..ama cok eglendim.. Denemedigim seyler denedim, gitmedigim yerlere gittim ve uzun zamandir yemedigim seyler yedim.. Cuma aksami Down Town‘da tum bir hafta sonu suren bir festival vardi. Benim ISP grubumdan yeni arkadaslarim Diane, Lidia, Gary, Kevin ve 2 Andy ile beraber bu festivale gittik yemekten sonra. Down Town, benim bulundugum universite kampusunden yuruyerek yaklasik 20 dakika uzaklikta. Ama biz araba kullanmayi tercih ettik. Cunku Gary Utah’dan, Andy’lerden biri Duluth (Minnesota)tan geldigi icin burada arabamiz var.
Arabamizi park ettikten sonra kalabaligin arasina daliverdik. Barikatlarla Minneapolis’in en buyuk caddesinin iki tarafini kapatmis polisler.. Arada kalan yerlerde bir suru aktivite, konser ve tabiki Amerika’nin olmazsa olmaz yiyecek-icecek standlari vardi. Bizim bahar senliklerinde yasanan goruntuden cok da farkli degildi acikcasi..Asagidaki fotografi konser veren gruplardan birini dinlerken cektim…
Bu hengamenin arasinda Amerikan denizcilerinin (Marines) de bir standi vardi. Konu Marines olunca haliyle aktivite de guc gosterisi ile ilgili oluyor. Yuksekte bir barfiks kurmuslar ve hem kadinlar, hem de erkekler bu barfikste gucunu siniyor. Kazanana donanma t-shirt ve sapkalarindan veriyorlar. Denemesi bedava! Denedim haliyle. Daha dogrusu niyetli degilken, sportif biri olmamdan kaynaklanan gorunumum neticesinde grup arkadaslarim tarafindan barfiksin bulundugu alana itiliverdim! Erkeklerden 50 defa barfiks cekmeleri beklenirken, kadinlardan barfikste 70 sn. kalmalari bekleniyordu. Tam 63 sn. kaldmayi basararak t-shirtu kacirdim, ama sapkayi kaptim:)) (Gercekten de hic kolay degildi.. Asagidaki fotograf ben barfikste direnirken Lidia tarafindan cekildi. Sonraki fotografta beni alin terimle kazandigim sapka ile goruyorsunuz:))
*
Cumartesi gunune zor basladik haliyle.. Normalde erken kalkmaya alismisken, ne yazik ki cumartesi sabahi saat 10 sularinda -kahvaltiyi da kacirarak- gune basladim.. Cumartesi icin bir gece onceden yaptigimiz iki plan vardi. Birincisi Amerika’nin en buyuk alis-veris merkezi olan Mall of America’ya; ikincisi ise Minnesota Twins ve Los Angeles Angels arasinda oynanacak olan buyuk ve onemli beysbol macina gitmekti.
Mall of America dedikleri yer Akmerkez’in yaklasik 10 kati (abartmiyorum) ve yuksek degil.. Sadece cok genis bir alana yayilmis. Alis-veris veya alis-veris merkezleri benim icin cok bir onem tasimadigindan buraya dair anlatacak bir sey bulamiyorum acikcasi. Yalnizca -bence tabi- bazi seyler indirim zamani muthis ucuz! Ornegin -gercekten alinacaklar listemde bulundugu icin- bir tane sandalet aldim. (Parmak arasi dedigimiz turden. 15$’a..) Bir de listemde olmadigi halde 20$’a jean aldim. Dedigim gibi alti-ustu tuketim toplumuna yarasir tasarlanmis, insanlarin ordan oraya kosturdugu ve yiyip-ictigi devasa bir mekan iste..
Isimizi bitirdikten sonra Metrodome denilen Beysball Stadyumu’na gittik beraberce. (Biletler 27$’di..) Hayatimda ilk defa beysball macina gittim ve saniyorum ki (cok zor durumda kalmadigim surece) bu benim gittigim gidecegim son beysball maci oldu:)) Tam 3 saat suren, anlatmalarina ragmen ne oldugunu bir turlu tam olarak kavrayamadigim, sadece filmlerde gordugum ve bence oyle kalmasi gerektigini dusundugum bir oyun bu beysball.! Stadyum cok heybetliydi ve tam 34 bin kis idik o aksam maci izleyen..
*
Insanlarin tek yaptigi sey yemek yemek!! Oyle boyle degil.. Porsiyonlar oldukca buyuk, yiyecekler yagli ve devamli kizartilarak hazirlaniyor.. Icecekleri bizim Mc Donald’s buyuk bardaklarinin yaklasik 2 kati.. Misirlari, cipsleri kocaman kovalarla aliyorlar. Meshur hot dog’lari yaklasik (Yemin ediyorum abartmiyorum, olctum.. Benim bir karisim 20 cm gelir yaklasik..) 40 cm. civarinda! Insanlari yerken gordunce otomatikman doyuyorsunuz. (Ya da mideniz allak bullak oluyor) Velhasil bu Amerika denen memleketin tek sevdigim tarafi; her gelisimde bayagi bir kilo kaybederek donuyorum ulkeme.. Hatun kisiler bunun ne demek oldugunu iyi bilirler:))
Beysball maci sonrasi kendimizi bir seyler icmek uzere bir pub’a attik ve yaklasik 2-3 saat kadar kaldik. Sohbet ettik, gulduk.. Allahtan grubumdakilerle cok iyi anlasiyoruz da her sey yolunda ve keyifli gidiyor sayelerinde. Burada tum ickili muesseseler (:)) saat tam 02:00 dedinmiydi kapaniyor. Oyleki, gectigimiz aksamlardan birinde yine disaridaydik ve saat ikiye tam bes kala bodyguardlar gelerek herkese kibarca (ikinci uyarilari pek kibar olmuyor ama…) cikmalari gerektigini soyluyor..
Gece yine bayagi gec yattigim icin pazar gunu yine gec kalktim haliyle.. Bugun 09:30’da bulusacak ve Tubing yapmaya gidecektik. Bu tubing denen seyi ilk defa Aydin’dan duymustum. Onlar bu mereti yapmaya siklikla gidiyor ve de cok egleniyorlar. Tubing, kocaman lastiklerin icine binip (oturup ya da her nasil rahat duruyorsaniz) uzunnnn bir nehirde yine uzunnn saatler boyu surukleniyorsunuz demek! Yalniz guzel tarafi, herkes yanina mutlaka sogutucularini da aliyor. Bunlarin icine iceceginizi, yiyeceginizi dolduruyorsunuz.. (Malum 3-4 saat sudasiniz) Biz ne yazik ki dun geceki uzunn muhabbet sonrasi bu tubing olayina 3 kisi gidebildik. Cok eglendim gercekten. Ne yazik ki fotograf makinasini suya dusururum endisesi ile yanima almadigim icin goruntuden mahrum kaldik! Ama cok huzurlu, bazen dinlendirici, bazen heyecanli (cunku bazi yerlerde suyun debisi artiyor ve bayagi hizli hareket ediyorsunuz!) bir 3 saat gecirdim. Hemen hemen herkes alkol aliyor bu gezinti sirasinda. Biz bol bol su ve diet-cola tercih ettik. Bir kac kucuk suya yuvarlanma sureci sonrasi (su, bazi yerlerde oldukca sig ve taslar kaya boyutunda!!) dizimde ve sol el bilegimde ufak ciziklerle aksam ustu saatlerinde Still Water denen kasabaya ugrayip bir kahve ictikten sonra evimize donduk:))
Bu arada; tubing yapmaya gittigimiz yer Apple River yani, Sommerset denen bir mevkide. Bu mevki Still Water kasabasina cok yakin. Tum bunlar da Wisconsin eyaleti sinirlari icersinde. Yani Wisconsin’den ufak da olsa bir parca yer gormus oldum bugun:))
Evimize donduk donmesine de, karnimiz cikti bayagi.. Benim buraya gelmeme sebep Marry Jane Madden‘la daha onceden bu aksam Uzak Dogu mutfagi tecrube etmek icin sozlesmistik.. Bize katilan Lidia ve Diane ile birlikte Rainbow adinda super bir yere gittik. Ben Cin-Japon mutfagini ve dahi sushi olayini cok severim. Gunlerdir adam gibi bir sey yememis oldugumdan sebep guzel bir yemek yemeyi hakettigimi dusunen Mary Jane ince dusunerek bizi buraya getirdi. 1 haftadir yedigim en guzel yemekti diyebilirim. Fiyatlar da cok makuldu. Haftaya tekrar gidecegim gibi gorunuyor:))
Simdi ise saat burada 23:05. Yaklasik 1 saat sonra Pazartesi gunune girecegiz. Carsamba gunune odevimiz vardi. Ben de odevimi yaptim yemek sonrasi. (Saka gibi.. Odev falan.. 30 yasinda kocaman kadin oldum ben ya!) Yaklasik yarim saattir sayfamla mesgulum ve sanirim gidip yatacagim artik.
Tum arkadaslarim beni e-mailleri ile yalniz birakmiyorlar sagolsunlar. Ayrica duzenli takip ettigim Zeynep‘in weblogunda benden bahsetmesi de cok hosuma gitti.. Tesekkur ederim Zeynep.. Umuyorum ki bu sayfayi takip eden herkes kendince huzurlu, verimli, dinlendirici ve benimki kadar (yorucu da olsa) keyifli bir hafta sonu gecirmistir.
Yarin icin kerkese guzel ve dinamik bir calisma gunu diliyorum..