“Mutlu olmak için
Sevmek için görme, işitme..
Mutlu olmak için
Sevmek için bilme, hissetme, (çok düşünme…)” diyor REDD Grubu.
Bu grubu seviyorum, şarkılarını da.. Ama bu sözlere birazcık karşıyım ben! Mutlu olmak ve sevmek için belki bir çok şeyi görmemezlikten, bir çok şeyi duymamazlıktan gelebiliyoruz.. Belki de herşeyi bilmemeyi tercih edebiliyoruz.. Çok düşünmenin de bazen kafa karıştırmaktan başka bir işe yaramadığı zamanlar olmuyor değil hani.. Ama iş hissetmeye gelince, orada dururum ben!Hissetmeden hiçbir şeyin gerçekleşmesi mümkün değil. Hep inandığım şey bu hayata bir defa geldiğimiz ve onu doyasıya, kendi doğrularımızla, özgürce yaşamamız gerektiği.. Sonunda mutsuz olacağımızı düşünsek bile hissettiğimiz anlar kadar varız. Hissettiğimiz şeyler kadar mutluyuz. Hissettiğimiz sürece inançlıyız. Bence yani..
Sevmek icin gorme ve isitme lazim cumlesine gore korler ve sagirlar sevemez yani diyor redd grubu =)
Ayrica bence yalnis sirf mutlu olmak icin bazi seyleri gormemezlikten yada duymamazliktan gelmek cunku o sahte gecici bir mutluluk olur. Cunku o gormememeye duymamaya calistigimiz seylerin var oldugunu biliyoruz.
Birde demissinki sonucta mutsuz olacagimizi bilsekte hisedigimiz anlar kadar variz. O bir anlik hisler icin ben ileriki mutsuzlugu goze almayanlardanim, elbet bi yerde her zaman sonuna kadar hislerimle mutlu olacagim seyler ve kisileri bulurum. Onemli olan risklere atilmak, kisilere ve hayata sans tanimak bu dunyada =)
Sobanın üstünden alınan kestane gibi aşk, elimizi yaktığına aldırmadan kabuklarını soyup özüne ulaşmaya çalışıyoruz.
Çok düşünme, görme, işitme demek; eline eldiven giy demek gibi.
Aşkın riskleri olmasa, alacağımız tad bu kadar güçlü olur muydu acaba ?