MİM’lere Cevaben:)

“En Sevdiğin 10 Yer’i Söyle Bana Ey Dilara” diye buyurmuş sevgili arkadaşım Başak🙂 Zaten billiyorsunuz, genelde ara ara olmaktan keyif aldığım mekanları, memleketleri, vs. paylaşıyorum. Ama topluca bir listede bulunması açısından, buyrun:

Ortakoy Istanbul

1- İstanbul’da Bebek-Ortaköy Hattı

İstanbul’a her gittiğimde yaptığım ilk işlerden biridir bu hat üzerinde yürümek sahilden ve bulduğum en keyifli yerde soluklanmak. İstanbul’da yaşasaydım eğer Bebek’de evim olsun isterdim herhalde. Bana çok iyi geliyor nedense. Bebek Balıkçısı ve Ortaköy’deki House Cafe çok sık gittiğim ve sevdiğim iki mekandır. Bu yazıyı yazarken bir düşündüm de, İstanbul’a gitmeyeli yıl olmuş!

2- Büyükada

Büyükada da gitmeden görmeden dönemediğim yerlerden biridir İstanbul’da. Çok güzel anılarım var buraya ait. Aya Yorgi’de ilk rakı-bira ikilimi içişim, akabinde bulutların üstüne varışım:) Tam iskelenin karşısındaki salaş yerlerden birinde midye tava-bira keyfimiz, faytonla tepeye çıkışımız sırasındaki mini ada turumuz, mis gibi çam kokusu, bana hep başka bir zamana ait olduğumu hissettiren atmosferi.. Büyükada’yı severim çok:)

3- Kaş

Hiç şaşırmadığınıza eminim:) Kaş hakkında o kadar çok fotoğraf ve yazı yazdım ki bu blogda, olmaktan en çok keyif aldığım yerlerin başında olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. İlk olarak 7 sene önceydi sanırım Ayşegülüm Sultanım’la gitmiştik. Bu yıl gidemedim ne yazık ki. Özledim.

4- Kuzguncuk’da İsmet BABA

Hala en sevdiğim meyhanedir. Kredi kartı geçmez. En lezzetli, taze balıklar, en güzel mezeler, en hoş musikiler eşliğinde huşu içinde rakımı yudumladığım, duvarlarında eski gazete kupürleri, fotoğraflar olan, denize 0 bir mekan. Eskidir meskidir, ama benim için hep 1 tanedir.

5- Prag

Kendime doğum günü hediyemdi 2005 yılında Prag seyahatim:) 1 haftada planlamış ve gitmiştim. Soğuk bir Kasım ayıydı. Çok etkilenmiştim Prag’dan, ki sonra anne kuşumu da götürdüm hatırlayanlarınız olacaktır 2007 yılında. Veee işte tekrar gidiyorum bu güzel şehrime bu defa sevdiğimle:) Bayram tatilini geçirmek için daha romantik, keyifli ve masalsı bir şehir olamaz benim için herhalde şu an. Sokakta adım başı durup sıcak şarap içmek için sabırsızlanıyorum:)

6- Şirince

Bu yıl keşfettiğim, neredeyse her Selçuk’a gidişimizde mutlaka bir gün geçirdiğim bir güzel, hoş köy benim için Şirince. Huzurlu bir yer, insana kendini iyi hissettiren bir yer. Okumak, yazmak, kendini bulmak, yürüyüşe çıkmak, sadece sessizliği dinlemek ve dinlenmek için harika bir yer. Zeytinyağları, çeşit çeşit meyveli şarapları, bir örnek restore edilmiş evleri ile tadı hep damağımda kaldı.

Sirince Turkey

7- New York. Ama Özellikle Bryant Park ve Central Park

New York’u bir bütün olarak zaten çok güzel buluyorum ben. Sevmeyenleriniz de vardır muhakkak. Kaldı ki benim gibi doğa, deniz, orman, yeşillik, sukunet vs.den hoşlanan biri için dev gökdelenler, karmaşık trafik, metropol havası pek de uygun görülmeyebilir. Ama beni çok büyülüyor bu şehir. 3 defa görme şansım oldu, her defasında yeni bir yer keşfediyor, ayaklarıma kara sular ininceye kadar dolaşmaya devam ediyorum. İşte her defasında da kendimi ya Central Park’da ya da Bryant Park’da buluyorum. Bryant Park Manhattan’ın merkezinde koca koca binaların arasında resmen bir vaha. Yaz aylarında akşamları açık hava sineması seyredebiliyorsunuz çimenlerin üzerine battaniyelerinizi serip. Müthiş keyifli:)

Central Park ise 42 blok uzunluğuyla, 800 küsür dönümlük arazisi ile Manhattan’ın orta yerinde bir orman gibi! El yapımı, yapay bir park ve yapımı tam 10 yıl sürmüş! New York’da yaşayanlara göre New York’u yaşanır kılan tek şeymiş:) Sincapları, binbir çeşit kuşları, yazın konserleri, Reservoir’ı, filmlere mekan olan o eşsiz ve kocaman ortamıyla benim en sevdiklerimden biridir Cental Park. Bir gün 7 saat geçirmiştim çıplak ayaklarımla bu parkta:)

Florance

8- Floransa

En sevdiğim yerlerden biridir Floransa, İtalya’da. İtalyancada ise Firenze. Aslında İtalya’da gezdiğim her yeri çok beğendim, ama burasinin yeri ayridir. Rönesansın merkezi olmasından, belki de aslında benim en büyük hayalim, idealim, böyle kelimelere şu an itibariyle dökemeyeceğim Toskana’da olmasından.. Michelangelo Tepesi’ni, Duomo’yu, Ufizzi’yi, Ponte Vecchio’yu mutlaka görmelisiniz. Piazza Del Signoria meydanında, bu açık hava müzesinde kaybolup gidebilirsiniz. Herhangi, sıradan bir turistlik şehir değil bence Floransa. Bir kültür şehri. Moda cenneti. Güzel olan herşeyi barındıran zamanın ötesinde bir yer bence. Bir yapmadığım Accademia Muzesini gezemedim, Michelangelo’nun orijinal heykellerinin bulunduğu. Bir daha gideceğimden çok emin olduğum bir yer Floransa:)

9- Cafe Lins

Koca Ankara’da bir sürü yeri çok beğenerek takip ettim, yıllarca gittim belki de. Ama birşey oldu hep, hiç kalıcı olmadılar! Cafe Lins benim kalıcı mekanlarımdan. Peynir Tabağı ve 1 şişe Frontera eşliğinde Sevgilim’le yeni yeni başlayan heyecandan sebep o ürkek hallerimizin ilk tanığıdır kendisi. Ayşegül Sultanımla adeta 2. evimiz yerine koyup, sık sık kaçtığımız, yazın bahçesinde chansonlarla, kışın sıcacık ısıtan sobasıyla, mini mini bir mekan. Sıcak peynirli-biftekli sandviçi harikadır. Porsiyonları kocamandır. Yalnız garsonlarından birine acayip gıcığım! Ya bana özellikle aksi ve suratsız ya da adamın günlük haleti ruhiyesi bu! Yıllardır orada olduğuna göre başka bir meziyeti var sanırım, suratsızlığını ve ukalalığını companse ediyor:) Neyse, o bile benim keyfimi kaçıramadı, sevdim Cafe Lins’i, müdavimi oldum bu kadar yıldır.

10- Sevgilim’in kucağı:)

O’nun kucağına yatmayı, kucağında yatmayı, kalp atışlarını duyarken uykuya dalmayı çok seviyorum. Son 9 aydır en sevdiğim yer orası:)

…..

Şimdi de Banu‘cumun MİM’ine cevaben bakalım çantamın içinden neler çıkacak?

Bag

Ben de kocaman çanta taşıyan kadınlardanım:) Öyle her kıyafete değişik çantacı da değilim. Bir tane çantam olur mesela, takılırım ona, onu bir sezon siyah ayakkabı da, kahverengi ya da spor ayakkabı bile giysem değiştirmem. Bir miktar tembelliğimin de payı var tabi. Büyük çantanın içinde bir dolu malzeme olduğundan, yeni çantaya onları aktarmaya bir miktar üşenirim:)

Bu çantamı seviyorum çok. Aynı renk çizmelerimle çok sık kullanıyorum. Şu an yine bu çantamla beraberiz. İçindekilerse, aslında her kadının çantasındaki şeyler sanırım:

Inside My Bag

1- Anahtarlarım (Ev ve ofis)

2- Gözlüğüm. Burberry’den. Çerçeveyi görürü görmez vurulmuştum. Aslen parlak lacivert çerçeve arıyordum, ama mat gride karar kıldım:) 0,75 miyopum. Ama sanırım ilerledi iyicene, zira artık hiç göremiyorum uzağı:( 30 Aralık’ta Göz Doktorum ile randevumuz var.

3- Cep Telefonum. Markası Motorola. Bu, kendisiyle 4. yılımız sanırım. Telefonu öylece, sadece yanında taşıyanlardanım ben de. Kendisi fotografta yer almiyor!

4- Selpak mendilim ve Uni marka ıslak mendilim. Her daim benimledirler. Çok sık ıslak mendil kullanırım.

5- Nine West cuzdanım. Kahve tonlarda bir cüzdan arıyordum, görür görmez “işte budur” dedim. Cüzdanlarımı da yıllarca kullanırım ve onların da büyük olmaları tercihimdir. Yanındaki de kredi kartlığım. Cüzdandan bağımsız olarak çantamda durur o da.

6- I-pod’um. Onsuz olmuyor günümüzde malum:)

7- Saç Tokam. Saçlarımdan ne zaman sıkılacağım belli olmuyor!

8- Kalem kutum:) Ofisteki arkadaşlarımdan birinin. Bir gün aradığım kalemleri koca çanta içinde bulmakta zorluk çekince, ofiste atıl halde duran bu kalemlikle bir düzen getirmeye çalıştım kendilerine. Renk renk kalemim var, bir de Rotring marka 0,5 kurşun kalemim. Kurşun kalemle yazmaya bayılıyorum:)

9- WD marka external harddisk ve Corsair memory stick, ki kendisi hastane kimliğimle birarada, aynı askıda yarenlik etmektedirler:) Onların içinde hayatım var!

10- Ajandam. Mutlaka herşeyi yazarım. İş planları, listeleri vs.. yaparak yaşayan kadınlardanım!

11- 1 siyah göz kalemi ve bir adet ruj. Makyaj malzemesi adına başka birşey olmaz çantamda. Parfümüm: Covet

12- Ilaclarimin oldugu Starbucks seker kutum:)

Iste boyle.. Haftam zor gecti oldukca, hakkaten cok yoruldum. Ama harika bir dinlenceye gidiyor olmamizdan sebep keyfim yerinde. Donuste bulusmak uzere. Iyi bayramlar, huzurlu ve mutlu gunler ve her zamanki gibi super bir hafta sonu diliyorum:)

MİM’lere Cevaben:)” hakkında 12 yorum bulunuyor:

  1. Başak

    Dilaracım sağol cevapladığın için, eline sağlık. Size harika bir prag gezisi diliyorum. Sen üçlemiş olacaksın ben daha görmedim. Bir de Floransa eklenmeli… Bakalım ne zaman? İyi bayramlar.

    Cevapla
  2. dilayra

    basakcim tesekkur ediyorum, size de iyi bayramlar diliyorum. 1 yillik shengen vizesini sonunda almis biri olarak sevgilime de soyledigim uzere “bu yil b…kunu cikarmak niyetindeyim bende seyahatlerin”:)

    Cevapla
  3. salincakta iki kisi

    Tesekkur ederim cevaplar icin. Seninde cantanin icini actirdim ya pek mesudum o bakimdan :)) Mentollu sigara gozumdan kacmadi yalniz–ne zaman birakicaz biz bu mereti ??
    Covet’te sahane kokar, SJP ablamizin parfum dunyasina armagani :))
    Bakarsin bir gun ikimizinde cok sevdigi NewYork-Central Park’ta birlikte piknik yapariz, belli mi olur?? Dunya kucuk 🙂 Sende de bu dunyayi dolasma-seyahat azmi oldugu oldugu surece hersey olabilir.
    Sevgiler, Iyi tatiller!!
    Banu

    Cevapla
  4. dilayra

    zeynepcim, tesekkur ediyorum.
    sana da iyi bayramlar.
    *
    banucum:)
    inan o kadar istiyorum ki seninle yuz yuze tanismayi.. kac yil oldu bakiyim? 3 yil mi.. birbirimizle ilgili herseyi takip ediyoruz:)
    sadece inanc diyorum ben. bu yasima kadar inandigim hicbirsey beni yaniltmadi.. bakarsin bu yaz ??
    sevgiler,

    Cevapla
  5. cansu

    Tuttugum bir blogu guncellemeye basladım. Sonra fark ettim ki blogumu ziyaret eden insanların yorum bırakmayıslarına deli oluyorum. Yahu okudun bir şey soyle.
    Sonra yine fark ettim ki ben de aynısını yapıyorum. Blogunu uzun suredir takip ediyorum. Samimiyetini, dogallıgını seviyorum, hatta itiraf edeyim bilgisayarımı açar açmaz mailimden once bile journey to blue’yu actıgım oluyor:)
    Benim bloguma da beklerim:)http://degistir.blogspot.com/

    Cevapla
  6. dlayra

    Ebruli kadın,
    bu İstanbul’a gidişimde niyeyse çok büyük coşku duymadım!!
    bebek-ortaköy hattında yürüyüp, hatta Çaydanlık’ta soluklandım ama.. bilmiyorum.
    NYC seyahati ise bence yapabileceğin en çılgın, en güzel deneyim olur:)

    Cevapla
  7. Geri izleme: Ankara’m:) | Journey To Blue

  8. Geri izleme: 4- Ankara’da İlk 5 Şahsına Münhasır Mekan | Journey To Blue

  9. Geri izleme: Nw York City: Parklarda Hayat Var | Journey To Blue

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir