Bu tatil, daha önce hiç görmediğim yerlerde bulunma fırsatı yaratmasından sebep benim için daha da anlamlı oldu. Keşfedilmemiş Cennet diyebileceğim Dalyan’a bu ilk gidişimdi. Başak’ın ayarlaması sonucunda 2 gecemizi de Dalyan’da geçirmeye karar vererek ve kendimizi oldukça kısa bir yolculuk sonrası Kano Otel‘de buluverdik. İşte izlenimler:
~ Otelimiz harikaydı. Toplam 11 odalı butik tarzda hizmet veren otel, Tolga Savacı ve eşi şeker Özlem hanım tarafından işletiliyor ve hemen Dalyan kanalının yanıbaşında. Özellikle akşamları tam karşısındaki 2500 yıllık muhteşem Kral Mezarlarının seyrine doyum olmuyordu. Sabah kahvaltıları da çok özenli ve çeşit açısından benim için yeterliydi. Otelimizi kesinlikle tavsiye ederim.
~ Benim en sevdiğim tarafı Dalyan’ın sazlıklarla çevrili kanalı oldu sanıyorum. Meşhur İz Tuzu Plajına ve daha birçok yere ulaşım küçük teknelerle yapılıyor. Çevreye özen göstermeye çalıştıkları belli gibi, zira güneş enerjisi ile çalışan tekneler vardı ortamda. Caretta Carettaları beslemeye götürüyorlar isterseniz sizi sabahın erken saatlerinde:)
~ Her yer yabancı turistlerle, daha çok da İngilizlerle dolmuş taşmış vaziyetteydi. Yerleşen, bir çok mülk sahibi olan yabancıya rastladık çarşıda.
~ Kaunos Antik Şehri var Dalyan’da. Kıyıdan bindiğimiz tekneyle yaklaşık 20 dakikada ulaştık şehrin başladığı noktaya doğru yürüyeceğimiz patikaya. Kaunos 3 km. kadar içeride zira. Yarım günümüzü geçirdik orada. Görülmesi gereken yerlerden biri, ama ne yalan söyleyeyim Efes’ten sonra hiçbir yer beni kesmiyor!
~ Kalan günümüzü İz Tuzu Plajında tamamladık. Yaklaşık 6 km. olduğunu söylediler plajın, alabildiğine kum. Oraya da teknemizle ulaştık sazlıkların arasından kanalda ilerleyerek. Kaplumbağaların yumurtalarını bıraktıkları yermiş ayrıca İz Tuzu. Müthiş dalgalı bir denizi vardı. Afiyetle hamburgerlerimizi yedikten sonra attık kendimizi dalagaların içine, oynadık durduk uzunca bir süre. En son ne zaman, nerede bu kadar dalgalı bir denizde oyunlar oynayıp, atlayıp zıplamıştım hatırlamıyorum:) Yediğimiz herşeyi yarım saat içerisinde erittik sanırsam.
~ Son gece akşam yemeğimizi Dalyan’ın meşhur restoranlarından biri olan Safran‘da yedik. Burası otelimizin hemen yanındaydı. Bahçeden restoranın bahçesi bir miktar görünüyordu. Orda yemeğe karar verdik ve rez. yaptırmadık, nasılsa görüyoruz burdan boş diye:) Dalmışız muhabbete, e hadi yemek yiyelim artık diye bir kalktık ki tıklım tıklım olmuş! Neyseki yan tarafta olduğumuz için bize servis yaptılar ve yemeğimizi otelimizin bahçesinde yedik. Mükellef bir sofra ve neredeyse yediğim en güzel steak unutulmazlar arasında. Biraz tuzlu bir yer fakat.
~ Yemekten sonra biz Sevgili ile Dalyan gecelerine akalım dedik diğer çiftlerimiz yatak yolunu tutarken:) Bir karaöke bara gittik önce. Fakat söyleyemedik, biz karar verene kadar karaöke saatini bitirdiler! Çok dans ettik ama, istek yaptık bol bol. Sevgili bana Franz Ferdinand’ın Take Me Out parçasını yolladı, ki en sevdiklerimden biridir:) Sonra orayı kapatıp bir motorcu abimizin işlettiği rock bara gittik. Orada artık sakinledik ve döndük otele saat 03:00 civarlarında.
~ Küçücük bir yer Dalyan, ama bence çok huzurlu. Geceleri barlar sokağı edasında gümbür gümbür görmedik hiç, sakin bir yer. İlk gece sağanak yağmura yakalandık dışarıda yemek yerken. Ayakkabılarımı elime alıp, çıplak ayakla yürüdüm bütün Dalyan’ın merkezini:) Çıplak Ayaklı Kontes halimden vazgeçesim gelmedi hiç anlayacağınız.
2 günün sonunda, sabah kahvaltımızı yapıp vedalaştık arkadaşlarımızla. Onlar sonraki 1 haftalık bayram tatillerini geçirecekleri Kaş’a doğru yola çıkarken bizim rotamız kuzeye doğru şu şekildeydi: Önce Marmaris üzerinden Datça. Orada kalıp, bükleri gezecektik. Sonra feribotla Bodrum. Belki birkaç gece de orada kalıp, Kuşadası’na da uğrayarak ailemizin bulunduğu Seferihisar’da soluklanacaktık. Aynen böyle yaptık. Datça’da 2 gece kaldık, Eski Datça’da. Çok beğendim, çok güzel bir yerdi. Datça’da ise bir numara yoktu bence. Sadece Datça yolunda İnbükü ve sonrasında Kargı koylarını gezebildik. Diğerlerine vakit kalmadı:(
Feribotla yolculuk keyifliydi, Bodrum’u en son 1996’da mı ne görmüştüm!! Şaka gibi. Am bu gidişimde nedense bana çok güzel geldi. 1 gece kaldık Bodrum’da. Gündüz Gümbet’e gidip denize girdik, yayıldık, güneşlendik; akşam da Cafe Del Mar‘da sahilde, denize sıfır minderlerin üzerinde içkilerimizi yudumlarken güneşi Bodrum Kalesi’nin ardından batırdık. Sonra yemek için hemen burasının yanındaki bir balıkçıyı tercih ettik. Adını hatırlayamıyorum mekanın ne yazık ki, ama muhteşemdi yediklerimiz. Taş Plaktan nağmeler eşliğinde harika mezeler tattık. Ücret de çok makuldü. Sonrasında ise kendimizi bence Bodrum klasiği Körfez Bar‘a atarak deliler gibi eğlendik. Eskiden de severek gittiğimiz bir rock bardı Körfez, şimdi daha da güzel olmuş. Çalan tüm parçaların videoları bardaki ekranlardan beğeninize sunuluyordu.
Ertesi sabah tekrar yol. Kuşadasında bir yemek molası, ardından Seferihisar. Sonunda, bir ev. 4 gün de orada dinlendik. İzmir’e gidip geldik birkaç defa. Sevgili‘nin arkadaşları ile buluştuk Karşıyaka’da. Ben çok sevdim Karşıyaka’yı. En kısa zamanda yine gelecek ben diyerek, bir Cumartesi sabahı gayet güzel, ama parçalı bulutlu bir havada atladık motorumuza ve uzun konvoy oluşturmuş tatilcilerin arasından sıyrılarak akşam vakti evimize kavuştuk. Ne özlemişim. Tatil güzel tabi ki, ama hiçbir yer evimin yerini tutmuyor nedense!
İşte böyle bitti bir tatil daha. Şimdiden Kurban Bayramı’nı değerlendirmek için fikirler uçuşuyor kafamızda. Ama benim dersler, ödevler, sunular ve sınavlar arasında bu işin tüm sorumluluğunu Sevgilim‘e bırakmış olmamadan sebep bilemiyorum kesin destinasyonları. Süpriz olacak sanırsam:) Süprizler güzeldir.
Biri Karsiyaka mi dedi? Begendigine sevindim Dilayrusum…Karsiya ayridir, guzeldir, ah bir baskadir iste havasi…:) Ozledim ulen…sayili gun gecmiyor bu aralar:)
Az kaldı elif’im dayan:)
bak Ankara’yı da es geçmek yok ha.. içilecek şaraplar var, öyle çok beklemeye gelmiyorlar biliyorsun benim evde:)
Dilayraaa muhteşem bi tatil olmuş Datça Palamutbükü Hayıtbükü ama en çokda Knidos ve eski Datça gözlerimin önünde ,Dalyanın sazlıkları İztuzu plajının ipek gibi kumsalı dalgaları her daim varlar sanırım. Bodrum ;Bodrum Bodrum daa ne olsun :))
Yazı daha şimdiden çok özlediğimi hissettim fotoğraflar karşısında…
Dilayracim
Iyi bir tatil gecirmenize cok sevindim.
Karsiyaka apayri bir yerdir! 15 yil aradan sonra yeniden Karsiyaka’ma dondum biliyorsun. Eeee buralari da sevdigine gore sIk sIk bekliyoruz sizi buralara artik. Geldiginde ara diye tembih etmeme gerek yok sanirim:) En kisa zamanda yine gelin…Sevgiler..opucukler…
sevgili el*ff ,
yazı ben de hep ama hep özlüyorum. havalar kararmaya başladı mı benim de içim kararıyor zira:(
*
seda’cım:)
senin için çok seviniyorum ve umuyorum ki yakın zamanlarda ziyaretine geliriz. İzmir’i gördüğüm kadarıyla oldukça yaşanılır buldum. şanslısınız.. özellikle siz Karşıyakalılar:) sevgiler,