“Life is like a game of cards. The hand that is dealt you represents determinism;
The way you play it is free will.”
~ Jawaharal Nehru
-*-
We have one life to live. I believe in that only! That’s my motto.
I am such a person who wakes up every morning and promises herself to enjoy every second of life.
-*-
Tek bir hayatımız var. Yaşanası kılmak da tamamen bizim elimizde.
Hayatımı her şeye rağmen eğlenceli, keyifli kılabilmek; verimli olabilmek, üretebilmek, paylaşabilmek, sevebilmek, sevilebilmek, öğrenebilmek ve belki öğretebilmek için bu dünyadayım.
Zaman çok kısa. Hayat çoğu zaman hiç de adil değil. Her anımı keyifle geçirmek için her gün kendine söz vererek güne başlayan bir kadınım ben.
Adım Dilara ERDEM. 1974 yılı 21 Kasım doğumluyum. İstanbul’da yaşıyorum. ODTÜ Sosyoloji lisans, Atılım Üniversitesi Sağlık Kurumları İşletmeciliği yüksek lisans mezunuyum.
Sağlık sektöründe akreditasyon, kurumsal gelişim ve kalite ile ilgili konularda danışmanlık yaparak hayatımı kazanıyorum.
20 Ekim 2011’de bir akşamüstü Paris’te evlendim harika bir adamla. Adamı merak ederseniz buraya, yurt dışında evliliğin ayrıntılarını merak ederseniz de buraya buyurun lütfen.
Hayattaki en büyük amacım mutlu olmak ve mutlu etmek üzerine kurulu. Beni mutlu eden şeyleri yapmaya, mutlu eden kişilerle bir arada olmaya, mutlu-iyi hissettiğim ortamlarda olmaya gayret ediyorum. Mutlu olmanın yolunun öncelikle kendine iyi bakmak, kendini sevmek, sağlığına dikkat etmek ve ne olursa olsun olumlu düşünmekten vazgeçmemek olduğuna inanıyorum.
Bu sebeple ilkokuldan beridir bir şekilde sporun içinde olan bir kadın olarak artık daha bilinçli ve düzenli günlük aktivitelerle ilgileniyorum. Eski voleybolcuyum. Üniversite yıllarımdan beri tenis, squash oynuyor, yüzüyorum. 2012 yılının başından beridir de bu harika oluşumun içerisinde, gururla, iyilik peşinde koşuyorum. Sağlıklı yaşam, egzersiz vb konulardaki yazılarımı takip etmek isterseniz sizi buraya alacağım.
Dua ederek, şükrederek, hep ileriye bakarak, gelecekle ilgili olumlu ve iyi düşünmekten vazgeçmeyerek insanların kendi hayatlarında anlamlı bir fark yaratacağına inanıyorum. Geçmiş geçmiştir. Geriye dönerek, geçmişle hesaplardan kurtulamayarak hayatıma devam edemeyeceğimi anladığım gün değişmeye karar verdiğim gündü. O güne de he zaman şükrediyorum.
Hep seyahat etmek, hatta dünya vatandaşı olmak istiyorum! Bir süredir aklımızda olan “kısa dönemler halinde başka ülkelerde yaşama” hayalimizin ilk adımını 2012 yılının Haziran ayında gerçekleştirerek 3 ay boyunca Amerika’da San Fransisco şehrinde yaşadık. Bu seyahate özel oluşturduğumuz USin99Days foto bloguna buradan ulaşabilirsiniz. Bu macera ilk olabilir, ama kesinlikle son değil! Eylemlerimiz imkan bulduğumuz her an devam edecek, izlemeye devam etmenizi öneririm 🙂 Kısa seyahatlerimin tümüne ise buradan ulaşabilirsiniz.
Güzel çiçekleri, okumayı-yazmayı, CSI dizilerini, basketbol ve tenis müsabakalarını izlemeyi, hayal kurmayı, rakı masasını, peynirin ve denizden çıkan canlıların her türünü, müzik dinlerken kendimden geçmeyi, dostlarımı çok seviyorum.
Bu blog, Journey To Blue benim için çok değerli. 2005 yılının Şubat ayında, daha ortalıkta milyon tane blog yokken, sosyal medyanın ne olduğundan bile bir haberken insanlar oturup yazmıştım ilk yazımı. Dileğim bana ait olan ne varsa, yine paylaşabileyim uzun yıllar boyunca. Umuyorum hiç eksilmez ilginiz, desteğiniz.
Sevgilerimle
Geri izleme: Gün Dediğin | Journey To Blue
Geri izleme: Gurme çeşitleri: Amatör Gurmeler, Sonradan Gurmeler ve Pisboğaz Gurmeler | fitgurme
Geri izleme: Bloga Taze Kan | Journey To Blue