Bu ara bayağı yol yaptım.
Cuma akşam üzeri İstanbul. Gecesine Asmalı Mescit. Daha önce hiç gidilmemiş salaş bir mekan. Bir apartmanın 6. katı, adı: Tavanarası.
Klasiklerden şaşmayacaksın: Rakı-Beyaz Peynir-Patlıcan Salatası. Bir de yeşil salata, ah unutuyordum az kalsın, bir de deniz börülcesi tabi. En zeytinyağlısından, bol limonlusundan.. Fonda eski pop parçaları. Ajda bazen, bazen Sezen. Hava mis. Ama sıcak, hem de çok!
Cumartesi güzel bir kahvaltı. Eski bir film. Yine yol, Kavacık-Feribot, feribotta çift kaşarlı tost ve ayran. Hava sıcak ötesi, yanmamak için türlü şaklabanlıklar yapan ben! Derken Bursa! Benim ilk Bursa seyahatim. Ve fakat biraz rötarlı bir seyahat oluyor, İstanbul trafiğinden sebep; Bursa’ya ulaşmamız 5 küsür saati buluyor. Güzel bir mekana ulaşıyoruz: Kat 3. Nezih, ışığı, kalitesi hemen fark ediliyor. Yalnız ilginç gelen bir ayrıntı vermem gerek. Bir alış veriş merkezinin 2. Katında Kat 3:) Bence hoş bir espri olmuş:) Asansörde 2. kata basıyoruz. Basarken de “Kat 3’e çıkıyoruz” diyoruz:)
Yemek, hazırlık, konser. Anonim sahnede. O büyüleyici giriş parçalarıyla, “Road to Hell” ile başlıyorlar her zamanki gibi. Ortalık kalabalık, insanlar Ankara Manhattan’da eğlendiğimiz gibi eğlenmiyorlar ama, daha “cool”, daha dinleme modundalar, dans eden çok az. Ben zıplıyorum çokça. Malum tüm şarkıları biliyor, seviyor, bağıra bağıra söylüyorum. Bira, viski ve en son Margarita içiyorum. Margarita ikramdı, güzel dans ettiğim için:) Kabul etmeyecektim, malum o son kadeh içilmeyecekti benzeri bir şey yaşıyorum!
İstanbul’da Pazar günü miskinliğine yetişiyoruz konser sonrası. Hala çok sıcak! Önce Bebek. Bebek Parkında şenlik. Sonra Arnavutköy’e yürüyoruz ve acıktığımızı hissedip Adem Baba‘dan balık-ekmek yiyoruz. Ortaköy’e yürüyüş sırasında Kuruçeşme’nin önünde uzunca bir kuyruk: Eric Clapton & Steve Winwood. Boğaz Köprüsü’nde önce mavi ışıklar vardı, bir bakıyorum yeşil, sonra sarı oluyorlar. İtiraf etmem gerek harika görünüyorlar:)
Önce Ortaköy’e gelinmişken Çaydanlık‘ta bir kahve içilir diyorum, ama diğer yandan da eskisinden de beter olmaya devam eden birbirine yapışık masa düzeni, özensiz ötesi servisi ile “buralar ne yazık ki bitmiştir” şeklinde mırıldanır buluyorum kendimi:( House Cafe gibisi yok yine bence orada. Orayı dostlarla keyfetmek için bir sonraki seyahatime bırakıyorum.
Pazar sineması kuşağında Music&Lyrics seyrediyorum. Mutlu mutlu yatıyorum. Dönmeden önce IKEA’yı tavaf edip, sonraki seyahatte alınacaklar listesini çıkarıyorum. Malum bu defa yerimiz yok! Ama ne yapıp edip bir sürü mum ve balkonuma fenerler almayı başarıyorum:) IKEA Ankara bir sonraki yaza açılacakmış diyorlar, dedikodu olmaması dileğimle, gerçekleşmesi için dua ediyorum.
Son zamanlarda midem o kadar kötü ki! Hiç istememekle birlikte gastro ziyareti yapacağım sanırım:( Bu hafta sakin, hafta sonu buradayım. Ama sonraki hafta Antalya’ya halasının kuzusunu görmeye gideceğim. İstanbul sıcaktı, an itibariyle Ankara cehennemmimsi! Bu durumda Antalya’yı düşünmek bile istemiyorum.
**İstanbul’a gitmek için yola çıktığımda bir Ankaralı JTB okuyucusu yanıma gelerek siz Dilara mısınız? dedi. Pes dedim:) Bunlar beni o kadar mutlu ediyor ki:)**
**Sigara i-çe-mi-yo-rum! Bu yılki yapılacaklar listemdeki bir maddeydi ve kendine kendine nasıl çözüldü halen anlayabilmiş değilim!**
Sigara işi….Benim uzaktan uyguladığım bir vıdı vıdı metodu olmasın?:P
bilmem ki esen’cim, olabilebilir:))
iyi oldu ama, sıfır şikayetim var:)
faranşit sağolsun ablacım bak bende boyle bıraktım sigarayı kotu bir faranşit vakasından sonra hoooooooop sigara derdide çözülmüş oldu kendiliğinden (Zaten senin kendi kendine bırakasın yoktu mu meredi ) :))))
ufaklığım,
ben de faranjitten önce başlamıştı bu isteksizlik. ama neyin sebep olduğu önemsiz. şu an nefes alabiliyor olmam, ne bileyim yediğim yemeğin tadını alabiliyor olmam önemli.
dün annekuşum tuğsem’in ağlarken sesini dinletti telefonda.. çok tatlı yahu…
Benim en tembel en yalnız geçirdiğim günler içinde seni böyle (hızlı ve seyahatli ama bir o kadar da eğlenceli)okumak hem güzel hem kötü(kendime kötü) Dilaracım.Darısı başıma diyeyim en iyisi:)
sevgili sema,
benim de sükunet içinde, kendimle baş başa geçirdiğim günlerim oldu. hem de çok!
öyle günler olacak ki, seni benim şimdiki durumuma hazırlasın:) kötü değil semacım. geçiş dönemi.
her şeyin güzel olacağına inancını hiç kaybetmemen dileğimle:)
Dilara cım selamlar,
Bursa’ya gelip de bana haber etmemişsin ya teesüflerimi iletiyorum 🙁
Ama eğlenmene sevindim yine de 🙂
sevgiler
Gamze B.
Sizi kıskanmıyorum desem yalan olur, Ankara’dan gelip İstanbul’da bizim bir yılda yaptığımızı bir haftasonu yapıyor, üstüne aynı haftasonu Bursa’ya konsere gidiyorsunuz. Maşallah, Allah nazardan saklasın.
Enerjiniz, mutluluğunuz hiç azalmasın, keyif rotanız şaşmasın
sevgili gamze, inan aklımdaydın. hatta birlikte gittiğim arkadaşlarıma da söyledim, senin kulaklarını çınlattık. ama kat 3’e geldik, 2 saat sonra konser başladı. bitti, sabaha karşı 04:00 otobüsü ile döndük istanbul’a.
geniş geniş geleceğim. o zaman arayacağım, söz verdim sana:)
*
sucu:)
sanıyorum İstanbul’da yaşasaydım ben de yapamazdım! dileklerinize amin diyorum. keşfetmek, keyif almak için varız. en azından benim argümanım bu şekilde. sağlığım, gücüm ve param yettiği sürece daha da devam edecek eylemlerim:)
sevgiler,
sen bursada mıydın? hem de kat 3de!
hem de benim evin balkonundan dilaraaaaa diye bağırsam duyacak mıydın kadar yakındın yani 🙂
ne komik değil mi bursada insanlar, eğlenmiyorlar. ben de alışamadım henüz. ne zaman gitsem, bağıra çağıra şarkı söyleyen ve dans eden bir ben varmışım gibi gelir. bir dönüp bakarım ki, en fazla 3-5 kişiyiz :)))
dur ama alacakları olsun, bana ikram falan gelmedi şu güne kadar, sormaz mıyım hesabını :))
ee senin kadargüzel değiliz diyedir kesin ama olsun ben gene de hesabını soracağım :))
hahaha evrencim aşkol:)
demek sen o sitede oturuyorsun? hey allahım ya, hakkaten de ne kadar yakınmışım:)
Bursa seyircisi-gördüğüm kadarıyla tabi- hakkaten de Ankaranınkilere benzemiyor. gözünü seveyim biz bütün stresi atıp rahatlamış çıkıyoruz bardan klüpten..
dilara’cim ne guzel gezmissin,bende yeniden gitmis gibi oldum oralara..tavan arasini bende cok sevmistim duman alti olmasina ragmen…demek caydanligimin orasi eski keyfini yitirmis,ne cok severdim orayi da…tanidigim bir cok insanin ikea mumlarina asiri bir sevgisi var nedense,tabii ki benimde:)sevgilerrrrrr…
bu ne enerji kardeşim, red bull reklamı gibi wallaha:)
sibelcim,
biz gittiğimizde sigara içen hiç yoktu desem.. zaten balkon kısmı açık olduğu için belki de ben hissetmedim kokuyu.
*
obelix’ciğim, nerelerdesin bakiim?
Ya kızım cok tatlı halası cok kibar aglıyor ama gel birde annesine sor sen 2 haftada tus etti ufaklık onu baygın baygın dolanıyor etrafta :)))) Cok tatli cok sana resimlerini gonderdim mailine ..