Başlık, Tolunay Gökçe’nin bana sorduğu sorudur arkadaşlar..Tolunay (nam-ı diğer Tolu) ve ben ilk olarak Venedik’te konakladık bu 1 haftalık İtalya seyahatimiz sırasında. (Tabi katıldığımız turun diğer sakinleri ile beraber.. Tur konusuna ayrıca gireceğim, öyle kolay kolay kurtulamazlar elimden zira:)
Venedik, ya da Venezia, İtalya’daki 20 bölgeden biri olan Veneto bölgesinde bulunan; Adriyatik’e kıyısı olan ve İtalya’nın en büyük 3 ırmağından ikisi olan Po ve Piave’nin arasında, lagunlar üzerine kurulu, bence hayatta en az bir defa görülmesi gereken bir şehir. Bizim otelimizin bulunduğu bölge Lido di Jesolo bölgesiydi. Sayfiye yeri olarak nam salmış, Adriyatik kıyısında ufak ve sevimli bir tatil kasabası. Otelimiz Hotel Niagara ise temiz, deniz ve kumsal manzaralı, sessiz bir oteldi. Akşam yemeklerini otelde yedik, ama içki içmek üzere dışarı çıktık. Son akşamımızda Sugar Cafe diye bir yerde çok keyifli birkaç saat geçirerek 3 kadeh Vino Rosso (Kırmızı Şarap) devirdik:) Ben bayıldım bu olaya haliyle.. Sanıyorum ki öğlenleri 2, akşamları da en az 2 olmak kaydıyla içtiğim tüm Vino Rosso’lar bana yol-su-elektrik olarak geri dönmeyecekler..! (Bu Vino Rossolar kesinlikle “House Wine” denen şaraplardan, şişe değil..)
Venedik’e ulaşımı Vaporetto denen, bir nevi deniz minibüsü ile yaptılar. Bir tam gün boyunca daracık sokaklar, köprülerle birbirine bağlı sokaklar ve kanallar arasında kaybolduk Tolu ile. Kah o ünlü Venedik Karnaval maskelerine takıldık, kah Murano Cam İşçiliği’nin en güzel örnekleri ile süslü vitrinlere.. Arada topu 1 euro olan (ama topu da toptu hani:)) dondurmalarından tattık; ya da bir kafede soluklanıp kırmızı şarabımızı istediğimiz o güzel gözlü, esmer tenli İtalyan ırkından satıcılarla sohbet ettik.. Pizza mı? Herhalde tüm seyahatim boyunca, son 3 yıldır yemediğim kadar pizza yedim: Margaritası, Patlıcanlısı, Deniz ürünlüsü, enginarlısı…
Hep görmek için can attığım Piazza San Marco‘sunda (San Marco Meydanı) bol bol fotoğraf çektim sonra.. Koca meydandaki kuşları elleriyle besleyen bu 2 ufaklığa bayıldım.. St. Mark’s Basilica’sına (Dükler Sarayı) hayran hayran bakakaldım.. Gondol yolculuğu yapıp, “O Sole Mio” yu söyleyen şeker ve esprili gondolcularla kanallar arasında dolaştım, Grand Canal’a (Büyük Kanal) çıkıp, Rialto Köprüsünü seyrettim..
Hava, şansımıza hep açtı, sıcacıktı. Begonyalar, petunyalar ve yasemin çiçeklerinin bolluğuna, diriliğine ve canlılıklarına, pek tabi bir de renklerine hayran kaldık hep beraber.. Elimde fotoğraf makinem habire yeşil pancurlu, bitişik nizam evlerin pencere ve teraslarından aşağılara sarkan rengarenk çiçek dolu saksıları görüntüledim.. Evler ve sokaklar rutubet kokarken, ayaklarıma yürümekten kara sular inmişken, yanımdan yakınımdan geçen yakışıklı ve kır saçlı İtalyan erkekleri ile göz göze gelip, mutlu bir yüz ifadesi ile dolaşıverdik zamanın nasıl geçtiğini anlamadan 1 tam gün Venedik’te..
Ertesi sabah Roma’ya yola çıkmak için otelden ayrılırken Tolu, “Venedik harikaymış, bir daha gelelim, birkaç gün kalalım bu defa” dedi. Neden olmasın? Belki de bu defa bir Karnaval Zamanına denk getiririz seyahatimizi tam da Zeynep’in yaptığı gibi:))
ah Dilaracigim, yaktin beni, nasil guzeldi Venedik Maceram, aklima geldi simdi, biz tursuz gittigimiz icin bolca kayboluyorduk, ama Venedikte kaybolmak guzel, hele ki karnaval zamaniysa, her yanda maskeliler..sarap evlerine gittiniz mi o eski tarihlerden kalanlara..ayyy canim istedi sabah sabah…e belli mi olur seneye gideriz karnavala hep birlikte??? ben bu sefer kostumlu gideyim diyorum, ustu kaval alti sishane olmasin diye, gidelim gidelim gidelimmmmm! hem thy’nin venedik direk ucusu da basladi..kasintim tuttu gene…gunesli bir venedik gezisi, cok iyi yaptin, cokkkk…
dilayra’cım:)
sabah geldim, çayımı aldım ve başladım komşularımı tıklamaya ve bu sabah venedik’i okuyunca sanki bir an oraya gittim, meydan da dolaştım, akşamları rüzgar esti… hiç görmesem de…keşke seneye hep beraber gitsek değil mi, iyi fikir aslında;)….Gondollarla dolaşsak bol bol fotoğraf çeksek içim açıldı …
çokk tşkler çokkk…
sevgiler….
guzel bir tatil gecirmene cok sevindim canimcim. resimler harika gorunuyor. gezinin devami ile ilgili notlarini bekliyoruz merakla.
canlarım,
gerçekten de tam mevsiminde gitmişiz, bu sebeple çok memnunum.. hep beraber gitme fikri ise resmen içimi gıdıklıyor.. kim bilir?