Ankara Deyince!

AnkaraDeyince

Kendisini terk edip İstanbul’a –yeniden– yerleştiğim Ankara deyince biri, aklıma otomatikman orada bıraktığım özel insanlar, dostlarım geliyor. Kucağında yaşadığım uzun yıllar boyunca tanıştığım her bir insanla ilişkim elbette çok da iyi bitmedi. Elekten geçirerek hayatıma insan katmam gerektiğini sayısız tecrübeler ile anladıktan sonra ise o eleğin üzerinde kalanlara gözüm gibi bakıyor, hayatımda oldukları her an için teşekkür ediyorum evrene.

Ankara deyince aklıma birde o eleğin üzerinde kalmayı başarabilen ve artık benim için vazgeçilmez, dost haline gelmiş insanlarla yaptığım muhabbetler, sohbetler; bir arada iken nasıl olup da bu kadar hızlı akıp gittiğine bir türlü anlam veremediğimiz o hoş zamanlar geliyor! Bu sohbetleri ettiğimiz, zamanın akıp gittiği mekanlar ise ayrı bir alem.

Geçtiğimiz günlerde bir gece iki gün geçirmek üzere Ankara’daydım. Bu iki günlük ziyaretim sırasında her saati dolu dolu, zamanı denk getirerek birlikte uzun saatler sohbet edip, dertleşebildiğim bir çok dostumu da görme fırsatı yakaladım. Bu defa beni hem Ankara’nın eski mekanlarına hem de yenilerine götürdüler. Belki bir süre öncesine kadar Ankara deyince Kıtır, ya da Manhattan, veya Balıkçıköy diyebilen biri iken artık aklıma mekanların gelmediğini farkettim.

Nerede olmak istiyordum ben? Dostlarımla nerede kucaklaşıp, zamanı unutacağız; işte tam da orada!

Ankara ne yazık ki gittikçe, şiddetli yağmurlar gördüğünde her bir sokağının küçüklü büyüklü göllere çıktığı, estetik ve mimari güzellikten yoksun kapıları ve saatleri ile gözlerin bakmayı reddettiği, şehir plancılığı açısından sıfırın altında, çok şeritli kara yolu yapacağız diye zaten damat mendili kadar kalmış ormanlarının yok edildiği istisnasız en içimi acıtan hikaye olarak aklımda yer etmekte artık.

Çok sık gidemesem de, eskisi kadar sevemesem de Ankara’yı çok sevdiğim, hep özlediğim, hiç bırakmak istemediğim güzel dostlarıma ev sahipliği yaptığı için iyi olmasını, öyle kalmasını, sevdiklerime iyi davranmasını istiyorum.

*#AnkaraDeyince bir hashtag aslında Twitter’da ve Ankara’da bıraktığım güzel insanlardan iki tanesinin (Banu Tarancı & Selim Karakaya) yeniden birlikte yapmaya başladıkları radyo programının konusuydu bir süredir. Ben de kendimce cevap vermek istedim. Umarım beğenirsin Selim‘cim 🙂 *

** Bir süre ara verdikten sonra, 12 Ocak 2015 günü itibariyle TRT’nin yeniden hayata geçen Kent Radyo Ankara projesinde hafta içi her gün 17:00-19:00 saatleri arasında yayında bu iki güzel insan. Ankara’da FM 105.6 frekansından ya da internet aracılığıyla dinleyebilirsiniz onları. **

 

 

Ankara Deyince!” hakkında 1 yorum bulunuyor:

  1. Selim

    Dilaracım, zaten her yazdığını keyifle ve dahası hayranlıkla okuduğumu biliyorsun. Böyle bir selam, böyle bir destek ve bu adreste böyle yer almak şahane ötesi!
    Şanslıyım yahu 😉

    Cevapla

Selim için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir