Hiç Düşündünüz mü?

Geçen yıl bu zamanlarda ne yaptığınızı, veya nerede olduğunuzu? Yalnız mıydınız? O zaman hayatınızda olan biri var mıydı? Ve şimdi o hala var mı? Yoksa başka biri ile mi yaşıyorsunuz bu yılı, bu zamanı? Özlüyor musunuz geçen yılı, geçen yıl olupta bu yıl gidenleri..?

Bir düşünün şöyle birkaç dakika: 5 yıl önce bugünlerde ne yapıyordunuz ya da neredeydiniz? Ailenizle mi yoksa yalnız mıydınız? Mutlu muydunuz peki? Yaşamı ne kadar umursuyordunuz, ya da neresinden yakalamıştınız? Derdiniz neydi o zaman? Ya da var mıydı:)) ? Çevrenize baktığınızda kimleri görüyordunuz? Şimdi o kişiler yanınızda mı? Yine başınızı çevirdiğiniz an o zaman yanınızda olanları görebiliyor musunuz şimdi de?

Düşünmekten kaçar olmuşuz biliyor musunuz? İllaki başımıza olumsuz, üzücü veya sıkıntı verici bir şey geldiği zaman muhasebe yapıyoruz. Aslına bakarsanız size sorsam şimdi-ya da aynı şekilde siz de bana sorsanız- “Düşün, düşün yoktur işin.. Ha babam de babam düşünüp duruyoruz. Hayatımız bununla geçiyor.. Sen ne diyorsun beee?” diye cevap vereceksiniz.

Geriye bakma taraftarı olmadım hiç. (Daha doğrusu öğrendim:)) Tecrübeler öğretiyor zira, umutsuzca çırpınışlarla geriye bakıyorsanız, bir halt olmuyor. Ama neye bakacağını bilirse insan, o umutsuz çırpınışlar umut dolu, faydalı, güç veren kanat çırpışlarına dönüşüyor. Hep ileri doğru gidiyoruz, ihtiyacımızsa sadece birazcık (daha) zaman..

Tüm bu flashbackler sırasında ne düşünürsek düşünelim, sevmeyi ve saygı duymayı bırakmayalım. Çünkü tam da Maya Angelou’nun dediği gibi: “İf we loose love and self-respect for each other, this is how we finally die!”

Hiç Düşündünüz mü?” hakkında 10 yorum bulunuyor:

  1. ufaklık

    Vallaha aynı dediğin gibi düşün düşün …. işin o yüzden ne geriye gidip düşünmek nede ileriye gidip düşünmek gereksinimini kendinde hiç duyma bence… 5 sene önce yalnızdın yada birileri vardı simdi yok geriye dönüp bakıyorsun düşünüyorsun eline ne geçiyor kaybettiğin zamanki yanlışlıklarını yine tekrarlamıyormusun sanki evet tekrarlıyorsun değişen ne oluyor hiç bişi herkezi kendin gibi değil olduğu gibi görmeye çalışacaksınki sorun olmasın ama buda bazen işe yaramıyor bak bana 5 yıl once kimse yoktu şimdi var geriye dönüp bir muhasebe yaptığım zaman 5 sene önceki halim daha iyiymiş diyorum :))).. Olmak istediğin yerde olmk için şansının , kendine olan inancının , bu hayatı biriyle geçirmek için ortada bir yerlerde buluşman lazım . Yoksam ne yapsan boş hikaye karikatür artık ne dersen de bak bana karikatür olmak yolundayım .. Lafın kısası Hiç düşünme hiç kendini yorma ve sıkma için rahat olsun..

    Cevapla
  2. dilayra

    sevgili kardeşim,
    her zamanki gibi yüzeysel bakıyorsun-kusura bakma lütfen!
    geriye dönüp baktığında gördüğün sadece hayatındaki birinin varlığı ya da yokluğu olmuyor. ne başardın, neye sahip oldun, ne ürettin de olabiliyor, değil mi?
    geriye bakma gereksinimi duyma demişsin.. bazen nereden nereye geldiğini, neler atlatarak şimdiki hayatını elde ettiğini görüp gurur duyarsın; bazen de evvelki iyi hayatını nasıl mahvedip, şimdi nasıl zor durumda kaldığını görüp pişmanlık duyarsın.
    yaşadıklarımızdan bir şeyler öğreniyoruz. en azından ben öğreniyorum, sana da tavsiye ederim.
    evlilik kararın ise, 5 yıl sonra geriye bakıp iyi hatırlayabileceğin bir karar olur umarım:)

    Cevapla
  3. uykusuzadam

    bir sene önceki ve 5 sene önceki herkes hala çevremde, her ne kadar ben artık onlarla aynı şehirde olmasam da 🙂
    hiç tahmin etmediğim bir yerdeyim, eskisinden daha da iyi bir konumda değilim üstelik, ama birşey de eksilmemiş, kaybolmamış hayatımdan 🙂
    bu arada aynı kitabı okumuşuz, gayret et, bitir 🙂

    Cevapla
  4. zeynep

    dilaracigim..bu kanatlar ne guzel, rengarenk..ben de boyle kanatlar istiyorum….
    bu bir senede hayatımda cok sey degisti aslında…dusununce hayatıma bir suru yeni ve tatli insan kattıgımı fark ettim..tabii bunların arasında cok ozel insanlar da var…bilmem ki seneye nerelerde – nasıl ve kimlerle olacagız..durup durup dusundugum bir konu bu..ellerine, yuregine saglık cancagzım..

    Cevapla
  5. dilayra

    uykusuz,
    ne güzel! ben senin cesaretini takdir ediyorum zaten. bir de barış’ın (www.barışnerede.com)
    kitap çok hoş.. ama bu ara hem iş, hem MIA, hem ödev, hem hazırlıklar derken yavaş ilerliyorum. gayret edeceğim, bitireceğim:)
    zeynep’cim,
    o kanatları görür görmez aslen senin periler geldi aklıma.. ben biliyorum ve inanıyorum ki, sen de de görünmez olsalar bile, bu kanatlardan var:) hep iyi insanlar ve olaylar çıkar karşına umuyorum. hayatına yeni giren “tatlı” insanlar kategorisine kendimi de dahil ettim, pek sevindirik oldum. bilmem artık:)

    Cevapla
  6. Ayşegül Sultan

    lilocuğum,
    Güzel dileklerin için çook teşekkürler.
    Sizin gibi güzel dostlarla daha nice yıllara…
    Çook öptüm güzel dostum..

    Cevapla
  7. Bugra Yagmur

    Canim insan sectigin duvar resimlerin guzelliginden bahsedeyim ilk olarak…gercekten cok guzel ve derin resimler…bizle bu guzellikleri paylastigin icin sana bin tesekkur…bir cok noktada ilham kaynagi olmaya davam ediyorsun…
    Hic dusundunuz mu? sorun mukemmel…ve binlerce sey yaprak havalaniyor icimde…sonbaharda birden bir can havliyle ucusun yapraklar gibi dusuncelerim…ben kayboluyorum icinde…
    Cala pedal giriyorsun boyle sicramalarla icimize…ne guzel duran ve duraganlasan sularimiza bir tas atiyorsun…firtinalara donusuyor saatler…
    ve dalgalaniyoruz hayat, hakikat ve yasam adina…
    Aklim fikrim ve butun dikkatim DUSUNCE uzerinde son yillardir…
    yani daha cok “insan, ve insanlik bu dusuncenin cenderesinde bir dolap beygiri gibi nicin doner durur?” benim takildigim nokta burasi dilara…
    Kurtulmak mumkun mu dusuncenin ceheneminden?
    Dusunce bellegin ifadesidir, bellegimiz ordan burdan cocuklugumuzdan beri rast gele topladigimiz bilgi birikimi…
    Bilgi ise yuzyillarin ve insanligin yalan yanlis deneyimleridir..
    insan iste bu dongu icinde tutsaktir…
    Bu alan icinde biriktirdigi butun bu bilgilerden insan her seyi icad edebilir, tanriyi bile…
    Dolayisiyla iki yol var onumuzde ben ya KENDIMI arastiracagim, ki bu sonsuz bir harekettir, yada kendimi dusuncenin oyunu olan kendi sundugu eglencelere kaptiracagim…
    Dinlerin cogu eglencedir, butun ritueller eglencenin bir bicimi, tipki futbol, sinema, muzik gibi, icki gibi…
    Dusunceyi eglendirir bunlar, “”olani”” gormekten kacisin yollari icin dusunce boyle bir kurnaz ve kolay yol icat etmistir kendine…
    Ancak dusuncenin oyunundan, cenderisinden kurtulan icin o zaman ickinin, dinin, sanatin, futbolun, sanatin estetigi vardir..
    digeri aci da olsa kacistir…uyusturucu gibi…
    Fakat biz yinede sunu sorgulamaliyiz.
    Din nedir, eglence arayisi nedir? dusunce neden kadehlerde tessilli arar? hep kacar bir seylerden..madem bu kadar bilen bir sey ise?
    Yoksa zihinin kucuk bir parcasi olan bu dusunce farkinda olmadan bizi butunuyle esir mi alir?
    KENDIMIZ arastirmak bence en onemli egitim canim insanlar, diger butun egitimler ondan sonra gelir…bakiniz bukadar egitilmis insan dunyayi, ulkeyi, aileyi ne hale getirdi ortada…
    kendini arastirmak, tanimak, okumak egitinini tamamlamayan , insan karmasik dusuncelerinin ve bir baskasinin kolesi olmaya hep mahkumdur…
    O seckin ruhun, Ataturk’ún dedigi gibi, yurtta sulh cihanda sulh…fakat bu “yurt” once KENDIMIZ anlaminda algilamliyiz…
    Yani kendi evimin duzenli olup olmadigini sorgulamliyim…arastirmalyim..Evmizin, icimizdeki evin, yapimizin, mucadelemizin, acilirimizin, tedirginliklerimzin,, yalnizliklarimizin, saldirganliklarimizin, katlandigimiz seylerin, butun bunlarin bir duzensizligi ve karmasasi vardir icimzde…ve biz alele acele dikkat etmeden bu duzensizlikten, kargasadan duzen yaratmaya calsiyoruz…hatta siyasal, ekonomik, toplumsal duzenler kurmya kalkisiyoruz icimizde bir duzen kurmadan…iste duncenin binlerce yillik cikmaz sokagi…dunyamiz bir manda butun rezilligiyle ortada…bilimsel, ve teknolijik bu kadar gelismemize ragmen vahsilerden daha acimasiz…
    KENDININ EGITIMINI tamamlamis bireylerin kurdugu aileler ortada…
    dolayisiyla icerde duzen olmadan, disarida duzen kurmak, aramak olanaksizdir…
    yani dusun tasin b….. isin!…
    cok dogru bir atasozumuzdur…
    iliskide dusuncenin fonksiyonu aslinda imha edilmeli…
    Teknoljik, bilimsel arastirmalarda, dil ogerenmede, evin yolunu bulmada dusunce kacinalimaz bir guzellik fakat psikolojik baglamda zehirdir…
    Ben her gun psikoljik hur bir zihinle kainata bakmaktan yanayim…kus kadar hafif, ruzgar kadar seffaf, su kadar diriltici oluyor insan…dune ait hicbir kirginlik ve kirilganlik tasimiyorsun icinde, dun dunle beraber gecmistir cancagizim, bugun yeni seyler soylemek lazim diyorsun…
    Her an taze her an yeni dogmus, yeni bakiyormus gibisin hayranlikla dunayya…
    Dunun kirinden pasindan, kininden, dusmanligindan arinmis olarak…
    O zaman Dilara benim icin her gun kesf edilmesi gereken yeni bir guzellik, bikip usandirmayan, kesf edilmeyi bekleyen bir ilham kaynagi, her sabah yep yeni umitlerle dogan bir gunes isigidir…ondan hic bikarma insan…
    Ama dusunce evin yolu gibi, Dilarayi kayit ederse , onu her hangi bir resim gibi sabitlestirir, dondurur, eskitir…
    ve ben ona kiyamaaam:)…
    Bu nedenle bu hinzir DUSUNCENIN gestapo gibi arkasindayim ergec bana teslim olacak…
    ve inanin dostlar elimin sicakligini ensesinde hissder gibi kaciyor ve korkuyor benden…
    gelin sizde dusun su hinzirin pesine ve cennet serilsin ayaklarnizin altina…gozlerinizin onune….
    Dilaracik, yine uctum, bir tasin, beni gecenin bu saatinde hangi okyanuslara surukledi, kuzey denizi sahillerinden…
    ne guzel…ne guzel…
    dusunceden azade bir gun herkese…
    sevgi ile…

    Cevapla
  8. sebahat

    Sevgili Dilara,
    Uzun zamandir seni takip ediyorum, ama yazmak bugune kismetmis:)
    öyle bir günde sormussun ki bu soruyu, yanitlamadan gecemedim…
    22 haziran benim hayatimi hersene gözden gecirdigim gunlerden biridir.
    Ilk olarak sevdigimi bir arkadasimin dogum gunu idi, daha sonra sevgilimin dogum günü:)ve tam alti sene evvel de nisanlandigim gün ve nisanlimin dogum günü olarak daha da önemli hale geldi.
    Her yil 22 haziran da sunu düsünüyorum: iyi ki onu tanimisim, iyi ki onunla evlenmisim.
    Geriye dönüp baktiginda güzel seyler görebilmek dilegiyle,
    Sevgilerimle,

    Cevapla
  9. ece

    Cuma hikayesi için açtım karşıma bu güzel yazi çıktı:))
    Dediğin gibi hem çok güzel hem de cok üzücü hikayeler var geçmişte.. Tabi insan hep iyi olanlarını hatırlıyor – hatırlamak istiyor. (en azından ben oyle yapıyorum:))
    Çok sevdigim bir insan bana şöyle demişti. İnsanlar eskiyi hatırlamayı, eskiyi konuşmayı sever. Çünkü yapılmış / tamamlanmış olanı(yani artık “cepte” olanı) konuşmak gelecek için yeni anılar yaratmak icin çabalamaktan daha kolay gelir insana… Yaşadıklarımızı konuşmak varken ne diye yeni şeyler yaşamak için uğraşalım??
    Her ne kadar bu şık laflar hoşuma gitmiş olsa da beni (bizi) bir kez daha geçmişe gitmeye ve “güzel olanlari” hatırlamaya davet ettiğin için teşekkürler..
    İyi haftasonları..

    Cevapla
  10. dilayra

    ayşegül’üm sultanım…
    ne demek.. nice yıllara inşallah. eh artık akşamın fotolarını da yarın koyarım sayfaya..
    sevgili buğra,
    uzun uzun cümleler kuruyorsun. eskiden iyi başardığım birşeydi bu benim. Proust okurdum zira.. hatta bir gün oturdum ve “yazabilirim”, “yapabilirim” diyrek 20 paragraf ve tek bir nokta yaratmıştım:) o oldu!!! uzun lafın kısası demem o ki.. sen uzun uzun yazıp, içindekileri paylaşıyorsan, burada olmaktan mutluluk duyuyorsan, ‘düşün’memizi sağlıyorsan hoş gelirsin her zaman:) umuyorum ki herkes aynen senin gibi, hür ve arınmış bir zihinle, düşünceyle her sabaha günaydın der içi kıpır kıpır. o iç kıpırtımızı da kaybedersek neyimiz kalacak??
    hoşgelmişsin sebahat,
    umuyorum ve içtenlikle hep diliyorum ki “iyi düşünen ve iyi olmak için çaba sarf eden, iyiliğin erdemine inana herkesin tüm iyi düşünceleri gerçek olsun”:)) 22 haziran’ın kutlu olsun:)
    sevgili ece,
    “Yaşadıklarımızı konuşmak varken ne diye yeni şeyler yaşamak için uğraşalım??”
    çünkü yine söylemeden geçemeyeceğim.. şekerim 1 hayatımız var değil mi? yaşadıklarımızı düşüneceğiz tabi ki, ders çıkaracak ve yeni şeyler yaşarken bunları önümüze yol gösterici olarak koyacağız.. iyi şeyler iyi “yeni” şeyler getiriyor. bu yaşamda bir yerimiz var, onu doldurmayı denemekten zarar gelmez. zoru başarmamaız gerek.
    diyorum… da, ne çok felsefe yapıyorum:)) kızmayın.. bugün cuma ve ben çok iyi hissediyorum.. sinir bozucu şekilde iyi hemde:))
    sizler de iyi bir cuma geçirin..

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir