İstanbul’da kaldığım süre boyunca Polonezköy, Maşukiye gibi yakın yörelerde gün geçirmenin yanı sıra; Ayşegül Sultan, Tolu ve Natali ile -olmazsa olmaz- bir Adalar Turu yaparak Büyük Ada‘da pek güzelce vakit geçirdik. Kısa kısa notlar, olabildiğince eğlenceli fotoğraflar ile buyurun lütfen:
*Polonezköy*
– İstanbul’un Beykoz ilçesinin beldesi, bir nevi “Arka Bahçesi” Polonezköy.
– Yukarıdaki “Hamak Tarlası” adını verdiğim çalışma bu yöreden fotoğraflanmıştır. Polonezköy’de en sevdiğim mekan olan Polina‘nın bahçesidir.
– Polina’ya gidince yapılacaklar: Hamaklarda yayılmaca.
-Mutlaka ama mutlaka Karpat Pasta yemece. (Bknz. Aşağıdaki foto) Bu pasta şu hamurunun içinde beyaz pasta kreması ve kremaya bulanmış dut, yaban mersini ve böğürtlenden ibaret. daha ne diyebilirim ki. Enfesti!
– Polina’da kesin yenilecekler listesine bir de Puf Böreğini ekleyin gözünüzü seveyim. Pişman olmazsınız.
– Mangal muhabbeti meşhurmuş. Mutlaka salata ile deneyin. Biz çok aç olmadığımız ve hava da müthiş sıcak olduğu için hafif bir şeyler atıştırdık. (Hafif bir şeyler:Börek ve pasta:)))
– Polonezköy’ün hemen girişinde bulunan Leonardo‘nun bahçesi ve havuzu da nefisti. Malum sebeplerden havuz olayı yatınca bari gelmişken e biraz keyif yapalım, ne bileyim bir limonata içelim diyip gazetelerimizi burada okuduk. Kesinlikle tavsiye edilir. Ağırlıklı kır düğünü organizasyonları için sıklıkla tercih edilen bir mekanmış.
– Polonezköy’e ilişkin çocukluk anılarımda çok güzel günler, güzel hafta sonu tatilleri var. Ailecek ayda en az 1 defa gider, şimdi de yerinde durmakta olan Gülay Otel’de konaklardık. Biz çocuklar çimenlerde yuvarlanır, ata binerdik. Sanıyorum 7-8 yaşlarında falandım. Tekrar 20 küsür sene sonra görmek nasip oldu. Gerçi kısa kaldık ve sadece 2 mekanda yayıldık. Zira hava müthiş sıcaktı. Ama ileride diğer mekanları ve ilerisinde bulunan köyü de ziyaret etmek istiyorum.
*Maşukiye*
– Yukarıda görülen yemyeşil yer Maşukiye. İstanbuldan evden çıktık, 1,5 saat sonra buradaydık.
– Ormanın içinden geçen deresi, derenin aktığı Alabalık Vadisi, vadi üzerinde kurulu piknik alanları ve restoranları ile tam hafta sonu sayfiye merkezi Maşukiye.
– Kahvaltı etmek ve yürüyüş yapmak için gittik. Kahvaltı için yan yana 7-8 tane restorandan birini, en kalabalık olanını -zira hafta içi Perşembe günü gittik- Vadi Restoranı tercih ettik.
– Serpme Kahvaltı aldık. Ben bir de meraktan -biraz da peynir kolikliğimden sebep- meşhur Kiremitte Peynir aldım sofraya. Enfesti! Kahvaltı oldukça bol çeşitliydi: 3 çeşit reçel, bal, pekmezin yanı sıra 2 çeşit peynir, sarelle:), fındık ezmesi, bol domates-salatalık ve zeytin ve sucuklu yumurta ve sınırsız kızarmış ekmek ile demlikte çay:) Bu da kahvaltı fotosu sevgili dostlar.
*Büyük Ada*
– Bilmiyorum bir şey dememe gerek var mı Büyük Ada’ya ilişkin. Ben yıllardır her İstanbul seyahatimin bir gününü buraya ayırıyorum. Bu defa Ayşegül Sultanla benim kadar çok vakit geçirmemiş 2 dostumla 4’lü ada turu yaptık:)
– Adalar’a giderken malum bir sürü martı peşinizde oluyor. Bol bol fotoğrafladık, allahın emri:)
– Önce yürüyerek sahilden, sonra faytonla bir ada turu yaptık. Faytoncu çocuk pek tatlıydı. 17-18 yaşlarında taş çatlasın. Maraş’tan gelmişler 4 kardeş. 6 tane faytonları varmış! Bize bayağı anlattı hangi ünlü nerede oturuyor, hangi dizi nerede çekildi diye. Yazları iş güzel, ama kışları ne yapıyorsunuz dedim. “Araplar sağ olsun abla, bol bol buradalar kışın, bol bol para bırakıyorlar. Onlar da olmasa ada esnafı ölür” dedi!
– Tur sonrası buzz bira ve midye tava için klasik yerimizde oturduk. Derinleşti sohbetimiz. 2 bira ile bir güzel oldum ki sormayın:)
– Ne yazık ki daha da kalabalıklaşıyor her gelişimde Büyük Ada. Diğer adaları hiç gezmedim, oralarda gün geçirmedim. Plajlarında denize giren bir sürü insan vardı. Bir daha ki sefere onları da görelim diye sözleştik..
İşte böyle dostlar. Bir sonraki ve Ağustos ayının son yazısında da yine İstanbul’da kendimle ilgili notlarıma yer vereceğim. Ne okudum, ne dinledim, ne seyrettim, ne keşfettim vs..
Sağlıcakla kalın ve süper bir hafta sonu geçirin. Malum bu hafta sonumuz 30 Ağustos Zafer Bayramının Pazartesi gününe denk gelmesi sebebiyle 3 gün olacak.
Kutlu olsun Zafer Bayramımız. Bize bağımsızlığımızı kazandıran Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü bir defa daha anacağız.
bildiğim sokaklarda dolaştım, hamağa uzandım yıllar öncesinin sevdasıyla. gülümsedim. adada bir bira içtim, yanında kalamarla. iyi geldi(n) günüme. teşekkür ederim.
Dilara selamlar,
Seni okudukça ben gittim oralara sanki 🙂 Son 10 senedir Bursa’da yaşayan eski bir İstanbullu olarak nostalji oldu bana da …
İyi tatiller şimdiden ve herkesin Zafer Bayramı kutlu olsun.
Sevgiler
Gamze B.
ama pastanin adi karpatka 🙂 cikolatali kanyakli enfestir ama, bi dahakine artik 🙂
ayrica bu yorumu bu posttan sonra polinaya gitmis biri yaziyor :)) operim cok!
hmmm..
cikolatali pastalar yerine kremali meyvalilar daha ilgi alanimda oldugundan sanirim yukaridakini denedim ben. cikolataliyi da ekledim “tadlacaklar listeme” tesekkur ediyorum:)