Sıradan bir hayat yaşamayı beceremedim ben.
Böyle bir çabam da olmadı açıkçası. Günlük rutinler bile zaman zaman boğdu beni, fazla geldi, daralttı. Tüm bunların arasında insanların bana sıkça verdiği öğüt ise “Hayatı çok ciddiye alma!” oldu:)
Benim genetik kodlarım değil belki, ama sonradan programlanan zihin kodlarım hayatın çok ciddi, yer yer acımasız, tekin olmayan, güven faktörünün unutulması gereken bir yer olduğunu hatırlattı durdu mütemadiyen. Geçmiş yaşadıklarımın tabi ki bunda payı çok fazla. Hepimizin çocuklukluğumuzda gördüğümüz, yaşadığımız; belki de yaşayamadığımız şeyler bizi sonradan vuruyor. Hayata bakışımızda, ilişkileri ele alışımızda, beklentilerimizde, evimizde, istediğimiz arzuladığımız düzende falan hep karşımıza çıkıyor.
Sorunlu, kavga gürültülü bir ailede büyümüş, yeteri kadar sevgi, ilgi görememiş herkes gün geliyor sükünetli, sakin, hiç tartışmasız, ama bol sevgili bir hayat istiyor.
Benim gibi ailesi harika giden bir trendeyken birden bire tünelde kaza yapmış çocuklar ise gelecekteki ailelerinde sonsuz bağlılık, samimiyet, içten ve dürüst paylaşım gibi faktörlerin üzerine gidiyor. Sevgiyi ise istemekten kimse vazgeçemez zaten:)
Hayatı ciddiye alıyorum, çünkü önemsiyorum. Voltaire’in de yüz yıllar önce söylediği üzere fazla bilip, fazla önemseyenler mutsuz olmaya mahkumdurlar:)
Mutsuzluklarımı azaltmak için, ama önemsemeye devam ettiğim için belki biraz fazla kontrol dışı yaşıyorum. Birçoklarına göre. Belki biraz fazla tutkulu yaşıyorum. Ama hayatımı seviyorum. Çok üzüntü, çok mutluluk, çok heyecan, çok kalp ağrısı, çok yalnızlık, çok kalabalık, çok kahkaha, çok gözyaşı, çok yeni, çok eski bir sürü şey oldu yaşamımda bu ana kadar.
Hepsiyle de başa çıkmayı başardım.
Sevgi dolu, aşk dolu, güven, açıklık, samimiyet, paylaşım dolu; “adam gibi” insanların (kadın-erkek) çevremde olacağı bir hayat istiyorum.
Bana dürüst insanlar istiyorum yanıbaşımda. Beni koşulsuz sevmeyi becerebilecek insanlar. Bana sırf ben üzülmeyeyim diye iyilik yaptığını sanan “çok düşünceli” insanlar istemiyorum.
Bana birşey olduğunda, “hiçbir şeyim yokmuş gibi davranan” insanlar da istemiyorum. “Benim adıma konuşan”, “beni savunan” insanlara hele ki hiç ihtiyacım yok.
Ben böyleyim.
Ben, kendim, bizzat herşeyi yapabilirim. Ve sanıyorum ki böylesi beni yıpratsa dahi bundan da vazgeçmek istemiyorum. “Onuncu köyün” var olduğunu düşündüğüm kendi dünyamda, benim gibilerle beraber yaşıyorum işte.
Eleştirilmekten korkmuyorum. Kimse sevmez tabi eleştiri almayı, ama bunun nasıl yapıldığıdır önemli olan. Karşınızdakinin yapıcı mı yıkıcı mı olduğudur dikkat edilmesi gereken. İçten mi alaycı mı?
Kendimi geliştirecek herşeye açık oldum. JTB’yi ve hayatımı bu kadar ilgiyle takip etmenizin sebebinin de bu olduğunu düşünüyorum. Yoksa kara kaşım, kara gözüm olmasa gerek. Kaldı ki benimle buradan iletişen insanların 100’ünden 99’u kadın!
Niye mi yazdım bu yazıyı? Yazınca iyi hissediyorum. Paylaşmak istiyorum içimdekileri. Sıradan olmayı beceremeyen bir kadının, samimi itirafları olarak algılansın rica ederim:)
~PS:Mobilyalarıma kavuşmaya kaldı 9 gün:)~
Dilara selamlar,
Yazın yine çok güzel olmuş ama sorun bu ve bu tip olayları yaşayan, paylaşan, anlayan vs… senin de belirttiğin gibi %99 kadın malesef
Erkekler nerede ??
“Sıradan olmayı beceremeyen bir kadının, samimi itirafları” nın düzenli takipçisiyim :))
Sevgiler
Gamze
“In any society, the artist has a responsibility. His effectiveness is certainly limited and a writer or painter cannot change the world. But they can keep an essential margin of nonconformity alive. Thanks to them, the powerful can never affirm that everyone agrees with their acts. That small difference is very important. When power feels itself totally justified and approved, it immediately destroys whatever freedoms we have left, and that is fascism.”
Luis Buñuel (1900-1983)
—————————-
Farklı ve önemser bakmak, kötü olmamalı… İnatla, kişiliğimden vazgeçmeden, ısrarla önemseyip büyük bir empatiyle tasa ederek olayları, dönüp dönüp yukarıdaki yazıyı okurum. Keşke senin kadar üretip paylaşabilseydik… Bahtın güzel olsun…
gamzecim,
erkekler farklılar. biz duygularımızı açıkça, korkusuzca ve dürüst bir şekilde ifade edebilme özgürlüğüyle doğmuşuz sanıyorum. bundan ne gocunuyor, ne de bunu bir zayıflık olarak görüyoruz.
bunların alasını yaşayan erkekler olduğuna kalıbımı basarım, hatta bir çoğunu bizzat tanıyorum. onların sorunlardan sıyrılış biçimleri farklı: eğlenirler. içerler. geyik yaparlar ve sorun yokmuş gibi davranıp buna kendilerini inandırmaya çalışırlar. gece yataklarına yattıkları zaman çoğunun mışıl mışıl uyuduğunu sanmıyorum; zira sızıyorlar. sızınca acı yok:)
*
esencim,
amin:) ben kendimi anlattığım “about me” köşesinde de yazmıştım yıllar önce: “Hayatımı her şeye rağmen çekici, eğlenceli, keyifli kılabilmek; verimli olabilmek, üretebilmek, paylaşabilmek, sevebilmek, sevilebilmek, öğrenebilmek, ve belki öğretebilmek için bu dünyadayım.” diye. fikrin neyse zikrin de odur muydu o laf:))
Blooo takib eden yüzde bir errkek kara kaşım için takibediyo diyosun yani:) Eh doğru söze şapka çıkarılır, gene de bir ierrkek için bile bloon yaşam deneyimleri anlamında ilginçlikler taşımıyo diil, yüzdenin artması dileğiyle sevgiler saygılar:)
Bir erkek yorumu : )
Soyle demissin:
“Bana dürüst insanlar istiyorum yanıbaşımda. Beni koşulsuz sevmeyi becerebilecek insanlar. Bana sırf ben üzülmeyeyim diye iyilik yaptığını sanan “çok düşünceli” insanlar istemiyorum.
Bana birşey olduğunda, “hiçbir şeyim yokmuş gibi davranan” insanlar da istemiyorum. “Benim adıma konuşan”, “beni savunan” insanlara hele ki hiç ihtiyacım yok. ”
Bir erkek olarak bu cumleleri anlamak zor. Bir insan olarak da.
Sanki herseyi istiyorsun ve bunun karsiliginda ben boyleyim deyip cikacaksin isin icinden..
Hem iyilik istemiyorsun hem de kotuyken birseyin yokmus gibi davranilmasini istemiyorsun.
Bu nasil olacak?
Sirf sen uzulmeyesin diye iyilik yapmak kotu mu?
Charles Bukowski soyle demisti: Iyi olmak kotu bisi diil…:)
Sevgiler
Dogan.
vallaha hiç de öyle birşey demiyorum şevket.
birincisi rica ederim senin gibi bir adam -hani felsefe doktorası falan- şu imla ve yazım kurallarına uysun. ayıp:)
ikincisi başka nerede yazıyorsun merak ettim, izin ver bende senin yazdıklarına böyle yorumlar yapmak istiyorum: net, anlaşılır, sarcastic olmayan yani:)
doğancım,
bukowski ve sen hayatımın parçası oldunuz haberiniz yok:)
bir erkeğin bunları anlamasına imkan yok, çünkü sizler basitsinizdir. yer, içer, sevişir, eve yiyecek ya da para getirirsiniz:) hatırla.
ben herşeyi istemiyorum, oradan okuyunca öyle anlaşılıyorsa aman diyorum.
iyilik istemiyorum demiyorum. bana iyilik yapmaya çalıştığını zannederken aslında beni yaralayan, acıtan insanlar istemiyorum diyorum. ikisi arasındaki farkı bildiğine de eminim.
kötüyken birşeyim yokmuş gibi davranan insan evet istemiyorum. duygularıma karşılık verebilen, açık ve anlayışlı insanlar istiyorum diyorum.
yani şöyle daha açık olacak:
ben baygınlık geçirdiğimde beni eve getirip yatırdıktan sonra bir de azarlayan, üzerine bara dönüp sabaha karşı 5te eve gelen birini istemiyorum diyorum. daha anlaşaılır oldu mu? tansiyonum düşmüşken.. taşikardim fırlamışken.. yani aslında en yalnız bırakılmamam gereken zamanda hani..
..
onu bunu boşver, ne zaman konser Ankara’da?? unuttunuz kuzum o işi siz..
Sımsıcak sevgi dolu bir ailede büyüdüm, büyüyorum ben… Yine böyle karşılıksız sevgi,destek, güven,huzur,dürüstülüğün olduğu bir kendime ait Sıradan bir ailem olsun istiyorum ben 🙂 Sen, sen çok güzel yazıyorsun Dilara..
Sıradan olmadığın ilginç geldiğin için okuyorum seviyorum seni.
Kendim gibi olsaydın okurmuydum hiç 🙂
Hiç tanımamış olsamda senelerdir merak edip bakıyorum hergün yazdıklarına.
Kendin gibi ol dürüstlüğünü ve cesaretli olmanı takdir ediyorum ben.
Ne güzel ayaklarının üstünde durmasını bilen bir kadınsın daha ne olsun.
Bunu başaramayan kadın yada erkek çok insan var.
İnşallah hayatın boyunca seni mutlu eden insanlar hep yanında olur.
Doktora diil yaa, aftan sebep 1500 yıl önce başladığım mastıra döndüm, Saktanber’den, Ecevit’ten falan ders alıyorum, bilirsin sen onları
Grup tamamen yenilendi.(Bir reklam: Facebook`taki gruplardan Mara`ya uye olunuz!) Son hiz calisiyoruz..Muzikten kopulur mu?Ilk konser Subat`ta Istanbul`da. Mart`ta Ankara olabilir.
Ben erkekler yer icer sevisir, eve para getirir mi dedim? Hatirla demissin, boyle dusunmem ben. Iliskiler karisik olmamali! Kadinlar karistirir, karisinca icinden cikilmaz. Basit olmamali insan ama iliskilerde olmali! 2 taraf ne istedigini birbirine NET soylemeli. Anlasilmayi beklememeli! Erkegi anlamak kolaydir o yuzden iliskilerde basittir erkekler, bu kotu birsey diil. Yorumunda verdigin ornekle yazindaki bambaska seyler. Okuzluk sadece erkege diil tum insanlara mahsus bisi. Kadin da duygusuz ve ruhsuz olabilir. Yasadigin kotu anlara kizip kolayca silmissin erkekleri. Insanlar iliskilerde huzuru sevmiyor, cok dusunuyor, dusunurken kendi kendilerine analizler yapip, yanlis kararlar aliyorlar ve bunu durmadan tartisiyorlar. Ondan oluyor tum olanlar..? Unutma…Degisince ask gelir…
dogancim pardon ya,
hakkaten karistirmisim, onu diyen sen degildin:)
erkekleri falan silmedim. niye sileyim hem. seviyorum ben onlari:)
insanlar iliskide huzuru sevmiyor demissin. ikili iliskilerde dusunmemek, tartismamak, analiz yapmamak mumkun degil ki.. ha, ben huzur isterim o zaman yalniz kalirim, “takilirim”, benim olayim bu dersen o baska.. ki, oyle adamlar da hic azimsanmayacak cogunlukta.
gelin artik buraya da, kac yil oldu album cikali bir Ankara’ya gelemediniz!
*
sevket bilmez miyim?
saktanber’den media relations dersi almistim.. proje calismam cok enteresandi, hatirladikca hala gulerim:)
ecevitlerden hatun olani zorlar, mehmet hocam da DD”den yukari not vermezdi! hey gidi hey.. bol sans o halde:)
*
sevgili gamze,
bu aralar o kadar cok AMIN diyorum ki sayenizde:) cok yasa:)
*
semacim ne kadar sanslisin..
artarak devam etsin bu sansin, arzu ettigin her guzel sey gelsin bulsun seni kolayca:)
sanirim yazmaktan baska kabiliyetim yok benim:)neyse, hic birseyin olmamasindan iyidir degil mi?
seni tanıdıkça seni anladıkça seni sen olduğun için sevmeyecek kişi bence hata yapar 🙂
dilayra=hayat diyorum ben…
bu hayatın parçası olmak çok zor kimilerine göre ama belki de çok kolaydır ama anlayana 🙂
seni her halinle seviyorum ben tanımadan uzaklardan 🙂 paylaştıklarında,yazdıklarında belki de yapmak istediklerimi buluyorum ! neden olmasın değil mi…
ama ruhuma iyi geliyorsun sen okuduğum zamandan beri sağolasın 🙂
sevgiyle kal öpüldün muckssss…
sevgili burcu,
beni tanıdıkça çok sever, daha fazla tanıdıkça kaçar insanlar. benden söylemesi. hep diyorum bak, beni uzaktan sevmek aşkların en güzeli diye:)
sen de sağol..
sevgiler,
Selamlar,
Küçük bir süpriz 🙂
http://dimple74.blogcu.com/
Sevgiler
Gamze B.
gamzecim hosgeldin demek istiyorum:)
ve ne yalan soyleyeyim Can Dundar’in Sevgililer Gunu yazisini hic okumamistim, sayende oturup agladim bu saatte.. ne guzel yazmis.. var mi ki boyle biri?