17 Mart’tan bugüne dek…
~ Bartın’a gittik, İnkumu’na.. Hacettepe’nin bir tesisi var orada. Hastane lider ekibi ile birlikte bir hafta sonu Stratejik Planımızı revize ettik. Hem yönetim yeni, hem plan eskidi artık. Malumunuz 3 yıl önceki tehditler artık tehdit değil. Hatta bazıları fırsat olmuş. Şimdiki tehditler ise daha da kalabalıklaşmış, öyle böyle değil. Takdir edersiniz ki hepside hemen hemen aynı noktadan gelmekte!!
~ Tesisin önünde bir sahil var, sabahları orada yürüyüşe çıktım, biraz fotoğraf çektim. Hava ilk gün dışında çok güzeldi.
~ Çok çalıştık, verimli bir hafta sonu oldu. Ama keyfinide çıkardık. Yemeklerimiz ve sonrası sazlı-sözlü-bol aktif geçti. Bir gece sahilde ateş yaktık, kumsalda uzanıp yıldızları seyrettik.. Yazı özlemişim, onu anladım..
~ Yaklaşık 10 yıldır bir şekilde gidip geldiğim elçilik kapılarından hep ağlaya-sızlaya-oflaya-puflaya dönmüşümdür. İşlerim hallolur eninde sonunda, ama o noktaya kadar anamı ağlatırlar! .. Dı!.. Yani Birleşik Krallık Vize Başvuru Noktasına kadar bu böyleydi. İlk defa olarak evraklarımı verdim, vize ücretini yatırdım, parmak izlerimi alıp ve fotoğrafımı çektiler. Sonra da şu web adresinden takip edin durmunuzu dediler. 2 gün sonra gittim, 6 aylık multiple entry’li vizemi aldım! Yakında Londra seyahatim gerçekleşecek:) 10 yıl kadar önce görmek istenilen 3’lüden sonuncusuydu Londra. Paris ve New York’tan sonra..
~ GATA’da bir sunum yaptım.
~ Antalya’da düzenlenen 2. Uluslararası Hasta Güvenliği Kongresi’nde bir sunum yaptım.
~ Antalya’daki kongre Kremlin Otelde idi. İlk defa gittim, ortalamada buldum. Az ve kontrollü yemek yedim, hiç kilo almadığım gibi kilo bile verdim:) Bir defa güneşlenebildik havuz başında. Ekip tam takım orada olduğumuz için iş ve eğlenceyi birleştirebilme şansımız oldu. Mavimi de özlemişim yazı özlediğim gibi. Hasret giderdik her ne kadar giremesem de..
~ Kongre bitince ailemi görmek için 2 günde fazladan kaldım. Hepsine elimden geldiğince vakit ayırmaya çalıştım. Onları çok seviyorum..
~ Apocalyptica Konserine gittik Saklıkent’te. Süperdi. Davulcu olaya dahil olmuş, bir çellocu daha almışlar adamlar aşmışlar. Yeni albümü alınacaklar listesinde..
~ Diyorum diyorum bir daha demekten kendimi alamıyorum: Şebnem Ferah’ın konser DVD‘sini edinin allah aşkınıza! Bu kadın, bu parçalar, sözler, besteler, sahne performansı.. Üzerine tanıdığınız bir şey varsa da beni haberdar edin lütfen, bilmemek ayıp değil:)
~ Bahar “geldim, geliyorum, emin değilim” falan diyor gerçi.. Olsun varsın, bekleyenin muradına elbet ereceğini biliyoruz. Yağmurlara, soğuğa rağmen Nisan ayının ilk haftasını bitirdik bile.
~ İşlerim yoğun, hayat güzel. Ben mutluyum çok. İç huzurum da yerinde. Daha önce denemediğim bir şeyler deniyorum. Başarabiliyor muyum bilmiyorum henüz, ama en azından çaba sarf ediyorum. Bu konuda bana destek olunuyor allahtan birçok kişi tarafından. Ama en çok “O”na teşekkür etmem gerek sanırım bana kollarını açtığı için.. Bir de Başak’a:)
Süper bir hafta diliyorum.. Hayatın tadını çıkarın!
Ne güzel… Sevindim adına… İnsanın hayatında bir şeylerin olması, yolunda gitmesi,nefes alacak anların ve dostların olması… ne güzel…
Hoşgeldin.SEvindim güzel geçtiğine…Dolu dolu geçmiş günler…
sevgili Cassia,
haklısın. sanırım en çok da “bir şeylerin olması” kısmı önemli. buna sahip olamayanlarda var..
*
Hande’cim,
dolu geçti ya. hatta daha da dolu geçecek bundan sonra:)
Dilayracıgımm , Londraaa cok guzell , hele birde akşamları;) miss gibi ama gitmeden önce bir müzikale bilet mutlaka al:D
merak etme zynepcim, bilet işi ve diğer aksiyonların programı tamam şimdiden:)hiçbir seyahatim bu kadar kolay planlanmamıştı!
londra fotoğraflarına bayılmıştım zaten. senin kadar güzel kareler yakalayabilmeyi umuyorum..
Dilaram, Londra harikadir, kendine has havasi kokusu deli eder insani, bir kere cekmeye gor icine havasini, hastasi olur cikarsin Londra’nin. Soho’da, Camden MArket’te, Thames kenarinda dolasmadan sakin donme. Piccadily markete de ugra istersen, kucuk ama degisiktir. Hele orada oyuncak bebek satan Edward(degismediyse) muhtesemdir, konuskan, dost canlisidir. Keske bende geliyor olsam, cok canim cekti, canim Londra’m, Ingiltere’m benim..
sevgimle kal,
iyi seyahetler, keyfini cikar ins.
duygu
Bartın’dan tel kırma örtü almayı ihmal etmeseydin 🙂
Vizede sorun çıkmadan hallolmasına çok sevindim. İngiltere konsolosluğu bu işi sistematiğe oturttu. Önemli olan senin eğitimli olman, Türkiye’de işinin olması, yani geri dönecek olman ve dürüst olman! Bu kriterleri yerine getirdikten sonra korkulacak birşey yok. Londra kendine özgü, gezilecek yerleri bol, gezilesi bir şehir. Ama yaşanılası bir şehir mi tartışılır 🙂 Orada görüşememeye çok üzülüyorum 🙁
inkumunda kumların içine kendini atmış yazmışcasına debelenen birini gördünse işte o da bendim :)))
bartın a geliyosun ve haber vermiyosun acaip sitemlerim var bu konuda :))
ingiltere bizi oflattı puflattı valla,5 kişilik bi gruptuk hizmet pasaportundan ötürü geç başvurabildik evraklar tamam fakat süre sınırlıydı 3 pasaporta acil notu düşülmediği için ankara istanbul süründük maalesef…
yine süre sıkıntısından londra yıda içimize sindiremeden döndük,benim içinde tadını çıkar, fotoğraflarını dört gözle bekliyorum …
Merhaba,
Yaklaşık 1 senedir yazılarını okuyorum..bir köşede sessiz sedasız .. Londra seyahatinin keyifli ve iyi geçmesini dilerim..
duygu’cum emin ol, londra’ya ayak bastığım andan itibaren derin derin içime çektiğim ilk nefesler senin için olacak:) keyfini çıkarabilmeyi ben de diliyorum ve seni kocaman öpüyorum:)
*
berceste’m,
kimse uyarmadıki bartın’ın tel kırma örtüsü konusunda bizi!
bu arada gönderdiğin döküman ve öneriler için çok çok teşekkür ediyorum. keşke tanışma şansı yakalayabilseydik orada. ama ben biliyorum, bir gün mutlaka.. başka yerde, başka tarihte belki, ama mutlaka.. sevgiler:)
*
elff’ciğim bizde ayakkabıları falan atıp deniz kıyısında yürüdük ve kumlara battık bol bol!
ben 1 hafta kalmayı planlıyorum Londra’da. bu sebeple Londra dışında bir sürü yere de vaktim kalır diye düşünmekteyim. fotoğraflar tabiki olacak. gezi yazılarına devam. en son Prag’da bırakmıştım geçen yıl:)
*
sevgili Ayşe,
ne güzel, çok sevindim sessiz sedasız da olsa beni takip etmene. daha iyileri umuyorum ki sana olur:) sevgiler sana da.
Canım ancak okuyorum uzun aradan sonra… Ekvator Ginesi’nden şansımı denedim aslında, denemedim değil ancak bağlantı o kadar yavaştı ki pes etmek zorunda kaldım. “Ne teşekkürü falan” diye şimdi alçak gönüllülük edicem ama yani adımı görünce bu sayfada içim de bir hoş oldu hani:)) Canım herkes layığını, iyi niyet karlılığını bulur her zamani ben buna inanırım. Ben sadece vasıtayım, sen mutlu isen ben daha mutluyum. Senbir git gel, hep birlikte yemek yiyelim, dolu haber birikti:))
başak’cım, güzel arkadaşım:)
birikti birikti anlatılacaklar, taşacaklar neredeyse:)
öpüyorum yanaklarından.
amma geziyosun. ne guzel. helal olsun
🙂 teşekkür ederim greg, darısı ya da daha iyisi senin başına diyorum:)