bir ton fotokopi ücreti ve kağıt israfı da cabası), bir de varlığımıza falan bakınca kısa süreli yapabildiğimiz kaçamaklar bile bir nefes alış, bir mutluluk sebebi benim için. Velhasıl bu hafta sonu ilk defa olarak hiçbir zaman “illaki de görmeliyim” diye çırpınmadığım Viyana‘ya seyahat ediyor olacağım. Sevgilim sağ olsun, işi çıkmasaydı yine de yakın zamanda listemde değildi 🙂 Vize başvuru süreci sonrası en memnun edici nokta vizeyi bir yıllığına almış olmamdır. Bu da demektir ki bu yıl yine seyahat şansımızı da hakkımızı da sonuna kadar zorlayacağız 😉
..
Zamanımız kısıtlı, hava da buz olacağı için nokta atışı yapacaksanız, “mutlaka” diyecekseniz eğer, lütfen öneri-tavsiyelerinizi aşağıya yorum olarak eklemekten çekinmeyin. Hayatımız yeme-içme üzerine kurulu olunca önerilerin de buralara ait geleceğini tahmin ediyorum 🙂 Zaten Instagram’a bakarak benim hakkımda fikir edinmek isteyen birisi muhtemelen şu cümleyi kurabilir: “Bu kadın yiyor, içiyor; sonra da bunları eritmek için ölümüne spor yapıyor!”
Yolculuk 22 Şubat’ta. Sizden haber bekliyorum 🙂
İşine yarayacağını düşündüğüm bir link vereyim hemen. Şimdiden iyi yolculuklar, içinize sinsin arkadaşım. http://www.cokokuyancokgezen.com/geziler/ihtisamin-ve-muzigin-baskenti-viyana/
Mügecim teşekkür ederim. Sevil’in yazılarını severek takip ediyorum zaten, hemen baktım:)
Takip ettiğim Özlem Öztürk’ün bloğuna da bakarsınız Viyana gezisi ile ilgili dikkat çekici yerler var.Linki; http://macerakitabim.blogspot.com/
Keyifli geçsin Viyana geziniz,sevgiyle kalın Dilara Hanım…
Şebnem hanım merhaba ve teşekkür ederim.
Hemencecik okudum Viyana yazılarını Özlem hanımın:)