Bilenler biliyor, benim en sevdiğim ay Mayıs ayıdır. Sonra Eylül gelir.
En sevdiğim mevsim ise “Renkli İlkbahar”dır 🙂 Hani Candan Erçetin’in “Sarı Sonbahar”ı var ya. Benim de Renkli İlkbahar’ım var.
Benim için İlkbahar’ın tek bir rengi yok. Tüm renkler O’nda, O’na ait sanki; beyaz-pembe-mor-sarı-kırmızı çiçekler açmış yeşil-kahve ağaçlar mesela. Masmavi, ışıl ışıl akan akan dereler, akarsular mesela.
~
Mayıs ayında en sevdiğim zeytinyağlı yemeğin ana maddesi olan barbunyanın tam zamanıdır! Ben barbunyayı annemden gördüğüm usulde havuçlu, patatesli falan yaparım. Ama insanın Gürcü bir dostu olunca.. Ve aynı zamanda Gürcistan mutfağının vazgeçilmez unsuru olan cevize de tapıyorsa bu barbunya cevizli yapılır. Bir de leziz olur ki şaşar kalırsınız:) Yummy:)
Sonra Mayıs ayında hayatımızın vazgeçilmez parçaları olan annelerimizin günüdür. Hele de benim gibi gurbette annenizden uzaksanız bu ayda bir gün size bir miktar koymakla birlikte yine de onlar için bir şeyler yapar arar, çiçek yollar, “seni seviyorum”larla dolu öpücükler gönderirsiniz:)
Bahar Şenliklerinin ağırlıklı yapıldığı ay da Mayıs ayıdır. ODTÜ’deyken ben anlatmıştım şurada bir yerde şenlikleri kaçırmaz, özellikle de konserlere giderdim. Şenlik ve eğlence ayıdır ayrıca Mayıs benim için.
Mayıs ayında doğmuş 3 kardeşim var benim! Zaten toplam 4 kişiyiz:) Yani ben dışında tüm ufaklıkların burcu Boğa! Boğalar hayatıma bir onlarla girdi bir Ayşegül Sultanla. Yani bir şekilde Akrep kadını olan bendenizin hayatında olmazsa olmazlar bu ayda doğanlardır diye de genelleyebiliriz herhalde:) Bir sürü doğum günü, bir sürü hediye, bir sürü pasta ve dahi kutlama demek Mayıs:)
Kırmızı kırmızı kirazların ortalığa serilmeye başladığı aydır Mayıs. Ben severim kirazı. Çilekten sonra ama. Çocukken de kulağıma küpe yapar aynanın karşısında dudaklarımı büzüp Ajda Pekkan’cılık oynardım:) Hiç bahsetmedim burada ama, ben koyu koyu kopkoyu bir Ajda hayranıydım çocukken. Tüm şarkılarını ezbere bilir, üzerimde annemin ipek mavi sabahlığı, ayağımda annemin bilmem kaç numara büyük gelen topuklu ayakkabıları, bir elimde saç fırçası, diğerinde ona bağladığım uzun kurdele ile (ki bu kurdele mikrofonun kordonu oluyor:)) Ajda Pekkan mimikleri ve tavırlarıyla karşımda esir aldığım arkadaşlarıma ve bir numara ufaklığım Cihan’ıma zorla konserler verirdim. Ha bir de peruk vardı bak hatırladım. Annekuşun kahküllü peruğu! Eğer çenesi düşük, bol bol kullanacak cümlesi varsa bir kadının bir kırmızı kirazdan buralara geliverir.
Sonra, en favori tenis turnuvam, number one’ım, ölmeden önce yapılacaklar listemde de kendine haklı bir yer edinmiş Roland Garros organizasyonunun da gerçekleşme ayıdır. Gerçi halen bir TV’im yok ezberlediğiniz üzere:) Nasıl seyrederim maçları onu da bilmiyorum. Ama olsun. Bu yıl böyle geçecek nasılsa! Netten takip ederim ben de.
Tüm bir yıl özlenen balkon-bahçe açılışlarını genelde Mayıs ayında yapıyorum. Geçen son 2 yıl ilk defa balkonum olmuştu yeni evim olunca. Ondan önce bahçem vardı. Şimdi yine balkonum var. Ama ben orayı hem balkon gibi hem de bahçe gibi kullanacağım. Evet azimliyim, bu yıl yapacağım:) Her Nisan sonu Mayıs başı tohumlarla, fidelerle, çiçeklerle uğraşıyorum. Şu an balkonumda son durum şöyle: Pencere önü bostanım, maydonozum minik minik yeşillenmiş kafasını toprağından çıkardı sonunda:) Menekşelerim ikinci çiçeklerini açtılar. Fesleğenlerimin durumları iyi değil nedense, zira aldığımda kocamanlardı ekince çektiler sanki! Hakikatı söylüyorum, en az yarısına çekmiş gibi duruyorlar! Balkon demirlerindeki uzun saksılarda kendine yer edinmiş olan sakız sardunyalarımın durumları hayet iyi. Hatta bir haftaya çiçek verecek gibiler:) Şebboylar boynunu büktü, niye hiçbir fikrim yok! Tolu’nunkiler gayet iyi. Kadifeler de olması gerektiği gibi renkli ilkbaharıma eş renkleriyle pek iyi görünüyorlar. Asmamın dalları yeşillendi.
~
Ha bir nedenim daha oldu Mayıs ayını sevmem için: Ayşegülüm Sultanımı sevenlerine bağışladı bu ay:)) Gitmiyor Ayşegül tee Moldova gurbetine. Gidecekse de en fazla İstanbul’a diye anlaştık:) Anlayacağınız onu yolculama partisi yapmıştık ya, şimdi bir de “aman sultanımız burada kalıyor partisi” yapacağız biz bu Mayıs.
Ben kollarımı kocaman açtım Mayıs’a. Bana getireceklerinin tek bir damlasını bile kaçırmak istemiyorum zira:)
gözün ayıdn!
🙂
Ben de bu hafta sonu balkon siftahını, yorucu bir toprak havalandırma,saksılara çiçek ekme, dikme, yavrulayan soğanları ayırma ve balkonu temizleyip yıkadıktan sonra çiçekleri suladığımda her sene olduğu gibi tatlı kanat çırpışlarıyla burnumun dibine konan yeni mahsul kumrumu besleme ve su verme iş/keyfinden sonra, çayımı demleyip kitap okuyarak yaptım.:)Hepimize hayırlı uğurlu olsun!:)
Şebboylar sıcaklıktaki büyük farka dayanamamış olabilir. Sardunya daha arsız bu konuda. Ben de doğuya baktığı için bu sene balkona petunya diktim. Sıcağa dayandığını yeni öğreniyorum, umarım dedikleri gibi olur ve bol çiçek açar. Side’den alıp getirdiğim zıpçıktı diye bilinen “rain lily”lerimi 6 senede 5 soğandan 32 adete çıkarmış bulunuyorum. Tekrar soğanları yerleştirdiğim için ne zaman açarlar içim gidiyor. Şu an toprak dolu 2 uzun saksıya bakmak can sıkıcı.
hmm.. esencim şu 32 adet “rain lily” soğanından benim balkon-bahçeye de düşer mi birkaç adet acaba:)
ben de dün balkonda hem güneşlendim şezlongda, hem de dergilerimi okudum. pek bahtiyar bir gündü:)
Selamlar,
Dilara’cığım ben de bu hafta sonu balkon sezonunu açanlardanım ve YAŞASIN ilkbahar geldi, yaz geliyor diyenlerden 🙂
Balkonun süpermiş.
Sağlıkla ve keyifle tadını çıkarmanı diliyorum
Sevgiler
Gamze B.
balkon harika, o balıklı saksılara ben de bayılmıştım.
gamze’cim,
sanıyorum ben bronzlaşabilebilirim bu balkonda:)
amin diyorum dileğine, sen de tadını çıkar:)
*
sevgili serpil, bir o kadar daha saksı almam lazım. sanırım KOÇTAŞ ürünüydü onlar!
Sana soğanlar dirilince bir iki tane verebilirim sanırım.:)))
Hem de benim için çok değerliler kimseciklere de vermiyordum yani…:)
sonunda çiçekleri öldürmemeyi başarmışsın resimlerden anlaşılan tabiki o balkon sana aitse dermişim :)))) . Şaka bir yana güzell olmuş…
bana aitler şekerim, merak etme.
bana ait olmayan hiçbir şey yok burada:)
Mayıs ayı canım kardeşimin de doğum ayı, bana da hep güzel hissettirir.
balkonun ve çiçeklerin harikalar sen gibi :))
sultanının gitmediğine çok sevindim 🙂 gözün aydın !
baharın ve yazın kadınısın sen ! güzel günlerin olsun sıcacık …
iyi haftalar tatlım
öpüldün…
boğa burcu bir kardeş de sen de var demek ki başakcım. şimdiden nice mutlu yıllar diliyorum kendisine:)
*
burcum sağol:)
sana da iyi haftalar.
Dilaraus,
ben balkonundaki çiçeklere iltifat edeceğim. Güzel gözüküyorlar. Bizim balkonda doldu bu sene çiçekle.. en çok beyaz güllerimi ve beyaz salkım salkım olan küpe çiçeğimi seviyorum… Bizim hercailer ise seninkiler kadar iyi olmadı. Son demlerinde aldık diyemidir nedir, garipler bir türlü serpilmediler.
Ayşegül sultana sevindim.
Benimde arkadaşalarımın %50 si boğa %50 side akrep. O yüzden bende Mayısla , Kasımı pek bir severim.
arzu
brumendiussum:)
ben her hafta c.tesi ayranci pazarini mesken tuttum. sebze-meyveden once hemen ciceklere daliyorum. bir suru degisik cicek alasim var daha, ama once saksi sayisinda artisa gitmek lazim gelir:)
bogalar iydir, akrepler super karakterlerdir:) bunu anlamayan ve burun kiviranlar ileride pisman olunca hatirlarlar dediklerimi:))
Bu durumda bende süperim şekercim senin gibi…
e cheers o halde alevcim:)
Merhaba
ordan oraya zıplarken size denk geldim.. mayıs benim de en sevdiğimdir, son iki yıldır daha da çok sevdiğimdir. ben 16 mayıs doğulu boğa kadınıyım. Kızım da tamamen kendi isteğiyle 18 mayısta bir boğa olarak doğdu. Artık mayısı sevmemin nedeni ondan dolayıdır. Mayıs neşelidir, insanın içini kıpırdatır bence..
Kaş delisiyim benzer şekilde. hep kaçasım gelir ama sık sık gidemem.
keyifli günler dilerim..