Ezop’cum, Parizyen’cim, tatlimiz kiymetlimiz sobelemis beni bu konuda: Hakkimda Bilinmeyenler!! En son sobeden sonra bayagi zaman gecmis bu arada… Boyle ha deyince insanin aklina gelmez bu tur seyler bilirsiniz. Kaldi ki hayatimi neredeyse gunbe gun paylastigim icin hala bilinmeyen ne kaldi diye de dusunmekteyim.. Ilk aklimiza gelenleri siralayalim fazla kasmadan:
~ Evet, ben de evin icinde ayakkabi ile dolasanlardanim. Kendi evimde ayakkabi ile yataga girmisligim bile vardir. Evde terlik giymekten nefret ederim.. Bir yere gittigimde onume terlik koyacaklar diye odum kopar. Eger bir evde ayakkabimin onune bir bez koyar ve ” Aaa sekerim, cikarma lutfen. Sil gec” diyen bir ev sahibi varsa +1 puani kapar benden:)
~ My Best Friend’s Wedding ve Must Love Dogs filmlerini canim her eglenceli ve keyifli bir seyler izlemek istediginde tekrar tekrar izlerim. Hala ayni yerlerde guler, replikleri icimden soylerim.. Tabi ki bir suru klasik filmim var evde, ama bu ikisine takintiliyim nedendir bilinmez:)
~ Hemen hemen herkesin basina gelmistir gerci, ama ben nerede “asla” desem yanibasimda bitivermistir: Misal, ” Hayatta devlet sektorunde calismam ayol, ne oyle memur mu olacagim ben” Hacettepe Universitesi Hastanelerinde 22 Subat’ta doldurulacak 5. yil!
“Hayatta bu evde-simdi oturdugum ev oluyor- uzun uzadiya oturmam. Ust kata mumkunse teras katina tasinacagim” 1993 yilinda girdigim kapidan, yil 2007 olmus hala cikamadim:) Tabi burada beni yanlis anlamayin. Evim oldugu icin her zaman sukretmisimdir, ama artik ben de balkonda terasta kahvalti keyfi istiyorum ama.vs.. vs.. bu liste uzun bosverin!
~ Evde bulundugum ilk dakikadan itibaren ses yapacak bir seyleri acarim; televizyon, radyo, CD farketmez.. Ofiste de ayni sekilde sessizlige hic tahammulum yoktur. Biri sorsa ne dinledigimi soyleyemem, cunku dikkat etmem. Benim icin onemli olan evde ya da ofiste sessizligi bastiran bir seyler olmasidir. Bunun saniyorum uzuunn yillardir yanliz yasamamla bir alakasi var:) Hayir korkak da degilimdir ama..
~ Sporu kucuk yaslardan beridir sevmeme, hemen hemen her turlusunu (voleybol, basketbol, tenis, yuzme, kayak, squash, scuba diving, trekking) degisik yaslarda severek yapmama ragmen dayanamadigim ve anlayamadigim tek spor hentboldur! Boks maci, futbol maci, halter musabakasi bile seyretmisligim olmasina ragmen, hentbol maci falan varsa TV’de 1 dk. bile seyretmem! Nedendir bilmem hentbola bir gicikligim var. Ama ilginctir son 5 yilda tanidigim 3 arkadasim da hentbolcu!!
~ Karsi cinste beni hayran birakan seylerin en basinda bicimli, uzun parmaklar gelir! Bir erkekle tanistigimda once ellerine bakarim, aliskanlik bu oyle boyle degil. Hatta bir defasinda disaridan ilk baktiginizda “Aman yarabbim” dedirtecek kadar hos bir adamla tanismistim, ama parmaklari kisaydi. Ikinci sans bile veremedim:( Sanirim annem bana ” Dusur artik su standartlarini, baslayacagim senin seciciligine” demekte hakli:) Ne yapayim, can cikiyor huy cikmiyor malumunuz!
~ Cocuklugumda cok hayal kurardim, hala da severim hayal kurmayi. Benim cocukluk hayallerimde hep 2 cocuk ve “hic” es olurdu!! O zamanlar cok cok mutlu bir aile hayatim ve bizimle ilgilenen, sevecen annem-babam olmasina ragmen neden boyle hayaller kurdugumu hic bir zaman anlayamadim! Isin ilginci simdi de cocuk istemedigime karar verdigim bir donem… Bu ne ironidir allahim!
Aklima gelenler bunlar.. Cok bilinmeyen ya da merak edilenler miydi bilemem.. Ama bu maddeler tamamiyle ben.. Sobeleme sirasi bana gectigine gore Hikayeler Zynep‘i, artik bir ses versin lutfen diyeyerek Prenses Chido‘cumu ve Hindistan Cevizleri’den hatun kisi Bezen hanimi sobeliyorum.. Cevap vermek isterlerse tabi:)
Bu arada… Yil 2005, aylardan Subat, gunlerden 02 iken.. Bu satirlarla baslamisim yolculuguma burada.. Nasil da atlamisim bu tarihi ben, kacirdik blogun 2. dogum gununu iyi mi??
“Every journey in our life, sometimes is the expression of beginning or end.
iyi ki doğdun Journey to blueeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee iyi ki iyi ki doğdun journey blueeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee
Lilo’cuğum
Journey to Blue nun 2. yaşını kutluyorum, daha nice yaşlara..
Umarım”Journey to Blue” seninle birlikte ömür boyu yaşar, daha nice yaşlarınızı kutlarız..
Sevgiler..
Dilayracım seni sen yapan ayrıntıları bilmek ne güzel.Ve daha nice paylaşılacak güzel şeylerde buluşmak dileğiyle. Mutlu yıllar diliyorum sana.
İyi ki bu siteyi yapmışsın ,iyi ki uzaktanda olsa senin gibi bir arkadaşım var ve yine iyi ki;zaman zaman renkli,zaman zaman da senin varlığınla renklenen hayatından kesitleri takip edebiliyorum.Girdiğim ilk 3 siteden biri:)
hahaha ay benimkinin de dogumgunu bu aydıııı
aaa ben de unuttum bak 🙂 gecen sene seninle bu sayede tanısmıstık di mi dilaracımmm
ben de bu aksam bununla ilgili bir kutlama postingi yapiim bari 🙂
happy happy birthdayyy jtb:)
dilayracım tabi ki tabi ki seve seve yazarım:) biraz zor olacak belki ama olsunnn;) nice güzel yıllara ve journey to blue ile birlikte, mavi enginliklere…
bak bloglarımız sayesinde ne güzel arkadaşlıklar dostluklar kuruldu:)
iyi ki varsın dilayracım,,,
kucak dolusu sevgiler…
Happy Birthday Journey to Blue!
Nice senelere tum icten cumlelerinle kavusmak dilegi ile…
Aaa bu arada galos versek 😛
and it is beautiful!
nice senelere dilayracim..
ben bu blog isini acayip seviyorum…farkli farkli hikayeler, yeni insanlar, kurulan baglar….harika…iyiki var jtb! daha nice guzel dogumgunleri kutlayalim insallah:)
Tarçın’cım,
teşekkür ederiiimmmm:))
sultan’cım,
umarım.. umarım ben var oldukça JTB’den kopmamı gerektirecek bir durum olmaz.. teşekkür ederim, en yakın destekçim:)
Nuray’cım,
sana da teşekkürler.. aslında yazıp yayınladıktan sonra aklıma daha bir sürü, hatta bunlardan daha absurd şeyler geldi.. ama onlar da gizli kalsın madem değil mi? malum akrep hatunları “gizemli” olur biraz:))
Ercan ya, sağolasın 🙂
da.. ben merak ettim ilk 3’ün diğer ikisini?
Ya Zeynep’cim,
haklısın bak, biz bu doğum günleri vesilesi ile tanışmıştık seninle.. sonra da yüz yüze tanışmak kısmet oldu.. umuyorum ki yine biraraya gelir şarapları deviririz tek tek:)) senin bloğunun da 2. yılı kutlu olsun şekerim..
Zynep:)
iyi ki tanışmışız hakkaten. Ankara’lı bloggerlar toplantısının 3ünün de ayrılmaz iklisi olduk, hatta Kale’de foto-safari bilem yaptık ikimiz.. bu güzel arkadaşlık sürsün diliyorum, sevgiler güzelim, sağol.
Hahaha Berceste ilahi:))
Madem istedin, olsun anasını satayım, senin için galoş da giyerim. Ne yapayım şimdi Berceste’ciğimin evine kadar misafirliğie gitmişim taaa gurbet ellere mesela.. Hatuna ben illaki ayakkabı ile dolaşırım denilmez ki?? sen de haklısın:)) sağol..
Dear Kimc,
Thank you very much.. I’am glad that you liked:)This is my second year in this blog-life.
Tuğce,
sağol, hep beraber diyelim:)
Elif’im:))
teşekkür ederim..
haklısın, iyi ki buradan da olsa iletişiyoruz. bana o kadar iyi geliyorsunuz ki, tahmini mümkün değil:))
Mutlu mutlu yıllar dilerim…Resimlerinle hikayelerinle anılarınla daha uzun yıllar burada olman dileklerimle…
Nice yaşlarına:)
sevgili bengü, cırcırım, böceğim:))
teşekkür ediyorum. sizlerde burada kalın olur mu? hep beraberken bir anlamı var burada olmanın zira..
JTB ‘ nin 2. yılı kutlu olsun:)
Sana da güzellikler ve şans getirsin:)
Köşe yazarı olmanı da tebrik ederim, senin adına çok heyecanlandım:)
( dip not: bugün saat 13:00 civarında Atakule ‘ de karşıdan geçen sen değilsen çok ayıp oldu demektir. Ay bu Dilara sanki diye uzun uzun baktım da:))
sevgiler
yeşim’cim, ben değildim:) ben son haftalarda eğitimler arasında helak olmakla mesgulüm zira: Hasta Güvenliği, Kullandığımız hastane dökümantasyon sistemi, Kalite İyileştirme ve Akreditasyon vs…
ayrıca güzel dileklerine teşekkür ediyorum:) yorumlarınızı bekliyorum..
dilayra’cigim, tebriklerim hem boylesine ic acici, renkli harikulade bir site hazirladigin icin, hem de NYC 2 IST baslangicin icin :-))
Sen hep boyle kal!
muhtar’cım:)))
çok teşekkür ederim.. her iki güzel dileğin için de.. zeynep’e uğradın mı, bak sana misafirliğe geliyoruz yaz aylarında:))
canim benim iyiki dogumusun,yeni baslangiclarinin hep olmasi dilegimle..xx
Sevgili Dilayra,
Cok degerli Hocam,
Yüzyüze görüsmemis olmamamiza ragmen ,kendime yakin hissettigim arkadaslarimdan biri oldun zaman icinde,kendine has tarzinla,acik sözlülügünle,kocamaaaaan kalbinle.
Insan bir süre sonra özlüyor,aralarda görüsmeyince,sohbeti,degis-tokus linkeri 🙂
Sana ve güzel bloguna (sen de güzelsin tabi :P)daha nice seneler diliyorum.
Her zaman ki lafim ile de bitiyorum,hep böyle kal ,biz seni böyle sevdik 🙂
Öptüm
T:D
Sibelll…
sesini dymak ne güzel:) uzun zamandır yoktun, hergün baktım hep aynı post:((
neyse, hoşgeldin ve çook teşekür ederim.
MR. TD,
bil mukabele diyorum.. şu işler bir azalsın ben sana ne parçalar yollayacağım aklın duracak:)
hep böyle kalmak mı? cana yakın mı? hihihihi. tamam tabi ki..
Bu konularda hep geç kalırım 🙂
2 değil , 20 yıllık bi blog diliyorum senin için .
Not end , still beginning …
timur,
agzindan bal damliyor bal:))
‘Journey to Blue’ represents a woman in her fullest blossoming. Thanks for sharing with all of us your sensibility.
Claudia G. from Brazil
Claudio,
thank you so much:)
WOW.. I have a reader from Brazil, that’s fantastic:)