Beş Gün, İki Kadın ve Endülüs (III)!

seville-over-the-top-0f-giralda

Sevilla’da Alkazar Sarayı’nı gezdikten sonra yapmanızı önereceğim diğer bir turistik aktivite ise Giralda Kulesi’ne tırmanmanız. Giralda, çan kulesine dönüştürülmüş eski bir minare ve şu anda dünyanın en büyük katedrallerinden biri olan Sevilla Katedrali’nde bulunuyor. Hristiyanların Sevilla’daki hakimiyeti sırasında büyük bir depremde camisi yıkılmış ve sadece minare ayakta kalmış. Daha sonra minareyi içine alacak gotik bir  katedral inşa edilmiş.

seville-over-the-top-of-giralda

Giralda Kulesi dünyadaki bir çok kule için model olmuş, bizim de geçtiğimiz yazımızı geçirdiğimiz San Francisco’da yer alan ve benim bayıldığım Ferry Binası‘nın kulesi de bunlardan biri. Giralda Kulesine tırmandığınızda 360 derece Sevilla manzarasını görmeniz mümkün. Kalabalıktan sebep rahat rahat, zaman geçirerek manzara seyretmeniz mümkün olmasa da çok, yine de aşağıda göreceğiniz güzel fotoğrafları çekmek için faydalı olabilir 114 m yüksekliğe çıkmanız 🙂 Kuleye çıkış için merdiven yerine eğimlerden yararlanılmış, daha az yorucu bu şekliyle bana kalırsa.

seville-over-the-top-of-giralda

seville-over-the-top-of-giralda

seville-over-the-top-of-giralda

Katedrali gezip, Giralda Kulesi’ne de tırmandıktan sonra bizce Sevilla’da yapılması gerekli turistik aktiviteler tamamlanmış; artık yerli halkın peşine düşme, yeme-içme mekanları keşfetmenin zamanı gelmiştir demektir 🙂 Sevilla’daki ilk akşamımızda otelimize de oldukça yakın; ağırlıklı olarak barlar, gece kulüpleri ve restoranlara ev sahipliği yapan gece hayatının hızlı aktığı söylenen Triana Bölgesi’ndeki “Betis Caddesi” kıyısında bir yürüyüşe çıktık. Özellikle yaz aylarında içeride kimsenin kalmadığı, herkesin cadde üzerinde sosyalleştiği, köprüyü görebileceğiniz kıyı kısmına da teras muamelesi gösterildiği söylendi. Hava şansımıza çok güzel olduğu için ucundan da olsa bu söylentilere şahit olabildik iki kadın. Kendimizi attığımız ilk masada da birer buzz beyaz şarap söyleyerek ilk akşamımızı kutladık Tolucumla!

welcome-drinks-sevilla

İlk defa bir seyahatimizde her yediğimizin fotoğrafını çekmemişim, ki bu nadir yaptığım şeylerden biridir! Sanıyorum mis gibi kokuların, ılık havanın, her köşeden beni çağıran tapas menülerinin başımı döndürmesinden sebep fotoğraflama işi aklımdan uçup gitmiş!

Ve, evet Sevilla’ya gidecek olanlar. Şimdi size mutlaka deneyimlemeniz gereken bir mekan önereceğim: El Rinconcillo. Tam 1670 yılından beri ayakta bu mekan. Burada hem boğa etinden yapılan yemeği, hem de Endülüs’te oldukça özel bir yemek olan boğa kuyruğu güvecini (bull’s tail stew) tadabilirsiniz. Biz kuyruk olayına girmedik, ama aşağıda gördüğünüz patatesli et yemeği gibi görünen ve tadı da çok farklı olmayan boğa eti yemeğini denedik. Bu mekanın diğer özel tapası ise nohutlu ıspanak. İşte bizim en beğendiğimiz lezzet bu oldu. Oldukça kaliteli zeytinyağında sotelenmiş ıspanak ve nohuta, baharat olarak da bolca kimyon eşlik etmiş. Son olarak da biraz “Jamon Iberico” (İber kurutulmuş eti) ve Endülüs Bölgesi’ne özgü keçi sütünden yapılan Manchego peyniri ile mini bir tabak aldık. Beni bilen arkadaşlarım çok da bira tipi bir kadın olmadığımı, çok bira tüketmediğimi bilirler. Fakat burada bu güzel yiyeceklerin yanına hem kendi tercihim, hem de İspanyolların genelinin de tercihi olan şarap yerine Sevilla halkının tercih ettiği yerel biraları Cruzcampo içtik. Bu birayı da denemenizi önereceğim!

el-rinconcillo-seville

İspanya’ya kadar gitmişken paella yemeden dönülmemeli! Bu sebeple bir akşam yemeğimizi yine yerel halkın sıklıkla yemek yediği, oldukça eski başka bir mekanda, El 3 De Oro‘da yedik. Servis, yediğimiz paellanın görüntüsünden, boyutuna, malzemesinden, lezzetine kadar her şey on numaraydı. Yine yüzümüzü kara çıkarmayan ve benim San Francisco’da keşfedip kullanmaya başladığım, özellikle tüm yurt dışı seyahatlerimde bir numaralı yardımcım haline gelen YELP bizi yarı yolda bırakmadı! Evet, bu mekanı kendisi önerdi bize 🙂  (Bu arada yeri gelmişken; Türkiye’de de yavaş yavaş kullanımı gelişen bu uygulamayı telefonlarınıza indirebilir, kullanıcı profilime girerek beni arkadaşınız olarak ekleyebilir ve gittiğim mekanlar ve o mekanlara yazdığım yorumları görebilirsiniz. Ayrıca ben mekanlar için yorum yaptıkça sağ köşede yer alan “Mekan Yorumlarım” başlığı altında bunları JTB’den de takip edebilirsiniz).

paella-seville

Endülüs’de beş günün ilk üç gününe dair notlarımı burada tamamlıyorum artık. Sırada son iki günümüzü geçirdiğimiz Granada var. Umuyorum beklemekten sıkılmıyor, okumaktan “hala” keyif alıyorsunuz yazdıklarımı…

11 Mayıs Cumartesi günü 3. New Balance Bozcaada Yarı Maratonu‘nda bu yılın son 10K’sını koşuyor olacağım. Cuma günü -ilk defa olmak üzere- Bozcaada’ya doğru yola çıkıyor olacağız.  Bozcaada da benim için merak konusu olan yerlerden biriydi. Bakalım bizi neler bekliyor orada? Bozcaada ile birlikte artık 10K defterini yavaştan kapatmayı ve yarı maratonlar için hazırlanmayı hedefliyorum. Şans diler misiniz bana?

 

Beş Gün, İki Kadın ve Endülüs (III)!” hakkında 5 yorum bulunuyor:

  1. Nesra

    Instagram da keyifle takipteyim sizi, benim de görmeyi çok istediğim yerlerden biri Sevilla. Sizin anlatımınızla daha da iç açıcı oldu:))
    Bozcaada’da sizi enfes ada şarapları ve mezeleri beklemekte. Koşudan sonra tadını çıkarırsınız;)
    Şans sizinle olsun, sevgiler…

    Cevapla
  2. tolunay

    Çok güzel yazıyorsun bitanem.Ben de bir iki şey eklemek istiyorum…..Hatırlıyormusun otelimizin bulunduğu Triana bölgesi çingene mahallesiymiş…Dar sokaklarında dolaşırken, dans okulunun açık kapısından dışarı sızan müzik bizi kendisine çekmişti.’Burada yaşasak kesin gelirdik ‘diye hayaller kurmuştuk.Flamenko yaptığımızı düşünsene…fırfırlı eteklerimizle…Akıllı telefon ve programları yapan ve yazanların aklına sağlık tabii bunları kullanabilen arkadaşlarda sağolsun bizim olsun:))))Diloşuma çoook teşekkürler….şehirle ilgili tek eleştirim küçük sinekler olabilir nehrin kenarındaki.Sinek kovucu krem şart…

    Cevapla
  3. dilayra Yazar

    Sevgili Nesra,
    Güzel dileklerinizle harika bir koşuyu tamamladım:) Bozcaada serüvenimi de paylaşacağım:)
    *
    Alev :)))
    *
    Tolucum,
    Hatırlamam mı o dans okulunu..
    Çok teşekkürler eklemeler için:) yazacak o kadar çok şey var ki aslında. Ama ben herkesin kendi farklı hikayesini yaşayacağından eminim oralarda:)

    Cevapla
  4. Süleyman

    Yazmaya gezmeye devam harikasınız gitmiş kadar olduk. Yakında Endülüs seyahati yapacağım çok iyi rehber oldu Yazılarınız

    Cevapla

dilayra için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir