Sabahları uyanmakta, geceleri ise zamanında yatakta olmakta zorlanıyorum… Bu süreç biraz daha uzamaz inşallah, zira gün yetmiyor!
İşimin başındayım. Özlemişim çalışmayı. Çok yoğun olmamakla beraber yapacak bir şey her zaman vardır bildiğiniz üzere:) Yazın gelmesiyle beraber işlerim biraz durgunlaşır, ama aynı zamanda etrafta katılacak etkinlik sayısı da artar. Zaten özlemişim arkadaşlarımla olmayı, bildiğim yerlerde bir şeyler yapmayı.. Etkinlikler sayfalarına bir göz atayım dedim ne var ne yok diye.. Neler yok ki? Ama tabi İstanbul’da yaşamadığımız için çok severek takip ettiğimiz bazı etkinliklere katılmamız zor olacak gibi gözüküyor..
Mesela benim için önemli bir spor aktivitesi olan Formula 1 yarışları bu yıl ilk defa Türkiye’de de gerçekleşecek! (19-21 Ağustos tarihleri arasında) Bunun için yepyeni bir mekan yaratıldı İstanbul’da; yaklaşık 12.700 metrekarelik bir alana oturan ana tribün, 75.000 kişilik kapasiteye sahip portatif tribünler, 50.000 kişilik açık alan ve 5.000 kişilik VIP locaları ile 130.000 kişi aynı anda bu muhteşem yarışları seyredebilecek yerinde.! Yarışılacak pist ise 5.378 m uzunluğunda. Biletlere göz atmıştım aylar önce.. Biraz pahalı geldi bana haliyle.. Mutlaka izleyeceğim televizyondan, ama canlı canlı yerinde izlemek de fena olmazdı hani.
Rumeli Hisarı Konserleri de başlamış.. Bir defa bir konser izlemek kısmet olmadı bana orada.. Daha sonra televizyonda gösterilen tekrarları ile yetiniyorum:( Bu yıl da durum pek farklı olmayacak ne yazık ki!
Geçen yıl katıldığım Rock’n Coke Festivali’nde de bu yıl iyi gruplar var gibi gözüküyor. 3-4 Eylül 2005 tarihlerinde düzenlenecek konsere, üniversite yıllarında bayıla bayıla dinlediğim The Cure ve The Offspring grupları da katılıyormuş.. Ben o tarihlerde -artık gelenekselleşen- Kaş’ta yaz tatilimde olacağım için bu yıl kaçıracağım sanırım.
Bir de yine yazılı ve görsel basından takip edebildiğim Uluslararası İstanbul Bienali’nin bu yılki gerçekleşme tarihi yaklaşmış.. (16 Eylül-30 Ekim 2005) Dünyanın en önemli sanat etkinliklerinden biri olarak kabul edilen bienalin bu yıl 9. yapılacak. İstanbul’da olanlar kaçırmaz umarım!
Sinemalara da göz attım. Yeni birkaç film var, ama yorumlardan okuduklarıma göre pek de özellikli filmler yok! Ama Tout Pour Plaire (Eyvah, Yaş 35) filmini göreceğim sanırım:)) 2005 Fransız yapımı filmde 35’lerinde 2’si evli 1’i bekar 3 arkadaşın hayatları anlatılıyormuş.. Eğlenceli gibi gözüktü bana.. Bir de çizgi film seyretmeyi seviyorum: Madagaskar‘ı da seyredeceğim.
Hafta sonu evimi temizlemekle ve sinemaya gitmekle geçecek gibi.. Tabi çok özlediğim arkadaşlarımla sabah kahvaltılarına da dahil olmayı umut ediyorum:) Pazar kahvaltısı keyfinin yerini hiç birşey tutmuyor. Bir de benim gibi haftanın diğer günleri kahvaltı etme alışkanlığınız yoksa!