Cuma Hikayesi

Tamam mı Devam mı?

Evdeki her türlü ampul, spot veya bilimum musluk contası değiştirme, ufak çaplı tadilat, pencerelere silikon, müzik sisteminin kolonlarını bağlama vs. gibi işlerden anlamaktan, anlamayı geçtim yılardır tüm bunları kendi başıma halletmekten usandım ben! Bunları öğreneceğim diye defa defalarca çarpıldım, musluklardan fışkıran sulardan sırılsıklam oldum, çekiçle parmağımı ezdim. Yani bayağı bir emek verdim acısıyla falan. Olsun varsın, da dirayetle davranıp, azmedip yaptık da ne oldu? Sevgilin senin evindeyken, sen bunlarla cebelleşirken “Vay be, süpersin hatuncum. Aferin sana. Şimdiki kadınlar böyle ufak tefek işler için bile hemen tamirci çağırıyorlar” dedi mi? Dedi. Peki sen pis pis sırıtıp, elindeki çekici adamın üzerine fırlattın mı? Hayır! Pis pis sırıttın, ve fakat anlamasını bekledin, elinden çekici kapıp bir He-Man’a dönüşmesini bekledin, ki yapılabilecek en büyük hata! Bu hata başka bir yanlışa gebe kaldı ve onun evindeyken şıp şıp damlatan musluğa sinir olup da artık el atınca, sevgilin evdeki tüm ufak tamiratlar için kılını kıpırdatmadan seni pohpohlamaya, nasıl elinden her işin geldiği konusunda seni övmeye başladı!

Sağlam basan ya da güçlü kadınlar aslen en derindeki hislerini güzelce saklayabilmeyi, üzerlerini örterek onları sanki hint işi dokunmuş bir kumaşcasına güzel göstermeyi başarabilirler! Birine mi sıkıldı canları, işlerinde stresli bir dönemdeler mi, para problemlerimi var, ailelerle aralarında gerginlik mi mevcut; bunları hiç bilmez, bilemezler sağlam kadınların sevgili erkekleri. Onlara yansıtmak şöyle dursun, “Aman canım herşeyleri de bilmesine ne gerek var”, “Adam zaten yorgun, bir de ben yormayayım. Zaten onun elinden ne gelebilecek ki?”; ya da “Adamı kendine acındırmanın ne gereği var giderayak” diyerekten bahis bile edilmez böyle derin hissiyatlar içeren konular. Güçlüyüz ya!

Bir süre sonra öyle alışırlar ki dimdik durmaya güçlü kadınlar, sopa yutmuş gibi, gelenekselleşen ve ileride üzerlerine yapışıp kalacak bir hayata adım attıklarından bir haber..Olur da eğer bir gün sırtları kamburlaşmaya başlarsa üzerlerine aldıkları yükten, içlerine attıkları derin ve güçlü hislerden sebep. Olur da “paylaşmak ki o en güzel” diyen bir psikoloğu dinlemeye karar verirlerse günün birinde. Yanındaki sevgili erkek tarafından kaprisli,aman ne çok sorunlu ve tahammül edilemeyen kadın damgası yemeleri genelde an meselesidir! Öyle ki sırf bu sebepten terk edilseler bile gıklarını çıkaramazlar güçlü kadınlar. Kaldı ki sevgili de bilir aslında karşısındaki kadının ne kadar güçlü olduğunu, ve ona ihtiyacı olmadan da rahatça yaşayabileceğini. Kadının içinde kopan fırtınalardan, deli dalgalardan alabora olmuş gemiler ve cayır cayır yanan ateşlerden habersiz.

Böyle içimde fırtına, kendimle kaldığım bir gün oturdum düşünüyorum: Ne kadar da bıktım her işimi kendim görmekten.. Anlaşılamamaktan.. Leb demeden lebleyi anlayan bir adam bulamamaktan.. “Devamlı sağlam duruyorum” yüz ifadesi ile kasılmaktan.. Ne olurdu ben de faturalarımın tarihlerini takip edebilmek için bir Excel Sheetin başında dakikalar geçirmesem. Ne olurdu evdeki tamirat, boş kalmış buzdolabı, ve ufak tefek ihtiyaçların giderilmesi ile ilgilenmesem. Ne olurdu ben de şöyle bir iki şımarabilsem, herşeyleri ikimiz adına düşünüp, kolayca bunlara çözümler üretebilen bir adamın dizi dibinde sırtımı kaşıtabilsem, boynuma masaj yaptırabilsem 2 ayda bir gördüğüm tellak Fatma Abla’yı beklemeden!

Yani evet, dumanı daha tüterken içimdeki küllenmiş hissiyatın aynen böyle hissediyor, istifa etmek istiyorum güçlü kadın pozisyonumdan anında ve ilelebet. Ama sonra o tam da olmak istediğim gibi bir iki kadına rastlıyorum dışarıda, yemek yediğim bir restorantta, ya da arkadaşlarla buluştuğumuz bir kahvede.. Bazen kendi hikayelerini anlatıyorlar bana içtenlikle, ağlayarak ya da gözleri dolu dolu, isyan ederek kimi zaman. Çok canım sıkılıyor, kendimle kavga ediyorum bu defa da, “Benzemek için ölüp bittiğin kadınlar bunlar mı olmalı sahiden?” diyerekten.

Kararlarını kendi kendine almanın nesi kötü? Nesi kötü elinden iş gelmesinin? Olur da bir gün ıssız bir adaya falan düşersen, en azından ekibin en “handy” ve gözde hatunu olursun diyorum kendime. Hayatta kalabilme becerin diğerlerinden kat kat fazla olacak işte. Alış verişini kendi yapan kadın olmanın nesi kötü diyorum sonra? En azından istemediğin şeyleri dolaba istiflemek, ve ne zaman kullanacağını bilmediğin eşyalarla başbaşa kalmak gibi bir derdin olmayacak. Ne var sanki her gidilmesi gereken restorana, sinema filmine sen karar veriyorsan. Bu, senin organizasyon becerinin daha iyi olduğunu kabul etmiş bir erkeğin ipleri senin eline bırakmasından başka bir şey değildir ki!

Özgürsün, ama başıboş da değilsin. Duygusal bir sürü darbeler alırsın, ama bunlardan dersler de çıkarırsın. Kendi tarzın vardır, senin aksine bir sürü erkeğine “bağımlı” kadından. Evet tek başına yaşayabilmek adına para kazanırken canın çıkar, ama o parayı nasıl harcayacağına, o parayla nereye gideceğine kimse karışamaz. Değerini de senden başka kimse bilemez. Omuzlarında dünyayının yüküyle yıkıla duracakken, bir sevilenin samimi sesi ile kendine gelir, evinde kedinin başını okşarken kurtuluverirsin yükünden bir anlığına.

Aman bilmiyorum işte. Bazen tamam, pes; bazen de devam, yes diyesim geliyor; iki arada bir derede devam ettirdiğim bu yaşantımda yalnızlığımın 14. sene-i devriyesine kadeh kaldırırken.

DiLaRa 2007 Ekim

Cuma Hikayesi” hakkında 13 yorum bulunuyor:

  1. burcu

    merhaba diloşumm :))
    daha önce de çok hoşuma gitmişti şimdi de :))
    bir kadın olarak herşeyin elimizden gelmesi çok güzel bir yetenek bana göre…ama bazen herşeyi de bilmesek modunda olabilmekte gerekiyor yani…
    ama şimdi artık sen yalnız değilsin…:))
    birlikteliğine kadeh kaldır :))
    güzel bir hafta sonun olsun…
    sevgiyle kal…

    Cevapla
  2. dlayra

    gamzecim, keyifli hafta sonları sana da:)
    ah ahh demeyeceğin bir hafta sonu olsun:)
    *
    burcucum,
    haklısın yalnız değilim. ve sevgilimin elinden iş geliyor, sadece bir defa değil 10 defa söylemem gerekiyor:) bu kadar çekilen sıkıntıdan sonra buna da şükür diyoruz tabi:) kaşınmamın hiç alemi yok değil mi ama:)
    sana da güzel bir hafta sonu diliyorum.

    Cevapla
  3. Kado

    Bazen dik durmaktan sırtım ağrıyor.
    Ağrıyı hafifletmek için biraz kendimi salıyorum ama bu sefer ağrım daha çok arttığı için tekrar dik duruyorum. Hayattada böyle.
    Sanırım hiçbirimiz yanlız değiliz.
    bende bazen aptal, beceriksiz, farkındalığı sıfır olan bir kadın olmak istiyorum ama sonra kendime yetememek, başkasına muhtaç olmak fikri canımı sıkıyor ve hemen vazgeçiyorum. Aslında hepimiz arızalıyız:)
    Selam tüm güçlü kadınlara.

    Cevapla
  4. elif BOR

    Cok cok cok ama cok tanidik su yazidaki her soz, her his, her nokta virgul…..Ben senin izinden gidiyorum Dilayrus eminim artik…Demek ki yolun sonu guzel:))))

    Cevapla
  5. dlayra

    güzel tabiki elifim:)
    hem diyorum bak, sen benden de önce varacaksın ulaşmak istediğin yerlere. güzel bir hafta sonun olsun güzelim:)

    Cevapla
  6. dlayra

    sevgili kado:)
    kadın olmanın hamuruna biraz “arızalık” katmışlar ben hep söylerim.
    sanırım bunun ardına sığınarak zaman zaman dik durup zaman zaman çöküveriyoruz.!!

    Cevapla
  7. nes'e

    Televizyon tamirinden, suntaları keserek biçerek sedir yapmaya, badana boya işlerine kadar her türlü “erkek” işi gelir elimden. Yalnız bir kadınla büyüdüğümden evin erkeği rolü bana düşmüştü çünkü. Sevgiliye göre bunlar övünülecek şeyler değil, olması gereken. Asla süpersin hatun gibi bir laf da duymadım. Beni pes mi yes mi ikilemine sürükleyen de sevgilinin bu asla aferin demeyişi. Aferin demesi için yapmıyorsam da insan bekliyor. Bir gün matkap elimde bir köşebenti vidalamaya çalışıyorum ama gücüm yetmiyor, yamuluyor, vida yamuk gidiyor. Derken sevgili geldi. Şunu yapar mısın olmuyor dediğimde kaprisli oldum. Ölür müsün öldürür müsün 🙂
    Velhasılı, dediğin ıssız ada durumu. Kimseye ihtiyacın olmadığını bilerek yaşamak bile büyük ödül. Başı ağrıdığında yataklara düşen aciz kadın olmaktansa, bütün yükleri başarıyla taşıyan güçlü kadın olmak hiç kimse için değilse bile insanın kendi için çok daha iyi.

    Cevapla
  8. dlayra

    sevgili nes’e,
    hepimiz aynı şeyleri yaşıyoruz ucundan köşesinden.
    ben hayatım boyunca bana hep iyi gelen şeyleri yapmak istedim, ve çoğunlukla başarılı oldum zannederim. kızdığım çoğu şey beni hayata karşı daha güçlü yaptı. tabi zorluklarla öğrendik bazı şeyleri, ama ben de senin dediğin gibi “birey” olmaktan, “ayakta duruyor” olmaktan gayet memnunum..
    buna kadeh kaldırırm bugün ben:)

    Cevapla
  9. gamze

    Dilara slm,
    1 haftadır nerelerdesin, meraktayım 🙂 umarım kötü bir şey yoktur 🙁
    Sevgiler
    Gamze

    Cevapla
  10. dlayra

    sevgili gamze iyiyim merak etme:)
    sadece sınavlara hazırlanıyorum ve iş yerinde bir aktivasyon söz konusu..
    güzel şeyler hazırlıyorum, DÖNECEĞİM:))

    Cevapla
  11. ceren

    merhaba, harika bir yazı, muhteşem bir site tebrik ediyorum. yazmaya devam edin lütfen büyük bir keyifle okuyacağım….

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir