Şiirler – Alıntılar Konulu Yazılar

Yaşıyorum Demek…

Çok merak ediyorum kendimi

Başıma bir şey mi geldi?

Öldüm mü kaldım mı?

Hiçbir haber yok kendimden.!

Bu sabah kapımı çaldım

Kapıyı açan kendim.

Bir süre kendime baktım

Bu güleç yüz bendim.

Oh ne güzel bir sabah

Bugün de yaşıyorum demek

Benden başka yok kimsem

Beni merak edecek…

                                                                                Aziz NESİN

Biraz Ara Verelim…

Düşündüm de yoruldum bu yaz ben.! Dün akşam saatler 21:10’u gösterdiğinde ben assignment’ımı tamamlamış olmanın verdiği huzur ve hafiflemiş bir şekilde ofisten anca ayrıldım. Henüz güneş ve deniz tatili yapamamış bir deniz tutkunu olarak, yarın bu saatlerde Kaş yolunda olacağım.. Bu sebeptendir ki bir mikta teknoloji ile bağımı koparmaya kararlıyım. Yapmak istediğim şeyler; sabahın kör kökünde temiz ve buzz gibi Kaş denizine dalmak, bol bol yüzmek, deniz yatağında güneşlenmek, bol bol yeşil çaylı ice-tea içmek (Onlar da mümkünse hem buzzlu hem de buzz gibi olacaklar. Bu aralar favorim bu!), 2 ay kadar önce satın alıp kapaklarını bile kaldıramadığım 2 kitabımı okumak, bir yarışmaya göndermeyi planladığım yazım üzerinde biraz sakin kafayla düşünmek, Aydın’a söz verdiğim mektubu yazmak, Kuru’nun yerinde çiğ börek yiyip üzüm salkımlarının altında yan gelip yatmak, tekne gezisine çıkıp bu defa daha profesyonelce fotoğraflar çekmek, Saklıken’te buzz gibi sularda yürümeden önce en sevdiğim şey olan gözleme-ayran ikilisi için malum yerde mola vermek:)) Baktım da bu liste uzar gidere benziyor. Biraz ara verelim dedim, ama bu defa da düşük çenemin; pardan klavyemin kurbanı olacaksınız gibi!

İşte böyle.. Tatile gidiyorum, yokum.. Tatil yapabilmiş olan talihliler beni çok iyi anlayacaktır neden ağzımın bu denli kulaklarımda olduğunu.. Henüz yapamamış ya da yapmaya imkanı olmayanlar içinse şimdiden özür diliyorum. Ama söz güzel görüntüler getireceğim onlara da. (Her ne kadar kanlı-canlı bir tatilin yerini tutmasa da!)

Tatlı arkadaşım Demet, bana güzel bir sunum yollamış yine.. Phillip E. Humbert denen bir psikiyatri profesörünün derleyip topladığı ve “Güzel Yaşamın Anahtarları” dediği özlü sözleri sizlerle paylaşayım istedim. Çoğunu eminim biliyorsunuzdur. Benim hiç duymadığım bir tane vardı, öğrenmiş oldum.

Sevdiklerinizle, huzurlu, sağlıklı ve verimli –ama bensiz– 1 hafta geçirin:))

“Güzel Yaşamın Anahtarları”

* Kendini Tanı (Sokrates) İçinde yolculuk yap, günlük tut, kalbin, vicdanın ne diyor dinle!

* Olduğun Gibi Görün Ya da Göründüğün Gibi Ol (Hz. Mevlana)

* En Yukarıda AŞK Var (St. Paul) Sesi müziğe dönüştüren aşktır. Aşk, sevgi, ihtimam olmazsa hayatın kuru bir dal parçasından farkı kalmaz!

*Dünyayı Hayal Gücü Yönetir (A. Einstein) Herşey hayal etmekle başlar.

* Fazla Güzellik Göz Çıkarmaz (Mae West)

* Fırsatlar Yakaladıkça Çoğalır (Sun Tzu) Başarı cesaret ister. Zamanla başlangıçtaki cesaret inanca dönüşür.

* Ya Yap Ya Yapma (Yoda)  Tereddütte kalma.! Sen üstüne gitmezsen, hayat üstüne gelir.!

* Mükemmellik, Ekleyecek Birşey Kalmadığında Değil, Alınacak Bir Şey Kalmadığında Oluşur. (Antoine de St. Exupery)  Hayatı basitleştirin.! İstek listenizi kısa tutun. Tutun ki, odaklanabilesiniz. Odaklanmaz iseniz hayatı yakalayamazsınız.

* Kabiliyet Yoksa Sanatçı Olmaz, Ama Çalışılmadıkça Kabiliyet İşe Yaramaz. (Emile Zola)

Can Kırıklarım…

Günlerdir motive olmuş bir şekilde yarın akşam göndermem gereken assignment üzerinde çalışıyorum. Yoruldum bir taraftan, ama ilerledikçe de bayağı keyif alıyorum doğrusu.. (Şu an itibariyle 8. sayfamı da bitirdim:)) İşte böyle çalışırken de devamlı bir müzik kanalı açık yanı başımda. Yıllardır keyifle takip ettiğim ve bence Türkiye’deki en iyi kadın rock vokalisti olan Şebnem Ferah‘ın bir şarkısı da hem ruhuma işliyor bunca zamandır, hem de tüm tüylerimi diken diken ediyor..

Ne güzel demiş ama…

“Bu kalabalığın içinde yapayalnız hissetmektense

Dünyanın bir ucunda tek başımayım…

Kir göstermeyen renkleriniz sizin olsun

Korkmaktansa

Bulanıklığın tam içinde bir başımayım..” .. İşte buradan sonrası asıl beni mahveden bölüm.. Eline sağlık Şebnem!

“Benim belki de gizli bir bildiğim var

Elbette ağlarım, benim can kırıklarım var..

Senin gördüğün yanağımdan süzülenler

Asıl içimde, içimde yüzdüğüm bir deniz var..”

Ol..!

“Sevgide Güneş Gibi Ol,

In loving others be like a sun,

Cömertlik ve Yardım Etmede Akarsu Gibi..

In generosity and helping others be like a river..

Hataları Örtmede Gece Gibi Ol,

In Concealing Faults Be Like a Night,

Tevazuda Toprak Gibi..

In modesty be Like an Earth..

Öfkede Ölü Gibi Ol..

In Anger and Furry be a Like a Dead..

Hoş görülükte Deniz Gibi..

In Tolerance be Like a Sea..

Her Ne Olursan Ol,

Whatever You Are,

Ya Olduğun Gibi Görün,

Ya Göründüğün Gibi Ol.!

Either Exist As You Are Or Be As You Look.!

Hz. Mevlana

Güzel Bir Söz..

“Yesterday is a history, Tomorrow is a mystery, Today is a gift. That’s why we call it present“…

Kime ait olduğunu bilmiyorum, ama dün akşam bir yerde tesadüfen rastladım ve bilmeyen varsa paylaşmak istedim..

Bugün Cuma. Haftanın en sevilen günü:)) Hafta sonu için güzel şeyler yapılacak yine… Belki bunaltıcı sıcaklara rağmen güneşlenilecek, sonra havuzda serinlenilecek.. Belki sinemaya gidilecek, ya da pikniğe.. Brunch için arkadaşlarla buluşulacak, belki de Adalar’a bir vapur gezisi yapılacak.. (İstanbul’da olsam kaçırmazdım!) Ya bir arkadaşımızın doğum günü partisine, ya da bir yemeğe gidilecek.. Belki evde pijama partisi düzenlenecek. Ne yapılırsa yapılsın, hafta sonunuz güzel ve keyifli geçsin!

** Sevgili Zeynep.. Beni “ebelediğinde”, haklısın ben uzaklardaydım.. Hafta sonu, yukarıdakilerden birini ya da birkaçını yapmaya başlamadan önce mutlaka Cook-Next-Door ile ilgili yazıya cevap vereceğim:)) Bu arada Şeftali-Ye etkinliğine de tarifimi hazırladım, çok heyecanlıyım:))