Uzun zamandır “Cuma Hikayesi”ne yer vermiyordum sayfalarımda. Bunun en önemli nedeni tabi ki artık “yazmıyor” oluşum! Bir dönem Sevgili arkadaşım Rana Solaker‘in ricasıyla NYC2IST‘da bu tarz şeyler çiziktirmiştim. Oradan okuyamayanlar için, ayrıca kendi bloğumda da arşivlensin diyerek oradaki yazılarımı burada zaman zaman bu başlık altında yayınlayacağım. İşte ilki geliyor:
~ Anytime You Need A Friend, There She Goes..~
Kızların kızlarla arkadaşlığı hep ilginç bir konudur bence. İlginçliği zorluğundan ve hatta zaman zaman da imkansızlığından sebeptir. Dönüp şöyle bir bakarsak kızlar arası ittifaklar ya çok güçlü olur, bağları sıkı olur, düğümleri gemici düğümünden beter olur; ya da olmaz! Evet, ittifak mittifak olmaz, çünkü kızlar diğer kızlardan nefret edebilme potansiyeline sahiptirler çoğunlukla. Aralarındaki bağı incecik ipliklerden örerler ki istendiğinde çözülmesi kolay olsun! Bazılarının hayatla ilişkisine benzer yani kızlar arası ilişkiler: Ya siyah, ya beyaz! Griye yer kalmaz.. Tabi bu dediklerim “harbi” kızlar için geçerli şeyler. “Harbi” kızlar rol kesmez, “-mış” gibi yapmaz, dürüstçe yaşarlar ilişkilerini, özgürce söyleyebilirler hissettiklerini, asla korkak dövüşmezler. Beğenmezlerse yemezler, istemezlerse gitmezler, yakışmamışsa söylerler: “Yok şekerim, bu pantolon poponu iyice kocaman gösterdi, bakma sen tezgahtar “kız”ın söylediklerine. Alırsan bu pantolonu sokakta giyemeyeceksin, giymek istiyorsan da sabah pişirdiğin çikolatalı keki döner dönmez çöpe atman gerekecek, benden söylemesi..”
Tabi gerçekleri ne kadar duymak istediğinizle de doğru orantılı kız arkadaş ittifakı kurma potansiyeliniz. Zaman zaman onuncu köy muamelesi de görebilir arkadaşlık ortamınız! Neyse diyeceğim benim bir onuncu köyüm var, bir ittifakım. Sadece 2-3 üyesi var bu ittifakın, ama ne demişler “Az olsun öz olsun!” ya da “Azı karar, çoğu zarar!”
Mariah Carey’nin bir şarkısı vardır: “Anytime You Need a Friend” diye. Orada der ki “Ne zaman bir arkadaşa, dosta ihtiyacın olursa, ben orada olacağım..” Bunu bir kız size söyleyebiliyorsa, ve söylemekten öte bir gün bu durumda kaldığınızda, nerede olursa olsun yanıbaşınızda bitiveriyorsa işte bence dünyanın şanslı kadınlarından birisiniz demektir. Tabi bazılarımız “Dotluğun ve dostların cinsiyeti yoktur” da diyebilirler bana. Haklıdırlar kendilerince, saygı duyarım. Ama ben de onlara Emre Yılmaz’dan alıntı şöyle veciz bir söz söylemek isterim: “Erkekler birbirlerinin sadece rakipleri, kadınlar ise birbirlerinin düşmanlarıdır.”
Bizim bu kızlar ittifakımız en çok üç, en az iki üyeden oluşmaktadır. Pek sevgili, hayatla kavgalarını fazla dışarı taşımayan, ilişkilerinde denge kurabilen, seslerini asla yükselttiklerine bir defa bile şahit olmadığım, zaman zaman “Acaba bu kızların sinirleri mi alınmış ki?” diye düşünmekten kendimi alamadığım, zerre kadar kıskançlık iksirinden tatmamış; tattıysa bile hiç çaktırmamış, genelde hayata olumlu tarafından bakabilen, gerektiğinde benimle beraber “tatlı krizi”ni bastırmak için soluğu bir tatlıcıda alabilen, sabah ya da akşam sporum esnasında bana partner olabilen, kompleks denen o bela kelimenin anlamından bir haber, gayet güzel gayet bakımlı, anlayışlı, gülümsemekten dolayı göz kenarlarında minik çizgileri oluşmuş 2 üyesi var bizim onuncu köyün benden başka!
Tüm bunların yanı sıra birbirimizde hiç mi beğenmediğimiz yön yok acaba? Hiç mi dayanılmaz bulduğumuz anlar olmuyor birbirimizi? Olmaz olur mu hiç? Hep mi aynı düşünüyor ve aynı şeyleri yapıyoruz acaba? Yok canım, o kadar da değil! Birimiz çok alış-veriş yapar mesela. Diğerlerimiz onun peşinde dükkan dükkan sürükleniriz. Birimiz pek inatçıdır, diğerimiz pek kararlı. Birimiz kızdığı zaman bir şeye ya da birine açar ağzını yumar gözünü; diğerimizse içinden küfür etmeyi tercih eder, dışarı vermez iç sesinin volümünü.. Birimiz sırt çantalı gezgin, diğerimiz beş yıldızlı konformist modundadır. Birimiz et yer, döner yer, bayılır; diğerimiz yemese aklına bile getirmez kırk yıl! Birimiz bağırırken, diğerlerimiz susar; hepimiz susarken birimiz ağlar. Hepimiz gülerken birimiz yere yuvarlanır; diğerimiz onunla sürüklenir, sona kalan da diğerlerinin üzerine atlayıverir.
Bu hayatta tüm kızların en az bir ittifakı olmalı derim ben; zoru başarmanın farkındalığında bir kadın olarak hem de. “İyi ki varsınız” diyebilmek, “İyi ki burada, yanımdasın, arkadaşım, dostumsun; benim kız kardeşimsin” diyebilmek sahip olabileceğimiz en güzel ve değerli mücevherden; ya da Manolo Blahnik ayakkabıdan daha değerlidir benim gözümde! Ayakkabı severim tabi, Manolo’ya taparım. Ama düşünün bir “İhtiyacım var sana, imdat” diye telefon etseniz, hangi Manolo 12 km. öteden gecenin bir vakti atlayıp arabaya, elinde bir kutu mendil ve bir şişe şarapla kapınızda bitebilir ki?
(DLR- Mart 2007)
**Dip Not:Sevgili Rana burada harika işler yapmaya başladı. İlgilenenler için mutlaka göz atın derim. Ben, heyecanla kendisinin ve ekibinin en kısa zamanda Ankara’ya da gelmesini bekliyorum bu değişik ve ilginç Workshoplar için.
İşte KARAKTERA **
Ne güzel yazmışsın 🙂 Benim köyün üyeleri geldi hemen aklıma. Derin bir ohh çekerek, ne kadar şanlıyım iyi varlar dedim 🙂
Sevgiler 😉
değil mi ama yeşil?
insan hayatını onlarsız geçiremiyor, mümkün değil. çok şanslıyız hakkaten. iyi hafta sonları:)
Canım arkadaşımmm,
Ne güzel anlatmışın:):)
Çook beğendimmm.
Bu köyü ve üyelerini birde deniz kenarına taşıcak, ne dersin…
İyi varsınnn…
hoş geldi cuma hikayeleri,ben okumuştum bu yazını ve diğerlerini ve de bayılmıştım…:))
evet herkesin var bu köy kızların bir iki adet sanırım…:))
hiç ayırmasın bu hayat bizleri onlardan ve onları da bizden…:))
uzak ta olsalarda yüreklerinin benimle olduğunu bilmek bana yetiyor :))
çok teşekkürler dilaracağım bir kez daha anımsattığın için bu güzellikleri…
keyifli hafta sonları :))
aysegulum sultanim, hayat burada artik dayanilmaz bir hal almaya basladi benim icin.. keske.. bir gun, kisa bir zamanda mutlaka!!
sen de iyi ki varsin:)
*
sana da burcu keyifli hafta sonlari. benimki pek oyle gecmedi ne yazik ki..
dilaracığım umarım altından kalkamayacağın bir sorun yoktur…
(hafta sonun için)
umarım bu haftan güzel geçer…:)
teşekkürler burcu.
bunu düşünüp soran biri olduğu için bile şanslıyım sanırım. tabiki iyi geçecek. herşey bir şekilde geçmiyor mu zaten?