10 Kasım 1938’den bu tarafa tam 67 yıl geçti. Türkiye’nin kurucusu Ulu Önder ATATÜRK’ü 67 yıl önce bugün kaybettik. Bize, o çok güvendiği Türk Gençliğine kazandırdıklarını unutmadan yaşamayı başarabildik mi acaba? Çocuklarımıza, bilmeyen herkese, hatta aynı ülke sınırları içerisinde yaşadığımız ama halen bir çok şeyin farkında olmadan yaşamına devam edenlere anlattık mı, paylaştık mı? Neleri mi?
Onun Siyasal Devrimleri‘ni: Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922), Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923), Halifeliğin Kaldırılması
Toplumsal Devrimleri‘ni: Kadın-Erkek Eşitliği, Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925), Tekke Zaviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925), Soyadı Kanunu (24 Kasım 1934), Uluslararası Ölçülerin Kabulü
Eğitim ve Kültür Alanındaki Devrimleri‘ni: Öğretimin Birleştirilmesi, Yeni Türk Harflerinin Kabulü (9 Ağustos 1928), Türk Dil ve Tarih Kurumlarının Kurulması, Üniversite Öğreniminin Düzenlenmesi, Güzel Sanatlarda Yenilikler (Konservatuarların, Devlet Resim ve Heykel Müzesinin Kurulması)
Ekonomik Devrimleri’ni:Aşarın Kaldırılması, Çiftçinin Özendirilmesi, Örnek Çiftliklerin Kurulması, Sanayi Teşvik Kanunu, 1. ve 2. Kalkınma Planları
Hukuk Devrimleri‘ni: Medeni Kanunun Kabulü
Başka mı? Onun İlkelerini: Devrimcilik, Cumhuriyetçilik, Laiklik, Halkçılık,Devletçilik ve Milliyetçilik.
… Nedendir bilinmez ama, Cumhuriyeti kurup emanet ettiği o gençlerin arasından 66 yılda onun yarısı kadar bile biri çıkmadı.. Sanırım geleceği değil, bugünü kurtarmaya çalıştığımız için.. Bunun için kendi adıma üzgünüm!
Teşekkürler Dilara ,
Bana hala Atatürk’ü,onun devrimlerini ve ilkelerini hatırlayıp sahip çıkmaya hevesli ve yapamadıklarından dolayı üzülen gençlerin varolduğunu hatırlattığın için.