Biraz da kısık.
Böyle hafif kısarak bakıyorum gözlerimi çevreme bu aralar.
Zaman zaman da gölgeler belirmeye başlıyor göz bebeklerimin üzerine incecik bir tabaka şeklinde düşüveren.. -O gölgeleri doğru tanımlamayı çok isterdim.- Daha çok hissiyatımın kapalılığıyla beliriveriyorlar zannediyorum. Bunu da zaten anca, gözlerimin içine gözlerini kaçırmadan bakabilme cesaretini gösteren çok az sayıdaki insan fark edebiliyor:)
Diyeceğim, hissiyatım kapalıydı birazcık benim..
Kapanma sebebi ufacık şeyler aslında, hatta tefecik.
Ve o kadar benim dışımda ki!
Kendimle ve hayatımla ilgili bir çok şeyde bu kadar özgür ve geniş olmaya çalışabilen ben, tamamen dışımda gelişen ufak tefek arızalara hassasiyet göstermekten kendini -hala- alamıyorum!
Oysaki benim dışımda dert eden yok olanları.
Ve olanların da benle ilgisi yok aslında. Acayip bir döngü!
Bir de o kadar “hayatı bu kadar ciddiye alma!” söylemlerinde bulunuyorum kendime sıkça. Olacak iş değil!
*
Denizle kucaklaştım uzaktan da olsa.
İçine alamadı beni bu defa. Hazırlığımı yapmamıştım ona göre ne de olsa.
Sadece birazcık uzağında, (+) 30 derecelik hava sıcaklığı altında hayallerim-buzz biram ve ben şeklinde oturduk uzunca:)
Kokladım mis gibi tabiatı, yer yer de şehri. Kokusuyla bir yeri, ya da birini hatırlamak ne kadar da güzeldir bilir misiniz? Bazı kokularla öyle bağım var benim;
Old Spice babamı (gülmeyin:)),
Davidof Cool Water sevgililerimden birini,
Kızarmış ekmek kokusu çocukluğumun en güzel kahvaltılarını,
Portakal Çiçekleri Antalya-Side yolunu,
Lavanta temiz çamaşırları,
Vanilya ilk parfümümü,
Döner kokusu dişlerimle başımın derde girdiği 80’li yılları!!
Balık kokusu rakıyı hatırlatıyor bana.
*
Bir de şunu gördüm ki, milyonuncu defa;
Ben ne kadar “iyi” niyetli olursam olayım, karşımda hep içi “kötülük” dolu insanlar olacak.
Ben ne kadar “özlesem”de, karşımda benden köşe bucak “kaçacak”,
Ben ne kadar “göstersem”de, karşımda bunu “anlamayacak” insanlar olacak.
Ve Ben ne kadar “sevsem” de, asla benim gibi “sevemeyecek” insanlar,
Ben ne kadar “doğru” olsam da karşımda bir o kadar “yalan” insanlar olacak…
*
Boş verin:)
Hayat hem çok güzel, hem acayip.
Aynı ben gibi!
İçimde deli bir kız çocuğu var şu dönem.
Bir an güzelim böyle fena halde, bir an acayipleşiyorum derin, gölgeli dehlizlerinde kaybolurken göz bebeklerimin!
ruhumun seslerini duydum yazında bu sefer…
ya da yasadıklarımdan dolayı bu aralar aynı şeyleri hissediyorum belki senin gibi dilaracığım 🙂
incelik dolu yine dediğin gibi gözlerinin içine kaçımadan bakabilenlerin anlayabileceği incelikler dolu yazın…
sevgiyle kal…
iyi haftalar diliyorum güzel kadın !
kızarmış ekmeğin üstündeki tereyağ kokusu, babamı; viva kapio parfüm, teyzemi;yosun kokusu, tatili;yumuşatıcı kokusu, evimi hatırlatır bana:)
Selamlar,
Hüzünlü hissettirdi bu yazı beni. Sanırım bazı dönemler bu duyguları da yaşamamız gerekiyor 🙁
Sevgiyle kal yine de …
Sevgiler
Gamze B.
gittiğim yerden başka şekilde dönmem mümkün olmuyor sevgili Gamze:)
*
sema’cım ne güzel yazmışsın.
*
sevgili burcu,
sana da iyi haftalar,
her zamanki gibi bol bol şans diliyorum sana şu anki yolculuğunuzda:)
evrendeki zıt çekim yasasını bilir misin?
“hepimiz çeşitli kişiliklere,özelliklere ve alışkanlıklara sahibiz.eğer ben çok tertipli ve düzenli bir insansam bu özellikler benim için önemlidir.tertipli olmaya değer veririm ve bunu iyi bir vasıf olarak tanımlarım.Ancak herkes çok düzenli olsaydı o zaman benim bu özelliğim sıradan olacaktı.benim düzenli bir insan olmam çevremdeki dağınık insanların varlığıyla değer kazanır.burada işleyen zıt çekim yasasıdır.dağınık olan kişi benim düzenli olmamın anlamını güçlendirmektedir(alıntı)”
bu nedenle dilayracım bırak bu insanlar hep varolsunlar…varolsunlar ki sen “SEN” olasın… varolsunlar ki “dilayra olmanın anlamı güçlensin”…
di mi ama…;)
bi de bu evde bişey eksik…ne olduğunu bilemiyorum ama hissediyorum… bulucam!!!
öperim gölgeli gözlerinden…
“Ben ne kadar “iyi” niyetli olursam olayım, karşımda hep içi “kötülük” dolu insanlar olacak.” demişsin yazında…
Sana bu cümleyi söyletecek her ne olduysa; sen yinede insanlara olan güvenini asla yitirme!..
sevgili ebruli,
benim “güven” kelimesi konusunda edecek lafım yok burada. çünkü kimseye hoş gelmeyebilir:)) bakış açım farklı bu konuda bir miktar.
içinde kötülük olduğunu belli eden insanlara karşı yapabileceğim bir şey yok. silemiyorsun da bazılarını. hani sana o kadar da yakın oluyorlar. “kötülük” kelime olarak bile çirkin bence.
ama meraklanma, hayata karşı olumlama yapmaya gayret ediyorum. ama biliyosun ki “kötüler” hep var, ve de olacak..
*
azracım:)
bilmez miyim o yasayı:)
evde birkaç şey eksik hala. ama sanırsam bahis ettiğin onlar olmasa gerek! bulursan lütfen bana da haber et ivedilikle olmaz mı:)
Ben ne kadar “özlesem”de, karşımda benden köşe bucak “kaçacak” cümlesi içime işledi resmen…
Dilayra bu aralar tatil için Kaş planları yaparken karar veremedim merkezde mi kalsak yarımadada mı diye en iyi fikirler Kaş aşığı Dilara dadır diye geldim ki bu yazınla ben de buğulu bakar oldum etrafa,nerede kalınır neler yapılır gibi bikaç ipucu alsam çok şey istemiş olur muyum??
Ve her halinle güzelsin,keyiflisin :))
Sevgılı el*ff,
Benden kacan keske “sevdigim” olsa… (Yani oyle anladiysan diye) Onunla basa cikilir.
Ama benim burada bahsettigim… Tarif edemem, burada anlatamam o kadarini:( Bana yasamimin sonuna kadar huzun verecek “o”…
Kas’a iliskin ise.. Ben yarimadayi tercih ederim hep. geceleri huzur var.. gunduzse harika bir deniz. baska erde olmayan.. ama detayli bir seyler yazmaya calisirim mailine:)
ve tesekkurler:)
Karşı cins olarak değildi algıladığım ama ”sevdiği” değil midir insanın özlediği ? O ,bu ,şu ya da herneyse…
Ne güzel içindekileri bu kadar etkileyici ve açık açık ifade edebilme,yazabilme yeteneğin olması… Ben neler neler düşünüyorum,hissediyorum ama klavyenin başına oturuyorum ki kapalı kutu:((
Yazın beni çook derinlere götürdü belki uzaklara,bazen çok mutlu olsa da insan içinde hep kırılgan bir yan olur ya onu ortaya çıkardı çokca,keyiflendim nedense bu hissiyattan,tuhaf :))
Kaş için şimdiden bol teşekkür merakla bekliyorum :))
iskele mi yoksa burası sevgili dilara, burada mıydın?
o kadar yıl oldu ki inmeyeli, sanırım on yıldan fazla, geldiğimden beri de gitmedim, o yüzden fotoğraf iskele mi emin değilim hala.
bu kent seni hüzünlendiriyor anladığım kadarı ile.
benim için hüzün güzel bir duygudur.
bir insanı daha anlamlı daha güzel kılar kanımca.
sevgili kekvekahve:)
evet. ben de her geldiğimde bir inerim oraya. genç kızlığımın en güzel tek yazını orada geçirdim ben. şimdi o bildiğim, her köşesinde bir sürü keyifli anılara sahip olduğum mekanlardan geriye bir şeycik kalmamış! hepsi kapanmış, ya devren kiralık ya da satılık. yat limanı bitmiş hakkaten, çok şaşırttı beni..
evet “o” şehir beni hüzünlendiriyor. hayatımdaki önemli tüm insanlarla birlikte “o” şehir beni çok üzüyor! göz görmesse gönül katlanırmış derler. bilemiyorum ki?
aslında, sen iyi karşındaki kötü olamaz, sen ve diğerleri diye bir ayrım yok aslında, herkes, bir diğerinin bir bölümünün yansıması, hepimiz bir ve bütünüz, iyiliğin kötülükle bir ve bütün olduğu gibi. senin iyiliğine kötü gibi algılanan bir cevap verenleri senden ayrı düşünme, bütünlükten ayrı düşünme olacaktır nacizane tavsiyem …
sevgiler… sevgiler… sevgiler…
peki sevgili banu,
seni mi kıracağım. aslına bakarsan düşünmekle başlıyor her şey! fazlaca düşünmekle:)
yazılarında bazen benim de içimden geçenleri buluyorum
ama sen dile getirip yazıyorsun , ben hep içimde tutuyorum…bazen bi sıkıntı oluyor içimde ,( şu anki gibi..) senin yazılarını okuyup rahatlamak istedim…
teşekkürler Deniz Dilara ERDEM:)))
sevgili ortaokul arkadaşım:)
hepimizin hissettiği şeyler bunlar. evet, belki de tek fark ben açıp ağzımı yumup gözümü özgürce döküyorum içimi buraya. bu da benim rahatlama şeklim:) paylaşmak:)
rahatlatıyorsa seni ne mutlu bana.
sevgiler,
hayatta ön yargılı davrandıkca hayatını yaşamını okadar sınırlıyorsun işte yapma bunu yazının sonunda yazdıkların hala önyargını yenemediğini gösteriyor. Sen içindeki sevgiyi yaşat göster yine (her ne kadar senin kadar sevemeyecek olsalarda) , ara sor hatırlarını (her nekadar senin halini hatrını sormasalarda) kız fakat kusme , icindeki güzellikleri karsındaki anlaması için değil kendin için yaşat ha bunu nekadar başarırsan o gözlerindeki kara dehlizler kaybolacaklar ama sen istersen …..Vurdum duymaz olmak çok aşırıya kaçmamk kaydıyla renklendirir seni …..
yani cihan!!
ben vurdumduymaz olaydım, dünyanın en …… kadını olurdum… da… 35inden sonra o kadar kolay degil be güzel kardeşim:)
ve lütfen detaylara girmeyelim:) burası public bir blog biliyorsun:)
höhöhyyt vurdum duymaz ol dediysek de aşırı değil dedik abyam oki … mucks