Cuma Hikayesi…

Bana Ne lazım?

Yeşillenmiş bahçemde çıplak ayaklarım…

Serinlik ve hafif nem hissediyorum yere bastıkça ayaklarımın altından başlayıp vücuduma doğru sinsice yayılan. Sabahın çok erken saati, kimseler uyanmamış daha çevre apartmanlarda, her yer karanlık. Kediler bile mırıl mırıl uyuyorlar duvarın bir köşesinde birbirlerine sokulmuş bir halde. Karşı komşumun penceresi açık kalmış geceden. Dün gece çok gürültülü bir parti veriyordu zira. Evde sigara içirtmediğinden sigara tiryakileri nöbetleşe pencere önünde çektikleri derin nefesleri dışarıya üfürdüler uzunca bir süre. En azından ben penceredeki son kişiyi gördüğümde saat 02:00 miydi, neydi?

Uyuyamadım yani. Günlerdir uyuyamıyorum zaten. Kendime kızıyorum bazen, diyorum ki “Niye sen de Sezen Aksu gibi günde 3-4 saatlik uyku ile yaşamayı öğrenemiyorsun ki?” Yani ben değil miyim her zaman uykuda geçirilen saatlere acıyan, bunu bir zaman kaybı olarak gören ve elinde upuzun maddelerle dolu YAŞANACAKLAR-YAPILACAKLAR Listesi; bir listeye bir aynadaki suretine bakan zaman zaman? Niye peki 2 gün üst üste 4 saatlik uyku ile başlayınca güne, yumruk yemiş boksor misali bir türlü gardımı toparlayıp, düştüğüm yerden kalkamıyorum? Eh hadi kalktık diyelim, niye çıplak ayaklarımla üzerine kırağı düşmüş, nemli bahçemde kalakalmışım anlamsız ve yorgun gözlerle bakıyorum sağıma soluma? Kafamda uçuşan yıldızlar misali bin türlü şey!

Capcanlı olmam lazım benim halbuki. Yüzümün hep gülümsemesi lazım; hep kahkahalar atmam, göz kenarlarımdaki mutluluk çizgilerini azdırmam lazım. Sabahları kahvaltı ederek güne başlamam, taze sıkılmış portakal suyu içmem lazım bol bol.. Kahveyi azaltmam, ne bileyim, o bir türlü içemediğim yeşil çaylardan denemem lazım.. Daha çok spor yapmam, aramadığım arkadaşlarımı, babamı daha sık aramam lazım. Daha çok şarkı söylemem, daha az üzülmem, karşı komşum yaşlı teyzenin kapısını daha sık tıklatmam lazım. Daha az üzülmem için yaşantımdaki olumsuzluklara; olumsuzluk olarak adlandırdıklarıma, daha duyarlı olmam lazım insanlara ve çevreme, daha az katı kalpli, daha gönlü bol olmam lazım! Ne bileyim ben, affedebilmeyi öğrenmem, kısasa kısas yapmamam, sesimi yükseltmeden konuşmayı başarabilmem ve ne olursa olsun “Teşekkür Ederim” diyebilmem lazım bana bas bas bağıran telefondaki uygarlıktan nasibini almamış kadına… Ona inat, kendime inat!

Bazen serin bir sabah, ufacık bahçede birkaç dakika bile hayatının film şeridi olarak gözünün önünden geçmesine yeter bence. Bunun için ciddi tehlikelerle karşı karşıya gelmen, “Son Durak” a birkaç saniye kalmasına hiç gerek yok! Acıttı mı canını bir şeyler, alamadın mı nefes göğsünden derin derin, bir ses duydun mu seni derinden yaralayan; belki minik bir kedi yavrusu çukura düşmüş, bir tekerlek altında kalmış; ya da bir sevdiğin umutsuz, mutsuz, çaresiz ağlaya durmuş telefonda. İşte o zaman alır seni bir telaş, binbir hezeynla çığlık çığlığa bir şeyler yapabilme, bir şeyleri yoluna koyabilme gücü diler tanrıdan ve gardını hiç düşürmeme gücü istersin evrenden, kainattan… Gözlerini kocaman açabilmek, yere; ıslak çimenlere sağlam basabilmek, başını yukarıda dik tutarak meydan okuyabilmek istersin, tam da bir şarkıda söylendiği gibi, hayata!

HAYATA!

“Şerefe” der gibi.. Yapmayı en sevdiğim o şey gibi..

Ben.. 09 Mayıs 2006

**Bahçe, benim.. Gökkuşağı da tabi:)) **

Cuma Hikayesi…” hakkında 6 yorum bulunuyor:

  1. Mr. TD

    Günaydin,
    sana bol gülümsemeli,keyifli,sevdiklerinle beraber güzel bir hafta sonu diliyorum.
    bu hayata bir kere geliyoruz,tadini cikaralim.
    slmlar
    Mr TD

    Cevapla
  2. dilayra

    neredesin be MR. TD,
    gözdende karşılaşıyoruz diye iyi olduğunu biliyorum allahtan:)) sana da çok keyifli, bol çikolatalı, sıcacık bir hafta sonu diliyorum:)
    ben ne diyorum zaten “one life, live it”

    Cevapla
  3. bugra yagmur

    Gunun yirmi dort saati yaratici olmak!… ilk detapta abartili bir soz gibi duruyor ama HAYAT denen HAKIKAT bu Dilara…
    Hayatin o devingen ve muhtesem ritminden DUSUNCEMIZLE anlikta olsa ayrildigimizda, kendimizi o karanligin colune surgun etmis oluyoruz…
    Beni bu sabah yine buyuledi bahcendeki hayat…
    Butun bir guzelligiyle HAKIKAT yansiyor ordan….dusunce afalliyor renk cumbusu karsisinda…adeta yutuluyor insan HAYATIN bu bahcesinde…cenneti bir kez daha soluyorum gune baslarken sayende…
    Once ciplak ayaklarim nemli cimenleri oksuyor
    bahcende, geciyorum kendimden…zamansizligin sahillerinde yutuluyorum…
    neden sonra cumlelerinle beni dunyaya, dusuncemin labirentlerine cagriyor…
    alcalip yukseliyorum.
    dusuncenin bize oynadigi oyunu cumllerinde cozmeye ve butunu gormeye calisiyorum…Bazen birlikte ucuyor , bazen bir birimizi kaybediyoruz. Heyacanlaniyor, merak ediyorum o anlar…
    Sakin Dilara, sakin dusme o bosluklara( ki onlar dusuncenin urettigi bosluklardir) Sen anda kalmaya bak. Dusunce kiyas eder, karsilastirir, daha iyisini arar, kusatildigi zenginligi hic gormez…
    Bak saglikliyiz, hastahanede degiliz, evimiz var ceneti burda yasayacak kadar guzel bahcelerimiz, canimiz arkadaslarimiz, ailemiz, isimiz..ve daha nelerimiz var da var!
    butun bu varlik sagnaklari altinda iliklerimize kadar islanip sarhos olmak varken bu canim dunyada. Dusuncenin icimize sinsizce attigi kurtlar niye?
    Sana hic bir sey lazim degil canim insan.
    Her seyin var. Bak yildizlariyla, gunesiyle gezegenleriyle , havasi ve suyuyla , civil civil insanlariyla ve binbir cesit yiyecek ve icecigiyle senin hizmetine verilmis bir hazine…
    DUSUNCE, fisiltilariyla yaramazlik yapip bizi sahip oldugumuz bu muhtesem servetten mahrum ediyor sanki…
    Hayat, her gun icindekilerin eksikligini gidermek icin butun zenginligiyle sunuyor kendini bize..biz sanki acele ediyor, karisiyor, karistiriyoruz, kaciriyoruz onun sundugu nimetleri…
    Hadi hepiz doymuslugun icinde bakalim bu guzelim dunyamiza. Bak o zaman eksik zannetigimiz ne varsa ucup gidecek zihnimizden…ve biz cenette yasar gibi nefes alip vercegiz bu dunyada…
    ve HAYATIN ta kendisi olacagiz…

    Cevapla
  4. Mr. TD

    bu aralar basim cok kalabalik,pek saga sola gidemiyorum,anca atlattim Türkiye bunalimi mi,yavas yavas oalcak.Basladimartik ziyaretlere zaten 🙂

    Cevapla
  5. arzu brumendi

    Çoğu zaman bir hayatımız var yaşamak lazım desekte neyazık ki bu mümkün olmuyor. Güleryüzlü, keyifli başladığın bir gün, sokaktaki yaşamasını bilmeyen herhangi biri tarafından anında bozuluyor.
    Bunu bir zincir halkasına benzetiyorum, dolayısıyla gün içinde sırasıyla halkalar artıyor, güçleniyor ve koparılamıyor. Üzülmemek, telefonda ki o kadına bağırmamak elde olmuyor bazen, ama önemli olan tüm bu yükü üzerimizde nekadar tutmamız gerektiği. Hayatımızın renkleri çok fazla ve ben kaybetmek istemiyorum renklerimi…
    Bu yüzden senin için, fotoğrafındaki renkler kadar güzel bir haftasonu geçirmeni diliyorum…

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir