Çöken PC’den kurtarılanlar..

Ne yazık ki hiçbir şey!!! Evdeki PC’imde bulunan hard disk terk-i diyar eylerken, benim bir dolu fotomu, yazılarımı, eğitim notlarımı, son 5 yıllık hayatımı da götürdü güzelce.. Neymişl? Back -up yapmak için alınan CD Yazıcı aletini kullanman gerekiyormuş!

Neyse allahtan hikayelerimden bir kısmını iş yerindeki bilgisayarıma aktarmışım.. Onlara bakarken, aralarından buldum HAMAKÜSTÜ’nü..Benim en sevdiklerimden biriydi. Şu an olmak istediğim yer tanımlamasına cuk diye oturunca, dedim ki paylaşıvereyim dostlarla Cuma Cuma..

Evet.. 3 Mart 2004 tarihli HAMAKÜSTÜ aşağıda beğeninize sunulmuştur efendim.. İyi okumalar..

HAMAKüstü

Mis gibi, tertemiz bir sabah..Bahçemdeki hamakta yatıyorum. Bahçem, güneybatı sahillerinden birindeki ufak bir kıyı üzerinde bulunan küçük bir kasabanın içinde..Üzerimde beyaz şilebezinden bir elbise, tiril tiril..Bir bacağımı hafifçe hamaktan aşağıya sarkıtmışım. Bir elimin parmak uçları ile hafif nemli çimenlere değiyorum. Gözlerim kapalı. Neyi dinliyorum? Dalgaları..Dalgaların sesi, sabah uçuşlarına çıkmış bir iki minik martının nefesi ve Aznavur’un “Hier Encoré” şarkısının melodisi bana eşlik ediyor hamak keyfimde..

……….

Yıllardır hayalini kurduğum manzara işte bu! Çok yaşlanmadan, çoluk çocuğa karışmadan, işe geç kalma telaşesi, işi bitiremedim endişesi olmadan, “alış-verişe çıkmam gerek” ya da “ocaktaki yemeğin altını kapattım mı ki” diye düşünmeden serbestçe, dingin bir iç huzur eşliğinde, zihnim tamamen boş yatmak istiyorum o hamakta. Çevremde sadece yeşil, yemyeşil ağaçlar, önümde engin, lacivert bir deniz, altımda ıslak çimenler, üzerimde mavi gökyüzü ve arada göz kırpan bir güneş…Belki Aznavur yerine, Dassin’de olabilir..Belki de Macias…Ama mutlaka Fransızca bir müzik.. Romantik, cezbeden, akordionların eşlik ettiği, güzelim Eiffel’i ve arnavut kaldırımlarını hatırlatan, Seiné nehri üzerindeki gezinti teknelerinde dinlediğim…

Aslında yirmili yaşımı geçeli çok olmamış olsun mesela..(Her ne kadar Hier Encore dinlesem de..) Mesela hala saçlarım uzun olmuş olsun, hala açık kumral..Bir de hala incecik olmuş olayım mesela..İnce bedenin hamakta bu kadar serbestçe yatması, uzun açık kumral saçların hafif bir rüzgarda uçuşarak, güneş altında ışıl ışıl parlaması dahabir mümkün olsun! Hala karar veremedim; belki buzz gibi soğuk bir bira olur yanımda, belki de sadece zencefilli gazoz. Ne düşüneceğim peki? Dingin, temiz bir zihin, telaşesiz, sakin bir hayat süren biri sabahın o saatinde, öyle bir ortamda ne düşünür acaba? Eğer yanıbaşımda buzz gibi bir bira varsa, işte o an sabahın en erken saatinde içtiğim ilk soğuk biramı düşünebilirim belki. İlk soğuk biramı, ilk defa normal içilesi bir zamandan önce biramı içtiğim o yeri.. İlk soğuk biramı, sabahın erken saatinde o güzel ve kuş cıvıltıları ile dolu olan ormanda kurduğumuz çadırın içini mesela..İlk sevgilimi…

Eğer zencefilli gazozum varsa mesela, daha gerilere gitmeden, Paris’teki o hepsi hemen hemen birbirine eş sokak cafélerinden birini düşünebilirim…Buzz gibi zencefilli gazoz, cafédeki bakıştığım hoş adam…Elindeki fransız gazetesindeki o meşhum haber..Herkesler kahve içerken, benim küçük masanın ortasında tüm heybeti ile duran soğuk zencefilli gazozumu düşünebilirm. Üzerimdeki elbisemi, hoş adamın gözlerinin rengini ve de haberde adı geçen “Alain” adlı adamın şimdi ne yapmakta olduğunu mesela..

Belki de zamanında hem en iyişekilde hem de en yoğun yaptığım, ama beni zamanla yoran ve yoran “düşünme” eyleminden uzak bir hamak sefası yapmalıyım: Biranın, buzz gibi zencefilli gazozun, ilk sevgilimin ve çadır tatilimin olmadığı, Paris cafélerinden, o güzel gözlü adam ve çiçekli mavi elbisemden uzak. Daha çok derinliğe, sonsuzluğa yakın, daha yeşil ve daha mavi, daha sıcak ve daha beyaz bir şeyler düşünmeliyim belki. Kendimi dinlemeliyim belki de..İç sesimin sesini açmalıyım biraz, kanal ayarını da iyi yapmalıyım ki araya parazitler girmesin; eski sevgililer, arkadaşlar, sıkıcı iş sohbetleri, annemin sorunları, kardeşimin gencecik yaşına rağmen yaptığı evlilik planları, parasal sıkıntılar, borçlar, korna seslerinin her daim eşlik ettiği yoğun trafik, hala alamadığım arabanın o hatırladıkça içimi burkan hayali, ya da evimin bitmeyeceğinden kesinlikle emin olduğumiçinin, eşyaların, ufak tefek cicibicilerin borcu..

Yetişmek için hep biryerlere koşarken, ya da tamamlamak için çabalarken hep eksik birşeyleri, sevgililerimle paylaşamadığım bin türlü hikayem, bin türlü sorunum varken, “hava soğudu yine gelemedi şu yaz bir türlü” diye yakınır, bir yandan da “C’est la vié” (İşte hayat) derken, herkeslere hep kızıp, herkesleri hep severken, hep yakın olsun istediklerimin hep uzaklarımda olduğunu, uzaklarda olmasını istediğim hiç kimselerin ise aslında olmadığını şaşkınlıkla farkederek yaşamaya çalışırken…

İşte olmak istediğim tek yer: bir HAMAK üstü..

Çöken PC’den kurtarılanlar..” hakkında 12 yorum bulunuyor:

  1. zynep

    dilayra’cım akşamları genelde evden nete hiç girmiyorum sanıyorum gun boyu nette oldugum ıcın… ve bılgısayarının gıttıgıne cok uzuldum ama ne olur once bılgı ıslemcılere goster belkı yedek ya da bır cozum bulabılırler….umarım bulurlar….
    yazıya gelınce tek kelıme ıle harıka….
    bundan sonra daha cok yayınla bu hıkayelerden…..hamak sanıyorum bu aksam bneım de olmak ıstedıgım tek yer…cocukken yazlıkta ıkı elma agacı arasına kurulan hamagın tadını halan arıyorum…..
    tşkler dılayra….

  2. zynep

    hay o çöken pc nin altında kalsaydın, şans yok ki bizde… ışık seninle olsun, ne olur ne olur yalvarırım, harikasın, ne olur ne olur yalvarırım, ne olur ne olur. tat arıyorum ben tat.

  3. dilayra

    Mahir, Afacan Çocuk, Gülay, Wrong People ve ikinci Zynep takma adları kullanarak buraya yazan Ankara’lı arkadaş.. Benden hiç haz etmediğiniz ortada. Alaycı ya da saldırgan olmak yerine burada neyi beğenmediğinizi yazarsanız daha iyi olmaz mı? Takma adlar arkasına saklanarak yaptığınız şeyin hoş mu olduğunu düşünüyorsunuz? Sizi tatmin ettiyse ne mutlu o zaman. Benden ya da buraya yazdıklarımdan haz etmiyorsanız seçme özgürlüğünüzü sonuna kadar kullanmanızı ve bu sayfaya girmemenizi kibarca salık verebilirm.
    Çöken bir PC’nin altında kalmamaı kim ister diye düşünüyorum, bir türlü cevabını bulamıyorum!

  4. didem ozel

    sevgili dilayra,
    bu sarki beni ny da calistigim ufak, sirin hediyelik esya dukkanina goturdu. tam 10 yil olmus. yaslaniyoruz dostum galiba. iste tam 10 yil once tanismistim aznavour ile o kucuk mekanda.dukkan sahibi cok satis yapmak adina buz gibi havada kapiyi acik tutar ve benim de ellerim donardi. aznavour’un essiz, ilik sesi icime isitirdi. arada, firsak buldukca fransizca cd lerine yer verir misin? senin zevkine guveniyorum dostum.
    sevgiler
    didem

  5. Yildiz

    Sevgili Dilara,
    Bilgisayarında yaşadığım probleme çok üzüldüm. Belki de bir çözüm bulunur, tekrar kavuşuruz hep beraber o güzel yazılarına. Bu arada anlam vermediğim bir şekilde bazı insanlar saldırgan bir tavırla dolaşıyorlar blogosferde. Yahu kendini sevmedin bir blogu okumaya niye mahkum ediyorsun, yazık değil mi sana??? Git sevdiğin yerlerde dolaş, çık bir temiz hava al iyi gelir, harcama zamanını boşyere, zaman kıymetli, hayatımız tek, bunu yaşamaya bak. En azından bu blogdan bunu öğren.
    Sevgiler,
    Yıldız

  6. Ex

    Ben isterim, hatta arkadaşların dusuncelerine katiliyorum, coken pc ile birlikte sende zır zıır konusmayi biraksan keske, ama fiziksel olarak saglamsin hala , devam edersin…

  7. zyn₪p

    sevgili dilayra bende senın yorumunu okurken bırden kendı adımı gorunce bu ne dedim daha dogrusu bu kim dedim…hemde benım ismimle…..
    cok ayıp ya, insan kendi ismini yazar, neden başkasının isimlerini yazıyorsunuz anlamadım:(((
    ayrıca neden o bilgisayar altında kalsın ki, siz dilayra’yı tanıyormusunuz….off offff….

  8. cihan

    ablacim gecmis olsun tatlim ,hdd birde bana gonder de ben deneyim bakalım kurtaabilecegimiz bisi varmı. Bu arada kendini bimezler esprimi yapmak istemis yoksa dengesizliklerinide burda damı sınamıslar anlayamadim.Espri yapiyorlarsada biraz daha seviye diyorum ilgili arkadaslara anlarlarsa kucuk bir gonderme yapiyorum ………ha ciddi ciddi okelimeleri sarf ediyorlarsada biraz yürekli olup kimliklerini acıklasinlarda baska insanlarida (nicklerini kullanarak) zan altında birakmasınlar.

  9. dilayra

    sevgili Ex arkadaş..
    senin gibi konuşanlar olduğu sürece hiç birşeyi bırakacak değilim. git kompleksini başka sayfada dağıt. neden belirtmeden saldırgan tavırlarda bulunduğunuz sürece burada sana da senin gibilere de yer yok! fiziksel olarak da zihinsel olarak da evelallah sapasağlamım.. 1 Mart itibariyle sigaradan da kurtuluyorum.!

  10. cem

    Sanirim sayfana blog’larin sapigi dadanmis, bana gore bu kisi bu blog camiasindan biri, gercekte bayanlara cok efendi ve kulturlu yaklasip takma isimlerdede burdaki bayanlara saldirarak bir sekilde bayanlara karsi olan nefretini kusuyor cunku tek gordugum bu sahsin bir sekilde ilgi goren bayanlarin sayfalarina gidip degisik isimlerle saldirmasi, birgun ip’den kendini ele verirse o zaman utanacak yuzu olacakmi bakalim =)
    Neyse aldirma sen boyle luzumsuz insanlara dilayra.
    Birde sana bir onerim var, pc’ne kimseden birsey yukleme. Resim, muzik, link, dokuman ve programlar altina gizlenmis virus’lerle kisilerin pc’ne girmeyi ve o kisilerin ozel bilgileri olsun konustuklari kisileri ogrenmeyi kendine hobi edinmis kisiler var.
    Cok iyi bir firewall ve anti-virus programi bulundur pc’de ve hergunde anti-virus ile pc’ni tara interneti kulandiktan sonra, ayrica spyware programida yukle. webroot sypware programi gercekten piyasadaki en iyiler arasinda, 1 aylik bedava kulanma imkanida var. Diyerleri gibi spyware’u bulup sonra satin alirsan sileriz diye kandirmiyorda. Varsa var, yoksa yok diyor ve buldumuda bedava versionu ilede siliyor.
    Birde pc’inin hard diski coktu derken actiginda simsiyah bir ekranmi cikiyordu yoksa bir hata yazisi ve windows’u acmiyormuydu? ikinci dedigim gibiyse windows’u bir sekilde tekrar olan windows’un uzerine yukleyip pc’deki olanlari kurtarma imkanin var, onlari kurtardiktan sonrada tumden pc’ni format edip yeniden herseyi sifirdan yukleyebilirsin.

  11. dilayra

    Didem’cim..
    Fransızca albümlerime -diğerlerine olduğu gibi- gözüm gibi bakıyorum. 3,5 aylık Belçika Alliance Française maceram, öncesindeki 3 aylık Fransız Kültür günlerim sonrası Fransızca, hayatımdan silinmemek üzere yerleşiverdi. İlerideki günlerde seve seve bahsederim albümlerimden ve benim
    unutulmazlarımdan..
    Cem..
    Hard diski kaybetmeden önce bilgisayarımdan sıkı gümbürtüler koptu. Ekran karardı ve bir daha açamadım. Neyse, geçmişe mazi demeyi öğrendim ben:))
    Yıldız.. Ufaklığım..
    Teşekkür ederim:)

  12. Adil Hindistan

    Dilayra,
    Vakit bulup daha once yazamadim, sabahta e-maillestigimizde yazacakken tel geldi yine unuttum. CD’ye yedeklemek filan yapilabilir ve ucuz bir sey ama bence sen 2. bir harddisk al, taktir bilgisayarina.
    Sonra Microsoft’un bir SyncToy adinda programi var. Ona source olarak 1. harddiski, destination olarak 2. harddiski tanimlayip her gun otomatik yedekleme yaptirabilirsin. Yardim gerekirse haber et.

Bu yazı yoruma kapalı