Kaçtım Bu Hafta Sonu I..

Nereye mi? Amasra’ya.. Oradan Safranbolu’na.. Yakınlardaki Yörük Köyü’ne.. Uzun zamandır Karadeniz’in incisi Amasra’ya ve eski evleri ile ünlü Safranbolu’na gitmek ister durur; ama her seferinde bir maraz çıkar  gidemezdim. Sonunda vesile oldu-Torsten sayesinde- hafta sonu kaçamağı yapıverdim.

Cumartesi günü bir araba kiralayıp, biraz gecikmiş olarak öğlen saatlerinde yola çıktık ilk durağımız olan Amasra’ya doğru. Torsten’ın elinde bulunan Türkiye ile ilgili kitapta nereye, nasıl gidilir, orada ne yenir, nerede kalınır, ne almak lazımdır tarzı bilgilerden bolca bulunduğundan önceden bilgi sahibi olmak adına, yolda kitabımızı okuyarak, manzarayı seyrederek, güzel mp3’ler dinleyerek  sürdürdük yolculuğumuz Mengen’e kadar. Mengen’de Ayşegül Sultan’ın önerisi üzerine hemen girişte sağ tarafta bulunan Müdür’ün Yeri‘nde yemek yedik. Torsten’da benim gibi yemek yemeğe, değişik tadlar almaya oldukça hevesli. Durum böyle olunca güzel yemekler tatmak bir numaralı amacımız haline geldi yolculuk boyunca.

Mengen sonrası, muhteşem yol manzarasının keyfini çıkararak ulaştık Amasra’ya akşamüstü saat 17:00 civarlarında. Önce bir otel bulduk kendimize: Timur Otel. Tavsiye ederim, hem temiz, hem makul fiyatları var, hem de kahvaltıda verdikleri peynirler ve ekmek bir harika:)) Otel’e yerleştikten sonra biraz turladık şehrin içinde, Kale’ye çıktık. Oradan en tepeye çıktık: Ağlayan Ağaç Çay Bahçesi diye bir yere. Amasra’nın en tepesi orasıydı herhalde. Manzara, gece olmasına rağmen gerçekten de çok güzeldi. Tepeye çıkmak için bayağı bir enerji sarfettiğimiz için, hemen yine Ayşegül Sultan’ın önerisi üzerine Canlı Balık‘a gittik meşhur Amasra Salatası ve Balık yemek adına… Bu Amasra Salatası’nın içinde yazları 28 çeşit yeşillik olurmuş. “Şu an o kadar olmasa da 22-23 adet vardır” dedi garsonumuz. Tadı muhteşemdi doğrusu. Torsten’a dönüş yolunda sorduğum “En Favori …. Neydi?” sorularından en favori tadın hangisiydi sorusuna yanıt Amasra Salatası olarak geldi:)) Annesinin yaptığı salatalara benzediğini de ekledi. Yemek üzerine verdikleri tatlıya da ben bayıldım. Ballı Yoğurt. Süzme yoğurdun üzerine bal ve en üstüne de dövülmüş fındık serperek servis yaptıkları gerçekten çok güzel bir tad. Gidenlere kesinlikle denemenizi tavsiye ederim. (Eminim benim gibi halen oraları görmemiş olanlarınız vardır.!)

Güzel yemek sonrası biraz da sahilde dolaştık. Hafif yağmur yağmaya başladı, mis gibi deniz kokusu bir taraftan, yanan sobalardan çıkan dumanların kokusu bir taraftan.. Açık bir kahve bulup, kahve içmek için soluklandık. Bende fırsat mı fırsat diyerek Torsten’a fincanımı kapattım fal bakması için:)) Antalya’da bir fal baktı bana, öyle böyle değil:))

Sabah erkenden kalktık ve yukarıdakine benzer birbirinden güzel fotoğraflar çektik. Onların çoğunu Flickr‘a koydum. Biraz da gündüz gözüyle dolaştıktan sonra Amasra’ı terk ettik saat 10:00 civarlarında. Sonraki durağımız Safranbolu ve öncesinde ziyaret ettiğimiz Yörük Köyü idi. Bununla ilgili notları da yarın yazayım artık…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir