Çiçek Delisi Oldum, Hadi Hayırlısı!

Karanfillerim

Hakikaten!

Çıldırmış gibi çiçeklerimle konuşuyorum sabah-akşam. Son 10 gündür-bu sabahı hariç tutuyorum yalnız!- sabahları istisnasız 05:00 civarlarında kurulmuş saat gibi uyanıyorum. İlk işim önce bir yatakta yattığım şekilde kendimi dinlemek oluyor:

“Hayır gerçekten de uykumu aldım mı? Keyif mi yapsam yatakta acaba? Şimdi gözlerim kapanacak mı acep, biraz daha böyle kalsam mı?” şeklinde.

Cevap, “Yok, yok. Gayet iyiyim. Uykumu almış ve artık günü karşılamaya hazırım. Eh öyle olsun o halde” diyerek iç ses olarak geliyor ve bunları dedikten sonra anında zıpkın tabir ettiğimiz şekilde yataktan kalkıyorum:) Sonra hemen evdeki tüm pencereleri açıyor, balkona çıkıyorum. İşte o andan sonra “sabah beşte hortlamış kadının çiçeklerle monoloğu” başlıyor! Hepsini tek tek okşuyorum:) Kuru yaprak görürsem temizliyorum, topraklarını parmaklarımla eşeliyorum. Bu arada kızıyorum bir kaçına. “Yani ayıp ayıp bak hemen yan saksıda ikamet eden sardunyam ne güzel açtı böyle, hatta ikinci çiçeklerini veriyor. Ya sen ne yapıyorsun? Yetişsene sen de ona” diye. Bazen de balkondaki asmaya dadanmış kuşlara kızıyorum. Onlar karşıdaki ağaçlarda öttükçe “Fena olacak bakın, uzak durun çiçeklerimden. Didikleyip durmayın şunların yapraklarını, yolarım kanatlarınız yakalarsam” şeklinde çıkışıyorum. Sonra çiçeklerimi suluyorum. Dayanamayıp yine okşuyorum bir kaçını falan:)

Bu arada tam da geçen yıl Mayıs ayında aldığım ve kurumaya yüz tutmuş olmalarına rağmen azimle onları da yanımda yeni evime taşıyıp, her gün konuşarak gözüm gibi baktığım orkidelerim de nihayet yeniden çiçeklenme çabasına girdiler:) 2010 fotoğraflarını da açar açmaz onlar ekleyeceğim hemen. Umuyorum ki daha uzun uzun zamanlar benimle olurlar.

Çiçeklerle işim bitmiyor sabahı geçirince. Akşam eve geldiğimde de aynı seremoniyi tekrarlıyorum. Sonra artık balkon-bahçeme çıkardığım masamın üzerini dergiler, ufak tabakta peynir-kraker ve Rose ile donatıyor ve iş sonrası keyfi yapıyorum. Son zamanlarda bir kaç arkadaşımı da ağırlama şansım oldu. Mutlu oluyorum işte orada geçirdiğim vakitlerde.

 

Hızlı ve oldukça dolu dolu geçirilmiş bir hafta sonu yaşadım bu arada, bir iki not düşeyim:

Cuma akşamı program çok keyifliydi yine. Aslı kuşumun getirdiği kurabiyelerle şenliklendi stüdyo:) Zavallı Selimcim:)

Cumartesi ODTÜ’de şenliklere gittik. Yıllardır gidilmediğinden bir heves bakalım dedik ne var ne yok diye. Quick China stand açmıştı! Bana ilginç gelen tek şey bu oldu:) Bir sürü değişik grup değişik yerlerde kurulmuş sahnelerde kendi telinden çalmaktaydı. Özellikle Karumcuk’un önünde bir nevi Woodstock havası sezdik:) Son 2 haftada 2 defa ODTÜ’ye gitmek iyi geldi yalnız. Her daim tekrarladığım şeyi bir defa daha diyorum: Okulumun gözünü seveyim:)

Up Town’da hızlıca bir bira sonrası yine nostalji kokan bir hareketle Arjantin Caddesinde bulunan Cafemiz‘e gittik. Tam oradayken beni arayan bir arkadaşım evine yemeğe davet etti beni. “Olur” dedim, attım kendimi evine. Yemekte süper muhabbet, dedikodu, eski günler derken güzel yemekler ve şarap eşliğinde bir kaç saat geçirdik. Ardından eve gidip üzerimi değiştirdim. Ver elini November! Bir kaç arkadaşımla buluştum, bir kaç eski arkadaşımla selamlaştım. Derken sonraki durak Manhattan oldu. Anonim harikaydı yine. İnanılmaz eğlendiğimiz bir gece daha bitti ve saat sabah 05:00 civarlarında eve geldik!

Pazar gününü sormayın, nasıl geçti ben bile bilmiyorum. Ama araya -her şeye rağmen- bir Eymir Gölü keyfi ile Kıtır’da kumpir sığdırmış bulunuyorum. Hafta sonuna veda ederken çiçeklerle konuşmayı ihmal etmedim tabi yine. Bu azimle devam edersem monologlarımın diyaloglara dönüşeceği umudunu taşımıyor değilim hani:) Olmaz olmaz dememek lazım!

Güzel bir hafta geçirin. Yine yoğun benim haftam. Hem gündüz, hem gece:)

Çiçek Delisi Oldum, Hadi Hayırlısı!” hakkında 10 yorum bulunuyor:

  1. bengü

    selam..yazını okuyunca kendimi görür gibi oldum evde balkonda küçük bir sera kurdum , domates ,tere ve nane büyütmeye kalkıştım çok heyecanlanıyorum.Bende petünya yok ama iyi fikir, benden sana tavsiye sakız sardunya al yada ben sana benimkilerden bir tane getireyim.
    Not : bizde çoluk çocuk yok acaba bu sebeple mi çiçeklere düştük..olsun yine de güzeller bire konuşsalar.

    Cevapla
  2. Berceste

    Bak bu cicek isi cok ciddi Dilara, soylemedi deme. Fena sariyor adami. Ben once fotografini cekmekle basladim, sonra bahceleri inceler oldum. Sonra botanik bahceleri ve derken kendi bahcemde bol bol cicek yetistirdim Ingiltere’de. Hizimi alamiyordum, cicekle yatip, cicekle kalkiyordum. Wallpaper’imdan tut, bloga kadar 🙂 Sonra farkettim ki bulasici, etrafimdaki tum arkadaslarim bana benzemeye baslamis. Simdi de evin 15 aylik kucuk hanimi Ciceeee hastasi oldu. Buldugu her yerde cici cici yapip, kokluyor. Ilk sumbul koklamakla basladi. Simdi sokaktaki otlara kadar herseyi kokluyor, ciceee deyip ispanagi yemiyor falan! Lale zamani onu lalelere goturduk, gozleri yerinden firladi ciceeee deyip. Acaba ben kotu birsey mi yaptim dersin?

    Cevapla
  3. Esen

    Sevgili Bengü, çiçek sevgisi çoluk çocuğa bakmaz. İnsanın doğanın içinde olma sevgisiyle bağdaşan bir meraktır bence. Sevgi dolu olan, alan değil, veren ruhlu insanların işidir. Di’cim, benim biraz gecikerek yavrularından ayırıp diktiğim zıpçıktı soğanlarından sana sözüm daim. Onlara benim kadar değer vereceğine inandığım için sana ayırmaya söz verdim zaten.Ama daha filiz bile vermediler güzelim. Hayırlısı. Hiçbirşeye yetişemiyorum bu sıralar. Çiçeklere su verdiğimde gelen, kasesine koyduğum suyu içen, yemlenen kumrum beni akışta geç kalmış sayılmam duygumu biraz olsun ayakta tutuyor. Aslında “ruhumun yetişmesini bekliyorum” oturuşuna çook ihtiyacım var şu sıra. Sevgiler…

    Cevapla
  4. selim

    Dilaracım, yayın hayatım bitecekti sizin kurabiyeler yüzünden az kalsın! Ucuz atlattık:)

    Cevapla
  5. dlayra

    bengucum,
    coluk cocukla cok ilgisi yok bence. tamamen guzellikleri, ve bize verdikleri pozitif enerji ile ilgisi var:) 6 tane sakiz sardunyam var zaten. ama menekseler artik omrunu tamamlamaya dogru gitttiklerinden sebep, sanirim o saksilara da ya petunya ya sakiz sardunya dikecegim. en guzel ve kalici cicekler onlar zira.. ama bilmiyorum elinde bir sakiz sardunya ile gelirsen hic de fena olmaz:))
    *
    bercestecim, benim kucukken cicek koklarken cekilmis bir kac fotografim var. annem bayilirdi o fotograflari bana anlatirken. boyle bezli popo havada, bir eliyle yuzune dusen saclarini tutan bir taraftan da cicek koklayan bir kiz cocugu:) cicek guzeldir, birak sevsin istedigi gibi:)
    *
    esencim ben bekliyorum, umutluyum:) filiz verecekler.. konusmayi mi ihmal ediyorsun acaba??
    ruhunun sana yetismesini nasil bekliyorsun acaba? sanirim orada bir problem var:)
    *
    sevgili selim,
    sen guclu bir yayincisin. boyle -ne kadar da lezzetli olsalar- 1-2 kg. kadar kurabiye seni dagitmamali:))

    Cevapla
  6. prometeus

    Sevgili DİLAYRA,
    Ne kadar uzun zaman olmuş web sayfana bakmayalı…Yine erguvanlar açtı yine senin sevdiğin ilk yaz sıcaklığı İstanbulumuzda kendini göstermeye başladı….”Orkidelerim yenden çiçeklendi” demişsin Büyükada da ise o kendini beğenmiş begonyalar yavaş yavaş açmaya başladı… Belkide senin gelmeni ve objektifini kendilerine çevirmeni bekliyorlar…Ne güzel şeyler yazmışsın MAYIS ayında…Yazdığın her satırında huzur,dinginlik buluyor laf aramızda azıcık da kıskançlık duyuyorum…Seni tanımasam da hiç görmemiş olsam da içtenlikle diyorum ki…”iyi ki varsın babasının ceylan gözlüsü” P: Motorcu abi iyi mi ? :))

    Cevapla
  7. sibel

    ciceklerle ilgilenmek bende de terapi etkisi yapiyor,zaten ciceksi bir ev balkon dusunemiyorum ben…ciceksiz kalmayasin dilaracim sen konustukca daha da cosuyor cicekler…sevgiler

    Cevapla
  8. dlayra

    prometeus:) ne guzel yillar sonra yine burada bir mesajini gormek:)
    erguvanlari kacirdim buyuk bir ihtimal ile, ama yeni heyecanlarim beni Buyukada’daki begonvillerim ile bulusturabilir yakin bir zamanda:)
    “motorcu abi” konusunda ise.. yollarimizi ayirali cok oldu kendisiyle, umuyorum ki hakikaten de cok iyi ve huzurludur:)
    *
    sibellacim ciceklerim beni deli ediyorlar:) her an balkon-bahcede, onlarin arasinda kah kitap okuyorum, kah rose iciyorum, kah sevdigim guzel dostlarimla yemek yiyorum. bu yaz cok fazla yayin yapacagiz oradan:))

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir