Nedir?

On the Beach

Hafta sonunu iple çektim yine.

İş yoğun. Eğitimdi, denetimdi koşuşturmacaya devam.

Havalar bir iyi-bir kötü, ama hep gri! O en sevmediğim halinde havalar bu aralar: GRİ renkte, basık, nefes alsam mı, yoksa bırakmasam mı diye düşündürten anlamsız şeklinde yani! Yapılacak en iyi şey böyle havalarda içeride olmak oluyor. Çoğunlukla ben de böyle yapmayı tercih ettim ve ofis dışındaki vaktimi kapalı mekanlarda geçirdim. Ard arda 2 gece mesela, Balıkçıköy’deydim yine. Ankara’nın en güzel, en keyifli balıkçısı. Daha öncede bahsetmiştim, ama bir türlü fotoğraf makinası ile gidip çektiğim güzel fotoğrafları eşliğinde doya doya yazamadım bu benim en “in” mekanımı. Havalar griden maviye dönünce, terası ısınmaya başlayınca inşallah onuda yapacağım:)

On the Beach 1

Yukarıdaki fotoğrafları İnkumu’nda, sabah saatlerinde plajda yürüyüş yaparken çekmiştim. Şaşırtıcı bir yürüyüş olmuştu benim için. Zira plajda kumdan başka herşey vardı! Bir bakalım: Ampul, değişik boy ve ebatta cam ve pet şişeler, temizlik ve deterjan kutuları, naylon torbalar, sigara paketleri, plastik bıçak ve çatallar, benzin ve mazot kutuları, inhaler (!), ucunda iğnesi takılı olduğu halde bir intraket (!), ki enfekte atıkların önde gidenidir, tıraş bıçağı, şırınga (!), ve beni en çok dumura uğratan bir adet TV tüpü (!). Çok ciddiyim.. İnanmayın aşağıdaki fotoğrafa bakabilir! Tüm bu atıklar plajın üzerini kaplamışlardı. Bu kadar çok çöpün ve atığın nasıl ve nereden geldiği konusundaki sorularımıza cevap mı? Açıkta seyreden gemi ve tekneler, sahilde geceleri denize-mehtaba karşı içenler, vs.. oldu. Sezonun açılmasına yakın belediye gayet güzel temizliyor buraları da dendi. Ama sezon açılana kadar düşünün bir, gece mehtaba karşı içmek için plaja inen birinin ayağına o enfekte iğnenin battığını. Benzin ve mazotların sızıntılarının denize karışmasından bahsetmiyorum bile. Yazık! Toplayabildiğimi topladım ben, özellikle de intraketi. Derhal hemde!

TV on The Beach

Hafta sonu çabuk geçmese bari. Bu defacık! Hiç yatakta miskinlik bile etmeden erkenden güne başlıyor, sporu ihmal etmiyor, kahvaltı masasında uzun uzun vakit geçiriyor, bir sürü şey yapıyorum; ama nedense yetmiyor, yetmiyor:(

(Anlamıyorum ki?) Nedir bendeki bugünlerde, bu on beş yaşındaki çocuk halleri?

(Zaten fazlasıyla varolan) Çiçeklere duyduğum bu sevgi? Bu küçük eşya merakı?

(Keyifle) Böyle uzun uzun seçişim yemeklerimi. Sigaramı, kahvemi keyifle içişim? Ve böyle yerleştirip odamı hiç yoktan gülüşüm, sevinişim, (Uzun zamandır olmadığım kadar iyi hissedişim?)

<Details on the Beach

Necati Cumalı’ya bana eşlik edip, duygularıma tercüman olduğu için binlerce teşekkür eder, hepinize ışıl ışıl pırıltılı,

rengarenk,

kahkahalı,

dost sohbetli,

sıcacık bir hafta sonu dilerim:)

Nedir?” hakkında 8 yorum bulunuyor:

  1. sinem

    bence sen asik olmussun dilara ve bu cok güzel birsey bence umarim ki dogru insandir bu sefer ve peri masallarindaki gibi mutlu sonla biter.

    Cevapla
  2. dlayra

    Sevgili Sinem,
    aşk dediğin şey gelip geçer. ben birini sevebilme ihtimalimi seviyorum şu anda:)
    güzel dileğine çok teşekkür ediyorum:)
    *
    berceste’m, hiç sorma!
    değerli bir adam var bilirsin, Sn. Hayrettin KARACA. adamcağız varıyla yoğuyla kurdu TEMA Vakfını. bas bas bağırınıyor çöl olacak bu ülke, dikkat edin, özen gösterin diye. ama benim memleketimin güzide kural koyucuları yasalarıyla turizmcilerin ağaçları kesmesine, ya da topraklarımızı yabancılara satabilme kararına ses çıkarmıyorlar. baş nereye giderse, arkadan gelenlerde öyle oluyor malesef.
    bu ülke dışına çıktığımda parklarına-bahçelerine, evlerinin önlerine özen gösteren, çöplerini ayrıştıran, sokaklardaki çöpleri toplaya toplaya giden insanlar görüyorum. işte en çok o zaman biz adam olmayacağız gerçeği tokat gibi çarpıyor yüzüme!!

    Cevapla
  3. Hande

    Acıdım güzelim sahilin haline…Yazık!
    İnsan bu yaşlarda yaptığı herşeyden mutluluk duymayı daha iyi beceriyor. Küçük şeylerin aslında çok şkeyif verdiğini, birçok gizli güzellik vaadettiğini anlıyor…Ben de çok seviyorum uzun kahvaltıları, uzun kahve -çay keyiflerini,uzun saatelr süren kitap okuma seanslarımı 🙂 EN güzeli böyle damla damla, hayatı damıtarak yaşamak 🙂 İnce zevkler edinmek…..Sevgiler…

    Cevapla
  4. nube

    ne guzel yaaaaaaaaaaa… ben de hafta sonumu doya doya yasamaya canım dostumun yanına gidiyorum senin butun guzel dileklerinle… umarım bu sevebilme ihtimalin cok uzun ve kalıcı olur… senin butun guzelliklerini ortaya cıkartan gercek insan olur :))

    Cevapla
  5. dlayra

    sevgili hande,
    haklısın, hayatı güzel ve keyifli taraflarını görerek yaşayabilme şansına sahip olduğumuz için şanslı insanlarız biz.
    *
    nube’cim,
    hafta sonun harika geçmiştir umuyorum ki.
    sevebilme ihtimalim ihtimal olmaktan çıktı artık, bu hafta sonu emin oldum:))

    Cevapla
  6. nube

    cok sevindim… bu arada hafta sonu DOT ta muhtesem bir oyun izledim eger ayarlayabilirsen mutlaka gormelisin “kurklu merkur”… (oyunculuk harika uzansam hepsine dokunabilecek kadar yakındım, sanki hepsi benim icin ozel oynuyorlar gibiydi, gozleri, mimikleri, damarlarına kadar goruyorsun yani anlatamam yasamak lazım bir daha ne zaman olur bilemem ama kesinlikle kacmayacak bir oyun, cidden git pisman olmazsın)

    Cevapla
  7. dlayra

    DOT hakkında çok şey dinledim, okudum. çok kendilerine has bir tarzları olduğunu biliyorum. mayıs ayında bir istanbul seyahati düşünüyorum, o zaman mutlaka uğrar bakarım nube’cim, çok teşekkürler:)

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir