Soğuk, gri yağmurlu Nisan ayında.
2011 yılındayız.
Ve benim ülkemde hiç de güzel bir şeyler olmuyor. Her şey beni öfkelendiriyor. TV beni öfkelendiriyor, seyretmiyorum haber falan. Zaten haberlerin haberlik hali de kalmadı. Felaket, işkence, cinayet, birbirlerini yerin dibine sokanlar, politikacılar. Temiz ne kaldı bu ülkede bilemiyorum artık.
Her taraf pislik içinde. Sokaklar da, yollar da, şehirler de pis; içinde yaşadığını sananlar, yönetenler de.
Yediklerimiz de, bize yedirilenler de sağlıklı değil artık. Tarladaki ürünümüz de! Marketten aldıklarımız da! İçtiğimize kadar pislik bulaştırdılar.
Çocukların hayatıyla oynanıyor bu ülkede. Gençlerin de. Doktorların da. Öğretmenlerin de. Kadınların da!
Sanatçıları sokak ortasında bıçaklıyorlar, bir Allah’ın kulu arabaya almıyor. Yakıyorlar hatta diri diri.
İnsanlığımıza da bir haller oldu zira. Empati denen şeyden zaten bihaberiz.
Heykeller yıkılıyor, galeriler taşlanıyor. Pek bir alıngan hanımlar tiyatrolarda olay çıkmasına sebep oluyor.
Cehaletle savaşanları linç ediyorlar. Kız çocuklarını okutanları. Onları yaşama kazandıranları. Eli ekmek tutmasın istiyorlar, ayakları üzerinde duramasın kızlar, kadınlar. Muhtaç olsun, muhtaç kalsın. Kırsın dizini otursun evinde. Dışarı çıkan, yakası açık giyen kadın ne de olsa tecavüzü hak ediyordur diyen adamı profesör yapıyorlar. “Bu ne biçim adamdır” diyeni alaşağı ediyorlar.
Hırsızlar artıyor gitgide ülkemde. Adi hırsızları kastetmiyorum. 5 yılda küçük adamlar milyon dolarlarla oynuyor, elini cebine atıp deste deste para sayıyor. Biz de onları seyrediyoruz. Sonra vergi rekortmenleri arasında niyeyse o para sayanları yeterince göremiyoruz.
Herkes birbirine yalan söylüyor.
İnterneti yasaklıyorlar, blogları yasaklıyorlar. Özgür düşüncesini kimse ifade edemesin diye bir parmak şıklatmasıyla her şeye yasak koyuyorlar. Benim yazdığım gibi düşünmeyen kimseler tehdit edebiliyorlar beni. Tehdit alenen ortada. Suç nerde? Okuma! Bu kadar basit.
Hangi ülkede, dünyanın neresinde aynı şeyleri hisseden, aynı telden çalan, aynı dine inanan, aynı dili konuşan, aynı düşünceleri savunan insanların oluşturduğu bir topluluk var ki? Zıtlıklarla, karşıtlıklarla var olabilen, birbirine saygı duymayı becerebilen insanlar var sadece. Ortak paydaları ülkeleri. Çocuklarının geleceği. Gençlerinin başarısı. Medeniyet!
Japonya’da ulaştırma bakanı tren kazası sonrası vicdanını dinleyip harakiri yapıyor, bizim “sehven” başkanlar sabah çaylarını, kahvelerini yüzsüzce kıçlarına yapışmış koltukta içmeye devam ediyor. Yüzsüzlük diz boyu.
Tüm faturalarımdan devlete vergi olarak kesilen, alnımın teriyle yıllardır tek başıma çalışarak didinerek kazandığım paradan bana ne geri dönecek diye bekliyorum inançla hala! Ülkeyi soyup soğana çevirenler Fransa’ya sığınma talebinde bulunup soluğu yurt dışında alıyor. Torununun torununa yetecek kadar parayı kaçırıyor yurt dışına. Vergi falan hikaye. Dışarıda sosyete partilerinde haber oluyorlar, biz de küçücük evimizde kıt kanaat paramızla kurmaya çalıştığımız hayatın bir köşesinden izliyoruz paparazzi programlarında.
Çok fenayım ben.
İçimde tutmaktan bıktım.
Yaşamama; benim gibi dürüst, namuslu, haysiyetli, şerefli insanların da yaşamasına engel olan her şeyin bir an önce yok olmasını tüm kalbimle diliyorum.
Zamanı gelince ben görevimi yapacağım. 12 Haziran’da. Yine!
Tanrı’m sen duy sesimizi artık. Huzur eyle, mutluluk eyle. İnsanlık eyle biraz..
amin:)
Amin diyebiliyorum ben de sadece.
Bütün ülkeler hızla kirleniyordu. Birinciliği memleketime verdiler.
Çocukluğumdeki ülkemi özlüyorum tüm acılı hallerine rağmen. Fikirler bile mertçe çatışırdı çünkü. Rengi daha belli insanlar vardı. Şimdi renksiz, ruhu elinden almış bir zombi ormanına dönüşüyor medyatik ülkem. Hayat seçimlerden ibarettir. Seçimi dolaylı dikte ettirilen insanlar neyi nasıl doğru seçsin. Aşiret gidip topluca oy veriyor bu ülkede. Hür irade kaldı mı ki? Seyrettik… suçluyuz…
”Yaşamama; benim gibi dürüst, namuslu, haysiyetli, şerefli insanların da yaşamasına engel olan her şeyin bir an önce yok olmasını tüm kalbimle diliyorum.
Zamanı gelince ben görevimi yapacağım. 12 Haziran’da. Yine!
Tanrı’m sen duy sesimizi artık. Huzur eyle, mutluluk eyle. İnsanlık eyle biraz..”
Yürekten katılıyorum,sevgiler Dilara Hanım…
İnancım giderek yok olsa da tüm kalbimle katılıyorum.
Dilaracim,dunyanin en yasinilir ulkesi sayilan Kanada,Toronto da yasiyorum..burasi guzel buraya gel demeyi o kadar cok isterdim ki hayat her yerde zor!Bir Izmirli olark 7 senelik mucadelemin buradaki ayagina nokta koyup,mayista ulkeme donuyorum.o kadar zorluk cektim en son Ingiliz mudurum yuzunden Subat ayinda hastanelik oldum.Doktorlar bipolar disorder Level 1 hastaligi teshisi koydu,onu bile doktorumla tartistim.Cunku bu hastaligin tedavisi yok en buyuk nedeni stress.3 ay sonra ilac tedavisi bile gormeden,hayat seklimi degistirerek 20li yaslarimda geldigim bu ulkeden,30 lu yaslarimda hicbir seyi takmayarak yasamayi ogrenerek simdilik ayriliyorum:))Bu hayatta en onemli insan sensin ve I don’t know demeyi ogren ya da turkcesiyle HAYIR demeyi:)I know you can do it!!
Dilara’cim inan ayni,Londra’da…Buraya yerlesmeden once,aa Avrupa,ne guzel,ne ozgur vs diyordum.AmA YASADIKCA,iclerinde oldukca burasi da ayni.yollar kopek boku dolu,deli gibi icip,sapitiyorlar sarkintilik hat safhada,taciz ayni,onyargi ayni,saygisizlik ayni velhasil.allah hepimize kolaylik versin,sanirim cagimizin hastaligi,ruh bozuklugu ve dunya bozuklugu.sen yine poztiflikleri gormeye calis gorebildigince.sevgiyle kal.aLLah hepimizin yardimcisi olsun her konuda.
Siz nerede yaşıyorsunuz Allah Aşkına.Sizin için tek önemli olan kendi rahatınız,kendi söylemek istediklerinizi istediğiniz gibi söylemeniz ve kendi inandığınız gibi yaşamanız.Yoksa herkes istediğini düşünsün,istediği dini istediği gibi yaşasın gibi bir derdiniz yok.O çok alıngan dediğiniz hanımefendi ve onun gibi daha niceleri aynı hakaretlerle karşılaşıyo,istediği okula istediği gibi gidemiyor,vergisini verdiği onlarca kuruma giremiyor sadece dinini yaşamak istediği için, başörtülü olduğu için.Bütün bunların sebebide siz ve sizin gibilerin ya bugün bizim onlara yaptığımızı yarın onlarda bize yaparsa korkunuz.Ama korkmayın çünki dinde zorlama yoktur.Empati empati diyorsunuz sadece kendiniz gibi düşünenlerle empati yapıyorsunuz.Birde sizin gibi düşünmeyenlerle sizin gibi yaşamayanlarla empati yapsanız ya.12 Haziranda bizde görevimizi yapacağız.Ve siz ve sizin gibilere herhangi bir kötülükte yapmayacağız . Yanlızca sizi Alemleri Yaratan Allah’a havale edip Allah size vede sizin gibilere hidayet nasib etsin diyerek dua edeceğiz…
Hem kör hem nankör olana rengi anlatmak ne kadar zor. O eleştirdiğiniz ezildiğinizi söylediğiniz sistemin iyi yönetilmesini istiyorsanız görevinizi öyle bir yapın ki Ela hn. herkes istediğiniz gibi huzurlu olsun. Herkes görevini öyle bir yapsın ki her kesimden politikacıya bürokrata kapak olsun. Dolandırıcılık, memleket malını elaleme satarak gelen parayı senelerce geri getirisi olamayacak, bitmeyecek projelere çarçur etmesinler. Torpil günün geçer akçesi olmasın. Yüzünüze bakıp gençlerin hayatını kayıran kopyalar, Cumhuriyet tarihinde görülmemiş derecede karşınıza dikilmesin. Bu memleketi Atatürk önderliğinde akıllısı, delisi, yobazı, memleket tehlikede diye bütün dedelerimiz kurtardı. Bu yüzden bu toprakları memleketi bilen insanlara hiçbir yanını ayırt etmeksizin “Ne mutlu Türküm diyene!” dedi Atatürk. Saptırdılar bile bile lafı. TC vatandaşıydı dediği, bu derece basit. Çok basit…ama kirlettiler en büyük sözünü. Çalışkandır dedi, tembeliz… üretmediğimizi tükettirdiler çünkü. Herkes yeni gelen her güzelliğe nedir demeden enfes bilader dedi…Ayrımcılığa da başkaları neden oldu. Siz bundan sonra sadece kendi döneminizi! kabulleniyorsanız, ya da saygı duyulacak ve de aciz dönemleriyle Osmanlıyı ka’le alıyorsanız sadece, Türkçede yeralan Hititçe kelimeleri de kullanmayın sakın. Hangileri bilemezsiniz muhtemelen. Öylesine harmanlanmış demlenmiş bu ülkede yeterince zeki insanlar çıkıp da… “inadına seviyorum düşman görmüyorum hiçbir vatandaşımı” ” inadına sistemde yolsuzlukları kim yaparsa yapsın bulup kınayacağım” “inadına eğitim sisteminin genel kültürü patlamış nesiller yaratmaya açık, testten ziyade kalıcı bilgileri beyinlere hazmettiren bir hale getirilmesini isteyeceğim” “inancımı devlet işlerinden, dünya! işlerinden bağımsızca, ilmi Çin’de bulasıya yaşamayı, başı açık kapalı herkesin herşeyi alınmadan yerinde davranmayı bilmesini dileyeceğim” diyebilmesini isterdim. Her kimse başımızdaki, sağını solunu ortasını bilmem!; yolsuzluk, yandaş lafları geçmeden, çamaşır makinesi, patates, günde bir öğün yemek gibi göz boyamalardan uzak, sağduyulu, höt demeden cümle aleme karşı şerefle yaşatabilen, elimi kolumu, ata yadigarımı satmadan, bunu becerebilirse marifet gibi belki konuşabilecek kimselerden olmalı. TÜSİAD’ın genel istihdama katkısı % 8! Ne yapıyor bu insanlar? Tasını tarağını alan yurtdışına ayağını uzatıyor. Hani tatlıydı vatanları? Kimse kusura bakmasın herkes kendini düşünüyor. Sanatçılar hakaret işitiyor, saldırılıyor olabilir. Ama çok daha vahim olan bilmezlerle tarih yokoluyor. Tarih tekerrürden ibaret bilirdi dünya… hiç düşündünüz mü belki de yepyeni bir tarih yazılıyor dokusu katlolan dünyada… tüm ülkeler kirleniyor. Ela hn. siz meksika mercimeği yemekten memnunsanız ve sadece sakız ve alınganlık üzerinde duruyor, bu rejim olmasa aksi halde müslüman bile kalamayacak olduğunuzu düşünemiyorsanız buna karşı bence nankör duygular içindeyseniz diyecek başka sözüm yok. Ama bilin ki ben sizi de seviyorum. Bu ülkenin Tarafsız! insanlara ihtiyacı var! Sevgiye, kendini sevmeye, topraklarının altını şefkatle hissetmeye, şerefle başını kaldırıp aynı şeyleri yaşamamak için çaba gösteren insanlara ihtiyacı var.
Düşüncenizi burada paylaşmanız çok güzel ela …Fakat bir şeyi unutuyorsunuz ki sizin gibi dininizi yaşamaya çalışanlarla kimse uğraşmaz yada yorum yapmaz siz dininizi yaşayın ama farklı düşüncelere de saygılı olun.Dinde zorlama yoksa kardeşim bazı yaptırımlarla da insanların yaşam alanlarına saldırmayacaksınız.”O çok alıngan dediğiniz hanımefendi ve onun gibi daha niceleri aynı hakaretlerle karşılaşıyo” demişsiniz Bende başıma gelen bir olaydan bahsedeyim o zaman İstanbul da kız arkadasım etek giyiyor diye Orosbuluk la itham edildi.Hemde sizin deyiminizle dinini yaşamak isteyen bir vatandaş tarafından Fatih semtinde dayak yiyen arkadaşlarımı bilirim ben uzun saç küpeli (Kafir diye itham edilip) …Sizin özgürlüğünüz var ama sizin gibi düşünmeyenlerin özgürlüğü yok.. Biraz çevrenize bakın ülkede neler olduğunun farkına varacaksınız..Yıllarca bozuk plak gibi aynı şeylerden bahsedip mazlum edebiyatı yapacağınıza kafanızı uzatıp dışarıda neler oluyor takip edin.. Erkek arkadası ile dolasıyor diye 7.sınıf öğrencisi kıza gebelik testi yapılıyor zorla bunu yapan Okul Müdürü (ama senin için normal bir durumdur bu değil mi) ,Dısarıda kimseye zararı olmadan (bakın zararı olmadan diyorum) eğlenen gençleri topluyorlar karakola,yine turistik bir şehir olan Antalya da yat limanında ki alkollu yerlerin dolu oldugu bir ortamda kimseye zararı olmadan alkol alan gençlere polis gözaltına alıyor bu mu sizin özgürlükler ülkeniz…YÖK ün düzenlediği sınavlarda ki felaket durum umurunuzda bile değil sizin milyonlarca gencin ailenin geleceği ile oynanıyor, Burada özgürlük ve demokrasi çığırtkanlığı yapan hükümetin uygulamasıdır bunlar… Ama size göre burası yaşanılacak bir ülke değilmi… Ama Benim karıma şort giydi diye laf eden sözde dinini yaşamaya çalışan arkadaştan şikayetçi olunca (Düpedüz hakaret içeren kelimeler) polis arkadaşlar hiç bir şey yapamamıyorlar…Ama korkmayın çünki dinde zorlama yoktur diye araya itelediğiniz cümleleri örneklerleriyle verdiğim zihniyetlere empoze edebilirseniz işte o zaman her şey yoluna girecektir zaten. Kimsenin korktuğuda yok ayrıca korkması gerekenler bu zihniyette olup diğer insanların yaşam alanına müdahale edenlerdir.12 haziranda %60 ile gelin isterseniz ama unutmayın ileride sizinde çocuğunuza akrabanıza yakınıza yukarıda verdiğim örneklerden biri başınıza geldiği zaman sizi görmek isterim.Ama siz çok beklersiniz dersiniz şimdi bana ama unutmayın ki bu olaylara fırsat verildikçe daha da farklı olaylar türeyecektir. O yüzden bende sizin o güzel temenniniz ile sizi Alemleri Yaratan Allah’a havale edip Allah size vede sizin gibilere hidayet nasib etsin diyerek dua edeceğim.. Demokraside ileri demokrasi Çağını yakaladık ya bunlar hava civa sonuçta..Allah akıl firik versin doğru yoldan ayırmasın….Kimin kiminle uğraştıgı bu yorumunuzlada açıkca ortaya çıkmış zaten o yüzden derim ki ben biraz daha aklıselim sahibi olun…
Ela Hn
O kadar beyniniz yıkanmış ki size ne desem boş. Allah yardımcınız olsun.