Kuzumla benim bu günlerdeki halimiz: Bir dargın bir barışık!
Sabah erkenden çıkıyorum bazen, acelem oluyor mesela.. Cumartesi sabahı olduğu gibi.. Akşam eve bir geliyorum her yer darmadağan.. Sabahtan ilgilenmeyince, akşam “Ben sana gününü gösteririm” misali evde savaşıyor kendi kendine.. Olan bana oluyor tabi.. Şimdiye kadar 1 vazo, 1 bardak ve 1 mumluk feda ettim kendisi ile olan bu soğuk savaşlarımız esnasında..! Bunlar kırılanlar; bir de diğer kategori var ki onları buruşanlar, yırtılanlar, dökülenler ve dağılanlar olarak adlandırabiliriz..
Bu dargınlıkların ardından bir barışma seansı başlıyor: Hanımefendi önce koltuğa yanıma sıçrıyor. Sonra yavaş yavaş kucağıma patilerinden birini uzatıyor. Geriniyor, şımarıyor.. Eğer ben kötü tepki verirsem atlayıp kaçıyor, bir müddet daha uğramıyor yanıma. Ama eğer ben de yelkenleri suya indirmişsem kucağıma zıplayıp yapmadığı şaklabanlıkları yapıyor; patileriyle masaj yapmalar mı dersiniz, çenemi okşamalar mı, yoksa kolumu yalamalar mı:))
Sonra barıştığımıza kanaat getirince kendini en sevdiği yastıkların üzerine atıp, mayışıyorda mayışıyor.. Ama düşünüyorm da iyiki almışım onu.. Ne yaparsa yapsın bayağı alıştım ben ona.. Bu arada bugün kızımın doğum günü. O tam 5 aylık:)) İyi ki doğdun kuzum, iyi ki geldin yanıma…
sekerim 5 ayda bir dogumgunu mu kutliyacaksınız 🙂
Hurrem de bu ara mayısıp duruyor, sıcaklardan ne yapacagını sastı garibim..
kediler boyle dilaracim, insan gibiler biraz, ne dersin 🙂
son fotoğrafa bittim, evde savaşıp tam bitkin hali bide azıcık dili çıkarmış 🙂 mutlu yıllar Mia’cık….cok guzel 1 hafta diliyorum Dilayracım sana ve Mia’ya;)
5 ayda bir doğum günü kutlamak niyetinde değilim tabiki de, bir baktım tarihe cuk oturmuş:) 21 Mart doğumlu MIA hn..
Zynep’cim,
sana da güzel bir hafta diliyorum..
sevgili dilara bizim Tırmığımız da 18 Mart doğumlu, 5 aylık kocaman bir kedi oldu 🙂 Kediciğimiz tüm gün yalnız kalmasın diye ona arkadaş getirmeye karar verdik. Şimdi ikisi tüm gün boyunca oynuyorlar bize de sevmesi kalıyor. İkinci kediyi öneririm. sevgiler..
şule,
ikinci kedi benim de aklımdan geçmiyor değil hani!! deli miyim neyim ben?
burnu cok sirin, minicik ve pembe:) Paris’in burnu da kendi gibi siyah 🙂 Inan bana neler yasadigini cok iyi anliyorum, kediler boyle garip varliklar, resmen kendine amade ediyorlar insani 🙂
Burada yasli bir teyze var, bana su muthis cumleyi kurmustu:
You don’t own cats, cats own you !
Haklilik payi var galiba:)
kedi ishte naparsin 🙂
ya ne olacak bu kadınların hali,şurada birbirize girmeden yaşayıp gitseniz :),bu arada da dilayranın da suçu az değildir kesin.
Dilyayra,üzme kuzucuğunu bakıyım ,ihmal edersen bak ceza olarak iki ay kuru mama veririz sana sadece,kumunuda 3 ayda bir değiştitiriz senin :)he he
slmlar
TD
Cok iyi biliyor bu serseriler kendilerini affettirmeyi…Evin nesesi onlar, iyiki almmissin dilayracim:)
banu’cum,
haklılık payı var da ne demek?? üstüne laf tanımıyorum bu ara:)) ben de ciddi inadımdır aslında, ama ben inat edince sonunda sinirlenen yine ben oluyorum.. artık bıraktım ipin ucunu:))
ubp,
nankördür diyorsun yani:))
MR. TD’cim..
sen de haklısın ne diyeyim:))
elif,
haklısın.. keşke daha önce alsaymışım..
Yok nankor demiyorum. Kediler bencil aslinda. Kendileri sevilmek istediklerinde gelirler, istemezlerse sevdirmezler. Ama mesela kopekler sevgine muhtac gibidirler hep. Nankorden ziyade, kediler bence cok bencil. Kopekler ise sevgiye ac. Sanki kediler daha bir asil bu bakis acisiyla. Ama yine de ben en cok maymunlari severim 🙂