Yurudugum yollar.. Is yerinde beraber calistigim insanlar.. Hislerim, korkularim, ruyalarim, arzularim.. Hic birsey! Bu aralar kimse ve hic birsey eskisi gibi degil, bildigim gibi yani..
Son 1 haftadir yuruyerek donuyorum evime. Kulagimda sevdigim muziklerle. O yol, o 30 dk’lik yol nasil geciyor anlamiyorum bile. Ama sagima soluma, her apartmana, her sokaga, her duran tabelaya, vitrine bakiyorum yururken. Niyeyse bir onceki gunden farkli bir seyler buluyorum her seferinde. 1 haftada o neredeyse 50 yillik apartmanlarda bile farkli ayrintilar buldum. Catlaklar, boyalar, camasirlar balkonda, bisiklet var bir gun mesela, bir diger gun kaybolmus! Perdeler acik, perdeler kapanmis.. Tabela mesela.. 2 gun once sapasaglamdi, dun araba carpmis yamulmus! Hic birsey eskisi gibi kalmiyor, ne aci! Cunku oyle hatirlamak istedigim seyler var, ama bana kendilerini o sekilde hatirlatmamak adina degisimdeler ister istemez..
Cok fazla disaridayim yine. Arkadaslarla, dostlarla o yemek senin bu mekan benim dolanmaktayim. Is yogun. Is listem her gun 1 sayfadan basliyor. Uzerine attigim cizikler bitiyor, yenisi basliyor. Nasil geldik farkina varamadim, Subat ayinin 6’si oldu bile! Tekrar derslere el attim o kadar isin arasinda! Bu yil bitirmem lazim artik. Minnesota ile her ne kadar baglarimi koparmak istemesem de, ondan hatira cerceveletecegim bir kagit parcasina bel baglamis durumdayim. Niye mi? Bilmiyorum gercekten. Ama 30 yasindan sonra ayagima gelen bu sansin 35’lerime varmadan bana umdugum kapiyi acacagini umud ediyorum. Ben ask kadini, anne tipolojisine uygun bir hatun olamadim! Evet, aci ama olamadim. Elimde gururla dillendirdigim tek sey ISIM, kariyerim. Beni ben yapan bu var su an. Gurur duydugum, gozu kapali her yere baliklama elimdeki “bu” seyle dalabilecegime inandigim!
Fransizca albumlerimle birlikte yatip kalkiyoruz artik. Gece uyurken bile kulagimdalar. Hic bikmiyorum onlardan. Hic birsey eskisi gibi degil dedim ya, onlar da degil bu ara. Gozlerim doluyor bazilarini dinlerken, bazilarina gulumsuyorum.. Daha once, yani 10 yil kadar once, onlari kesfettigimde sahip olmadigim duygulara sahibim.. Birkacini paylasmak istiyorum. Umarim begenirsiniz siz de. Bazilarinin sozlerini hala anlayabiliyorum ve bundan mutlu oluyorum. 1998’de 4 ay Belcika’da kalmistim. Alliances Francaise diye bir okulda haftada 3 gun Fransizca derleri aliyordum. O zamanki defterlerime bakiyorum, utaniyorum. Mesela 3 sayfalik bir kompozisyonum var ki oyle boyle degil. En son kur bitiris dersinde yaptigim 20 dk’lik sunumu hatirliyorum, aglamak istiyorum. 10 yil gecti ve ben sadece sarki sozlerinden bazilarini anlayabilen, “Merhaba ben Dilara, 33 yasindayim, su kadar yil once Belcika’da bulunmustum. Ya siz nasilsiniz” diyebilmekten oteye gidemeyen bir kadin olmusum:( Halbuki 23 yasinda Paris’te kendime 10 yil sonra burada olacagim diye soz vermistim!
Bu parcalar i-pod’da fazlasiyla donuyor bu gunlerde. Hic birinin bir oncekine benzemedigi bu gunlerde.. Sevgiyle, guzel gecireceginiz bir hafta diliyorum:
~ Ce Cilence- Natasha St. Pier
~ Qui a le droit- Patrick Bruel Bu adamin harika bir konser albumu var bende. Bu parca orada dinlenmeli asil, ama bulamadim youtube’da..
~ Je M’appelle Bagdad- Tina Arena
~ Ve benim bas tacimdan Histoire D’un Amour
yazini okurken icimden Histoire D’un Amour u soyluyordum…ve yazinin sonunda seninde dinledigini farkettim, tuylerim diken diken oldu…
ZOr günler…Şu sıralar ben de bunları hissediyorum o yüzden ne söyleyebileceğimi bilemiyorum…Nasıl paylaşacağımı da ….Kuş olup uçsam diye takmışım dudağımın ucuna……….Kim vazgeçirecek beni bu sevdadan bilemiyorum…
Anladım ki insanlar bazı özlemlerini genç yaşlarındayken anlayamıyorlar…30 lu yaşlara geldiklerinde yapamadıkları herşey içlerini kavurup, kemiriyor…Üfffffffffffffffffffffff!!!!!!!!!!!!
muhtarcım,
insan insana, hisler, yaşananlar bir diğerimizinkine benzemez mi zaten? sevgiler:)
*
hande’cim,
her yaşın ayrı bir güzelliği var. inan..
içinde, geçmiş yıllarda yapamadığın, seni kemiren hiçbir şey olmasın isterdim. farkındalık en önemli erdemimiz. farkında olduğun tüm şeylerin listesini yap ve bırak geçmişi. geleceğe bak:) ben de devamlı yaşımı bahane ediyorum gerçi, ama sonra da o listeden üzerine her çizgi çektiğim
madde sonunda da çocuklar gibi şenleniyorum:)
Drcugum,
hayat fani, isler,gücler,arabalar ,binalar,….
havalar nasil olursa olur,zaman nasil gecerse gitsin, dostluklar ve sevgiler kalsin.
Biz birbirimizi sevelim,sadece ihtiyacimiz oldugunda degil,iyi günde de, kötü günde de :).
Biz sana gözkulak oluruz merak etme sen:), uzakta da olsak da kalpler bir.
sevgiler,
TD
TD’cim sağol:)
biliyorum ve teşekkür ediyorum sana:)
Hani demişsin ya hiç birşey eskisi gibi değil diye… Ben Cambridge’e ilk geldiğimde ellenmemiş alanlar varmış gibi gelmişti. Öyle yüzyıllardır orada duran, gözden ırak. Belki de aynen saklanan. Ellerinden geldiğince de bunu yapmaya çalışıyorlar zaten. Ama uzun süre kalınca şehrin ne kadar da dinamik olduğunu gördüm. Özellikle yeni açılan bir dükkan, bir bakıyorsun pufff yokoluvermiş. Türkiye kadar hızlı değil ama. Orada bir bakıyorum bir bina başlamış yapılmaya. Sonraki gelişimde içinde insanlar.Üstelik geçen süre de çok kısa… Yol çift yönlü, sabahına tek yön oluvermiş. Tek yön bir bakmışım ertesi gün tersine tek yön oluvermiş. İnsanlar, beyinleri, yaşayışları da etkilenip ruhsal açıdan bu değişikliklere dönmüşler. Kararlı, ne yaptığını bilen, adım adım ama sağlam adımlarla ilerleyen çok az insan kalmış. Sen onlardan biri olarak görünüyorsun yazdıklarınla Dilara. O yüzden gelecek ne getirir onu bekleyelim derim ben, annelik için özellikle 🙂 Ben de kariyer derken kendimi ev kadını buluverdim zira! Adımlara dikkat 😛
berceste’cin çok teşekkür ederim. yüz yüze tanışmadan beni böyle değerlendirmen çok hoşuma gitti.
adımlarıma dikkat! peki, tecrübelere kulak verelim biraz:)
merhaba dilara bilmem ciddiye alacakmısın beni, sana evlenip anne olmanı tavsiye ediyorum.inşallah mutlu olacaksın o zaman.bebeğini karnında hissettiğinde ve kucağına aldığında ozamana dek hissetmediğin kadar mutlu olacaksın ve Allaha çok ama çok teşekkür edeceksin.
dualarım seninle.hoşça kal.
sevgili taliha,
neden ciddiye almayayım ki seni:)
tavsiyen güzel, haklısında. benim gibi düşünen birçok arkadaşım bunları yaşadıktan sonra defalarca şükrettilerde..
bakalım, yaşayıp göreceğiz sanıyorum ki..
teşekkür ederim hislerini paylaştığın için..