Merhaba 🙂
Özledim JTB’yi, hem de çok. Bu kadar uzun ara vermek pek hoş olmuyor. Hem sizler ziyaret alışkanlığınızı kaybediyorsunuz, ya da her baktığınızda aynı şeyi görüyor olmak can sıkıyor; hem de ben nereden başlayıp, ne yazacağımı bilemiyorum falan.
Artık “JourneyToBlue” İstanbul’dan yayın yapıyor olacak bildiğiniz gibi. 17 yaşında bıraktığım şehre neredeyse 20 yıl sonra tekrar dönmüş bulunuyorum.
O zamanlar çocuktum daha, genç kızdım sonra, ailemle yaşıyor, okuyordum.
Şimdi kocaman bir kadınım, evliyim ve kocamla birlikte yaşıyorum.
Bakalım 20 yılın ardından tekrar buluştuğum bu şehirle ben neler yapacağız, nasıl geçineceğiz, neleri, nereleri keşfe çıkacağız birlikte..
..
Ankara’dan İstanbul’a taşınma serüveni çok yorucu ve yıpratıcı oldu bizim için. Ankara’da elemeler yapmama, büyük tüm eşyalarımı Antalya’ya kardeşime ve anneme göndermeme rağmen İstanbul’daki kutumuza sığamadık 🙂 Hal böyleyken burada da elemeler başladı ve neredeyse İstanbul’da geçirilen 10 günün sonunda ev yaşanır bir hale geldi. Ne kadar yorulduğumu anlatamam. Sanıyorum ki hayatımda bu kadar yorulup bitap düştüğüm başka hiçbir şey ile uğraşmamıştım!
Şimdilerde evde güzel akşam yemekleri, muffinler, tostun bin bir çeşidi şeklinde gayet domestik uygulamalar üzerinde çalışıyorum. Başka şeyler de var kafamda ama havalar müsade etmiyor. İnanılmaz bir fırtına, yağmur ve buzz hava var dışarıda. Çalışma odasında tam pencere kenarındaki masamdan yazdığım, İstanbul’dan yazdığım ilk yazı bu olsun. Devamı artarak gelsin, amin 🙂
Hayırlı olsun diyorum, yeni hayatın. Zaten İstanbul’a aşık biriydin, daha ne istiyorsun. Gerçi İstanbul da sadece gezmeyi çok sevdim. O şehirde yaşama düşüncesi beni hep korkutuyor nedense!..
bence de amin… ben de 17 yaşımda istanbuldan ayrılmıştım ve 10 yıl sonra döndüğümde ne ben artık o yaşta bir genç kızdım ne de istanbul bıraktığım gibi bir şehir…. farklı hayatlar, farklı insanlar…. insan her şeye alışıyor…yeter ki sağlık olsun….
yorgunluğuna deymiştir bence en güzelinden 🙂
güle güle oturun hep mutlu olun yeni evinde ara verdiğin şehrinde sevgili dilaracığım 🙂
evet paylaşmalara çok ara verme sevgiler…
Sevgili Ebruli,
teşekkür ederim dileğine..
benim hayat argümanlarıma birkaç yıl önce eklenen “Fear is the mind killer..” şeklinde başlayan dizeler neticesinde ben korkmuyorum hiçbir şeyden artık, ya da öğreniyorum diyelim:) korkuya ve endişeye yer açmamaya çalışıyorum zihnimde. asıl bunlar adım atmamaızı engelliyorlar çünkü.
*
Resmiyecim, amin tabi ki. sağlık bu dünyada en önemli şey..
*
burcum,
teşekkürler, sevgiler:)
İnşallah her zaman sağlıklı huzurlu mutlu yaşarsınız İstanbul da.
İstanbul da yaşamak biraz zor ama ben nereye gidersem gidiyim hep İstanbulu özledim.
:))) Oraya çok yakıştın! Nice yazılara tatlım!:)))
Hatta ilham gelir döktürdüğün kitaplara!
Güzel şeyler güzel düşler olsun hayatında:)
İnsan hayatındaki en radikal değişikliklerden birisi şehir değiştirmek… Hayırlı olsun 🙂 Bir de yeni yıl kutlu olsun…
sevgili emine,
ben hep güzel şeyler düşünüyorum. ve gerçekten gül düşünüp gülistan olanlardanım..
*
esencim,
yakıştım mı diyorsun:)
kitaplar içindeyim, okuyorum ve nasıl mutluyum anlatamam.. bakalım ele kalem ne zaman alabileceğim?
*
sevgili ebru,
teşekkür ederim:)
*
gamzecim,
“önemli olan zoru başarmaktır” derdi babam. sanırım bana ettiği bu lafın bu kadar etkilyeceğini düşünmemişti o zamanlar hayatımı. ama, zaten hiçbir şey kolay değil ki..
Sevgili Dilara,
uzun zamandir ziyaret edememistim blogunu, cok tebrik ederim!
mutlu olmana cok sevindim!
yazmaya devam, okuyor olacagiz!
sümüklüböcek, teşekkürler 🙂