~Biraz daha portre:)~
“Dance like nobody’s watching;
Love like you’ve never been hurt.
Sing like nobody’s listening;
Live like it’s heaven on earth.”
Geçtiğimiz yıllarda bir defa daha yazmışım JTB’ye bu dörtlüğünü Mark Twain’in:) Gerçi o zaman Mayıs ayıymış, nedensiz bir biçimde benim en sevdiğim aylardan biri. Yani baharmış, kıpır kıpırmışım haliyle. Seviyorum bu dörtlüğü, eski yazılarımı okurken görünce tekrardan size de hatırlatmak istedim.
~
Hayatım bir enteresan son günlerde.
İki uçta, ama sivri uçlarda hareket etmekteyim. Ya çok yoruluyorum koşuşturmaktan bir yerlere, bir şeylere evimle ilgili, kendimle ilgili, ya da müthiş tembellik yapıyorum yerimden dahi kımıldamadan saatlerce, ki bu pek alışık olduğum bir durum değildir!
Ya çok gülüyorum sabahlara kadar artık böyle göz kenarlarımdaki minik kaz ayakları devasa kaz patilerine dönüyor, ya da hüngür hüngür ağlıyorum saatlerce mutfağımda sigara içtiğim köşede evyenin üzerine oturmuş bir halde.
Ya dans ediyorum her tarafım ağrıyana, kendimden geçercesine dek, şarkı söylüyorum bağıra çağıra sesim kalmayana dek; ya da 1 tam gün boyunca evden çıkmadan pc’den Sex&The City’nin bir sezonunu (18 Bölüm) seyrediyorum minimum hareket kabiliyetinde.
Ya içiyorum fena şekilde ertesi sabah kusana dek-ki bu kusma durumu annekuşun varlığı ve evdeki alkolün yokluğundan sebep; ya da elimde bir bergamutlu yeşil çayımla bir sütümle, bir neskafemle kitap okuyorum, dergi okuyorum, okuyorum..
Ya hiç telefonum çalmıyor, ya da susmak bilmiyor; aynı anda 2 kişi arayınca beklet-konuş tuşunu aktive ediyor buluyorum kendimi sıklıkla!
~
Annekuşumun gitme zamanı, eşyalarımın gelme zamanı, derslerin bitme zamanı yaklaşıyor. Soğuk, karlı günler; gri-siyah geceler yaklaşıyor. Kalbim yaşadıklarına daha az az acır halde, gördüğü şeylere sanırım artık katlanıyor. Ruhum içimde çırpına çırpına bedenimin duvarlarında, dışarı çıkmak için yakarıyor. Kalbimi sakinleştirip, ruhumu bedenimden özgür kılıp, yeni bir yıla o şekilde giresim var.
Bende parti var yine:) Artık gelenekselleşen evimde verdiğim yılbaşı partisi. Bu defa tam yılbaşı gecesi yapacağım sanırım. Bu şekilde “nereye gitsek, ne yapsak o akşam” diye dertlenmeye de gerek kalmayacak. Şimdiden malzemeler derin dondurucudaki yerlerini almaya başladı yavaştan. Geçtiğimiz yıl bizim ekiple birlikte inanılmaz bir sofra hazırlamıştık. Bu yıl bakalım nasıl olacak?
Cumartesi gecesi sevgili dostlarım Akvaryumdaikibalık‘ın davetlisi olarak bir “erken” yılbaşı partisine davetliyim. Kendilerinin gelenekselleşen “Şapka Partileri”ne. 2 yıl öncekine tasarımsız, normal bir şapka ile katılmıştım. Bu yılkine annemle bir şeyler tasarlıyoruz. Keyifli olacak gibi. Fotoğraflarıyla parti detayları, eğer dostlarımın müsadesi olursa, sonrasında burada:)
Bu aralar yeni eğlencem, aslen eğlencem mi işkencem mi demeliyim bilemiyorum ama, PUZZLE yapmak! Yıllar önce, çok komik ve fakat gerçek!, Tuba için almış olduğum, fakat kendisine zilyon kereler bir araya gelmemize rağmen bir türlü veremediğim 2 adet puzzle vardı 1500’lük. 2 tane beğenmiş, hangisini isterse onu veririm demiştim. Tuba, bu Cuma süpriz yapıp bana Ankara’ya geldi:) Benim haberim yok, öyle makyaj yapıyorum gece gece dışarı çıkacağız. Natalie’de hiç çaktırmıyor. Sonra ben diyorum ki, “en son düğünde gördüm tatlımı çook özledim” falan. Natalie’de “ya gelmiyor hayırsız, kocayı buldu, evet” falan diyor. Sonra kapı çaldı. Yatak odasının kapısında birden beliren Tuba’yı görünce ikimizde çığlık çığlığa bağırarak birbirimize bir sarıldık, görülmeye değerdi. İntro uzadı biliyorum:) Neyse işte ertesi gün Tuba’ya nihayet puzzle’ları gösterdim de hatun birini seçti. Diğerinide ben aldım elime Cumartesiden beri başındayım. Yani mümkün olduğunca uzak kalmaya, ara vermeye çalışıyorum; ama nafile! Fena bağımlılık yaptı, hayırlısı diyoruz.
Hızımızı alamayıp salona asmak için tam salonun rengine “cuk” oturan 4000’lik bir tablo siparişi vermeme ramak kaldı. Gerçi favorilerde bekliyor hala, elim her an “satın al” tuşuna gidebilir:) Bu durumda da dostlar “kapsama alanı dışında” olma ihtimalim oldukça yükselir en az şöyle Mayıs ayına kadar herhalde:)
Konuşasım var görüldüğü gibi. Ama anlatacağım çok şey var merak etmeyin. Uzunca bir süre daha yeter bize elimdeki malzemeler:)
Haftanın kalanını ve hafta sonunu harika geçirin. Sanırım kar yağacak, yılın ilk karı. Ritüel gerçekleştirmek için en uygun zaman:) Ritüel mi? Bilene benden minik bir hediye:))
Sıcak şarap! Bildim mi,bildim mi 🙂
Hiç fotojenik olmayan ben’in de portre fotoğrafını çekmeni isterdim Dilara orta noktada yaşamak sıkıcı oluyor ( ben bu aralar orta noktada sıkıcı bir şekildeyim de)
semacim ne zaman istersen bulusalim, ben cekmeye calisirim foograflarini:)
orta noktada sikicilik, saniyorum ki mevsimsel.. takma kafana derim, hersey geciyor nasilsa.
fazla dertlenmeyenlerin daha genc gorunup daha uzun yasadigini biliyorsun degil mi?
*
bu arada, hayir bilemedin:( ama onuda yaparim yilbasi partisiyle birlikte..
kar yağarken gezmek ve foto çekmek mi acaba rituel 🙂
ben de isterdim fotolarımı çekmeni :))
anlatacaklarını,paylaşacaklarını sabırsızlıkla bekliyorum.”şapka”partisini de tabiki 🙂
sana da dolu dolu mutlu bir hafta sonu diliyorum 🙂
puzzle da başarılarrrr…
sevgiyle kal deniz kızı 🙂
Annenin eli değdiyse kesin çok güzel bir şey çıkacak ortaya, merakla bekliyorum:) Zaten farkettiysen tasarlama süreci çok keyifli ne yaptığından çok. bir de tabii köşe bucak herkesten fikrini saklamak… Kendi kendine eğlence yaratmış oluyorsun:) Canım parti ve şapkaları senin bakış açıcından dinleyip görmek bizim için keyif olur, izne gerek var mı acaba?
Dilara cım selam,
Gel git, siyah beyaz, ying & yang
Salınıp salınıp durulacak olaylar, ruhun ve sen ….
En azından partiden sonra tasarladığınız şapkanın resmini koyarsan mutlu edersin bizi 🙂
Sevgiler
Gamze B.
Sevgili burcu, yaklaştın:) birşey eksik. gerçi ondan burada bahsetmemişim hiç geçmişte, bilememeniz normal. ama bir bilen çıkmaz ise minik hediye senin:)
fotoğraflarını çekerim tabi, bu sayede portre konusunda tecrübe kazanırım bende. bulunmaz fırsat bu kadar manken:)
*
başak’cım,
tema benden çıktı. ama tabi eldeki malzemelerle en kokoş şeyi ortaya çıkarmak bir hayli zor! evet, ben ve kokoş bir şapka:)) adını bile koydum şapkanın.
yalnız o şapkanın altına ne giysem diye düşünmekteyim:)
izin çıktıysa o akşam fotoğraf albümünüze benden de parçalar ekleyebileceksiniz demektir:)
*
gamze’cim,
tabi ki fotoğraf eklerim.
ve haklısın. hayat hep bu zıtlıkların bütününden ibaret. aslında çoğu zaman bize en zıt insanlarla birlikte olmamızın da nedeni bu sanırım. garip bir çekiciliği var:)
aslında ben kar yağınca poponun altına bir şey bulup (çöp poşeti gibi yada daha iyi birşey ) uzun bir yokuştan bırakırsın kendini aşağıya,kayarken çocuklar gibi şen şakrak, kahkahalar atarsın diye düşündüm. Abarttım mı ki?
sevineyim o zaman ben 🙂
umarım kimse bilmez :)) belki seni çok yakından tanıyan birileri bulabilir değil mi ?
ayrıca bahsetmiş olsaydın kaçmazdı belki de benden …
bu arada her yerde “ritüel” yazıyor ama sahiden emin değilim. Bana sorarsan “ritüel” derken daha bir kolay söyleniyor gibi geliyor. Kendi kendime tekrarlayıp durdum “ritüel-rituel” diye, iyi bir eğzersiz oldu benim için:) Allahtan kimse görmedi (zira ne yapıyor bu kadın diyebilirlerdi)
p.s: az evvel yazmayı unutmuşum, İlk kez iki yorum arka arkaya yorum yolluyorum aştım ben kendimi valla
sevda’cım,
geçen kış yapmıştım O’nunla birlikte:) ama bak ondan bahsetmişim burada. demek ki değil. gerçi bunu bilse bilse eskilerden tek bir kişi bilebilir. onun da JTB’yi bildiğini sanmıyorum:)
“ritüel”e TDK’dan baktım. Fransızca’dan dilimize girmiş bir sözcük ve fransızcası “rituel”:)
*
burcu’cum sanırım hediye senin..
bahsetseydim hakkaten de kaçmazdı senden. benim en sadık takipçimsin zira:)
yaşasın :)))
de’leri dahileri hala yanlış yazıyorsuuuun… dahi’ler ayrı olacaktı ya…
içerikten uzak oldu bu sefer…:P…
allah allah, hangileri yahu. halbuki dikkat etmeye çalışıyorum. dur bir daha gözden geçireyim yazıyı:(
O puzzle partilerinden birisine davet edilmek dileğiyle:) Şaraplar benden:)
İyi olmana çok sevindim.Bu arada derin yara var bende de malum ex arkadaşımız Cumartesi gecesi evlendi.Bir fıçı şarap lazım bana sanırım bu ara:)
evet elif’cim, facebook’dan gördüm, şaşırdım bende:)
hayırlısı olsun boşver. senin için de böylesi iyi olur umarım.
bu tarz şeylerin şaşırtmaması lazım. bende bekliyorum birkaç ay içinde bir evlilik haberi:) zira o kadar çok buna benzer olay gördüm ki yakın çevremde!
partiye tabiki davet ederim, yeni puzzle siparişlerini verdim bile.
ben yasaklı olduğum için göremiyorum resim de koymuş mu acaba:)))Çok merak ettim 3 haftada tanışıp evlenmeyi göze aldığı insanı.Herneyse Allah mesut etsin ne diyeyim?? Acıtıyor ama umarım başına gelmez:(
Benim için önemlisin gerçekten üzme kendini, ben de üzmemeye gayret edicem:)
Haber bekliyorum senden, 1 kasa şarapla kapına dayanmak için:)
elif’cim,
haber vereceğimden emin olabilirsin. evin dekorasyonu tamamlanır tamamlanmaz:)
Eksik listesini bir ara yayınla da elimiz boş gelmeyelim yeni,huzurlu ve güzel evine:)
Bence depresyondasın Dilayra ,bu gözardı edemeyeceğin bir olay . Beyninde olayı bitirmişsin ama kalbinde malesef .Orası hala yangın yeri gibi.Hüzünlendim bak yazını okuyunca .Bu yıl sana tüm güzelliğiyle gelsin.Kaş’taki begonviller gibi bir kucak mutluluk doldursun gönlünü.Öpüyorum ,sıkıca sarılıyorum.
elif’cim eksikleri sana mail attım:)
*
sinem,
haklısın.
ben beynimde bitireli zaten çook uzun olmuştu. (yaz ayları desem!) ama çok sevdiğimi düşündüğüm, kalbim bir türlü bırak git diyemediği için bu kadar dayandım kendimce zaten. savaşayım, kazanırız sanmıştım. her gördüğüm olumsuzluğa, her yaşadığım mutsuzluğa rağmen aylarca o evde kalmıştım..
insanın kalbinin acıdığını öğrendim ben bu biten ilişkimde. ağrıdığını değil, “acıdığını”. dolayısıyla acısı ne zaman dinecek bir fikrim yok. bekliyorum hasretle:)
sıkıca sarılmana da bayıldım:) çok teşekkür ederim.
Ritüel: sıcak şarap tabi ki de, ve alacağın olsun:)
2. portreyi beğendim, 3.cü de gayet hoş.
puzzle mı aman tanrım!!! 2005-2006 puzzle yaparak geçti diyebilirim, Allah kurtarsın. Dediğin gibi 4000 parça puzzle yapan tek başına yaşayan bir arkadaşım vardı Ankara’da. Evlendi sonra. Hmm, yoksa 🙂
İçip içip kusma temalı yazıların beni çok üzüyor bi de söylemeden geçemicem.
Sevgiler.
rituel fotograf cekmek…
nube’cim degil:(
*
tatlim, deli’m benim,
uzulme luten. o yazdiklarim gayet normal seyler. ben kendimi alkole vermis degilim. sanirim az yedigim icin dokunuyor artik!
puzzle olayi keyifli. saatlerce evde zamanin nasil gectigini anlamiyorum. konsantrasyon sagliyor ayrica. tek kusuru masada yapmadigim icin sirtim cok agriyor:( o sebeple “eziyet” mi bilemedim demistim! o problemi de tekrar yuzmeye baslayarak hallediyorum bu haftadan itibaren.
kocaman sevgiler sirnak’a:)
Belki geç gelmiş bir mesaj olabilir ama sitelerd çok tanıdıklarım var, işine yarar mı bu saatten sonra bilemiyorum?
ercan sagol, but it is too late, yep:)