Bugün aldım haberi.
Annemin teyzesi, “teyzoşum” Şükran teyzemin eşi, yaşayan en eski Cumhuriyet bestecisi eniştem Faik Canselen 17/09/2009 tarihinde 98 yaşında İstanbul’da vefat etmiş:(
Teyzoşum ve Faik eniştem ile Ankara’da yaşadııkları yıllarda ayda birkaç defa görüşmeye özen gösterirdik. Teyzoşum, rahmetli tontonum, anneannemin de ufak kız kardeşi olması sebebiyle hayatımızın hep içindeydi. Rahmetli anneannemin yaşadığı dönem ayda bir defa biraraya gelirler ve mutlaka en sevdikleri şey olan “döner yemeye” giderlerdi:) Eskiyi yad eder, bir sürü anıyı tekrar tekrar anlatır, güler, bazen ağlar birbirlerine sarılır “canım kardeşim” derlerdi.
Sonra anneannem vefat etti ve ben teyzoşuma ziyarete gitmeye başladım. Faik eniştemi her zaman masasının başında elinde ucu incecik açılmış kurşun kalem ve bir sürü bembeyaz kağıt ve cetvelin arasında bulurdum. Hala notalarını cetvelle tek tek çizerek oluşturduğu bembeyaz kağıtların üzerine kurşun kalem kullanarak yazardı. Benide çok severdi. Herşeyden önce çok takdir ederdi. Annem ve babamdan ayrı, zor bir süreçten geçtiğimi bilir, kendi ayaklarım üzerinde durmaya çalışarak sahip olduğum herşeyi bu nedenle öve öve bitiremezdi. Bana hep güzel öğütler verirdi, ki hepsi aklımın bir köşesindedir hala. Bana Cumhuriyet dönemini, Atatürk’ü, Atatürkçü olmanın ne demek olduğunu, çalışmayı, üretmeyi, hiç boş durmamayı, dürüstlükten ödün vermemek gerektiğini anlatmıştır her gidişimde. Tekrar tekrar.
Bazen keyfi yerindeyse piyanosunun başına geçer bana hem kendi eserlerinden hem de hayranı olduğu bestecilerden eserler çalardı. Günde en az birkaç saat antreman yaptığını söylerdi paslanmamak için. Ki ben onu en son gördüğüm 3 yıl öncesine kadar bu ritüeli hiç bozmadı!
İyi ki onu tanımışım. 2 defa CSO’daki adına düzenlenen ve eserlerinin çalındığı konsere gitmiştim. Gürer Aykal’a merhaba diyebilmiştim kendisi eniştemin elini öperken. Bir önceki Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer’in elinden “Sevda Cenap And Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası”nı aldığında ben de oradaydım, MEB Şura Salonunda 8 Aralık 2003 günü. Çok gururlanmış, hiç teklemeden konuşmasını yapmıştı. Ardından O’nun için ODTÜ Mezunlar Derneği Bülteni için 2004 yılının Ocak sayısına bir yazı yazmıştım “Yaşayan Bir Cumhuriyet Bestecisi: Faik Canselen” diyerekten ve kendisine ithaf etmiştim o 2 sayfalık yazıyı.
Işıklar içerisinde olduğuna eminim. “İleri” Marşını O’nun yazdığını öğrendiğimde gururla söylemiştim televizyonda çalarken bir Cumhuriyet Bayramı’nda:)
“Yürü, bu yol şeref zafer yolu.
Karşında bekliyor seni tanyeri
Yürü, atıl devir karanlığı
Durma yürü, haydi ileri.
Varsın gel desin sana
Yeşil gölgeli camlar
Ninni fısıldayan dereler
Şen nameler, gülen bir boğaz.
Hayır, sakın yolunda kalma sen.
Dağları yıkan gücünle sars her yeri
Atam diyor, öğün çalış güven
Durma yürü, haydi ileri..”
Allah Rahmet Eylesin SEVGİLİ ENİŞTEM Faik Canselen.
Dilaracım,
Duygulanarak ve gururla okudum yazdıklarını.Başınız sağolsun. Bu ülkede gittikçe yok olan asil bir Beyefendiyi kaybetmişiz. Haberimiz yok.Çok üzüldüm…
canim basiniz sagolsun…bir asirlik dolu dolu ya$anmi$ bir hayat… ne diyecegimi bilemiyorum…cok uzuldum..
En sevdigim marslardan biridir benim Ileri marsi…Senin vasitanla az da olsa yazari hakkinda ilk elden bilgi edinmek cok guzel ama o guzel insani kaybettigimizi ogrenmek de bir o kadar uzucu…Basiniz sagolsun, Faik Bey’in mekani cenneti olsun…
Dilaracım başınız sağolsun. Gözlerim doldu yazını okurken…
Ömrünün sonuna dek çalışan, üreten böylesine değerli bir insan eminim ki
bir çok gence örnek ve ilham kaynağı olacaktır.
Nur içinde yatsın..
Sevgilerimle
Dilara ailecek basiniz sagolsun. Anlatigin kadariyla degerli bir insanmis. Keske hepimiz o’nun kadar uzun yasayip hem kendimiz hem yasadigimiz topluma birseyler verebilsek/birakabilsek de arkamizdan boyle senin andigin gibi guzel anilsak =)
merhaba dilaracığım,
başınız sağ olsun,nurlar içinde yatsın mubarek günlerde gözlerini yummuş 🙁
mekanı cennet olsun…
sevgilerimle…
mutlu ve huzurlu bayramlar diliyorum
öpüldün sevgiyle kal :))
sevgili arkadaşlarım,
hepinize teşekkür ediyorum.
O’nun gibi birini tanımış olmaktan memnunum. Bana yapmak istediklerim, bu hayata bırakmak istediklerim konusunda güçlü ve erdemli olmamı hatırlatıyor.
sağolun.
sevgili dilara,
Bende başsağlığı diliyorum, mekanı cennet olsun.Ne mutlu ona arkasında böyle güzel ve başarılı bir hayat bırakmış.Sende bu hayatın bir parçası olmuşsun.Ne güzel insanın öldükten sonra onurla anılması.
sevgili dilara, başınız sağolsun. hayatta sana güçlü olmayı öğreten birini kaybetmek oldukça zordur ama sen daha da güçlüsün biliyorum ki…
sevgili sevda ve sema, sağolun.
ben her zaman çok güçlü olamıyorum tabi.
ama daha yapacak bir sürü şeyim var, bırakacak tonlarca izlerim olacak bu dünyada diye düşündükçe küllerimden doğuyorum sanırım. have to!
dilayra hepimizin basi sagolsun…
mekani cennet olsun..ne mutlu taniyip feyz alabilmene…
İleri marşını ne kadar severek söylerdik küçükken! En başta bunu bize hatırlatarak tüm sözlerini yazdığın ve oğluma doğru şekilde aktarabilmemi sağladığın için teşekkürler. Çünkü yeni eğitim sisteminde eskisi gibi şık seçimler yapılmayabiliyor ve unutuluyor böyle bazı üretimler. Sevgili enişten, Faik Canselen’e de Allah’tan rahmet dilerim. Bir üreten! olduğu için en çok da. Anneanne, dede yokken annenin eniştesi dede gibi olur bilirim. Kaybın için başın sağolsun.
The home loans are essential for people, which would like to ground their business. As a fact, that is easy to receive a student loan.