Sevgili İstanbul..

“Her ne kadar hasta falan olsam da artık daha fazla bekleyemedim, düştüm yollara Cuma saat 15:00’da sana doğru.. O kadar yorgun, bitkin ve halsizdim ki, bir ara otobüsten falan inemeyeceğim Ataşehir’e geldiğimizde herhalde dedim kendi kendime.. Varan’ın rahat Deluxe Otobüsü ile ulaştım bağrının bir köşesine akşam saat 20:00 sularında. Edirne seyahatini bitirmiş olan Ayşegül Sultan karşıladı beni, aldı sardı sarmaladı şalına sıkı sıkı; ver elini Çiftehavuzlar! Naz ve Cey’in evine.. Özlemişim arkadaşlarımı be İstanbul! Neredeyse 6 aydan fazla olmuş onları ziyarete gitmeyeli. Cey stüdyo açmıştı kendine, acayip merak ediyordum. MARA Grubu’na (Sevgili Bülent ve Doğan’ın grubu) kayıt yapıyorlardı hatta. **Kendime Not: MARA bir yerlere gelirse, kendine pay çıkarabilirsin. Zira Cey ile onları sen buluşturdun. İleride, böyle bir durumda bunu çocuklara hatırlat:))**

Neyse, arkadaşları görmek iyi geldi hakkaten. Özlediğim bir sürü şeyi yapmak için listelemiştim; ama ilahi İstanbul.. İnsan biraz güneşi bulutların önüne çıkarır. Seninki de iş mi? Öle bite geldim bağrına taa Ankara’lardan, bir güneşin yüzünü göstermedin bana:( Ama inat değil miyiz biz, kalktık şakır şakır yağmurun altında Beyaz Fırın‘a o güzelim simitlerle kahvaltı etmeye gittik. O da yetmedi Beylerbeyi’ne Tarihi Beylerbeyi Balıkçı‘sına balık yemeğe gittik.. Bizde hiç pes edecek göz var mı İstanbul??

Boğaza karşı balığını yemeden mi döndün yoksa dedirtir miyim hiç ben?? Ama ne yalan söyleyeyim o gri gökyüzü ile karşılamana rağmen bizi İstanbul , rengarenk lalelerin ile kalbimizi fetettin. Ne güzel olmuşsun öyle 3 milyon lale elbisenle? Ben en çok mor laleli olan kıyafetini beğendim, mor yakışmış sana:))

E Pazar olurda, kahvaltı için Ortaköy’e inilmez miydi İstanbul? İnilirdi.. Peki ya JTB sayesinde tanıdığım şeker Zeynep ile kahvaltı zenginleşir miydi? Tabiki.. Bu ne şeker, ne enerjik, gözleri ne kadar ışıl ışıl, ne kadar güler yüzlü bir insan İstanbul.. Böyle güzel birini bağrında saklamaya utanmıyor musun sen bakayım? O kadar saklamasaydın da daha önce bulsaydım kendisini.. Çaydanlık‘ta kahvaltı mı yapılmadı, üzerine kahveler içip fallar mı bakılmadı, yoksa çıkıp o şeker Ortaköy incik-boncuk el emeği göz nuru pazarında fotoğraflar mı çekilmedi. **Kendime Not: Ayşegül Sultan’ın ressam annesi benden Ortaköy Cami fotoğrafları istedi. Güzel bulduklarını ayır da, gönder.**

 

Sonrasında hep bearber Beyoğlu’na uzadık. Zeynep bizi, geçen haftalarda kendi sayfasında bahsettiği Fransız Sokağı‘ndaki Sıcak Şarap içilen yere götürdü: Chez Vous! Ne güzel sohbet ettik, ne güzel fotoğraflar çektik orada da. Yani İstanbul, her köşen ayrı güzel, ayrı karışık, ayrı sıcak, ayrı alem vallaha.. Ha unutmadan bir de son dakikada Çiçek Pasajı’nın yenilenmiş haline bakmak için soluklandık otobüsümüze yetişmeden önce.. Kahvaltı, sıcak şarap derken canımız tatlı istedi; son dakikada The Marmara‘nın Cafe’sinde yaptık yapacağımızı: Sana çikolatalı pasta ile veda ettik İstanbul..

Bilmem ki ne desem sana. Özlemişim seni.. Teşekkür ederim sana, tüm ıslanmamıza, üşümemize, yorulmamıza rağmen sayende tattım özlediğim güzelliklerin tadını: Arkadaşlarımla buluştum.. Yeni bir arkadaş kazandım..Sımsıcak..

Ah İstanbul ah.. Ne yardan ne senden hesabı oluyor her seferinde.. Ben seninle ne yapacağım???………”

                         Dilara

Sevgili İstanbul..” hakkında 13 yorum bulunuyor:

  1. zyn₪p

    dilayra’cım yazıyı okudum sonra gene okudum ve defalarca fotoğraflara baktım (çok güzeller, içim açıldı), sonra gene baktım ve dedim ki iyi ki gitmiş dilayra:)
    sonra adaşçığım ile tanışmış ve İstanbul ona güzel davranıp çikolatalı pasta ile güle güle demiş, tatlı 1 anı olsun diye…
    çok güzel dilayracım, çokkk güzel..
    kucak dolusu sevgiler…

    Cevapla
  2. zeynep

    sizi gidi yaramazlar, pasta ha 🙂 afiyet olsun kizlar!
    nasil keyif aldim, nasil hosuma gitti, boyle uzun sure soluksuz kalmisim da oksijen vermisler bana gibi oldum sizi taniyinca, lutfen lutfen lutfen yine gelin, hep gelin, ben size pasta yediririm, ne isterseniz yediririm 🙂
    canim, cok guzel yazmissin, cok duygulandim..
    iyi ki varsin.
    Aysegul Sultan’im, sen de iyi ki varsin, olacak gibi degil yani, senelerdir taniyormus gibi hissettim sizi!
    guzel bir hafta diliyor, cok opuyorum, hediyelerinizi evimin baskosesine koydum, cok tesekkur ederim!

    Cevapla
  3. aysin

    Vallahi benimde icim acildi fotograflara bakarken ,her ne kadar Istanbul kara olsada..Nasilda bir baska sehirdir o..

    Cevapla
  4. dilayra

    Zynep’cim,
    bir dahakine beraber gidelim olur mu? bence sen de bayılacaksın adaşcığına:)
    ya evet Zeynep’cim..
    Ayşegül Sultan daha sıcak şaraba girmeden önce tiranisu diye tutturunca aklımız kaldı. ama bir görsen son 15 dakika var otobüse, biz pasta yiyoruz aceleyle:)) ah bu boğazımız yok mu bizim!!
    Aysin,
    gerçekten de başka. her seferinde allak bullak ediyor, şaşırtıyor gönderiyor bizi..
    MR. TD..
    Tabiki kulaklarını çınlattık:)) eh biraz da gezdik üzerine afiyet. sen de Paris’lerde gezip, Demel Pastacısı’ndan zalim fotolar koymuyor muydun bloğuna.. al işte..:))

    Cevapla
  5. Ayşegül Sultan

    Lilocuğum,
    Çok güzel bir hafta sonuydu..
    Yaşanan güzel 2 günü senin kalemindem ve objektifinde tekrar yaşamak çok güzel..
    Sayende sevgili zeynep’ le tanıştık..Umarım Fransız sokağında kurduğumuz hayalleri en kısa zamanda gereçekleştiririz.
    İyi ki varsın güzel arkadaşım..

    Cevapla
  6. bugra yagmur

    canim insan, yaklasik bir haftadan fazla firardayim…Amsterdam Izmir, izmir Amsterdam..ve bu cuma yine Amsterdam-izmir var. Izmir-amsterdam ordaki gelismlere bagli..canim babacimin iyligi iste:))
    Yazilarinin hepsini okuyamadim…onlara daha sonra donecegim.Istanbul deyince nedense hep bir derin ah! ceker yuregim…
    Ne guzel etmisindde gitmissin ona…onda insanlik tarihinin butun sifresi sakli sanki…ben henuz doya doya hic gezemedim orayi…haylimde ki istanbul zedelensin hic istemedim…orda bulundugum zaman zarflarinda mumkun oldugunca yorumsuz sasskin yari uyurgezer bir hal aldim hep…senin kaleminden yagmurlu istanbulu dinlemek, objektifinden onu izlemek ne guzel..cok guzel fotograflar bunlar tebrikler…
    Su an penceremi doven yagmur taneleri benden daha heyacanli…Gelisiguzel pencerenin diger yuzeyinde cisiztirdikleri sekillerle bana mavi okyanuslarin derinliklerinde bir inci taneseinin sakli haritasini anlatir gibiler…
    Onlara hep guvendim…isaretlerini takip etmek sanki vicdanimin sesini dinlemek gibi bir sey oldu…bu ulkenin nefret edilen yagmurlariyla oyle ozdeslestimki ben saatlerce camda onlarin bu gelisguzel akislarini izler ve huzur bulurum…irmaklarida olusturan onlar okyanuslarida…seni de beni de…degil mi ki sudan yartildik…hep sularin kiyisinda hayat bulduk…oyleyse bu yagmur ve kanal manzarali haytimdan sana en icten sevgiler…
    Fotograftaki eller senin degildir umarim:)))yoksa cakmak ve bir paket Marlboro ile suc ustu yakalandiniz diycektim:)))
    aman dikkat!!!
    “Bu yagmur,bu yagmur,bu kildan ince.
    Nefesten yumusak yagan bu yagmur.
    Bu yagmur, bu yagmur bir gun dinince
    Aynalar yuzumu tanimaz olur…”

    Cevapla
  7. dilayra

    Ayşegül Sultan’ım..
    artık Sultan’ımız oldun bak:)) yine gidelim.. o hayallerde hayal olmaktan çıkacak, bak buraya yazıyorum:))
    Buğra,
    o sigara paketi ve çakmak bana ait değil:)) ama kaçamak yaptım Şehr-i İstanbul’umda ne yalan söyleyeyim..

    Cevapla
  8. Ayşegül Sultan

    Lilocuğum,
    Bencede hayal olmayacak,bu yıl bloga yazacağın epey anımız olacak.,

    Cevapla
  9. zeynep

    ben de gelicem, ben de gelicem, bir suru fotograf cekicem 🙂
    Aysegulcugumun kuslarin arasindaki fotograflari cok guzel cikmis vallahi, kendim cektim diye demiyorum, Dilaracigim, sen de beni oyle dogal fotograflamissin ki, cok yasa!

    Cevapla
  10. Mr. Turkish Delight

    @dilayra
    soldaki ufak fotoda sac bas dagilmis dilayra,siz bayagi bir eglenmissiniz anlasilan orda 🙂
    Bu bensiz partilere bir son verme zamani geldi,böyle olmayacak bak simdi gidip bilet alacagim 🙂

    Cevapla
  11. dilayra

    hahah.. Turkishim Delightim.. o foto, geçen haftalarda güneş tutulması syretmek için çıktığımız 1800 rakımlı tepede esen rüzgarlar arasında çekilmiş bir fotodur.. istanbul ile alakası yoktur.
    ama sen bilet alacam illaki de diyorsan, öyle olsun:))

    Cevapla
  12. uykusuzadam

    Ne güzelmiş 🙂
    C.tesi gecesi’nden Pazartesi sabahına kadar ben de İstanbul’daydım. Gerçi o kadar çok gezemedim, hem çalışmam gerekiyordu, hem de kardeşimin son askerlik hazırlıklarını yapmam. Çiçek Pasajı çok güzel olmuşa benzer 🙂 Fransız Sokağı’da güzel ama boş bir kadın gibi; özelliksiz, birbirinin aynı kafelerinde aynı kötü makarnalar, salatalar ve sandviçler:)

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir