Keyfine Barselona!

DCIM100GOPROG0343047.

Bundan tam 7 yıl kadar önce ilk defa görmüştüm Barselona‘yı. Annem, seyahat arkadaşım Tolunay ve iki numara ufaklığım ile birlikte gitmiştik bir tura eklenmek suretiyle. Görülmesi gereken mimari mucizelerini tek tek görmüş, haklarındaki detaylı bilgileri ise tur rehberimizden bolca dinlemiştik. Seyahatname başlığı altındaki Barselona’ya ait o bilgileri paylaştığım kısa özete şuradan ulaşabilirsiniz.

O zamanlar hayatımın da, hayata bakışımın da oldukça enteresan bir şekilde değişmeye başladığı yılların henüz başları idi. Bu dünyada var olma nedenimi ve son nefesimi vereceğim o an’a dek nasıl bir yaşam düşlediğimi sorguladığım dönemler.

Çevremdeki insanları azaltmak, “Haklı olmak yerine MUTLU olmayı seçmek“, kariyer-iş-güç meselelerinde hiçbir zaman tam olarak kendimi ait hissetmediğim kartvizit ünvanlarını teker teker terk etmek, daha az eşya ile yaşamak, daha çok hayır işleri ile ilgilenmek, hayallerimi gerçekleştirmek için “emekliliği” beklememek, bana keyif veren, yüzümü güldüren her ne varsa bir bir yapmaya başlamak gibi şeyler benim değişim sürecimde edindiğim nefis tecrübeler oldular.

Bunları niye mi anlattım? İşte kafayı değiştirince seyahat etme şeklin de, amaçların da değişiyor haliyle. O sebeple geçtiğimiz hafta 5 günümüzü ayırdığımız Barselona’ya ilişkin yazının başlığı “Keyfine Barselona” 🙂 Tamamen keyif almak üzerine kurulu bu seyahatimiz yola çıktığımız andan itibaren pek güzel, koşturması yok- sükuneti bol, gülümsemeli, dinlenceli, yemeli-içmeli geçti.

Bizim gibi “Keyfine Barselona” demek için nokta atışı bazı mekan önerilerim olacak size yine. Denediklerimiz içerisinde en en sevdiklerimiz bunlar. Daha deneyemediğimiz bir sürü yer de vardı elbet. Liste isteyen beni Foursquare üzerinden takip edebilir. Orada Barselona şehrine ait dopdolu bir liste mevcut 😉

federal-brekkie

Kahve içmek, çift olarak karı-koca bizim vaz geçemediğimiz şeylerin başında geliyor. Güne onsuz başlamak na mümkün neredeyse! Hal böyle olunca son dönemin parlayan yıldızı 3. dalga kahve dükkanlarının izini elbet Barselona’da da sürdük. Otelimize 100 metrelik bir yürüme mesafesinde bulunan bir tanesi ise her şeyi ile bağrımıza bastığımız bir mekan olmayı başardı.

* Federal Café Gòtic (Foursquare puanı: 9.2)

Barselona’nın Bari Gotik olarak adlandırılan mahallesindeki bu kahve dükkanı bir pasajın girişinde, avluda masaları var. Çok hoş bir yer ve Avusturalya orijinli (Hatırlarsanız Amsterdam yazılarımda da nefis kahvaltılar edip, sabah kahve keyfi yaptığımız tüm o hoş mekanlar ya Avusturalya ya da Yeni Zelanda menşeeli idi)! Kahvesi güzel evet, ama amerikano istemeyin. Asıl olay “sağlıklı kahvaltı” alternatifleri: Smoothieler, müsliler, badem sütü ile hazırlanan içecekler/kahveler, gayet lezzetli açık sandviç ve eggs benedictler. Turistten uzak, gayet lokal, ki en sevdiğimiz 🙂

Milk Bar & Bistro (Foursquare puanı: 9.1)

Madem kahve, kahvaltı başladık öyle devam edelim. Milk gayet ilginç bir mekan aslında. Dekorasyon açısından pek de benim tarzım olmayan, kadifeli, antikalı, yastıklı; bana fazla karışık kuruşuk ve renkli gelen bir yer. Sabahları saat 09.00 itibariyle kahvaltı vermeye başlıyorlar, ta ki saat 16.30’a kadar! Ve bizi asıl cezbeden kahvaltı saatine verdikleri isim oldu: Recovery Brunch 🙂 Yani geceden kaldıysan bu kahvaltı seni toparlayacağını vaad ediyor 🙂 Yine gayet sağlıklı alternatifler bulabileceğiniz bu mekanda smoothielerden tutun da, yumurtalı çeşitlere, pankeklere dek uzanan güzel bir brunch menüsü sizi bekliyor. Porsiyonlar da mis. Ben Monte Cristo, kocam da Eggs Benedict yedi. Gayet tavsiye ederim.

kruvasan-hoffman

*Patisseria Hofmann (Foursquare puanı: 9.2)

Burası mutlaka, ama mutlaka denemeniz gereken bir kruvasanı ile listeme girmişti 😉 Mascarponeli dolgulu kruvasan!! Şimdi biliyorsunuz ben rafine şeker tüketmiyorum normalde. Dışarıdan alınma hiçbir tatlı cinsi şeyi de yemiyorum. Lakin bunu denemeseydim mutsuz olacaktım. Emin olun bu lezzeti ve tazeliği anlatacak sıfat yok bende 🙂 Yanına bir de kahve alın ama, kahvesi de çok iyiydi ve dışarıda ağaçların altındaki banklara oturup keyfini çıkarın bu inanılmaz buluşun.

Kahvaltı ve kahve keyfini geçtikten sonra İspanya, Barselona deyince akla gelen en temel şeylerden biri olan Tapas olayı konusunda biraz aydınlatayım sizi şimdi de. Ben günlük hayatımda yemek yerine her daim meze tarzı minik minik atıştırmalık tabaklarını tercih ederim. Bu sebeple benim için tüm yemekler birer şölene dönüştü bu seyahatimizde. Şunu özellikle söylemek istiyorum ki birbirinden farklı tapasların yer aldığı mekanlarda neyi deneyeceğimizi şaşırmış bir halde iken klasik “Patatas Bravas, yani patates kızartması” ve “İspanyol omleti” ikilisini hiç denemedik!

La Pepita (Foursquare puanı: 9.1)

Burası öğlen 13.00’de açılıyor ve biz gittiğimizde sanıyorum saat 13.30 civarı idi. Masalarda yer bulduk, oturduk. Lakin 1 sat sonra kalkarken hem yer yoktu, hem sıra bekliyordu insanlar. Burada değişik tapasların yanı sıra bir de mekana ögü Las pepitas dedikleri bir şey daha var: İki ince dilim baget ekmeği tarzında bir ekmek arasına değişik malzemelerle hazırladıkları bir sandviç yani. “Özellikle şunu yemeyi ihmal etmeyin” diyebilecek bir durumda değilim. Öğlen vakt olduğu için biz 3 tabak tapas ve bir las pepitas istedik. Hepsi de çok özeldi. Buranın en önemli özelliği klasiğin birazcık dışına çıkmış olmaları. Mesela patlıcan püresinden toplar yapıp kızartarak servis ettikleri o şey çok özgün ve lezizdi.

biarritz-1881

*Bodega Biarritz 1881 (Foursquare puanı: 8.6)

Tapas mekanlarında ben en çok barda oturmayı seviyorum. Zira tapaslar barın üzerinde, gözünüzün önünde duruyor. Haliyle seçim yapmak çok daha kolaylaşıyor 😉 Tabi herkesin önceliği de barda oturmak olunca gittiğimiz hemen hemen tüm mekanlarda bar sırası beklemektense masalara oturmayı tercih ettiğimiz için bu hevesim hep kursağımda kaldı. Bodega Biarritz’de bardan başka oturacak yer olmayınca da burada pek mutlu oldum takdir edersiniz ki 🙂 Dar bir koridor şeklindeki mekanda barda anca 10-12 kişi, duvar tarafında da minik masalarda 6 kişi olmak üzere hepi topu bir avuç insan hizmet alabiliyor. Mekanın ufaklığı ve fırının sürekli çalışması ile bir miktar sıcak olduğunu da söylemem lazım. Kredi kartı geçmiyor, deniz ürünü yok ve yediğimiz en makul fiyatlı tapaslar ve içtiğimiz en makul fiyatlı kadeh şarap, mohito ve sangria buradaydı diyebilirim. Akşamüstü 17.30’da açılıyor ve girdiniz girdiniz, yoksa bayağı bir sıra beklemek zorunda kalıyorsunuz. İki akşam burada yedik ve açık ara en beğendiğimiz şey chorizo oldu!

*El Vaso Da Oro (Foursquare puanı:8.9)

Yine pek turistlerin bilmediği, yerel halkın gidip demlendiği bir mekan daha size 😉 Biz burayı çok sevdik. Kendi ürettikleri biralarını servis eden bu mekan yaklaşık 50 yıldır aynı adreste imiş. İç dekoru ve atmosferi çok hoş. Uzun bir bar etrafında dirsek dirseğe ayakta yemek yiyip içerken, pişirilme sürecine de şahit oluyorsunuz. Servis yapan kişilerin hepsi apoletli, armalı özel kıyafet giyen, yaşları bir hayli ileride olmasına rağmen gayet sevimli, güler yüzlü, kendi aralarında şarkı söyleyip birbirleri ile şakalaşan, dinamik bir ekipti. Burada da ne yediysek bayıldık, ayrıca biralarını da gayet sevdik 🙂

vaso-oro

*Cerveceria Catalana (Foursquare puanı: 9.4)

Tapas ve Sangria ikilisinde bizim bir numaramız kendisi oldu! Zaten Barselona’nın en iyi tapas mekanı listesinde de ilk sıralarda. Yine bir öğlen vakti gittik ve kocaman bir mekan olmasına rağmen yer bulmakta çok zorlandık. Biz çıkarken de kapıdaki kuyruk metrelerce taşmıştı caddeye! Bir defa sangria meraklısı iseniz mutlaka burada için. Hemen hemen her mekanda denedim ben şahsen 5 gün boyunca. Çok kötüsüne hiç rastlamadım, ama çok ayırd edici şekilde “vay be” dedirtecek bir şey de içmedim. Burada belki de aldığımız hizmet, servis elemanlarının yaklaşımı, leziz tapaslar, ortam ve ödediğimiz fiyat hep birlikte sangrianın da puanını yukarı çekmiştir, bilemiyorum 🙂 Menüden de seçim yapabilirsiniz elbet, ama takdir edersiniz ki kocaman ve üzeri inanılmaz leziz gözüken bir sürü tabağı barındıran bir bar varsa ben seçimimi ikinci alternatiften yana kullanıyorum 🙂 Ve öyle de yaptım. Buranın alameti farikası çeşit çeşit deniz ürünleri ile hazırladıkları tapaslar. Ne denerseniz pişman olmayacağınızın garantisi benden 😉

El Nacional (Foursquare puanı: 9.0)

Gelelim henüz yeni sayılan (2014 açılış tarihli), beni görselliği ve atmosferi ile inanılmaz etkileyen bir mekana. El Nacional Barselona’nın en meşhur caddesi Passeig de Gràcia üzerinde oldukça geniş, yüksek tavanlı, sera gibi bir yer. 4 değişik konseptli bar (Şarap ve kuru/tütsülenmiş et, Bira ve tapas, istiridye ve şampanya ile kokteyl barı) ve yine 4 ayrı konseptte restorandan oluşuyor. İlk görüşte çok yüksek sosyete bir yer gibi gelebilir ve bazı mekanların fiyatları da bir çıt pahalı. Ama en azından aperatif bir şeyler içmek ve bu güzel atmosferin keyfin çıkarmak da gayet mümkün. Kişisel fikrim görmeden dönmemeniz gereken bir yer olduğu şeklinde 😉

barselona-from-parkguell

Listemdeki çoğu mekana gidip yer bulamadığımız zaman dönüp dolaşıp bir şekilde bir meydanda bulduk kendimizi karı-koca. Sanıyorum en keyifli saatlerimizin bazılarını burada ağaçların altında, buzz gibi cava içerek ve sokak müzisyenlerinin çaldıklarını dinleyerek geçirmiş olabiliriz. Adını hatırlamıyorum, ama o da Gotik Mahallesinde idi..

Yemek ve içmek dışında, bir gün bisiklet kiralayarak şehri gezdik. Yıllardır ikimiz de bisiklete elimizi sürmediğimiz için bir miktar yorucu oldu, ama bir o kadar da mutlu olduk 🙂 Amsterdam kadar olmasa da, Barselona Belediyesi de bisiklet kullanmak için elverişli bir ortam yaratmış elinden geldiğince. İki yarım günümüzü sahilde; daha doğru bir ifade ile meşhur Barcelonetta plajında güneşlenmek, kitap okumak ve şekerleme yapmak suretiyle geçirdik. Böylece ben 2016 deniz sezonunu o güzelim aşkım, pırıl pırıl Kaş varken Barselona’nın bulanık ve dalgalı denizinde açmış oldum. Heyhat!

**Kaş demişken, bir aksilik olmaz ise Ağustos ortası bir hafta kavuşacağım kendisine. Oradan da yazarım yeni gelişmeleri. **

**Farketmiş olduğunuz üzere artık fotoğraf çekmekle çok uğraşmıyorum.. Anın tadını çıkarmanın şartlarından biri 🙂 Umuyorum anlayışla karşılarsınız.**

 

 

Keyfine Barselona!” hakkında 3 yorum bulunuyor:

  1. İlknur

    Merhaba Dilara Hanım,

    Barcelona seyatinizde konaklamaya dair bir bilgi göremedim.Otel tavsiyesinde bulunurmusunuz?
    Teşekkürler.

    İlknur

    Cevapla
    1. Dilara

      Booking üzerinden merkezi iki otel arasında seçimimizi Barcelona House’dan yana kullandık. Yeri harika, oda temiz, mis; yalnız çok gürültülü oluyor geceleri. Ses izolasyonu pek parlak değil..

      Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir