Keyif ve Lezzet Durakları Konulu Yazılar

Bomba Gibiyim..

Her sabah kahvaltısını yukarıdaki şekilde yapsanız.. Hele de bu taze biber, salatalık ve domatesleri tarlasından ellerinizle toplasanız.. Bir de kahvaltı üzeri Ayşegül Sultan’ın ellerinden orta Türk kahvenizi içseniz.. Siz de bomba gibi hissederdiniz eminim:)

Sabahları lacivert-mavi ile buluşsanız.. Dalsanız, dalsanız doyamasanız.. Şımarık çocuklar gibi oyunlar oynasanız.. Komik fotoğraflarla bu anları belgeleseniz..

Akşamları yaş üzüm rakısının dibini görseniz, hem de taze ızgara balıklarınızla.. Güzel ve keyifli sohbetler etseniz arkadaşlarınızla, kahkahalarınızla kaldığınız yeri çın çın çınlatsanız.. Gece terasta mumlar-tütsüler ve en derin Sezen şarkılarıyla mest olsanız.. Siz de bomba gibi hissederdiniz, hiç şüphem yok benim:)

Gömeç-Ayvalık-Cunda-İstanbul. Şeytan Sofrası, Cunda’da Ortunç..

İstanbul’da bir hafta sonu klasiği BüyükAda..

Sanem, Uğur, Arzu, Kaan, Ceyda, Naz, Akın… Eski dostlar, yeni arkadaşlar..

BüyükAda’da midye tava-bira, akşamsa Kuzguncuk’ta İsmet Baba.. Sabahları Fenerbahçe sahili, Romantika ve kahvaltı… Beyaz Fırın, Bostancı Sahili’nde çıplak ayaklarla yürüyüş.. Kalamış Marina’da Divan keyfi.. Bol Miller..

Pazar Moda Teras.. Çok hoş bir düğün: Ece&Bülent. Mutluluklar.. Şarap, hem de en kırmızısından.. Dans, uçuşan eteklerim, siyah ince topuklu ayakkabılarım ve salsa.. Müzik, müzik, müzik..

İşte şimdi Ankara’mdayım.. Ama iyiyim.. Evimi de , kedimi de, sizleri de özledim.. Derslere konsantre, işe konsantre bir Eylül beni bekler.. Hadi şimdilik bu kadar olsun, ben de hikaye çok, anı çok, fotoğraf çok.. Haftayı geçirmeye elimizde malzememiz olsun:))

Hepinizi öperim yanaklarınızdan, süper bir hafta dilerim..

 

Lezzet Durağı – “Roka Köftecisi”

 

Eğer ki canınız bir gün şöyle lezzetli bir köfte yemek isterse…

Bahçelievler civarındaysanız, ya da arabayla kolayca gidebilecek bir durumda..

E bir de benim gibi yeşillik, ot, çöp hastasıysanız işte gidilecek bir mekan size ANKARA’da: ROKA

Miniminnacık bir mekan aslında burası, hepi topu 8 masası var bahçesinde. Bir tane ustası ocak başında, bir tane işleteni kasa başında, 2 tane de garsonu var. Arabayla gittiğinizde önünde 2 araçlık park yeri var. Oturduğunuz oturaklar da yemek yediğiniz masa da biraz yere yakın:)

Siz masaya oturduğunuz vakit hemen garsonumuz elinde paket kağıdı vari bir şeyle gelip, masanızı bununla örtüyor. Hemen üzerine de naylondan muşamba vari bir şey seriyor. Daha sonra size ne içeceğinizi ve kaç porsiyon köfte istediğinizi soruyor. Siparişi alır almaz da içeri gidip, elinde bir çanak dolusu yeşillik ile geri dönüyor! Neler yok ki masanızdaki muşambanın zeminine öylece boca edilen bu yeşilliğin içerisinde: Roka, marul, iceberg marul, maydonoz, nane, biraz turp ve küçük domateslerden.. Sonra buzz gibi ayranlarınız özel sürahilerde geliyor.. Köftelerinizi dürüm ya da ekmek arası alabiliyorsunuz. Arzunuza göre közlenmiş domates ve benim en bayıldığım közlenmiş sarımsak da getiriyorlar..

Biz dürüm içerisinde köfte aldık 1’er porsiyon.. 2 tane de ayran. Toplamda 18 YTL ödedik. Köfteleri beğendim, personelin ilgi alakaları da iyiydi gayetten.. Ağaçlar altında, gölgede oturup birer de demli çay içtik. Ben beğendim dostlar, bir daha gidilir mi derseniz gidilir:))

Adres: 7. cadde 22. sokak 4/A Bahçelievler. Telefonu 2221933-2223458 (Paket servisleri de mevcut) Kolay bulabilmeniz için şöyle söyleyeyim: 7. cadde’de ilerleyin, sol tarafınızda OXXO Mağazasını gördüğünüzde, sağa dönün. Zaten 2. sağa dönüş yok. Sağa döndüğünüzde hemen sol tarafınızdaki 2. dükkan:)

 

Lezzet Durağı – “İdol Taş Cafe”

Eveett.. Guzel bir hafta sonuna uyandiniz. Karniniz da zil calmakta. Eh, Ankara gibi bir yerde oldugunuzu da dusunurseniz, yani soyle bogaz manzarali bir manzaraya bakaraktan keyif yapmaniz mumkun olmayacak yani! Ne yaparsiniz? Once en sevdiginiz dostlarinizi uyandirir, onlara “Hadi bakalim ayaklanin, hafta sonu genis kahvaltisi icin Kale’ye gidiyoruz” dersiniz.. Onlar da sorarlar, daha dogrusu soylerler yekten: IDOL’e gidiyoruz degil mi??

Idol, nam-i diger Tas Cafe, Kale’de gidilebilecek en guzel, en sessiz, en sakin, en havali yerlerden biridir. Havali diyorum, cunku ne zaman gitsek hep yabancilar oluyor. Ankara’ya ne kadar yabanci konuk geliyorsa, ya da Ankara’da ne kadar yabanci yasiyorsa hepsi tek sira duzen halinde hafta sonu buradalar. Hayir gayet iyi, hatta bizce hic bir sakincasi da yok; amma velakin bu sevdicegimiz, goz nurumuz cafemizin o en guzel yeri olan balkonunda sadece 4 masasi var ise… Iste o zaman ‘ erken gelen oturur’ misali bir yaris basliyor birden bire. Aysegul Sultan araniyor, beni alacagi saat kararlastiriliyor; yetmedi Selam ve Tolu aranip en az yuz defa tembih ediliyor saat 11’den once orada olmamiz gerekliligi vs..

 

Aslen iceride oturacak pek cok musait yeri olmasina karsin, biz her zaman disaridaki bu 4 masalik balkonu tercih ediyoruz. Manazara olarak Ankara’nin bir kismi gozukuyor.. Bu arada siz manzaraya bakarken rengarenk begonyalar ve mis kokulu cicekler icinizi aciyor.. Neyse hepimiz bir araya gelipde disaridaki masalardan birine kendmizi attigimiz vakit, ele alinan o caanim menuden o en guzel secenek olan ‘kahvalti tabagi’ seciliyor. “Tabagimi asla paylasmam” diyen ben bile anlasmaya razi gelip menemen ile beraber bir kahvalti tabagi almaya razi geliyorum her zaman.. Kahvalti tabagi kocaman bir sey zira, tek basiniza hakkindan gelemiyorsunuz..

Kahvaltiniza basliyor, cayinizdan yudumlar aliyorsunuz.. Yaklasik yarim saat kadar sonra da sanki odaniza cikip uzerinize mayonuzu giyerek denize, sahile gidiverecekmissiniz gibi hissediyorsunuz.. Cok ilginc, ama gercek; burada kendinizi bir tatil yoresinde hissediyorsunuz..!

Cok seker bir sahibesi var buranin.. Idol, aslen bir antika dukkani..!! Evet, girisindede gorebileceginiz gibi burasi ozellikle lambalarin, degisik abajurlarin ve el isi yoresel kiyafetlerin de satildigi bir yer. Ust kati ise cafe!! Balkonu ise Cennet:))

Kale’de, tam da Rahmi Koc Muzesi’nin karsisinda.. Kime sorsaniz gosterirler. Gidin kahvaltinizi edin, ama uzerine mutlaka bir orta Turk Kahve’si icin:)) Benim yerime de icin.. Ozledim simdiden ben…

Lezzet Durağı – “Gar Lokantası”

JTB’de Çarşamba günlerini ayırdığım “Keyif/Lezzet Durakları” yazı dizimize  (:), benim Ankara’nın en sevdiğim ve yıllardır gitmekten vaz geçmediğim bir lokantası olan GAR LOKANTASI ile başlamak sanırım doğru olacak. Gar lokantası yaklaşık 15 yıllık, Ankara’nın eski, gerek ortamı, gerekse verdiği kaliteli servis hizmeti; cana yakın ve işini bilen-dikkatli servis ekibi ve pek tabi ki benim bir türlü vazgeçemediğim leziz zeytinyağlıları ile tanınan ve ara ara götürdüğümüz hiç bir misafirimizden negatif tek kelime duymadığımız bir yer.

 

Tabi ki ben zeytinyağlılarına takıldım kaldım; ama Gar Lokantası’nda çok güzel ızgara ve balık çeşitleri ile Türk Mutfağına özgü sayısız sıcak yemek alternatifi de var. (Ayşegül Sultan ile kış aylarında hamsi tava-salata ikilisine az ziyarete gelmedik buraya:) Gar’ın yemeklerinin lezzetli ve çeşitli oluşu yanında daha bir çok olumlu yanı da var: Örneğin harika ve yemyeşil bir bahçeye sahip olması. Sahibinin elleriyle diktiği begonyalar, güller ve gül saksılarının içine dikilen çilekler(!)siz yemeğinizi yerken misler gibi kokuyor. Özellikle esintili yaz akşamlarında bu kokular daha da hissediliyor, işte bu sebeple yaz akşamlarında Gar Lokantası daha da bir güzel oluyor:)

 

Ortam güzel, mekan temiz ve özenli, yemeklerin ise lezzetine tek laf yok! Ama bizi ya da bizim gibi müdavimleri buraya bağlayan en önemli şey servis ekibinin itinalı ve güler yüzlü hizmeti.. Başta şefleri Eray bey ve bizim masamıza ağırlıklı servis hizmeti veren neşeli garsonumuz Ercan, bir müşteri nasıl kendini ayrıcalıklı hisseder ve hatta hiç “müşteri” gibi hissetmez sorusuna karşı en şaşırtıcı cevapları öğrenmenize de arada yardımcı oluyorlar:) Örneğin ben her gittiğimde Gar Lokantasına mutlaka rakı içiyorum, nedendir bilinmez? :)) İlk gittiğim gün rakı servisi yaparlarken duble rakı, az su ve bol buz şeklinde içtiğimi öğrendiler ve o gün bu gün ben bir defa daha ne içeceğimi ya da nasıl içeceğimi tekrarlamadım. Benim için bu önemli, sizi bilmem ama:)

 

Bahsettiğim gibi ben zeytinyağlı tabağım ve rakı’m ile çok mutluyum Gar’da.. Ayşegül Sultan çoğu zaman farklı sıcak yemekler tercih eder. Selam mesela, her zaman ızgara et yer!  Ne yersek yiyelim, yemeğinizin sonunda mutlaka mevsime göre hazırlanmış şık ve kocaman bir tabakta meyva gelir. Ardından da kahveniz, ya da çayınız. Fiyatlar mı? İşte cazip kılan bir yönü daha: Fiyatlar çok makul. Burada gül ve begonya kokularına karışan rakınız eşliğinde, güzelce vakit geçirip karnınızı doyurmanızın, dostlarınız ya da sevdiklerinizle yaptığınız keyifli sohbetlerin karşılığından bahsediyoruz..

 

İşte burası ilk lezzet durağımız GAR LOKANTASI. Ankara’da Filistin Sokak Numara 35’de. Telefonu: 447 29 96. Umarım ziyaret eder ve benim kadar iyi vakit geçirirsiniz. Bence vaz geçemeyeceğiniz mekanlardan biri olabilir, benden söylemesi:)))

Keyif/Lezzet Durakları

Journey To Blue’da artık yeni bir hizmetimiz olacak dostlarım:) Çok düşündüm ne yapabilirim de bir işe yarayabilir yaptığım şey JTB sayesinde diye: Bir kere keyifli mekanlarda olmayı seviyorum, sonra ne bileyim ağzımın tadına pek bir düşkünüm; lezzetli şeylerin peşine düşüp hiç olmayacak yerlere bile gitmişliğim var..

Ankara, yaşadığım kent. İstanbul’la kıyaslanmasa bile, burada olanlar için değişik ve güzel alternatifleri var. Belki de bir çoğunuzun bilmediği, ya da eskiden uğramışlığı olan yerler var mesela.. Ya da yeni açılan, kıyıda köşede, “Yok baba, burası bize göre görünmüyor hiç” dediğimiz, bu sebeple hep önünden geçip gittiğimiz yerler var..

Bazı yerlerin salataları güzel.. Bazısının tatlısı ya da sadece dondurması. Bir yer var ki hele; hiç sormayın kalamar dolmasını:)) Bir yer var huzurla kitap okunuyor orada, müzik dinleniyor, kahve içiliyor.. Sabahları kahvaltı keyfi, gazete okumak için ideal yerler var mesela..

Daha çok sevdiğim ve sıklıkla gittiğim duraklara uğrayacağız beraberce. Sonra da.. Kim Bilir???