Hayat… Sen Ne Güzelsin, Ne Değerlisin!

 

~ Sığacık’ta Bir Akşam Sefasından, Seferihisar-İzmir 2009, Haziran ~

Eskiden daha sık söylerdim: “Bu hayata gelmeyi ben seçmedim, istemedim. Annemi, babamı, ülkemi, şehrimi, dilimi, dinimi, doğacağım yılı… Lanet olsun!” diye.

Kızgın olduğum zamanlar daha çoktu eskiden; kavga ettiğim, ağladığım, “İsyanlarda” filminin gösterimden inmediği yıllar, yaşlar.. Hep suçu atacak birileri ve bir şeyler bulurdum. Kolaydı zira böylesi, çünkü o zamanlar kendi kendime düzeltebileceğimin birtakım şeyleri, yoluna koyabileceğimin, “İsyanlarda” filminin afişini anında “Mutlulukla, Hayata İçiyorum”la değiştirebileceğimin farkında değildim henüz. Gençtim, toydum. Henüz tecrübelerden upuzun bir yol açılmamıştı hayatıma. Yaşadığım şeyleri dert sanır, hayıflanırken çevremde olup biten çoğu olaya, kayıplara, acılara, hastalıklara falan kayıtsız kalırdım. Kalırmışım:( Bilmezmişim. Yaşadıklarımı en büyük acım sanırmışım. En çok içimi acıtan, yüreğimi dağlayan şeyler onlarmış sadece de başka birşey bana koymazmış sanırmışım.

Ne kadar da yanılırmışım! Ne kadar da yanılmışım!

Hayatımdaki eksikleri bir şekilde tamamlayabileceğimi, -yerine başka bir şeyler koyarak-, yaşamımı düzene sokabileceğimi, acılarımdan, yoksunluklarımdan ders alıp onları geride bırakarak daha iyi olabilmek, daha mutlu olabilmek, iç huzurumu bulabilmek; en önemlisi de kendimi daha iyi ve doğru tanıyabilmek adına BENİM, KENDİMİN asıl çaba göstermem gerektiğini öğrendiğimden beridir çevremde olan hiçbir şeye kayıtsız kalmıyorum artık.

Ve biliyor musunuz mutluyum. Ve huzurluyum. Ve şükrediyorum her gün. Ve “Mutlulukla, Hayata İçiyorum” filmini 1001. kez seyretmekten de henüz sıkılmadım:) Bu duygularım son zamanlarda daha yoğun, ama böyle düşünmeye kendi kendime söz verdiğim yıl 2000’li yılların ortasıdır. Yani yaşım 30 olmaya başladığı zaman:)

~

Neden anlattım, neden söyledim bunca sözü?

Kayıplar yaşanıyor çevremde bir süredir, bir miktar sıkıntılarla boğuşuyor sevdiklerim:

Önce ofisimdeki 2 güzel insan babalarını ard arda kaybettiler; ama uzunca geçen hastalıklarla boğuştular öncesinde. Sıkıntılar çektiler, üzüldüler çok, yıprandılar. Üzüldüm bende. Ölümü düşündüğümde içim ürpermeye başladı. Oldum olası genç ölmekten korkan ben, hiç bana ya da yakınlarıma uğramayacakmış gibi düşündüğüm Azrail ile rüyalarımda karşılaşmaya başladım!

Korktum.

Daha yapacak ne çok şeyim, söylenecek ne çok sözüm var oysa; yazılacak sayfalar, çekilecek fotoğraflar, gidilecek ülkeler, tanışılacak yeni dostlar, davetler, tatiller, kutlamalar var daha. Üflenecek mumlar, içilecek kadehler, başında sabahlanacak mangallar, yüzlerindeki çizgileri adım adım takip edeceğim hayatlar var daha çevremde.

Geçtiğimiz hafta da benim canım dostumun yakın çalıştığı ve güzel bir arkadaşlığı paylaştığı, çok genç, hayat dolu, iyi bir insan bir kaza sonucu hayatını kaybetti. 42 yaşındaydı.

~

Biraz buruğum bu ara bu sebeplerden.

Çok mutluyum aslında, hayatımdaki tüm eksik puzzle parçaları kenardan köşeden, koltuk altlarından, kapı arkalarında yavaş yavaş çıkarak hayatımı tamamlamaya başladılar sonunda. Ama tüm bunlara rağmen bu yaşanan talihsiz acılar da bana hala daha çok yapacak şeyim olduğunu, yaşamımızın aslında ne kadar da pamuk ipliğinde olduğunu hatırlatıyorlar.

Diyeceğim;

Sevdiğinize, dostunuza, arkadaşınıza, onu sevdiğinizi söylemekten kaçınmayın. Onlara ait hissettiğiniz güzel ve anlamlı cümleler içinizde kalmasın, sadece size ait olmasın, onlar da bunu bilsinler: Paylaşın!

Evinize aldığınız herhangi bir eşyayı kullanmak için misafir gelmesini beklemeyin. Misafir Odası kavramını çıkartın hayatınızdan. Evinizin her tarafı sizinle ve sevdiklerinizle dopdolu olsun her an: Kullanarak Yaşayın!

Makyaj yapmak, o askıdaki etkileyici elbiseyi giymek, o güzel mekanda yemek yemek, tatilinizi hep aklınızda olan ama gitmeyi ertelediğiniz bir yerde geçirmek için beklemeyin. O zamanı yarın bulamayabileceğinizi de düşünün: Harekete Geçin!

~

Hayat -HER ŞEYE RAĞMEN- güzel ve değerli ve bize ait! Kıymetini bilerek, hakkını vererek yaşayın yalvarırım. Kırmayın sevdiklerinizi, saldırmayın gereksiz yere aslında çok da gereksiz bulduğunuz insanlara kolayca. Kolayca yapabileceğiniz tek şey yukarıda yazdıklarım olsun:

Paylaşmak. Sınırsızca, çoşkuyla.

Kullarak Yaşamak. Pişmanlık duymadan, özene bezene. Doludizgin.

Harekete Geçmek. Acaba mı demeden, beklemeden. O zamanın nasılsa geleceğini düşünmeden.

**Bu yazı acısını yüreğimde hissettiğim, ama onu tesellide çaresiz kaldığım, sıkıntılı bir dönemden geçen canım dostum, birtanecik Sultanıma ithaftır**

 

Hayat… Sen Ne Güzelsin, Ne Değerlisin!” hakkında 18 yorum bulunuyor:

  1. zynep

    Dilaraaaaaa,
    şimdi Ankara’da denizsiz bir akşamda midyeleri koymuşsun oldu mu şekerim 🙂
    Sezen’in dediği gibi gelsin hayat bildiği gibi;)

    Cevapla
  2. sema

    bu yazı atfedilmiş ama yorum yapmak istedim. Aİlemde çok sevdiğim insanları kaybettim,babamı kaybettim, ben ölümün eşiğine kadar geldim 17 yaşımda kanser olarak, ve tüm bunlar bana hayatı öğretti demiyorum öğretmeye devam ediyor paylaşarak,sevdiklerimle, ailemle, içimde sevgimi tutmadan…sema

    Cevapla
  3. burcu

    merhaba diloşum,
    ne güzel yazmışsın,paylaşmak,kullanarak yaşamak,harekete geçmek çok haklısın hem de çok,diyorum ya hep huzur buluyorum yazılarında :))
    sanırım sultanın ayşegül hanım ona da burdan sabırlar diliyorum 🙁 senin aracılığınla…bazen ne kadar çok istesekte hayat karşısında çaresiz kalabiliyoruz…
    sevgiyle kal iyi haftalar :))

    Cevapla
  4. Alev

    Dilocum benim;
    A. Sultana sabırlar dilerim. Sema da çok etkiledi beni.
    Hayaaat kadereee inaat seniii sil baştaaan yaşayaaacaaağııımmm… demek geldi içimden.

    Cevapla
  5. azra

    gözlerim doldu yahu.. bahane arıyodum zaten sabahtan beri:(
    onlara senin gibi bi dost vererek yapmış en güzel yardımını güzel tanrım zaten ama bir an önce acılarını unutmalarına da yardımcı olur dilerim sevgili dilayracım.. yüreği güzel kadın..

    Cevapla
  6. dlayra

    değil mi ama zynepcim.
    o gelsin bildiği gibi, ama biz de yaşayalım onu kendi bildiğimiz gibi:)
    midye hazırlarım tabakta böyle sana, iste yeter!
    *
    sevgili sema,
    sen, benden ve benim gibilerden daha da erken öğrenmek zorunda kalmışsın hayatın aslını, ne dediğini ve de ona karşı ne yapman gerektiğini. sen güçlü bir kadın olmuşsun, daha değer biliyor, kadir-kıymet biliyor ve her anınının tadını çıkartmak için paylaşarak sevgini yaşıyorsun.
    tebrik ediyorum seni:) daim olur umuyorum ki:)
    *
    sevgili burcu, ne güzel.
    sen daha gençsin bak. bunlar aklının köşesinde olsun ne olur. tadını çıkarırken hayatın, “keşke”siz yaşlanabilmek için..
    *
    Alev’cim,
    şerefe o halde:)
    *
    azracım,
    ne güzel yazmışsın, ben de duygulandım. teşekkür ederim. çokk:)
    *
    cansucum,
    sağolasın:) ne diyebilirim ki başka. sağol.

    Cevapla
  7. Başak

    Vefat eden arkadaşınızın yolu ışık olsun, Ayşegül’e güç ve sabır diliyorum, her ne kadar bu iki özelliğe de fazla fazla sahip olduğunu tahmin etsem de…

    Cevapla
  8. sevda kayra türk

    Sevgili dilara
    ben tesadüfen senin siteni buldum antalyadan ankaraya şubatta geldim ve o zamandan beri keyifle ve hayranlıkla okuyorum. Ben hep bir gün babamı kaybedeceğimden korkarak yaşadım ve o 48 yaşında aramızdan ayrıldı 5 yıl oluyor ama aklımdan geçirmediğim bir gün bile olmadı. artık hiç birşeyden korkmamaya çalışıyorum dimdik durmazsam yenileceğimi biliyorum.Bazen kızım baba dediğinde tüylerim diken diken olyor. öyle işte paylaşmak istedim. kendine iyi bak.

    Cevapla
  9. gamze

    Dilara selamlar,
    Hayat böyle malesef, hastanelerde bir yerlerde insalar bu hayattan ayrılırken bir taraftan bebekler dünyaya geliyor.
    Sevmek ve paylaşmaktan ötesi yok….
    Yeni yazının resimleri çok güzel. Bunun için bile içilir bu arada 🙂
    Sevgiler,
    Gamze

    Cevapla
  10. dlayra

    Başakcım çok teşekkür ederim.
    doğru düşünüyorsun, güçlü ve sabırlıdır sultanım. ama sanırım biraz zamana ihtiyacı var.
    *
    sevgili Sevda,
    başın sağolsun. bunun için denecek bir doğru söz yok ama..sende kendine iyi bak lütfen. Ankara’da mutlu olmanı dilerim:)
    *
    Gamze’cim, sağol:)
    fotoğraflar benimde hoşuma gitmişti. o sebeple ayrı ayrı burada paylaşmak yerine kolaj yapmaya karar verdim son anda.

    Cevapla
  11. Ayşegül Sultan

    Dilocuğum,
    Bu zor günlerimde her zaman olduğu gibi benim yanımda olduğum için,
    Kaybettiğim yürekli, güzel arkaşımın anılarını benimle paylaştığın için çoook teşekkür ederim.
    İyi ki varsın…

    Cevapla
  12. dlayra

    sen de iyi ki varsın!
    iyi ve yürekli bir kadın, aynen öyle de bir dostsun.
    umuyorum ki en kısa zamanda GAR Lokantamızın bahçesinde 2 gün önce kah ağlayarak, kah gülerek kadeh kaldırdığımız hayata kavuşuruz:)
    seni seviyorum ayşegülüm sultanım..

    Cevapla
  13. arzu

    Dilaraaauuuusss..
    Hay allah yahuu… uzun zamandır bakıyorum ama yorum yazamadım… 1 ay önceeki bir yazına çok yazmank istedim hatta kafamdaki kelimeleri şekillendirdim bugün yarın derken denetimler girdi biim kelimeler anlamını yitirdi. Bu yazını okuyunca ertelemeyeceğim dedim. A.Sultanı ismen tanımamaa rağmen sana nekaddar yakın olduğunu tahmin ediyorum. Allah yardımcısı olsun umarım kısa sürede atlatır.
    Yaşarken görmek, duuymak, hissetmek kadar güzel bir duygu yok sanıyorum. Sevgiler. Arzu

    Cevapla
  14. hedonistt

    çoğu insan hayatı alelade yaşarken bir şey geliyor başına ve gitmek üzereyken değerini anlıyor, gitmeden anlıyor. bazıları gençken, bazıları daha ileride ve bazıları hiç anlayamadan geçip gidiyor. anlamak için illa bir şey olmasını beklemeden, somurtmadan, ertelemeden, kıymet bilerek, değer vererek, eşsiz bir yaşam dilerim hepimize…

    Cevapla
  15. dlayra

    brumendiussum:)
    denetim mi dedin?? ayyy, bizimkide yakin! gecmis olsun oncelikle..
    aysegulum sultanim daha da iyi olacak bencede. ama su ara en olmasi gerektigi sekliyle acisini yasiyor:( teskkurler ..
    *
    haklisin irem,
    hep bir seyler gelince bizim ya da sevdiklerimizin basina aklimiz basimiza geliyor!
    ben artik o kadar istedigim gibi yasiyorum ki.. 35’de anladim, varsin guc olmasin:) iyi tatiller:)

    Cevapla
  16. Ece

    Sevgili dilara,
    blogunu zaman zaman takip edebiliyorum, 23 yaşında üniversiteden yeni mezun, daha esas hayatın başında olan biriyim. Yazdıkların için çok teşekkürler, bunları hiçbir zaman aklımdan çıkarmayacağım. İyiki varsın, iyiki her şeyi bizlerle paylaşıyorsun, hayatımızı güzelleştiriyorsun.

    Cevapla
  17. dlayra

    sevgili Ece,
    hakikaten de hayatın başındasın. bol şans dilerim sana yolculuğunda:)
    Söylediklerin için de çok çok teşekkür ediyorum. çok kıymetli bu sözler benim için. sevgiler.

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir