Geçen yıl Temmuz ayının 27’sinde Amerika’dan döndüğümde aklımda olan tek şey, University of Minnesota ve Carlson School of Management‘ın işbirliği ile yürüttükleri Executive bir programa başvurmak için hazırlıklara başlamaktı…
O günden bugüne bu konuda bayağı yol katettim; uzun yazışmalar yaptım, intend letter’lar yazdım, başvuru formları (program, burs, kalacak yer, vs..) doldurdum, faxlar çektim… Çabalarımın meyvasını toplamaya yeni yılda başladım: Önce programa kabulum geldi, ardından da burs başvurum. Programın, kampüsün (Twin City Kampüsü benimkisi), kalacağımız öğrenci yurtlarının, spor faaliyetlerini gerçekleştirebileceğimiz alanların hakkında ayrıntılı bilgiler.. Programda yer alan kişilerin listesi, hafta sonu etkinlikleri için alternatifler, vs..
Hazırlıklarımı tamamlamaya başlamak için bekledim, bekledim, bekledim.. Ve bugün, benim Mineapolis’e gitmeme tam 1 hafta kalmış durumda!! Hazırlıklar mı? Sıfır!
Biraz heyecanlanıyorum, biraz mutluyum, biraz içim sıkılıyor, biraz tarif edemediğim bir şeyler var aklımda. Ne olduğunu bilmiyorum. Bu programa kabul edilmek benim için çok önemliydi. Bundan sonraki hedefim de full-time/tam zamanlı burs almayı deneyerek, master yapmak istediğim konuda Amerika’nın en iyileri arasından seçtiğim 10 üniversiteden birinde gelecek yıl mastera başlayabilmek!
3 hafta süresince Minnesota Üniversitesi kampüsü içerisinde bulunan Middlebrook Hall’da kalacak, dersler için Carlson School of Management binasına gideceğiz. Bir akşam, International Health Night için Weisman Museum’da bir sunumum olacak. Sonraki gün içinse Missisipi Nehrin’de bir tekne gezisinde karaöke yapacağız:)
Bu demektir ki, haftaya cuma 18 saat sürecek olan uçuşuma oldukça erken başlayacağım.. Ertesi gün kampüsü ve çevreyi tanıtmak için yanıma verilecek olan bir rehber eşliğinde turlayacağım.. Sonraki gün (yani Pazar) tüm katılımcılar için kampüste düzenlenen oryantasyona katılacağım. . Birkaç gün uzak olabilirm “Journey To Blue”dan.. Sonra oradaki izlenimler ve başıma gelenlere ilişkin güncelerimle burada olmaya gayret edeceğim.
Güzel bir alıntı ile bugünkü yazıma bir nokta koymak istiyorum artık.. Ne yazık ki İngilizce:)) ve Türkçe’ye de çevirmeyeceğim.
“You are fragile by a moment, stronger by a day, weakened by a second and strengthen in that way!”
şimdiden sana kocaman başarılar diliyorum….süper bir fırsat bence ve eklemiş olduğun sözde harika, acaba kimin sözü….
iyi hafta sonları
O kadar doğru bir söz yazmışsın ki okuyunca inan tüylerim diken diken olmadı değil. Dilaracım sana ABD de başarılar diliyorum.Sağsağlim git ve gel güzelim. Orada geçireceğin güzel günlerini bizimle paylaşmanı inan iple çekeceğim.
Herşeyin gönlünce olması dileklerimle…..
DILARA HANIM,
SIZE AMERIKADA BASARILAR DILIYORUM.INSALLAH GUZEL ANI VE FOTOGRAFLARLA GERI DONERSINIZ.SANKI SOZLESMIS GIBI NOBET DEGISIMI YAPIYORUZ SIZINLE.AYNI TARIHLERDE BIZ AMERIKA’DAN ANKARAYA SIZDE ANKARADAN AMERIKAYA GELIYORSUNUZ…..
Sevgili Zeynep,
Atlamisim, kusura bakma lutfen.. Bu sozun kime ait oldugunu inan bilmiyorum; ama umutsuz ve uzgun bir durumum sonrasinda sevgili arkadasim Aydin bana oralardan atmisti sms mesaji olark bu sozu.. Sanirim 1 yil kadar onceydi. Hala saklar, ara ara okurum.