Güzel Yerler Konulu Yazılar

Donuse Istinaden..

“Uzgunum gidenler icin

Uzgunum bitenler icin

Sadece cok uzgunum, dargin degilim!”

Cok eskiden cok dargin bir kizdim ben. Hem uzgun, hem dargin. Kusme huyum vardi cok fena. Ama oyle boyle degil; hani “Dag daga kusmus dagin haberi olmamis” cinsinden. Her seyi, her sikintiyi, her ihaneti, her kirginligi, her hayal kirikligini kendi icimde yasardim. Onu buyutur buyutur kartopundan cig yaratirdim. Takdir edersiniz ki boyle bir kizin hayati hic de kolay olamadi. Kendimle kavga ettim senelerce, duvarlari yumrukladim, elde ne varsa kirdim parcaladim. En sik yaptigim sey de ter ter tepinmek olurdu. Boyle ayaklarimi yere vura vura, haykira haykira tepinirdim ben. Bu boyle yillarca surdu; o tepinen, dargin ve uzgun kiz buyudu kocaman bir kadin oldu:) Tepinmek sadece dans pistlerine ozgu bir aktivite, darilmaksa geride biraktigim, icsel olgunluguma eristigimde uzerimden siyirip portmantoya asiverdigim bir manto halini aldi. Uzulmek mi? O baki kaldi iste..

Uzgunum yine son zamanlarda. Ama -hamdolsun:)- bu uzgunluk durumlari vahim-somut bir olaydan vuku bulmadi. Cok hastalikli bir son ay gecirdim, sinuzitim kroniklesti, nefes darligi sebebiyle geceleri uyku uyuyamaz oldum. Oksuruk, sesimdeki bas tonlarin fazlaligi beni mahvetti. Derslere konsantre olamadim, programimin cok gerisinde kaldim gecen seneye kiyasla. Evimi degistirmek istiyordum, bu aylari planlamistim. Olmadi, olamiyor da bir sure. Genelimizin artik gunluk problemi ” mali durumlardaki hic ic acici olmayan vaziyet”ten sebep.. Isimde, daha dogrusu kariyerimde istedigim yere yaklasamadigim hissi vuku buldu birden bire. 10 yildir calisan, son 6 yildir da ayni kurumda oldukca basarili bir ekiple oldukca verimli islere imza atmama ragmen tatminsizlik boyumu asmaya basladi. Sadece kendimle kaldigim zamanlarda tum bunlar, duvardan duvara kitap dolu bir kutuphanenin yikilivermesi gibi uzerime devriliverdi; hemen hemen her gun! Altinda kalinca haliyle canim yandi cok, uzuldum. Ama -hamdolsun:)- hic biri ya da hic birsey icin kirginligim yok. Dun komsum bendeydi: “Tanri bizi siniyor Dilara, ama kaldiramayacagindan fazlasini vermiyor sana. Ve ne biliyor musun?” dedi. ” Hazir oldugunda her sey yoluna giriyor sen farkina varmadan. Bak bana, iste tam da boyle oldu” Komsum 47 yasinda!

:))

Ne bileyim, 9 gun sonra ” Happy Birthday Dilara” dediklerinde 33 yasina girecegim. 14 yil daha mi uzerime devrilen bir kutuphane dolusu kitap altinda mucadele edecegim yani. Her gun yikintilarin arasinda kalkip, ertesi gun yine mi altlarinda kalmaya devam edecegim? Bilmiyorum:) Dalga gecmeye calisiyorum, ama sanirim ” Bu guzel! havalar”in da etkisiyle bu surecte biraz yavas yol aliyorum son donemde. Yine de en onemlisi kroniklesmeyen, vehameti cok bir hastaliga sahip olmamam:)

Tabi tum bunlar olup biterken sosyal hayatimdan kopamamis olmam belki biraz olsun bana iyi geldi. Yeni arkadaslar edindim, onlari cok sevdim. Guzel ortamlari paylastik, gulecek ortak bir suru sey bulduk. Spora devam ettim mesela. Sabahin kor kokunde OR-AN’da, ormanin icinde oksijen avina ciktim. Uzerine -artik- vazgecilmezim nar+portakal suyu ictim, guzel kahvaltilar ettim. Bekri’nin meyhanesi’ni kesfettim. Balikcikoy’e rezervasyona gec kalip Burhan Amcamdan azar isittim:) Sushi denizinde boguldum eski dostumla beraber burada, allahtan sushileri tekne seklinde tabaklarda sunmuslardi da karaya cikmanin yolunu buldum. Guzel saraplar tattim, hastaligima ragmen rakimi yine az su bol buzla ictim:) Bir suru DVD, bir suru guzel album aldim; ruhuma ziyafet cektim hemen hemen her aksam. Onun da cani var degil mi ama? Evime guzel cicekler, kendime taba rengi bir cizme, buzdolabima 2 yeni magnet aldim. Saclarimi boyattim, tenis maci seyrettim, Sharapova‘nin servislerine bayildim. Sikinti ve alerjiden sebep sivilcelerimle mucadele ettim, ki ben ergenlik sivilcesi dahi cikarmamistim! Eski arkadaslarimi buldum malum yerden:) Anilara yolculuk, goz kenarlarimdaki kirisikliklara ekler yaptim. Tatil icin plan yaptim, miles&miles kontenjaninin onumuzdeki 33 ay boyunca dolu olmasindan sebep planimi -simdilik- rafa kaldirdim!

Dondum ama. Paylasmak icin, nefes alabilmek icin, enerji alabilmek; ihtiyac halinde verebilmek icin.. Hayatimdaki en onemli seyi kaybetmemek, ondan kopmamak icin, yazabildigimi kanitlayabilmek icin kendime.. Dondum ben:)

Sevgiyle gecirin her gununuzu. Sahip oldugumuz, elimizden her ne olursa olsun alinamayacak tek sey o zira: Sevmek! Uzulecegiz elbet, belki de hala dargin olanlariniz olacak. Hayat yeterince zor zaten. Sevgiye bir sey olmasin:)

Yine Kactim Ben:)

Yeter artik dediginizi duyar gibiyim:) Aman ne yapayim, dayanamiyorum ben ayni yerde kalmaya!

Anne kusum geldi gectigimiz Persembe sabahi Ankara’ya. Teyzos’um geldi ta Bruksel’den ayni gun Izmir yakinlarindaki yazlik evine 10 gunlugune. Persembe gecesi bindik otobusumuze vardik Cuma sabahi yazlik eve. Bizi kapida teyzos’umdan once bu cadilar karsiladi:) Zeynep‘cim kulaklarini cinlattim bol bol:)

~

~

~

~

Yan komsumuzun sevimli kedileri. Ben “Sevimli Cadilari” demeyi tercih ederim:) Inanilmaz pozlar verdiler ama bana kah kucakta, kah sezlong golgesinde yatarken:) Aksam yemeklerinde balik kokusunu alir almaz kapi onunde bitiverdiler..

Teyzos’umu 9 yildir gormemistim. En son ben 4 ay onun yaninda Bruksel’de kaldigim zaman gorusmustuk. Sagolsun onun sayesinde hayallerimin sehri Paris’i gorebilmistim. Belcika’nin diger sehirleri Gent, en sevdigim yer olan Brugge (defalarca gitmistim), Antwerp, Waterloo, Liege, deniz kiyisindaki sayfiye merkezi olan adini hatirlayamadigim bir yer daha, vs.. 22 yasimda teyzos’umun sayesinde buralari gorebildim, bol bol fransizca konusabildim, bir suru degisik milletten insanla ve pek tabiki sarap kulturu ile tanisabildim, hic korna calinmayan caddelerinde saskinlikla dolasabildim, bol bol waffle tukettim sokaklarinda gunde neredeyse 2-3 defa, ve 59 kilogram olarak gittigim ulkeden 4 ay sonunda 67’ye dayanmis olarak dondum:))

Anne kusum, anne yarim ve ben cok keyifli bir 4 gun gecirdik. Ben yine denize girdim, begonvil buldum fotografladim:), giderayak Alacati ve Cesme’yi gordum, Cesme’nin Ilica mevkiine bayildim vs.. Siz bu fotolara baka durun ben yenileriyle buralardayim yine, uzatmayacagim bu defa:)

Guzel bir sekilde sonbaharin bu ilk ayina, Eylul’e merhaba dedim. Umuyorum ki hepimize diledigimiz gibi gunler getirsin. Aklimizdakileri basarabilme, tilkilerin kuyruklarini birbirine dolandirmadan dugumleri cozebilme gucu versin. Saglik versin, huzur versin. Maviliklerle gelsin, hayatimiza yeni bir yon versin Eylul 2007. Degil mi ama?

🙂

Ah Mazi:)

Simdi bir an..

Tam uzerinden 15 ay gecmisken.. Italya’dayken ben yani.. Hatirladim o keyifli gunlerimi simdi bir an. Hepi topu 1 hafta idi, ama beni tam yuregimden vurmustu! Ruya sehirler, ruya geceler ve gunduzler yasamistim. Askimla bulusmustum Trevi Cesmesi’nde.. Vino Rosso’larin biri gitmis digeri gelmisti. Yakisikli Italyan garsonlarla goz goze gelmis, kikirdamistik:)

1 sise sarabinda dibini bulunca uzunca bir dost muhabbetinden sonra.. Iste birden bire bu fotograflara bakarken buldum kendimi. Her “hafif” alkol, “az biraz” cakir sonrasi yaptigim gibi:) Baktim baktim ve buraya konduruverdim onlari..

Ah cok az kaldi ozgur tatil gunlerime. 15 Eylul.. Bekle beni:)) Gelecegim. Hem de oyle bir hava da gelecegim ki, benden vazgecmen o kadar da mumkun olmayacak:)

~

Venice

~

Venice

~

Venice

~

Venice

~

Rome

Benim Cennetim!

Dilara

Bir arkadasim demis ki “Senin artik gulen fotograflarini goremiyoruz blogda”.. Cennetime gittigimden beridir yukaridaki moddayim, dedim ki paylasayim: Iyiyim, cok keyifli bir 3 gun gecirdim Kas’ta.. Ileride hayatimi devam ettirmek istedigim  yerde.. Begonvil cennetinde.. Mavi, engin ve derin lacivert cennetimde..

Son 5 yildir sikilmadan ayni yere gidiyorum ve bir tek gun bile”Off” demedim henuz. O kadar guzel paylasimlarim, o kadar guzel dakikalarim oluyor ki Kas’ta.. Gordugum, tanidigim herkeslere tavsiye ediyorum MAVI Bar’ini, RED POINT’i.. Iskele ile Kas’in ana caddesini birbirinden ayiran DUVAR’n uzerindeki hos muhabbetleri.. SENGUL Ablam’in gece 03:00’dan sonra DUVAR’in onune gelip kurdugu gozleme tezgahini.. KUCUK CAKIL’in muhtesem ve buzz gibi denizini.. Kocaman KALAMAR’larini.. TEKNE GEZILERI’ni.. Kanolarla yapilan macera dolu SEA KAYAGI’ni.. DALMAK icin sizi bekleyen birbirinden guzel KOYLARI’ni, sirf bunun icin orada bulunan BATIGI’ni.. Her seferinde ugradigimda kendimi kaybettigim, Kas Hatirasi niyetine aldigim birbirinden guzel tasarimlara sahip LAL GUMUSCUSU’nu.. CUKURBAG YARIMADASI’nda bulunan LUTFIYE TEYZE’nin evinde acip, bahcesinde misafirlerine sundugu lezzetli yemeklerini.. KURUNUN YERI’nde yenilebilecek cig borek ve hosmerim tatlisini.. Goruntusune, denizinin rengine hayran kaldigim KAPUTAS Plaji’ni.. Unutmuşum!!! Bir de BUZLU BADEM’i var:)) Ve de ve de MİDYE DOLMASI…

From-Kas

Insan kendini iyi hissettigi yerde, kendini iyi hissettiren insanlarla olmali.. Benim kacislarim hep bu yuzden; nefes alabilmek, hayatin ne kadar guzel oldugunu kendime hatirlatabilmek icin. Her ne kadar self-motivated bir insan olsam da bazen bu uyaricilara ihtiyac olabiliyor:) Evrenin sansli kuluyum ki-hep sukrederim- kacmak istedigimde hep gidecek bir yerim, gidebilecek gucum ve bana eslik edebilen guzel insanlar bulabiliyor, taniyabiliyorum.. Bu defa da harika bir adam ve esi ile tanisma serefine nail oldum: Sevgili Mustafa bey ve esi Christina:)

From-Kas-Cukurbag

Ayak bilegimde suslu kinam, zihnimde temiz tertemiz guzel yeni dusunceler ve heyecanlarla, dinlenmis, bol bol yuzmus, dalmis, pek mutlu olmus bir sekilde evime dondum.

Pazar gunu SKY TURK’te yayinlanan CAFE NET Programinda kendimi seyrettim:) Cok komik ve sevimli buldum. JTB’yi, neden ve nasil burada olmaya karar verdigimi, gelecekteki planlarimi paylastim. Bana bu firsati verdigi icin Sn. Ayse YAZICIOGLU’na tekrar tesekkur ederim.

Bir tesekkur de sevgili Mucella TOKATLIOGLU’na. Aysegulumun Sultanimin seker, dinamik, guzeller guzeli patronuna:))  Iyi ki vardiniz, Iyiki VARSINIZ:))

Superr bir hafta diliyorum..