~Sümbüller, Laleler, Nisan 2008. İngiltere, Hastings~
Bir sürü şeyden bahsetmek istiyorum, biraz daldan dala atlayasım var. Hazır mısınız? Peki o halde:)
Önce bir güzel haber:
Hani benim bir arkadaşım vardı ya, eski Radyo Mydonose’cu, yeni yazar. Hani “Geceyarısı Öyküleri”nin yazarı, Selim Karakaya. Hah işte O ve arkadaşı, yine sıkı radyoculardan Banu Tarancı birlikte TRT’nin yeni Ankara Kent radyosunda bir program yapmaya başladılar: “Haftaya Paydos” ismi. Radyonun yayın frekansı 105.6. Cuma akşamları 20:00’de başlıyor ve 22:00’da sona eriyor. Her hafta bir konukları olacak. Hem o konukla söyleşip, hem de “Bu mu? Bu mu?” tarzı bir tartışma konusunu dinleyicilerden aldıkları feedbackler ve yorumlarla pekiştirip önümüze serecekler. Geçtiğimiz haftanın ve ilk programın konusu “Tunalı mı? Bahçeli mi?” idi. Benden de naçizane fikir sormuş Selim, ama ben çok geç gördüm mailini. Yine de hem kendi görüşlerimi paylaşmak hem de programa konuk olanların düşüncelerine yer vermek istedim burada. Zira bu bizim kendi ekürimiz arasında hep konuştuğumuz bir konudur. Katkı yapmak isteyen olursa yorumlarınızı bekliyorum:)
Şimdi bu soru bana sorulursa tabi Tunalı Hilmi demekten başka çarem kalmıyor. Her ne kadar sık sık yazılarımda, özellikle haftasonunda trafiği ve kalabalıklığıyla beni çileden çıkaran bir cadde olduğundan bahsediyor olsam da, Ankara’ya ilk geldiğim yıl olan 1993 Sonbaharından beridir yaşadığım yerdir benim Tunalı Hilmi! Yıllarca bu caddenin hemen başındaki sokakta yaşadım. Geçtiğimiz yıldan beridir de yine bu caddenin bittiği yer olan Kuğulu Parka yakın bir yerde yaşamaktayım. Benim herşeyimi hallettiğim tüm mekanlar burada, hemen 2 adım yakınımda.
Artık ilgili ilgisiz hepinizin bildiği güzelleşmek ve bakım için tek adresim Fatoş Abla’mın salonu burada. Tunalı’da Yapı Kredi Bankası’nın hemen karşısında. Yıllardır bu caddede bulunan Tavko’nun dışında hiçbir yerden tavuk ve shinitzel almam mesela. Kozmetik Mağazam, en sevdiğim cafe, dövme ve hızmamın yaratıcısı Cemal’in dükkanı, benim için bir klasik olan Tadım Pizza’mız, terzim, ayakkabı tamircim, takı tasarımcısı Burak, kitapçım, kahve dükkanım ve en favori parkım hep bu cadde üzerinde. Bahçeli 7. Cadde’ye toplasam 10 defadan fazla gitmemişimdir herhalde. Bana yabancı bir yer geliyor, alışamadım bir türlü. Nerede olursak olalım her Tunalı’ya dönüşte “Oh be, dünya varmış” deriz Ayşegül Sultan’la:)
Ama programa katılanlardan mesela, Bahçeli 7. Cadde’yi tercih edenler burayı daha bir aydınlık, daha bir sıcak buluyorlarmış özellikle yazın. Dar kaldırımları olmasına rağmen insanın üzerine gelen kocaman binaları yokmuş Cadde’nin mesela. Bir de Tunalı Hilmi insanlarını! daha bir burnu havada buluyorlarmış:) Tunalı orta üstü ve üst kesime hitap ediyormuş, bu durumda Bahçeli 7. Cadde’de daha normal, hatta üniversite öğrencisi bir sürü insan olurmuş:) Bilemiyorum, dediğim gibi ben oldukça nadir Bahçeli’de oldum. Belki sizin de farklı düşünceleriniz vardır bu konuda. Açıkçası bu ve bunun gibi Ankara’ya özel karşılaştırmaları dinleyebileceğiniz, katkıda bulunabileceğiniz bir program “Haftaya Paydos”. Bu haftanın konusu ise Eymir mi? Mogan mı? imiş. Düşünün bakalım bir.
~
Benim favori düğün fotoğrafçılarım Jessica ve Becker, Stockholm’den 4 günlüğüne İstanbul’a geldiler geçtiğimiz hafta tamamen spontan bir şekilde, plansızca. İlk uçak nereye ise oraya gideceğiz demişti Jessica:) Jessica’nın bu sayfasında, Becker’in ise bu, ve bu, ve bu sayfalarında güzel şehrimizin muhteşem fotoğraflarına yakından bakabilirsiniz. Türk Bayrağına bayılmışlar ikisi de, ve hemen hemen her gördükleri Türk Bayrağı’nın içinde bulunduğu kareleri ölümsüzleştirmişler. Paylaşmak istedim:)
~
Cumartesi günüm o kadar yoğun geçti ki bu hafta sonu, uzunca zamandır aynı gün içerisinde bu kadar fazla şey ile uğraşmamış, bu kadar değişik mekanlarda olmamıştım! Sabah 10:00’dan itibaren Fatoş Abla’mdaydık. Orada çaydı, kahveydi, faldı derken işlerimi halledip eve dönmem 13:00’ı buldu. Daha sonra saçtı, makyajdı, kıyafet seçimiydi gibi ufak! ayrıntılarla uğraşıp, 18:00’deki minik Defne’nin 1. yaşgünü partisine gittik. Defne, beni merak ve heyecanla takip eden çok tatlı Bahar’ın kızı:) Tesadüfen Sevgilimin annesi tarafından akraba çıktık! Defne’yi öpüp oradan Bu Otel’deki bir düğüne kaçtık 2 saat sonra. Oldukça hoş bir atmosferi vardı düğün salonunun, amma velakin müzik seçimleri ile bizi bitirdiler. “Hadi hadi hadi, ve Çekirge” falan çalmaya başladığında artık çantamı kaptığım gibi kendimizi zor attık otelden:) Oradan da Ayşegül’üm Sultanımın doğum günü için James Cook’da yerleşik eküriye katıldık. Eve döndüğümüzde saat geceyarısını çoktan geçmişti.
Malum, her aktif bir günün sonrası mayışık modda geçiyor ya, Pazar günümüz biraz öyleydi. Ama domestik tarafımı da devreye sokmayı ihmal etmedim. Sevgilim kurstan dönene kadar ütü ve yemek işlerimi hallettim, dolaplarımızı yaza hazır halde getirdim falan. Yağmurlu ve bulutlu Ankara’dan ne zaman sıcacık güneşli ve ılık Ankara’ya geçeceğimiz konusunda artık endişelenmeye başladım. Geçtiğimiz yıllarda hiç yağmur görmemiş, hemen sıcak havalarla haşır neşir olmuştuk. Şimdi de yağmurdan bıkar olduk, serinlik de cabası. Hala çizmelerimden kurtulamadım mesela:( Çok sıkıcı!
~
Önümüzdeki hafta sonu İzmir’e, Seferhisar’a yazlığa gidiyoruz. Anne ve babayı arabayla götürüp, yaklaşık 5-6 ay kalacakları yazlığa bırakıp, 19 Mayıs akşamı uçakla döneceğiz. Tabi bu arada da kısacık da olsa tatil yapıp, Alaçatı ve Çeşme’yi ziyaret edeceğiz. İyi geleceğini tahmin etmekteyim. Bu mevsimde Alaçatı’da özellikle daha az kalabalık olur diye düşünüyor, güzel fotoğraflar çekmeyi planlıyorum. Brumendiussum‘un mesela fotoğraflarına bayılmıştım geçen haftalardan izi kalan. Hadi hayırlısı:)
Güzel ve keyifli, ama lütfen biraz daha sıcak bir hafta olsun. Öpüyorum yanaklarınızdan.
Ben bu hafta bir sunum yapıp, bir ödev teslim edeceğim. O sebeple bu haftaya da bir yazı oldu:( Kızmayın olur mu bana?
merhaba dilaracığım,
kızarmıyız sana hiç sen sunumunu başarıyla gerçekleştir,ödevlerini teslim et,ve bize güzel fotolarla güzel tatlarla geri dön…:))
iyi haftalar ve güzel hafta sonları diliyorum…
sevgiyle kal…:)) öpüdün.
Dilaracıgımmmm, benim gibi haftasonu sınavı olan birine yapılır mı buuuuuuuuuu:D
gule gule gıdın gelin, bolca dinlen, eglen vee benım yerıme de bakın denize, maviye 🙂
optum
sevgili burcu, sana da güzel bir hafta ve sonu diliyorum:)
*
zynepcim:)
az kaldı, ama bitiyor bak.. sabır:)) birazcık sabır:))
bende öperim yanaklarından.
Dilaracım, yine öyle enfes şeyler yazıyorsun ki, “tanıttığın şeyler”in sahipleri zayıf kalıyor:)
Senin gibi usta bir gözlemci ve ayrıntıcının fikirlerini almamak beceriksizlik olur zaten, Eymir/Mogan yorumunu da (cevabını bilmeme rağmen!) bekliyorum.
Ayrıca, blogun takipçilerine de duyurmuş olalım, önümüzdeki haftalarda seni programa konuk edeceğiz… Buraya yazarak hayır deme şansını da ortadan kaldırmış oldum böylelikle! Sana sanatçı kaprisi yaptırmayacağım:)
Şekerim Dilara;
Bende Tunalı Hilmi de Tapasa bayılırım.Cambo da köfte, Bekride 2 duble rakı içerim.Kuğulu parkı,Pasajı,Mağazaları Cafelerini esnafınıda severim.Saatimin pilini bile Tunalıda değiştiririm.Kuaför
Şerefe giderdim. Şimdilerde yok artık.Tunalıda olan herşeyi severim ben. Bahçeli deyince aklıma bişey gelmiyor.Bildiğimiz 7.Cadde işte….
Güzel geçir günlerini.
selim’cim hakkaten mahçup oluyorum bak:)
ayrıca program falan deyip de benim yüreğime indirme ne olur! ben 2 saat boyunca iki usta ve güzide radyocunun arasında ne yaparım? ya, aşkol ya…
*
sevgili Alev:)
bak Bekri’ye gitmeyeli ne kadar olmuş, sayende hatırladım:)
sana da güzel bir hafta dilerim.
Dilara slm,
Ankaraya gelince niçin gözlerim seni aramış şimdi anladım ve yazıyı okuyunca inanamadım. Biz de Tunalı’nın başında, Kuğulu Parkın karşısında Divan Otel’de kaldık ve Tunalı’da dolaşıp bir şeyler yedik. Meğer ne kadar yakınmışız :))
Alaçatı’dan bol bol resim çekip bizimle paylaşırsan mutlu olurum 🙂
Bu arada Selim Bey’in kitabını senin blogunda okuyup almıştım ve çok beğendim, emeklerine sağlık demek istiyorum buradan senin aracılığınla.
Radyo programı acaba internetten dinlenebiliyor mudur, her ne kadar Anlaralı olmasam ve Ankara’da yaşamıyor olsam da dinlemek isterim özellikle senin katılacağın programı 🙂 (bu arada ben de katılman için emri vaki yapmış oldum sanırım :))
Bu arada Sunumunda başarılar.
Sevgiler
Gamze
sevgili gamze,
Alaçatı ve Çeşme hayallerim hafta sonu kampüste bir iş için görevlendirildiğim için askıya alınmış durumda:( sorma çok üzgünüm. yanan biletlerime mi, yoksa neredeyse 1 aydır hevesle beklediğim sevgilimle yaptığımız planların güme gitmesine mi üzüleyim bilemedim. hayırdır inşallah diyorum sadece. evde 4 gün yalnız kaldım:(
radyo programı netten de dinleniyor bildiğim kadarıyla. Selim’in bloğuna yönelteceğim seni, orada detaylar var. tüm güzel dileklerine teşekkürler:)
Gamze,
Dilara aracılığıyla ben de teşekkür etmeden geçmek istemedim…
Hep beraber baskı yaparsak Dilara’yı da yayınevime yönlendirebiliriz, ve onun kitabını da elimize alabiliriz belki ne dersiniz:)
Radyo webden dinlenebiliyor bu arada; http://www.trt.net.tr/Canli/anasayfa.aspx?kanal=KENT&slv=0
Sevgiler.
Merhabalar,
12 senedir Tunali ve Bahceli merkezli yaşayan bir insan olarak ben de kesinlikle Tunalı diyorum.Tabii tercih sebepleri yaşanmışlıklarla paralel olarak değişiyor bence.Ben Bekrinin yeri neresi bilemedim.Bilgilendirirseniz bi ziyaret ederimm :)))
ah selim ya..
yaramı deşmeyin.. bir kitap en büyük hayalim bu dünyada.
ama sanırım kitaba odaklanabilmek için senin gibi uzuncaa bir süre askerlikvari bir şeylerin içinde olmalıyım:)
*
sevgili ful,
Bekri Meyhanesi, Tunalı Hilmi Caddesi üzerinde bulunan Ayakkabı Dünyası’nın tam üzerinde yer alıyor. Meyhane, ama salaş ve ufak değil. hafta sonları özellikle fasıl falan oluyor. eğlenceli kutlamaların çoğunu orda yapar bizim grup. ayrıca başbaşa sevdicekle gidilip 2 kadeh içilip, herkes gelmeye başlarken saat 9 civarlarında ayrılmak da çok keyiflidir:)
Dilara slm,
Hafta sonu güme gitmiş, ama üzülme her işte bir hayır vardır 🙂
Selim Bey, (bilemedim Selim mi desem Bey mi desem )
En büyük zevkim havalar ısınınca balkonda kitap keyfi, geçen gün tekrar aldım kitabınızı elime kenarlarına notlar alırım ben okuduğum kitapların onlara baktım, mutlu oldum 🙂
Baskı yapmak konusunda ben destekçinizim, hem kitap için hem de programa katılması için Dilara’nın 🙂
Netten dinlendiğine sevindim, teşekkürler her ikinize de bilgi için
Sevgiler
Gamze
tunalı tasviri şahane olmuş! ben ki ankara yı hiç sevmeyen biri olarak tunalı ya gidince uzaklaşıyorum gerek cafe des cafes in arka bahçesi, gerek kuğulu park, gerek cafe lins in bahçesi… 🙂 cadde de her şeyin olmasıda cabası. bir de bende o haftasonundan istiyorummm!
sevgili irem,
Ankara’yı sevmeyen bir gün buradan gidiyor inan bana, bir şekilde mutlaka! sen de ben de bunu yapacağız gör bak:)
hafta sonum yazdığım gibi değil, ama bence daha da bir güzel oldu. ayrıntılar az sonraaa:)
öperim,
Gamze,
(Ben “hanım” demediğime göre!:) )
O kitabın yanına alınan notlar var ya, birileri bana onlardan bahsettiğinde nasıl merak ettiğimi tahmin edemezsiniz… Galiba yazmanın en güzel tarafı bu zaten…
Di mi Dilaracım? (itinayla baskı yapılır, üstelik çaktırmadan!)
🙂
hahaha.. ilahi Selim:))
Lots of various persons understand the basic keys of definition essay accomplishing, nevertheless that does not mean they would compose supreme quality essay papers, but a custom writing service could help to create the critical essay of A+ quality and show writing skills of some students.