Uzun ve Dopdolu Bir Hafta Sonunun Ardindan..

Hava guzel olunca… Keyfe duskun, uzun zamandir gorulmeyen arkadaslarla bir arada olununca… E ben de uzaktan gelip, misafir modunda takilinca… El mahkum hep beraber hizli ve zevkli, bir o kadar da dolu dolu bir hafta sonu gecirilir.

Cumartesi gunu ogleden sonra Bezen&Adil’in arkadaslari Elif&Simon’in bahcelerindeki “1. Geleneksel Barbeku”lerine davetliydik. Elif’in elleriyle hazirladigi Turk usulu mezeler, Simon’in mangal basinda harikalar yaratmasi sonucunda ortaya cikan etlerle birlesince; bize de sadece Turkish Raki ve biralarla bu ziyafete eslik etmek kaliverdi. Biz dedigim yaklasik 20 kisilik bir ekipti. Bu guzel mangal ziyafetine biraz hizli bir giris yaptigim icin, ilerleyen saatlerde (19:30 civarlariydi sanirsam) ben 5dk. mesafede bulunan Bezen&Adil’in evinde uyurken, grup gece 22:00’ye kadar bu eglenceye devam etmis:))

 

Benden sonra Adil’i de evde uyumaya birakan Balkir ve Bezen dondurmaya yemeye bile gitmisler.

Cumartesi gecesi saat 19:30’da yataga girince, Pazar gunu de erkenden ayaga dikildik haliyle. Bizimkilerin her Pazar klasiklesen parkta kahvalti etkinligine dogru yola cikmadan once evde bagel’ler ve termosta caylar hazirlandi. Sibel&Ilkay’da arandiktan sonra hep beraber Riversade Park‘a gidildi ve kahvalti edildi. Kahvalti isini biraz uzun tuttuk, biraz keyif yaptik. Her zaman soyledigim uzere bu memleketin en ve belki de tek sevdigim yani; yemyesil alanlar, parklar ve bahcelerle dolu olmasi. Bunu korumaya ne kadar ozen gosterdikleri ise ayrica takdire sayan bir konu tabi!

Uzun kahvalti etkinligi sonrasi bizimkiler, bir baska cift olan arkadaslari ile (Eda&Murat) bulusmak ve bisiklete binmek icin sozlesti. Hep beraber Ringwood Park’a gittik. 3 bisiklet olunca ortada Murat, Eda ve Adil bisiklet turuna cikti, biz de Bezen ve Balkir’la beraber hiking yaptik. Park, oldukca genis bir arazi uzerine kurulmus, kucuk goller ve cesitli parkurlarla bezenmis yemyesil bir cennetti sanki!

*

 

Arazi icerisinde 1700’lu yillardan kalma bir cok mezar tasi da gorduk.. Ayrica minik bir caglayan, bir mini-malikanenin bahcesindeki guzel bir havuz icerisindeki masmavi Nilufer Cicekleri, savas zamanina ait bir kac top, bir cicek serasi, hemen yanindaki balkabagi bahcesi vs.. de hiking yaparken kesfettiklerimiz.. Pazar aksamimiz ufak bir bisiklet kazasi sonrasi biraz endiseli sona erdi, ama hersey yolunda allahtan simdi:))

Pazartesi gunu Bezen’cim izin alinca isten, bu gunu beraber aylaklik ederek gecirmeye karar verdik. Biraz alis-veris yaptik.. Manhattan’a indik.. Oglen yemegimizi Bryant Park‘ta, agaclarin golgesi altinda yedik.. Bryant Park benim gecen yil geldigimde de ziyaret ettigim ve cok sevdigim bir park. New York City’nin tam ortasinda, kocaman binalarin arasinda yemyesil ve eglenceli, huzurlu bir yer. Yaz aylarinda bu parkta aksamlari HBO’nunda katkilariyla eski filmlerin acik hava sinemasi seklinde gosterimleri yapiliyor. Gecen yil Bezen ile beraber Gary Grant’in bir filmine denk gelmistik tesadufen.. Bugun de aksam 21:00’de baslayacak olan filmi seyredebilmek icin insanlar, saat 17:00’de halka acilacak olan parkta yer kapmak uzere ellerinde battaniyeler, sandalyeler ve termoslarla bekliyorlardi. Saat tam 17:00 olunca yapilan anons esliginde ve ‘hurra’ nidalariyla parka yayildilar:)) Cok eglenceli bir goruntuydu dogrusu..

*

 

Sonra Bezen’le beraber Time Square yakinlarindaki Port Authority Otobus Istasyonu’ndan evimize donmek uzere yola ciktik.. Bu New York City insani yoruyor gercekten. Hep kalabalik, hep karmasik.. Yarin The New York Botanical Garden‘a gitme planlari yapiyorum. Basarabilirsem harika resimler cekecegimi dusunmekteyim..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir